Çocuklara yasaklamayın soru sorun!

29 Nisan 2018

Western Sydney Üniversitesi’den araştırmacı Joanne Orlando çocuğunuzla sosyal medya kullanımı ve yalan haber tespiti konusunda kuracağınız açık iletişimde kullanmanız gereken beş soruya işaret ediyor.

Çocukların internet kullanımı engellenmemelidir. Aksine; yetişkinler, çocukların dijital dünyayı kavraması, yalan haber ve yanlış bilgiyi anlamalarını sağlamak için birer rehber rolü üstlenmelidir. Sosyal medya kullanıcılarının yaş düzeyi giderek düşerken, çocukların yalan, yanlış haberlere veya destekleyici içeriklere maruz kalması birçok araştırmanın da konusu olmaya devam ediyor. Boğaziçi Üniversitesi’nden Bilimfili internet sitesinin kurucusu Gürkan Akçay’ın “Çocukların yalan haberleri ve yanlış bilgileri saptamasına nasıl yardımcı olabiliriz?” başlıklı makalesi buna en iyi örneklerden biri.

Akçay’a göre; çocukları sürekli gözetim altında tutarak, yasaklayarak bu soruna çözüm üretemeyiz. Bilginin ayırt edilmesi ve değerlendirilmesi noktasında çocukla açık iletişim kurmak daha etkili. “Sahte haberleri saptayabilme işi, ‘farklı olanı bul’ oyunlarına benzer” diyen Akçay “Amacımız; çocukların bu karmaşık çevrimiçi dünyadan yalnızca sağ kurtulmalarına yardımcı olmak olmamalıdır.

Yazının Devamı

Medya “intihar”ı seviyor

22 Nisan 2018

İntihara ilişkin haberlerde en doğrusu; haberin kullanılmasına ilişkin çok sağlam bir gerekçe yoksa hiç kullanılmaması. Türk Psikologlar Derneği bu tür haberlerde uzmanların bilgilendirici ve tedaviye yönelik açıklamalarına yer verilmesini öneriyor.

Türkiye medyasının intihar haberleriyle ilgili etik kuralları var: Gazeteci sadece kamuoyunu ilgilendiren politik ya da ünlü kişilerin intiharı ile kriminal öneme sahip intihar vakalarını haber yapabilir. Bu tür istisnai durumlarda bile intiharın yöntemine ilişkin özendirici ve öğretici ayrıntılara yer verilmemeli, intihara ilişkin fotoğraf ve görsel malzeme kullanılmamalıdır. Dünya medyasında da durum farklı değil. The Guardian, BBC gibi birçok medya kuruluşunun toplu intiharlar veya kamuya mal olmuş kişilerin intiharlarının dışında intihar haberlerinin verilmemesi yönünde kararı var.

Ortak görüş; intihara ilişkin bir haberin görülmesi gerekiyorsa da öncelikle intiharın haber değerinin mutlaka sorgulanması, olası etkilerinin ve sonuçlarının düşünülmesi ve toplumu etki altında bırakacak genişlikte yayın yapılmaması gerekiyor. Olay çok dikkatli bir üslupla aktarılmalı, haberlerde intihar yönteminden bahsedilmemeli, kullandığı ilaçların

Yazının Devamı

Okurun medyadan arzuhâli

15 Nisan 2018

Üniversitelerin medyadaki hak ihlalleri konulu atölye çalışmaları medya ombudsmanlarının görevinin sadece çalıştıkları kurumun haberleri ve okur şikayetleriyle sınırlandırılamayacak bir öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor

Türkiye medyası “Ombudsman”ı, görev alanı ve tanımı daraltılmış “Okur Temsilcisi” olarak benimsedi. Ancak dünya medyasının önemli bir bölümünde ombudsmanlık artık okur şikayetlerinin çok ötesinde yeni medya düzeninin yeniden yapılanması, yeni kavramlar ve sürekli güncellenen meslek etiği kurallarıyla birlikte değerlendiriliyor. Özellikle sosyal medyadaki bilgi kirliliği gibi sorunlu alanlar kurumu daha da işlevsel hale getiriyor. Dolayısıyla medyadaki hak ihlalleri ve bunun olası sonuçları değerlendirildiğinde, ombudsmanlığın sadece kurumun kendi haberleriyle sınırlandırılamayacak bir öneme sahip olduğu ortada.

Ombudsmanlar bir arada

Kıbrıs’ı ombudsmanlık kurumuyla ilk tanıştıran, KKTC’de oluşturulan Medya Etik Kurulu üyelerinden Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, üniversitenin “Yeni medya” etkinliğinde gazetelerin okur temsilcilerini bir araya getirdi. Hürriyet Gazetesi’nden Faruk Bildirici, Sabah Gazetesi’nden

Yazının Devamı

“Medyanın “Suriyeli” algısı

8 Nisan 2018

Suriyelilerle ilgili, medyanın kamuoyunda “ekmek elden su gölden” şeklinde yarattığı algı sosyal medyada ırkçı söylemlere dönüşüyor.

Dünya politikasında ciddi bir ağırlığı olan Suriye derin bir konu. Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi’nde Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, Suriye halkına yardım gibi konularda mutabık kalınırken, birçok ülke de kendi bünyesinde yer alan çoğu Suriyeli göçmenlerin uyum politikaları üzerine raporlar hazırlıyor. Bu ülkelerden bir de Türkiye.

Ancak medya göçmenlerle ilgili hazırlanan uyum raporlarını yayımlamak yerine, konuyu sadece sayısal sonuçları üzerinden değerlendiriyor. Toplum bilimcilere göre; bu durum sosyal medyada göçmenlere yönelik ırkçı ve nefret söylemlerinde iyileştirici bir etki yaratmıyor. Aksine göçe yönelik sadece rakamlardaki tırmanışı haber yapmak, göçmenlere yönelik tepkilerin giderek artmasına sebep oluyor. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Mülteci Hakları Alt Komisyonu’nun hazırladığı “Göç ve Uyum Raporu”nu bazı gazetelerin sadece “Türkiye’ye yerleşenlerin sayısının 3 milyon 424 bine ulaştığı” bilgisiyle haber yapmaları gibi.

Göçmenler üzerine yaptığı çalışmalarla adını duyuran Prof. Dr. Cem Terzi de toplumda özellikle

Yazının Devamı

Avrupa da sahte haberden muzdarip

1 Nisan 2018

26 bin AB vatandaşına sahte haber hakkındaki kanaatleri ve haber kaynaklarına olan güvenleri soruldu. Katılımcılara göre en güvenilir haber kaynağı yine geleneksel medya.

Sahte haberin Avrupa’da da giderek yaygınlaşması çeşitli kurum ve kuruluşların araştırmalarına konu olmaya devam ediyor. Reuters Gazetecilik Çalışmaları Enstitüsü, Google’ın desteğiyle geçtiğimiz günlerde sahte haberlerin etkisini ölçmeyi amaçlayan bir rapor yayımladı. “Avrupa’daki sahte haberlerin ve çevrimiçi dezenformasyonun ölçülmesi” başlıklı rapor, UiT The Arctic University of Norway Dil ve Kültür Bölümü öğretim üyesi ve Sarphan Uzunoğlu’nun çevirisiyle Journo haber sitesinde yayımlandı. Rapora göre yalan haber yayınlayan sitelerin trafiği tanınmış haber platformlarına göre çok daha az; ancak bu içerikler sosyal medyada daha fazla etki yaratıyor. Yani “Yalan haberi okuyan yok paylaşan çok.”

Araştırmada İtalya ve Fransa’nın medya alanları baz alınıyor. Yalan haber üreten sitelerin etkilerini ölçmek için sitelerin Facebook’ta elde ettiği etkileşimlerin sayısı, web sitesi trafikleri gibi değişkenlere bakıldığında sosyal ağlarda yalan haberin güçlü ancak web sitelerinde zayıf olduğu dikkat çeken sonuçlardan

Yazının Devamı

Medya insan sağlığını alay konusu yapamaz!

25 Mart 2018

Beyninin sağ tarafında oluşan hava boşluğu sebebiyle şiddetli baş ağrıları çeken bir hastayı “beyinsiz” olarak tanımlamak, haberi ‘laubali’ bir dil üzerinden okurla paylaşmak gazetecilik değildir.

Türkiye medyasında bazı gazete ve haber siteleri, dış kaynaklı bir sağlık haberine yer verdi. Söz konusu haberi kullanan medya organlarının attığı ortak başlık şöyle: “Baş ağrısıyla hastaneye gitti beyinsiz olduğunu öğrendi”. Haberde “İrlanda’da yaşayan 84 yaşındaki bir hastanın baş ağrısı şikayetinin yanı sıra sol tarafından bir ağrı ve yürümede güçlük çekme gibi şikayetlerle hastaneye başvurduğu bunun sonucunda çekilen MRI görüntüsünün ardından hastanın beyninin sol tarafının olmadığı belirtildi” ifadelerine yer veriliyor. Türkçede “beyinsiz” aşağılamak, alay etmek, küçümsemek anlamında kullanılan argo bir deyim…

İnsan sağlığı ile ilgili haberler bir mizaha konu olabilir ama insan sağlığını ilgilendiren bir haberi “beyinsiz olduğunu öğrendi” gibi ‘laubali’ bir dil üzerinden okurla paylaşmak gazetecilik midir? Üstelik tıp literatüründe “beyinsiz” gibi bir ifadeye rastlamak mümkün bile değilken, haberi bu şekilde yorumlamak kişiyi rencide etmenin ötesinde, benzer sorunları yaşayan okura da

Yazının Devamı

Medyada su-i misal emsal olmaz!

18 Mart 2018

Bir uçak kazasında 11 genç kadının hayatını kaybetmesine yönelik cinsiyetçi nefret söylemleri sadece ayrışmanın değil, toplumsal çürümüşlüğümüzün de bir göstergesi sayılmalı.

Türkiye son yıllarda acılarını yarıştırıyor; herkes kendi kaldırdığı cenazesine duyarlı, başkalarının başarısına, sevincine, kayıplarına ise kin ve nefret kusuyor. İkisi de çok tehlikeli. Her türlü aşırılık; kendisine saygısını yitirmiş ezik bir toplumun, başkalarının hayatına imrenme ya da haset etmenin bir tezahürü, toplumsal kutuplaşmanın da bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

Bir uçak kazasında 11 genç kadının hayatını kaybetmesine yönelik cinsiyetçi nefret söylemleri sadece ayrışmanın değil, toplumsal çürümüşlüğümüzün de bir göstergesi sayılmalı. Buna karşın Milliyet muhteşem bir başlık atmış. Hepsi başarı hikâyesi… Hepsi iyi eğitimli, çoğu kendi markalarının kurucusu… Geride bıraktıkları başarı hikâyeleriyle anılacaklar…

Ve Türkiye medyası ilk defa hayatının baharında yaşamını yitiren bu kadınlarla ilgili sosyal medyanın cehaletle beslenen saldırgan, acımasız, ağır hakaretlerine karşı sesini yükseltti. “Ölenin etnik kimliğine, dini inancına, yaşam biçimine, ideolojisine, ekonomik gücüne bakarak mı neye

Yazının Devamı

Sosyal medya tüyoları

11 Mart 2018

Amerikan Basın Enstitüsü’nde Hesap Verebilirlik Gazeteciliği Müdürü olarak görev yapan Jane Elizabeth, Mediashift için kaleme aldığı araştırmasında sosyal medya gazetecilerine başarının yolunu çiziyor.

Amerikan Basın Enstitüsü’nde Hesap Verebilirlik Gazeteciliği Müdürü olarak görev yapan Jane Elizabeth, Harvard Üniversitesi’nin de desteği ile sosyal medya üzerine çok önemli bir çalışmaya imzasını attı. Özetle şunu diyor: “Evet medya değişti ama sosyal medya da hızla değişiyor. Bilgiye ulaşma kaynağı tamamen değişiyor. Dolayısıyla sosyal medya gazetecilerinin de öğrenmesi gereken çok şey var.”

Daha önceki benzer çalışmalar da bu yönde. Örneğin 2008’de dünyanın yüzde 24’ü sosyal medyayı kullanıyordu. Bugün, bu oran yüzde 81’lere ulaştı ve bu büyüme hızla devam ediyor. Yanlış bilgilendirme, bu platformların çoğunu kirletiyor ve sahte içeriği dağıtmak için var olan web siteleri büyüyor. Sadece Google’da 2016 yılında bu tür en az 340 site vardı.

Sosyal medya endüstrisi büyüdükçe pek çok haber merkezinde sosyal medya gazetecilerinin önemine vurgu yapan Elizabeth, ancak sosyal medya gazetecilerinin hâlâ gazetecilik misyonunun ayrılmaz bir parçası olarak görülmediğini de belirtiyor. Yine de

Yazının Devamı