Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İntihara ilişkin haberlerde en doğrusu; haberin kullanılmasına ilişkin çok sağlam bir gerekçe yoksa hiç kullanılmaması. Türk Psikologlar Derneği bu tür haberlerde uzmanların bilgilendirici ve tedaviye yönelik açıklamalarına yer verilmesini öneriyor.

Türkiye medyasının intihar haberleriyle ilgili etik kuralları var: Gazeteci sadece kamuoyunu ilgilendiren politik ya da ünlü kişilerin intiharı ile kriminal öneme sahip intihar vakalarını haber yapabilir. Bu tür istisnai durumlarda bile intiharın yöntemine ilişkin özendirici ve öğretici ayrıntılara yer verilmemeli, intihara ilişkin fotoğraf ve görsel malzeme kullanılmamalıdır. Dünya medyasında da durum farklı değil. The Guardian, BBC gibi birçok medya kuruluşunun toplu intiharlar veya kamuya mal olmuş kişilerin intiharlarının dışında intihar haberlerinin verilmemesi yönünde kararı var.

Haberin Devamı

Ortak görüş; intihara ilişkin bir haberin görülmesi gerekiyorsa da öncelikle intiharın haber değerinin mutlaka sorgulanması, olası etkilerinin ve sonuçlarının düşünülmesi ve toplumu etki altında bırakacak genişlikte yayın yapılmaması gerekiyor. Olay çok dikkatli bir üslupla aktarılmalı, haberlerde intihar yönteminden bahsedilmemeli, kullandığı ilaçların isimleri yazılmamalı. Ama en doğrusu; haberin kullanılmasına ilişkin çok sağlam bir gerekçe yoksa hiç kullanılmaması.

Medya “intihar”ı seviyor

İntihar üzerine araştırmalar yapan uzmanlar da “İntihar haberleri benzer sorunları yaşayan insanları cesaretlendirmekte” diyerek medyayı her defasında uyarıyor. Türk Psikologlar Derneği medyadaki intihar haberleri üzerine yaptığı bir açıklamada şöyle diyor: “...İntihar karmaşık bir olgudur, bir ya da birkaç nedene indirgeyerek açıklamak zordur ve yanıltıcıdır... Herhangi bir intihar olayı haber olarak verilecekse de, mümkün olduğunca görselleştirilmeden ve dramatize edilmeden, duygu yükü olmayan, yalın, kısa ve öz bir anlatım ile sunulmalıdır. Zira intihar sürecinin ve yöntemin detaylı tanımı, özellikle ergenler, genç yetişkinler ve de depresyona ve intihara eğilimli kişiler için özendirici bir rol model olma, taklit edilme olasılığını artırır. Pek çok bilimsel araştırma bu riskin altını çizmektedir. İntihar haberi yayımlanırken, uzmanların bilgilendirici, destek ve tedavi yöntemlerine dair yol gösterici açıklamalarına yer verilmesi önemlidir.”

Haberin Devamı

Ancak geçtiğimiz hafta dört yıldır iş bulamayan sosyal bilimler öğretmeni genç bir kızın intiharına ilişkin yayımlanan haberler, sosyal medyanın da gündemine oturdu. Bir partilinin Twitter hesabından bu intiharı “Demek ki ateist deistmiş gittiği yer de cehennemdir. Bir de CHP’nin bir oyu daha azaldı” şeklinde yazdığı ve bu yorumuna da gülen surat emojisi koyduğu iddia edildi. Söz konusu tweet yalanlandı ve “hesabın ele geçirildiği” iddiasıyla savcılığa şikâyette bulunuldu.

Sayısız nedenleri var

Bir intiharı siyasete alet etmek ya da sahte bir hesap üzerinden bir insanı söylemediği sözler nedeniyle hedef haline getirmek gibi konular da intihar haberlerinin toplumda yaratacağı etkileri araştıran uzmanlar için yeni bir alan olmalı. Araştırılmaya muhtaç konulardan biri de medyanın intihar haberlerine sürekli olarak bir gerekçe üretmesi ya da her intihar olayının ardından ölenin “psikolojik sorunlar” yaşadığı ya da “psikolojik tedavi” gördüğü yönünde ifadelere dayanaksız bilgilerle yer vermesi.

Haberin Devamı

Oysa iki yıl önce Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) hazırladığı rapora göre, dünyada her 40 saniyede bir kişi intihar sebebiyle ölüyor. “İntiharı önlemek” adlı rapor bugüne kadar hazırlanan en kapsamlı rapor. Rapora göre, intihar günümüzde tüm ülkelerdeki ölümlerin ilk 10 nedeni arasında sayılırken son 45 yılda yüzde 60 oranında artış gösteriyor. Ve sayısız nedenleri var. En önemli nedeni de dışlanmak. Dolayısıyla intihar vakalarını tek tek gerekçe üreterek vermek yerine ciddi bir araştırmayla soruna çözüm üreten haberlere yer vermek çok daha sağlıklı.

Hem övgü hem yergi

Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre;
18 yaş grubuna kadar olan herkes “çocuk” kabul edilir. Buna rağmen çocuk istismarlarına yönelik suçlarda cezaların artışına yönelik yeni düzenlemeler sevindirici olmakla birlikte, bu cezalara 12 yaş sınırlaması getiriliyor. Yani 12 yaşın bir gün altı ya da 12 yaşın bir gün üstü olan çocuğa yapılan tacize farklı iki ceza uygulanacak. Amaç, çocuk istismarını örtmek, erken yaş ve kayıt dışı evlilikleri meşrulaştırmak değilse medyanın neden 12 yaş sınırı getirildiği sorusuna da yanıt bulması gerekir. Üstelik kanunda bile rıza yaşı 15 olarak belirlenmişken… 12 yaş uygulamasının sadece nedenleri değil, olası sonuçları üzerinde de durulması gerekir. Sorunu sadece kadın yazar ve gazetecilerin dile getirmesi de medyadaki cinsiyetçi algının gerçekte hiç değişmediğini ortaya koyması açısından oldukça düşündürücü. Belki bir kadından ruhen “çocuk” yaratabilirsiniz ama bir çocuktan “kadın” yaratamazsınız! Dolayısıyla ahlaken kız çocuklarının tacizini görmemezliğe gelenler, bu sorunu meşru hale getirmek isteyenler kadar sorumludur.

Haftanın fotoğrafı

Çocukları güldürmeyen, kalplerine korku salan bir dünya ölü doğmuş bir çocuktur. Yarın çocukların 23 Nisan Bayramı kutlu olsun...

Medya “intihar”ı seviyor