Geldikleri gibi giderler

27 Ağustos 2013

Geçtiğimiz çarşamba günü Fed’in temmuz ayı toplantısının tutanaklarının açıklanması diğer gelişmekte olan ülke piyasaları ile birlikte Türkiye’de de fırtınalar estirdi.
Dolar kuru tarihi zirvesine erişerek 2 TL sınırına dayandı. Bir kere daha piyasaları anlamakta zorluk çektiğimi itiraf etmem gerekiyor. Çünkü Fed tutanakları bence ortalığı böylesine karıştıracak bir bilgi içermiyordu. Önceden de bildiğimiz FOMC üyeleri içindeki ayrışma bir kez daha gözler önüne geldi.
Bu sefer de tutanaklarda çıkış takvimine dair daha güçlü ipuçları bulunamamasının yarattığı tedirginlik yabancı sermaye çıkışını tetikledi.

Buralara nasıl geldik?
ABD Merkez Bankası Fed’in 2007 Ağustos ayında patlak veren finansal kriz sonrasında başlattığı gevşek para politikası, piyasalara emsali görülmemiş miktarlarda para pompaladı.
Fed ilk olarak politika faizini kademeli olarak sıfır alt sınırına kadar çekti. Ancak krizi takip eden ekonomik yavaşlama sıfır faize rağmen aşılamayınca Fed bu sefer aylık tahvil alımları vasıtasıyla uzun vadeli faizleri düşürerek ekonomiyi canlandırmayı hedefledi.

Yazının Devamı

Zaman kazandıran adım

21 Ağustos 2013

ABD Merkez Bankası Fed’in tahvil alımlarını eylül ayında azaltıp azaltmayacağına dair belirsizlik sürerken dün toplanan Merkez Bankası koridorun üst bandını 50 baz puan daha yükseltti. Fed’in Eylül ayında atacağı adımın önümüzdeki haftalarda biraz daha netlik kazanması bekleniyor. Bu bekleyiş döneminde kurda oluşan yukarı yönlü baskıları fonlama faizini yükselterek kontrol edecek olan Merkez’in politika faizini yükseltmeden önce “bekle gör” stratejisi izlemesi oldukça mantıklı.

İçeri değil dışarıya bakmak şart
Fed, çıkış takviminin verilere bağlı olarak belirleneceğini söylerken iki de hedef göstermişti: Faizlerin artmaya başlayacağı noktada işsizlik yüzde 6.5’e düşerken, enflasyonun yüzde 2.5 civarında olması öngörülüyor. Geçtiğimiz hafta yüzde 7.4 olarak gerçekleşen Temmuz ayı işsizlik oranının çıkış takvimi açısından ne anlama geldiğini tartışmıştım.
Peki enflasyon oranı ne durumda? Fed’in hedeflediği çekirdek kişisel tüketim harcamaları (PCE) enflasyon oranı Haziran itibariyle yüzde 1.2’lik bir enflasyona işaret ediyor ki bu oran Fed’in uzun vadeli hedefi olan yüzde 2’nin epey altında. Yani eğer enflasyon oranındaki artışın Fed’in çıkış takvimine olan etkilerini

Yazının Devamı

Merkez Bankası salı günü ne yapar?

16 Ağustos 2013

Merkez Bankası 20 Ağustos’ta toplanıyor. Merkez’in bu toplantıda ne yapacağı büyük ölçüde ABD Merkez Bankası (Fed)’in çıkış takvimi ile ilgili gelişmelere bağlı. Çıkışa dair sinyaller kuvvetlendikçe Merkez’in faizleri arttırma ihtimali de yükseliyor. Çünkü çıkış demek sıcak paranın yurdu daha hızlı terk etmesi ve finansal oynaklığın artması demek. Bu oynaklıkları azaltmak, kuru dengelemek için Merkez’in kullanacağı silah ise faizleri arttırmak sureti ile Türkiye’yi yabancı para için cazip hale getirmek olacak.

Çıkış ne zaman?
İş böyle olunca dönüp dolaşıp yine kilit noktası olan “Fed’in çıkışı ne zaman?” sorusuna geliyoruz. Fed başkanı Ben Bernanke 19 Haziran’daki FOMC toplantısı sonrasında tahvil alımlarının “yıl sonuna doğru” azaltılmaya başlanacağını ve tahminen 2014 ortalarında alımların tamamen son bulacağı tarihte işsizlik oranının yüzde 7 civarında olacağını söylemişti. Faiz artırımlarının başlaması için ise işsizliğin en az yüzde 6.5’e inmesi bekleniyor ki şu anki Fed tahminlerine göre bu rakam 2015’ten önce gerçekleşmeyecek.
Ay başında ABD Temmuz ayı işsizlik oranının yüzde 7.4’e indiği açıklandı. Peki, bu rakam ne ifade ediyor? Fed’in çıkış takvimi ile ilgili

Yazının Devamı

Yeni Fed Başkanı kim olacak?

9 Ağustos 2013

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke’nin görev süresi Ocak 2014’te doluyor. Şu sıra hararetle tartışılan konulardan biri yeni Fed başkanının kim olacağı. Buna cevap aramadan önce Bernanke hakkında bir iki şey söylemek isterim.
Bernanke, Fed’e ABD’nin en prestijli üniversitelerinden birisi olan Princeton’daki profesörlüğünü bırakarak geldi. Akademisyen olarak makroekonomi alanında “lider” tabir edilebilecek çok değerli çalışmalara imza atmış, kanımca yaşayan en zeki ve başarılı iktisatçılardan biri. Böyle bir ismin ABD tarihinin en büyük krizlerinden biri sırasında Fed başkanlığı yapması kendisi için şanssızlık oldu. Çünkü ister istemez çok yıprandı. Dikkat edilirse şu ana kadar söylediklerim Bernanke’nin kriz döneminde uyguladığı politikalardan bağımsız ve sadece akademisyen kişiliğine duyduğum saygı ve hayranlığı dile getiren ifadeler.
Kriz döneminde uygulanan politikalar elbette tartışılabilir. Ancak yinelemek isterim ki her ekonomi politikasının artıları ve eksileri vardır. Alternatif politikaların daha iyi olup olmadığı hiçbir zaman yaşanmadan anlaşılamaz. Bu nedenle Bernanke gibi bir “üstad” eğer mevcut politikaları onaylamışa eleştirmeden önce “bir bildiği

Yazının Devamı

Enflasyon oranını ‘düşürme sanatı’

2 Ağustos 2013

Bu hafta Salı günü enflasyon raporu açıklandı. Merkez daha önce yüzde 5.3 olarak öngördüğü yılsonu enflasyon tahminini yaklaşık bir puan artırarak yüzde 6.2’ye yükseltti. Bu revizyonun gerekçesi olarak döviz kurundaki ve petrol fiyatlarındaki yükselişler gösterildi. İlk altı ayda gerçekleşen enflasyonun yüzde 8.3 olduğu ve Fed’den gelebilecek sinyallerin yaratabileceği belirsizlikler düşünülürse sene sonu enflasyonunun Merkez’in tahmininin üzerine çıkması olasılığı yüksek.
Enflasyon raporunda bir kez daha kurdaki oynaklıkların finansal istikrar ve fiyat istikrarı açısından yarattığı tehlikeye ve bu konuda Merkez’in gösterdiği hassasiyete değinildi. Hatırlanacağı üzere Merkez Temmuz ayında iki hamle ile kuru dizginlemeye çalıştı. 15 Temmuz’da faiz koridorunun üst sınırının yükseltilebileceği duyurusu yapılırken ertesi haftaki PPK toplantısında beklenen artış gerçekleştirildi.
Şekilde temmuz ayı içerisinde haftalık ortalama Dolar kuru (sağ eksen) ve kurda görülen oynaklık (sol eksen) görülüyor. Temmuz’un ikinci haftası kurun tarihi seviyelere yükseldiği hafta. Kurun istikrarlı olarak bu seviyelerde kalması oynaklığı düşürmüş. Bunun hemen arkasından (üçüncü hafta)

Yazının Devamı

Merkez’in kararı sonrası kazananlar, kaybedenler

26 Temmuz 2013

Salı günü borç verme faizini 75 baz puan arttıran Merkez’in bu hareketi sonrası döviz kuru bir miktar geriledi. Merkez’in bundan sonraki aylardaki politika duruşu ağırlıklı olarak kurdaki hareketlerle şekillenecek gibi duruyor. Kurun önümüzdeki haftalarda izleyeceği seyri ise büyük ölçüde ABD’den gelen büyüme rakamları ve Fed’in çıkış takvimi ile ilgili spekülasyonlar belirleyecek.
Eğer çıkış takviminin öne alındığına olan inanç güçlenirse yabancı sermaye çıkışı artar ve kur yükselir ki bu durumda Merkez faiz artırımlarını sürdürebilir.

Yapısal reformların önemi
Unutmamalıyız ki Fed er ya da geç kademeli olarak piyasaya sürdüğü likiditeyi sonlandıracak ve bir noktadan sonra da faiz artırımlarına başlayacak. Yaklaşık iki sene sonra beklenen o noktaya gelindiğinde yüksek bir cari açıkla yakalanmak ekonomik istikrarımız için ciddi bir tehlike teşkil ediyor.
Cari açık bir ülkeye giren dövizin çıkan dövizden daha az olduğuna işaret ediyor ve temel sebebi ithalatın ihracattan fazla olması. Aradaki döviz açığı dış borçlanma ile kapatılıyor.
Kriz döneminde Fed ve diğer büyük merkez bankalarının pompaladıkları para faizlerin göreceli olarak daha yüksek olduğu güvenli

Yazının Devamı

Merkez ölçüyü kaçırmadı

24 Temmuz 2013

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın geçen pazartesi yaptığı “koridorun üst bandında ölçülü artış olabilir” açıklaması dünkü Para Politikası Kurulu (PPK) kararı ile doğrulandı. Merkez, söz verdiği üzere üst bantı 75 baz puanlık mazbut bir artışla yüzde 7.25’e çıkardı. Merkez’in atacağı adımın yönü konusunda piyasa oyuncuları hemfikirdi. Bu nedenle karar sonrasında piyasalarda fazla bir oynaklık beklememek gerek. Öte yandan üst sınırdaki artışın miktarı konusunda beklentiler net değildi. Zaten bu konuda Merkez de açık bir sinyal vermemiş ve sanıyorum ABD Merkez Bankası (Fed) kaynaklı dalgalanmaların piyasaları götüreceği seviyeleri gözlemlemek istediği için sadece “ölçülü” bir artırım olabileceğine değinmişti. Geçtiğimiz haftanın sakin geçmesi dün gördüğümüz kontrollü artışı beraberinde getirdi.

Neden sadece üst sınır?
Merkez’in politika aracı olarak kullandığı koridor sistemi politika faizi dediğimiz ve şu anda yüzde 4.5 olan haftalık repo faizi ile bu faizin altında ve üstünde bir nevi koridor oluşturan borç alma ve borç verme faizlerinden oluşuyor.
Geleneksel para politikası politika faizindeki değişikliklerle yapılıyor. Genellikle politika faizi değişirken

Yazının Devamı

KOLAY GELSİN ‘MERKEZ’

19 Temmuz 2013

23 Temmuz’da toplanacak olan Merkez Bankası’nın kararında ABD’den gelecek haberler kadar bu haberlerin piyasalar tarafından nasıl algılandıkları da önemli. Çünkü kuru, faizleri ve borsayı piyasaların algılamaları şekillendiriyor.
Bununla birlikte piyasaların hangi habere ne şekilde tepki verebileceklerini önceden kestirebilmek çok zor.
Kimi zaman olumlu bir haberi yeterince güçlü bulmayıp olumsuz algılayan piyasalar kimi zaman ise yeni bir haber olmadığı halde sırf beklentilerle dalgalanabiliyor. Bu durum merkez bankacıların işlerini de zorlaştırıyor.
Çünkü ne söylendiği kadar nasıl söylendiği de büyük önem taşıyor.
ABD merkez bankası Fed “piyasalarla konuşma sanatı” konusunda epeyce yol katetmiş merkez bankalarından biri.
İletişim politikalarına büyük önem verilen Fed bünyesinde kamuya yapılacak resmi açıklamalarda her bir kelime özenle seçilir ve piyasaların olası tepkileri önceden kestirilmeye çalışılır.
Buna rağmen piyasaların hangi açıklamaya ne şekilde tepki vereceği Fed’in de içinden çıkamadığı bir muammadır.

Yazının Devamı