Güzellik hiç bu kadar önemli olmamıştı

15 Nisan 2017

Geçtiğimiz hafta Monte Carlo’da düzenlenen 15. Estetik ve Anti-aging Tıp Dünya Kongresi’ndeki gelişmeleri takip ettim. 120 ülkeden 10 bin kişinin üzerinde katılımcısıyla alanında dünyanın en iyisi olarak gösterilen kongrede daha genç ve güzel görünmenin güncel sırları paylaşıldı. Uzayan yaşam süresi ileri yaşlarda da genç ve güzel görünme isteğini beraberinde getiriyor. “Zihnimizin zamana meydan okuduğu bu yüzyılda, neden cildimiz de bu meydan okumanın bir parçası olmasın?” kongrenin ön çıkan sorusuydu.

Yeniliklerden biri kişiye özel kozmetik kullanımı. Örneğin size DNA testi yapılıyor ve sonucuna göre cildinizin lekeye, elastikiyet kaybına yatkınlığı ölçülebiliyor. Hasar onarım mekanizmalarınızın ne kadar çalıştığı ortaya konabiliyor. Bu sonuçları da size özel dermokozmetik ürün önerileri takip ediyor.

Ufak dokunuşlarla antidepresan etki

Bu sene sanal gerçeklik de anti-aging uygulamalarının kapsamına alınmış. Cilt bakımına girmeden önce bir gözlük takıp bir anda kendinizi okyanusun kenarında gezerken buluyorsunuz. Bu sakinleşmenizi, stres yönetimini ve uygulama öncesinde kendinizi iyi hissetmenizi sağlıyor.

Kongreye Türkiye’den katılan uzmanlarla da sohbet imkanım oldu. Dermatoloji

Yazının Devamı

“Kanserden hızlı davranmalıyız”

2 Nisan 2017

Kanser Haftası’nın (1-7 Nisan) ikinci günündeyiz. Her geçen gün daha çok kişiyi etkileyen kanseri Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman’la konuştuk. Duruman kanserle insanoğlunun güç mücadelesine değindikten sonra kanseri nasıl tamamen yok edebileceğimizi de anlattı. Duruman’a göre çocukların ve gençlerin sağlıklı yaşamı bir alışkanlık haline getirmelerini sağlayabilirsek gelecekte kanser sorun olmaktan çıkabilir. Aksi durumda ise kanseri yenmede elimizi güçlendiren teknolojik cihazların ve ilaç moleküllerinin en iyileri bile üretilse, en güçlü devletlerin bile ekonomisinin yetemeyeceği büyük bir sorunla dünya karşı karşıya kalacak.

- Kanser, görülme sıklığı hızla artan bir hastalık, sizce bu artış devam edecek mi?

Kanserin görülme sıklığı artarak devam edecek. Kanser bir teröristtir ve öğrenir. Bilim yeni ilaçlar geliştirdikçe, o da o ilaçlarla nasıl baş edeceğini öğreniyor. Hiç bilmediğimiz kanser türleri, alt tipleri çıkmaya başladı. Buna karşın teknoloji de ilerliyor. Kanserin teşhis ve tedavisinde yararlanacağımız çok daha iyi cihazlar var artık. Yani kanser insanoğluyla savaşırken, biz de kanserle savaşıyoruz. Yeni ilaçlar, yeni teknolojik cihazlar geleceğe çok daha

Yazının Devamı

Uzun yaşamın sırrı çözüldü mü?

25 Mart 2017

Silikon Vadisi’nin önde gelen aktörlerinin 120 yaşına dek yaşama adına gençleşme çalışmalarına para akıttığına dair yayımlanan haberlerde 16-25 yaş arasındaki sağlıklı insanlardan kan plazması transferi çalışmaları yapılması gündeme geliyor. “Bu uygulamalar genç ve uzun yaşamın sırrı mı olacak?” sorusuyla ümitlenenlerin sayısı giderek artıyordu ki; ABD’nin sayılı zenginlerinden David Rockefeller’ın hayatını kaybetmesi, “Boşuna ümitleniyoruz” diyenlerin argümanlarını güçlendirdi. Ben de Türkiye’de konuyla ilgili çalışmalar yürüten Acıbadem Labcell Sorumlusu Prof. Dr. Ercüment Ovalı’ya “Genç ve uzun yaşamın sırrı çözülüyor mu?” diye sordum.

Deneylerin sonucu

Prof. Ovalı bu tartışmaların Stanford Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmayla başladığını anlattı. Çalışmada yaşlı farelerin kanı gençlere, genç farelerin kanı yaşlılara veriliyor. Görülüyor ki, genç fareler yaşlanmaya, yaşlı fareler gençleşmeye başlıyor. Üstelik bu değişim farelerin kalp, beyin gibi çok önemli organlarında ve dokularında gösteriliyor.

Ovalı “En yaşlı hücre kendisinden bir sonraki hücreye belli sinyaller yollayarak yaşlanması gerektiğini öğretir. İnsan vücudunda ‘Yaşlanmalısın’ sinyali bir noktadan diğerine

Yazının Devamı

Büyük ameliyatlara ihtiyaç azalıyor

18 Mart 2017

Türk Girişimsel Radyoloji Derneği’nin (TGRD) 9-12 Mart tarihleri arasında düzenlediği 12. Girişimsel Radyoloji Kongresi’ni takip ettik. Kongrede milyonlarca insanı etkilemekte olan ciddi hastalıkların tedavisindeki gelişmeler konuşuldu. Tiroit nodülleri gibi tümörlere, diyabete bağlı sorunlara ve dünyada en sık üçüncü ölüm nedeni olan inmeye yönelik hayat kurtarıcı gelişmeleri sizin için derledik.

TGRD Yönetim Kurulu’nun ve kongrenin başkanı olan Prof. Dr. M. Halil Öztürk “Röntgen, ultrason ve MR gibi görüntüleme cihazları eşliğinde yapılan mini cerrahilerdir” diyerek tanımladı girişimsel radyolojiyi: “Bu yöntemle büyük ameliyatlara gerek kalmadığından riskler de çok azalıyor. Bu yöntemde büyük kesikler açmadığımız için hastada ameliyat izi kalmıyor ve hasta çok çabuk iyileşiyor. Birçok durumda genel anesteziye ihtiyaç duyulmadığından yan etkiler azalıyor. Ayrıca ultrason gibi görüntüleme cihazlarıyla tedaviyi anlık takip edebildiğimiz için gereksinimlere göre tedavinin gidişatını o anda değiştirebiliyoruz.”

Girişimsel radyoloji kalp damarları dışındaki tüm damarların tedavisinde işe yarıyor. Öztürk “Girişimsel radyolojiyi tıkalı damarı açmak için de, hastalıklı damarı tıkamak için

Yazının Devamı

En uçlardaki 70 psikiyatri hastasının öyküsü

11 Mart 2017

Yazarının ifadesiyle “ruh sağlığı aşısı” niteliğinde bir kitap okudum. Psikiyatri Uzmanı Dr. Zeynep Akıncı Pınar, yeni çıkan kitabı “Türk Psikiyatristin Divanı”nda (Hayy Kitap) hastalarının isimleri, yaşları, yaşadıkları yerler gibi kişisel bilgileri gizleyerek 70 psikiyatri hastasının yaşadıklarını hikayeleştirmiş. Pınar: “Hikayelerdeki haksızlıklar asla hukuka ulaşamayıp üstü örtülü kalmıştır. Mağdurların sustuğu bu haksızlıklar, buzdağının suyun altında kalan kütlesi kadar büyük!” diyor. Kimsenin yutkunmayıp, mağduriyetinden utanmayıp haykırdığı bir düzene olan ihtiyaca destek olabilmek adına da kitabın sağlayacağı geliri Türk Kadınlar Derneği Federasyonu’na bağışlıyor. Duygusal, fiziksel, ekonomik, cinsel şiddet mağduru kadınların ihtiyaçlarına sunabilmeleri için…

Hastalarınızın hikayelerini bir kitapta toplamaya nasıl karar verdiniz?

30 yıldır hasta hikayelerini biriktiriyordum. Kitaptaki hikayelerin tamamı gerçek, sadece kişisel bilgileri hasta gizliliğini korumak adına kurguladım. Bu hikayeler bir ruh sağlığı aşısı olsun istedim. Nasıl ki kalp krizi geçirmeden damarlarımız tıkanmasın diye önlem alıyoruz, kan şekerimiz bizi komaya sokacak derecede yükselmeden diyabetle ilgili

Yazının Devamı

Sağlıklı ve uzun yaşam için beslenme sırları

4 Mart 2017

İç hastalıkları uzmanı olan Prof. Dr. Osman Erk’in “Sağlığını Yeniden Keşfet” (Destek Yayınları) kitabı raflarda yerini aldı. Erk kitabının sağlıklı, fit ve uzun yaşam kılavuzu olmasını hedeflediğinden, beslenme şeklimiz ve sağlığımız arasındaki ilişkiyi detaylıca ve örnekleriyle anlatmış.

Kitabın ilk bölümünde yağlar anlatılıyor. Bu bölümü okuyunca tükettiğimiz yağların miktarının ve çeşidinin sağlığımız açısından ne kadar önemli olduğunu kavrıyoruz. Hastalıklardan korunmak için kötü yağları soframızdan çıkarırken, iyi yağlara diyetimizde yer vermemiz gerekiyor. Haftada iki kez hamsi veya istavrit tüketilmesi omega 3 ihtiyacımız için öneriliyor. Günde üç-beş ceviz veya bir yemek kaşığı öğütülmüş keten tohumu yeterli bitkisel omega 3 sağlayabiliyor. Semizotu, ıspanak, roka ve marul gibi yeşil yapraklı sebzelerin, zeytin, avokado, ay çekirdeği ve kabak çekirdeğinin de iyi omega 3 kaynakları olduğu akılda tutulmalı. Salatalar içinse soğuk sıkım zeytinyağı ve keten tohumu yağı tavsiye ediliyor. Yeterli omega 3 tüketiminin diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları ve kanserin önlenmesinde etkili olduğu da açıklanıyor.

Kitapta Dünya Sağlık Örgütü’nün önerisi referans gösterilerek

Yazının Devamı

“Akupunktura ilgi artıyor”

18 Şubat 2017

Akupunktur, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 1980’lerden beri destekleniyor. 2003’te DSÖ akupunkturun tedavi edici olduğunun bilimsel yayınlarla kanıtlandığı 28 hastalığı listelemişti. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’ne girerek resmi bir tedavi halini alan akupunktura ilgi son dönemde hızla artıyor. Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve BAU International University Batumi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Usta bu artışı, toplumdaki stres düzeyinin artışına bağlıyor. Usta’dan akupunkturun hangi sorunlarda kullanıldığını ve stresle ilişkisini öğrendik.

“Ağrıları yok ediyor”

- Akupunktur bir noktayı iğnelemek demektir. Vücudun belirli noktalarını fiziksel olarak uyararak bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Başımız ağrıdığında parmağınızla şakağımıza bastırıp masaj yapmamız kadar doğal bir yöntemdir, sadece daha etkilisidir.

- Yeni akupunktur iğneleri bildiğimiz iğnelerden farklı olarak çok daha kısa ve kalıcıdır. Hasta iğnelerin varlığını bile hissetmez. Ancak o küçük iğneler uygulandıkları bölgede kasların gevşemesini sağlayarak baş ağrısı, bel ağrısı gibi sorunlara yol

Yazının Devamı

Botoksun öyküsü

11 Şubat 2017

Dünyaca ünlü Time dergisinin son sayısında kapak konusunun botoks olduğunu görünce, dergide altı sayfada işlenen haberi detaylıca okudum. Kapakta botoks çok fonksiyonlu İsviçre çakısına benzetilmişti. Alexandra Sifferlin’in haberinde, 1970’lerde şaşılık tedavisinde kullanılarak başlayan serüveninde botoksun, bugün 2.45 milyar dolarlık bir endüstriye nasıl dönüştüğüne dair ipuçları da bulmak mümkün.

Konuyla yeni tanışanlar için botoksun ne olduğunu anlatarak başlayalım: “Botoks yenilmesi halinde ciddi gıda zehirlenmelerine yol açabilecek Clostridium botulinum adlı bakteriden elde edilen bir nörotoksindir. İlaç gerekli bölgeye enjekte edildiğinde, sinirler ve kaslar arasındaki iletişimi engelleyen küçük bir doz toksin yani zehir verilmiş olur. Kırışıklıkları bu şekilde yumuşatır. Aşırı aktif mesaneyi önleme mekanizması da benzer şekilde mesane bölgesindeki istemsiz kasların kasılmasını önleyerek olur.”

“Daha birkaç yıl önce, konukların kokteyller için gelip botoks enjeksiyonlarıyla dolu bir alınla ayrıldığı Hollywood kokteyl partileriyle ilişkilendirilen” botoksun kırışıklıklara karşı etkisi en bilindik özelliği. “2000’den 2015’e kadar, kırışıklıklar için toksin kullanımı yüzde 759

Yazının Devamı