Kanser Haftası’nın (1-7 Nisan) ikinci günündeyiz. Her geçen gün daha çok kişiyi etkileyen kanseri Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman’la konuştuk. Duruman kanserle insanoğlunun güç mücadelesine değindikten sonra kanseri nasıl tamamen yok edebileceğimizi de anlattı. Duruman’a göre çocukların ve gençlerin sağlıklı yaşamı bir alışkanlık haline getirmelerini sağlayabilirsek gelecekte kanser sorun olmaktan çıkabilir. Aksi durumda ise kanseri yenmede elimizi güçlendiren teknolojik cihazların ve ilaç moleküllerinin en iyileri bile üretilse, en güçlü devletlerin bile ekonomisinin yetemeyeceği büyük bir sorunla dünya karşı karşıya kalacak.
- Kanser, görülme sıklığı hızla artan bir hastalık, sizce bu artış devam edecek
Kanserin görülme sıklığı artarak devam edecek. Kanser bir teröristtir ve öğrenir. Bilim yeni ilaçlar geliştirdikçe, o da o ilaçlarla nasıl baş edeceğini öğreniyor. Hiç bilmediğimiz kanser türleri, alt tipleri çıkmaya başladı. Buna karşın teknoloji de ilerliyor. Kanserin teşhis ve tedavisinde yararlanacağımız çok daha iyi cihazlar var artık. Yani kanser insanoğluyla savaşırken, biz de kanserle savaşıyoruz. Yeni ilaçlar, yeni teknolojik cihazlar geleceğe çok daha umutlu bakmamızı sağlıyor.
“Çocukları evlerinin sağlık komiseri yapıyoruz”
- Teknolojik gelişmeler kanseri tamamen yok edebilecek mi?
Kanseri tamamen yok etmek istiyorsak çocukların ve gençlerin sağlıklı yaşamı bir alışkanlık haline getirmelerini sağlamalıyız. Yoksa kanserle uzun vadede mücadele edemeyiz çünkü en iyi teknolojik cihazları ve en etkili ilaçları üretsek bile tedavi maliyetleri hiçbir devletin kaldıramayacağı bir boyuta ulaşacak. Dernek olarak bunu çok önemsediğimiz için çocukları sağlıklı alışkanlıklara teşvik eden bir tiyatro oyunu hazırladık. Oyunda çok abur cubur yemiş, sağlıksız besinler tüketmiş çocuklar, okul sonrasında enerjisiz kalırken; sağlıklı beslenenler okul sonrasında çok daha dinç ve enerjik futbol oynayabiliyorlar. Ya da akşam uyku saatinde uyuyup, iyice uykusunu alan çocuklar sabah daha havalı oluyor. Yani mesajları motive ederek veriyoruz.
- Çocuklar anne ve babalarının alışkanlıklarının değişmesini de sağlayabiliyor mu?
Çocuklar bilirkişi olmayı seviyor. Biz de onların bilirkişi olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Böylece çocuk “Portakalın suyunu içmeyelim, kendisini yiyelim, böylece lif alalım” diyerek annesini bilgisiyle etkileyebiliyor. Bu sağlıklı yaşamın her noktasında işe yarıyor. Ben annesine veya babasına sigarayı bıraktıramayabilirim ama o çocuk bıraktırabilir. Bu nedenle çocukları evlerinin sağlık komiseri yapıyoruz.
- Çocuklar da kansere yakalanabiliyor. Onlar için oldukça zorlu olan bu süreci kolaylaştırmak için dernek olarak çalışmalarınız var mı?
Onlar genellikle genetik nedenlere bağlı oluyor. Bazen kanserle doğan bebekler oluyor. Çocuk hastalar için Kahraman Kemoterapi Kutuları Projesi’ni geliştirdik ve uygulamaya başladık. Üstünde Superman, Kırmızı Şapkalı Kız, Kayıp Balık Nemo ve Deniz Kızı Mermaid gibi figür olan kemoterapi kutuları tasarladık. Çocuklar ilaç kutusu göreceklerine sevdikleri bir figürü görüyorlar ve moralleri düzeliyor. Moral kanserde oldukça olumlu bir etki sağlıyor.
- Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Bundan iki-üç sene önce kemoterapi alması gereken bir çocuk vardı ama bir türlü almaya ikna edemiyorduk. Çocuğa bilgisayar aldık, oyunlar getirdik, ikna olmadı. Futbolculara toplar bile imzalattım. Sonunda “Ne ağlıyorsun be oğlum, Superman kanı veriyoruz sana” dedim. “Superman kanı şöyle yapacak, böyle yapacak sana” diye de anlattım ve bir anda kabul etti. Sonrasında bu fikir ortaya çıktı. Patentini aldık ve dünyada bir ilk oldu.
- Kansere karşı en etkili öneriniz nedir?
Kanserden hızlı davranmalıyız. Meme kanseri, prostat kanseri, cilt kanseri, akciğer kanseri gibi kurtulabileceğimiz kanser türleri var. Bunlar erken dönemde fark edilirse insanların hayatı kurtulabiliyor. Örneğin gelişmiş ülkelerde meme kanserinden ölen insanların oranı oldukça düştü ama bizde hâlâ insanlar meme kanserinden ölüyor. Sadece tarama programlarına katılmadıkları için ölüyorlar. Dernek olarak erken tanının önemini her yerde anlatıyor ve isteyen herkesin bu imkanlardan ücretsiz yararlanmasını sağlıyoruz.
“Annelerin ve çocukların kanser riskini azaltacağız”
Türk Kanser Derneği’nin başlattığı projelerden biri de Emzirme Kabinleri Projesi. Burak Duruman “İlk altı ay anne sütüyle beslenen çocuklar kansere daha az yakalanır ve emziren anneler meme kanseri riskini azaltmış olur” diyor: “Ancak anneler emzirecek yer bulamadığı için dışarıda olduklarında emzirmemeye başlıyor. Biz anneler halka açık yerlerde ve toplu mekanlarda da rahatlıkla bebeklerini emzirebilsin ve bakımlarını yapabilsin diye Emzirme Kabinleri Projesi’ni geliştirdik. Böylelikle hem annelerin hem de çocuklarının kanser riskini azaltacağız. 30-40 tanesi şu anda devrede, 2 bin tanesi de hazır.”