Akupunktur, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 1980’lerden beri destekleniyor. 2003’te DSÖ akupunkturun tedavi edici olduğunun bilimsel yayınlarla kanıtlandığı 28 hastalığı listelemişti. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’ne girerek resmi bir tedavi halini alan akupunktura ilgi son dönemde hızla artıyor. Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve BAU International University Batumi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Usta bu artışı, toplumdaki stres düzeyinin artışına bağlıyor. Usta’dan akupunkturun hangi sorunlarda kullanıldığını ve stresle ilişkisini öğrendik.
“Ağrıları yok ediyor”
- Akupunktur bir noktayı iğnelemek demektir. Vücudun belirli noktalarını fiziksel olarak uyararak bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Başımız ağrıdığında parmağınızla şakağımıza bastırıp masaj yapmamız kadar doğal bir yöntemdir, sadece daha etkilisidir.
- Yeni akupunktur iğneleri bildiğimiz iğnelerden farklı olarak çok daha kısa ve kalıcıdır. Hasta iğnelerin varlığını bile hissetmez. Ancak o küçük iğneler uygulandıkları bölgede kasların gevşemesini sağlayarak baş ağrısı, bel ağrısı gibi sorunlara yol açan kasılmaları ortadan kaldırıp ağrıyı yok eder.
- Akupunktur organların fonksiyonunu da normalleştirir. Örneğin lohusalıkta memeden az süt geliyorsa çoğalması, çok geliyorsa azalması sağlanabilir. Bu etkiyi damarları genişleterek veya daraltarak sağlar. Bağırsaklar çok çalışırsa yavaşlaması, yavaş çalışıyorsa hızlanması sağlanabilir. Böylece ishal ve kabızlıkta kullanılır.
- Büyük şehirlerde hızlı hayatın ve yoğun çalışma koşullarının beraberinde getirdiği stresle, terör gibi sebeplerle yaşam kaygısı, ekonomik süreçlerin beraberinde getirdiği geçim ve gelecek kaygısı arttıkça akupunktura ilgi de artıyor. Çünkü stresle ve stresin beraberinde getirdiği kilo alma, cinsel işlev bozukluğu gibi sorunlarla akupunkturdan yararlanarak çok iyi sonuçlar alıyoruz.
“Strese son veriyor”
- Yoğun stres vücudumuzdaki hormon dengesini bozar. Stresli durumlarda vücudumuz kortizol ve adrenalin hormonlarını salgılar. Bu iki hormonun sürekli salgılanması vücudumuzu tüketmeye başlar. Çünkü vücut sürekli “savaş” veya “kaç” pozisyonundadır. Bu da pek çok başka sağlık sorununa zemin hazırlar. Akupunkturla kişinin mutluluk hormonu diye bilinen serotonin seviyesini artırıp kortizol ve adrenalin hormonlarını dengelediğimizde stres, kaygı ve endişe sorunu da ortadan kalkar. Bu da beraberinde başka kazanımları getirir.
- Stresli insan “savaş” pozisyonuna hazırlanabilmek için sürekli enerjiye, daha çok şekerli yiyeceğe ihtiyaç duyar ve daha çok yemeye başlar. Stresi yok ettiğimizde, iştahını açan bu mekanizma ortadan kalkar ve yememeye başlar. Ayrıca stres gidince ödem de gider ve kişi dört-beş kilo verebilir.
- “Savaş” veya “kaç” pozisyonundayken cinsellik düşünemezsiniz. Erkeğin ereksiyonu için kanın cinsel organına dolması gerekir. Ama stresliyse beyin parasempatik sistemi baskılar ve “Kan başka yere lazım” der. Akupunkturla stresi yani sorunun kaynağını ortadan kaldırarak kişinin cinsel işlev bozukluğunun çözümüne yardımcı olabiliyoruz.
- Akupunuktur depresyonda son derece faydalıdır. Hem depresyon ilaçları gibi serotonin hormonunu artırır hem de beynin ön bölgesine giden damarlarda daralmayı sağlayarak o bölgeye kan akışını azaltır. Böylece kafada uçuşan olumsuz düşüncelerde ciddi bir azalma meydana gelir. Antidepresanların çok ciddi yan etkileri olduğu için hastalar antidepresanlar yerine onlar kadar etkili bir seçenek olan akupunkturu tercih edebiliyor. Panik atak sorununu çözmede de yüzde yüz etkilidir.
“Parkinson’a karşı etkili”
- Akupunkturun çok bilinmeyen ama çok iyi etkiler gösterdiği hastalıklardan biri de Parkinson. Her gün, üç saatte bir titremesine karşı ilaç alan bir hastam ilk seansının ertesi günü hiç ilaç almamış. Akupunktur iğneleriyle titremeleri kesiyoruz ve ilaç ihtiyacını azaltıyoruz. Sadece semptomlara yönelik de değil. Saçlı deriye uygulanan akupunkturla doğrudan Parkinson’un tedavisine yönelik çalışmalardan da yüz güldürücü sonuçlar alınıyor.
“Fobileri ortadan kaldırıyor”
Fobi insanlarda gereksiz bir korku olmasıdır. Endişe kişinin adrenalin hormon mekanizmasının bozulması sonucu oluyor. Yani yükseğe çıktığınızda aslında o kadar da çok salınmaması gereken adrenalin bir anda çok salınmaya başlıyor. Bunu düzelttiğinizde fobiler de ortadan kalkıyor. Otobüste uzun yolculuk yapamayan, araba sürerken tünelden geçemediği için yolunu değiştiren, asansöre binemeyen, deniz otobüsüne binemeyen, uçakla yolculuk yapamayan hastalarım vardı. Artık fobileri yok.