Prof. Dr. Taner Damcı, “Kaslarımızın içindeki enerji trafoları olan mitokondrilerimizin çoğalması, yaşlanma sürecini yavaşlatıyor ve hastalık riskimizi azaltıyor. Sağlıklı yaşlanmanın sırrı mitokondrilerimizde gizli” diyor.
Eylül ayı “Sağlıklı yaşlanma ayı” olarak biliniyor. Gerçekten de sağlıklı yaş almaya karar vermek için hiç de fena bir başlangıç sayılmaz. Yıllarca her eğitim-öğretim dönemine yeni kararlarla başladık. İş yerimizde sezonu yeni hedeflerle açtık. Ruh ve beden sağlığımız için neden yeni kararlar alıp hedefler koymayalım? “Bir Yol Var, Mindfulness ile Yaşam Biçimini Değiştirmek” ve “Koşuyorum Öyleyse Varım” kitaplarının yazarı, iç hastalıkları profesörü ve maraton koşucusu Taner Damcı bakın neler öneriyor.
Sağlıklı yaşlanmak Prof. Damcı’ya göre; beden fonksiyonlarımızı koruyarak, hayattan keyif alarak, aktif bir yaşam sürmek anlamına geliyor. Zamanla vücudumuzda değişimlerin olması kaçınılmaz gibi düşünülse de Damcı yaşın getirdiği etkileri azaltmanın mümkün olduğunu söylüyor. Bunun kanıtlanmış en iyi yönteminin de “Daha hızlı tempoda daha fazla hareket etmek” olduğunu anlatıyor: “Biz ne kadar hızlı ve çok hareket edersek vücudumuzun oksijen kullanma kapasitesi o
Nöroloji Uzmanı Dr. Sevda Sarıkaya, Alzheimer hastaları ve yakınları için ücretsiz bilgi ve hizmet alabilecekleri bir okul açacaklarını ve içinde hastalara özel hobi odaları olacağını söylüyor.
21 Eylül Dünya Alzheimer günüydü. Alzheimer hasta sayısının belirgin şekilde arttığını birçoğumuz ailelerimizdeki yaşlılar sayesinde gözlemlemeye başladık bile… Uzmanlara göre bu durum uzayan yaşam süresinin bir sonucu. Nöroloji Uzmanı Dr. Sevda Sarıkaya 65 yaş ve üzerinde Alzheimer riskinin her beş yaşta bir, ikiye katlandığını söylüyor. “Anılar Silinirken” ve “Beynini Genç Tut, Unutkanlıktan Kurtul” kitaplarıyla tanıdığımız Sarıkaya, “90 yaş ve üzerinde ise her iki kişiden birinde Alzheimer görülüyor” diyor. Ortalama yaşam süresini düşündüğümüzde hepimizin bir gün kapısını çalabilecek bu soruna dair Sarıkaya ile konuştuk.
Alzheimer halk arasında “Unutkanlık hastalığı” olarak da biliniyor. Umut vaat eden bilimsel çalışmalar olsa da hastalığı durdurabilen bir ilaç yok. Mevcut iki grup ilaçtan biri, beyindeki öğrenme enziminin artışını sağlıyor. Diğeri ise hücre ölümünü engelliyor. Bunlar hastalığın ilerlemesini yavaşlatabiliyor. Sarıkaya’ya göre tüm bu ilaçlardan daha etkili bir şey daha var.
Okula başlayacak çocukların kahvaltı alışkanlığı kazanması ve sağlıklı ara öğünler için ailelerin önce çocuklarının göz zevkini doyurması gerekiyor.
Yazın sonlanmasıyla çocukların “istediği saatte uyanma” özgürlüğü de noktalandı. Çoğu çocuk gözünü bile zorla açarak okul servisine yetişmeye çalışıyor. İşte bu kısa arada ebeveynlerin pratik ve yaratıcı olması gerekiyor. Çünkü çocuklar uyanır uyanmaz bir şey yemek istemiyor. Oysa ihtiyaç duydukları enerjiyi almanın yolu da kahvaltıdan geçiyor. Peki hem pratik hem de sağlıklı bir kahvaltı nasıl olmalı?
Okul sezonunun açılmasıyla çocuklarla ebeveynler arasındaki büyük çekişme de başlıyor. Olabildiğince geç kalkmak isteyen çocuklar, sağlıklı bir kahvaltıyla çocuğunu okula uğurlamak isteyen ailelere karşı mücadele veriyor. Ailenin galip gelmesi çocuğun sadece sağlığı açısından değil, okul başarısı açısından da önem taşıyor. Araştırmalar kahvaltı yapan çocuğun sınıf içerisindeki başarısının daha iyi olduğunu gösteriyor. Kahvaltı yapmayan çocuklarınsa günümüzün en büyük problemlerinden olan obeziteye yatkınlığı artıyor. Çocuğun kahvaltıya özendirilmesi içinse ailelerin pratik ve sağlıklı seçenekler sunması etkili oluyor.
Çeşitliliği
Yaza veda edip sonbaharı kucakladığımız bugünler sağlık açısından riskli günler. Ani hava değişimleri gibi vücudun savunma sistemini zayıflatan dış etkenlere karşı mücadele edin.
Havalar bir sıcak bir soğuk. Klimalar bir açılıyor bir kapanıyor. Ani ısı değişimleri vücudun savunma sistemini zayıflatıyor. Bu durumda iş başa düşüyor, bugünlerde bağışıklığımızı geliştirerek sağlığımızı korumanın doğal yollarından yararlanmalıyız.
1- Açık hava egzersizlerine yönelin
Vücudun savunma sistemini geliştirmenin en doğal yolunun düzenli egzersiz olduğunu söyleyebiliriz. Doktorunuzun tavsiyesine göre haftalık egzersiz planınıza hemen ajandanızda yer açın. Yazı özlemeye açık olduğunuz bugünlerde açık hava egzersizlerine yönelmeniz iyilik halinizi de artıracak ve mikroplarla savaşta elinizi güçlendirecek.
2- D ve C vitamini önemli
Vitaminler, sonbahara geçişte sık karşılaşılan soğuk algınlığı ve gribe karşı vücudun savunma kalkanlarını güçlendirmede önemli rol oynuyor.
D vitamini özellikle bağışıklık sistemini güçlendirmede çok etkili… Somon balığı, karides gibi yağlı balıklarda ve balık yağında bulunan D vitamini yumurta sarısı, peynir ve sütte de bulunuyor. C vitamini açısından zengin
Tıbbi bitkilerin hangi sağlık sorunlarında kullanılabileceği, uygun dozunun ne olduğu, kimler için risk oluşturduğu ve hangi ilaçlarla nasıl etkileşim gösterdiği artık arama motorunda…
Doğa sağlığımızı korumamız adına bize eşsiz imkanlar sunuyor. Tıbbi bitkilerin sağlık sorunlarından korunmak ve hastalıkları tedavi etmek için nasıl güçlü bir etkisinin olabileceğini, fitoterapi (bitkisel tedaviler) yüksek lisansım esnasında bilimsel dayanaklarıyla gördüm. Ancak bu güçlü etki bazen tersine de işleyebiliyor. Çünkü birçok insan “Doğalsa zararsızdır” diye düşünerek bitkileri fitoterapi uzmanı bir eczacı veya doktora danışmadan kendi kendine veya medyadan duyarak tedavi amacıyla kullanıyor. Oysa tıbbi bitkilerin de aynı kimyasal ilaçlar gibi dikkatli bir şekilde tedavi planının yapılması gerekiyor. Bu sürece destek olmak adına Gazi Teknopark’ta genç girişimciler “Fitofarmasist” adında bir arama motoru geliştirdi. Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan ve Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İpek Süntar da programın bilimsel içeriğini oluşturdu.
Herkes kullanamıyor
Sağlığı korumak veya hastalıkları tedavi etmek amacıyla kullandığımız tıbbi bitkileri herkes
The New York Times; kalp hastalığı, meme kanseri ve Tip 2 diyabet dahil beş önemli hastalığı, kişinin genlerine bakarak önceden tahmin edebilecek yeni bir yöntemin geliştirildiğini yazdı
The New York Times’taki yazıda kalp hastalığı, meme kanseri ve Tip 2 Diyabet dahil beş önemli hastalığı, kişinin genlerine bakarak önceden tahmin edebilecek yeni bir yöntemin geliştirildiğini okuyunca heyecanlandım. Standart metotlarla kalp hastalarının ancak yüzde ikisinin, bu yöntemle ise hastaların yüzde 20’sinin önceden tespit edilebildiğini okuduğumda yazı iyice ilgimi çekmeye başladı.
Bir puzzle gibi
Bu gelişmeyi doğru yorumlayabilmek adına doktora çalışmalarını Aziz Sancar’ın Amerika’daki laboratuvarında yapan, şu anda da Erciyes Üniversitesi Genom ve Kök Hücre Araştırma Merkezi’nde akciğer kanserinin genetiği üzerine proje yürüten Dr. Seçil Yılmaz’a ulaştım. İşte Yılmaz’ın anlattıkları…
- Saç rengimiz ve boyumuz gibi birçok özelliğimiz genlerimizde saklı olduğu gibi hastalıklara yatkınlığımız ve kullandığımız hangi ilacın hangi dozda bize etki edip etmeyeceği de genetik haritamızda gizli… Dolayısıyla genetik haritamıza dair öğrendiğimiz her yeni bilgi hastalıkların önceden tahmin edilmesi,
Dünyanın en sağlıklı şehirleri belirlendi. Araştırmanın kriterlerinden ve liste başında yer alan kentlerden hareketle daha sağlıklı bir yaşam için tüyoları çıkardık.
Dünya genelinde 89 kentin on kritere göre incelenmesi sonucu dünyanın en sağlıklı kentleri belirlendi. İstanbul’un sondan ikinci sırada yer aldığı listede, daha sağlıklı bir şehir olmamız için eksiklerimizin neler olduğunu anlamak adına değerlendirmede kullanılan kriterleri ve en sağlıklı beş şehri araştırdım.
Spor salonları ve alanları
İlk kriter için, bir şehir merkezinde rastgele seçilen 60’a yakın spor salonu değerlendiriliyor. Spor ve düzenli egzersiz yapmanın sağlıklı yaşama sayısız faydası çoktan ispatlandı. Ancak spor sadece spor salonlarında yapılmıyor ki… Ayrıca açık havada spor yapmanın sağlık açısından daha faydalı olduğunu gösteren çalışmalar da var. Yani bu kriter için ancak “yetmez ama evet” denebilir. Ama kriter değişseydi de listedeki ilk beş açısından sonuç değişmeyebilirdi. Bu şehirler zaten bisiklete binmeyi ve düzenli egzersizi teşvik edecek şekilde tasarlanmış.
Yılın güneşli saatleri
İncelenen her şehirde güneşli anların ortalama yıllık süresi hesaplanarak bu kriter değerlendirilmiş. En sağlıklı be
DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) ile başarı genelde yan yana gelmez. Oysa bu kitapta DEHB ile başarıya ulaşmış insanların ilham veren hikayeleri ve başarıya giden yol için öneriler var.
Hayalciysen dikkatin kolayca dağılıyorsa, insanların düşüncelerine yetişemediklerini hissediyorsan, bir işi tamamlamak sıklıkla tahmininden iki veya üç kat fazla zamanını alıyorsa, eşyalarını kaybediyor veya yanlış yere koyuyorsan, odan ve evin darmadağınıksa, tipik şekilde erteliyorsan… sende DEHB olabilir.” Bu alıntı bu hafta okuduğum, Destek Yayınları’ndan çıkan “DEHB ile Başarıya Ulaşmanın İlham Verici Yolları” kitabından. Kitapta DEHB uzmanları ve koçlarının görüş ve önerileri, DEHB ile başarıyı yakalamış insanların hikayeleri ve yakınlarının deneyimleri derlenmiş.
“Gökkuşağı listeniz olsun”
Genelde DEHB çocukluk dönemi sorunu gibi bilinir. Ancak kitabı okuyunca erişkinlik döneminde de DEHB ile sık karşılaşıldığı anlaşılıyor. DEHB’liler genelde işleri son dakikaya bırakıyor, bir işe nasıl başlayacağını bilemiyor ve gündelik işleri takip etmekte zorluk yaşıyor. Bu nedenlerle de bu kişiler tembel, ilgisiz ve başarısız olarak görülüyor. Zeki ve yetenekli olmasına rağmen bir türlü