Hadi kadınlar, evinize!

13 Aralık 2011

Zaman yazarı Ali Bulaç, geçen hafta kadınlarla ilgili dört yazı kaleme aldı. İlk üç yazıdaki kimi yorumları, küreselleşme karşıtı bir sol dergide yer bulabilecek radikallikteydi.
Özeti şu:
“Küresel piyasa ekonomisi, kadını sömürmek için onu evden koparmaya dönük bir seferberlik yürütüyor.”
Öyle anlıyorum ki, Bulaç’a göre;
AB’nin iş yaşamında kadınlar lehine ayrımcılık uygulaması da bu amaca dayanıyor.
Çalışma Bakanlığı’nın “kadın taksi şoförü” projesi de...
Fenerbahçe’nin kadınlara ücretsiz maç uygulaması da...

Yazının Devamı

Cübbeli’ye açık, bize kapalı

11 Aralık 2011

Cübbeli Ahmet Hoca’nın karizmasını aslında Malta’daki jet-ski görüntüleri çizmişti.
“Beyaz kadın ticaretini azmettirmek”le, Fas’tan, Kazakistan’dan kadın getirtmekle suçlanması, “karizmanın yarılması” olarak nitelenebilir ancak...
Hoca, 17 Ağustos depreminden sonra “Rabbim zina yuvalarını vurdu” yorumunu yapmıştı.
Son operasyona ilişkin yorumunu merakla bekliyoruz.
* * *
“Henüz iddia” diyelim ve asıl konumuza geçelim:
Malumunuz Milli Eğitim Bakanlığı, okullardaki bilgisayarlardan yararlanan milyonlarca öğretmen ve öğrencinin hangi sitelere girip hangilerine giremeyeceğine karar veriyor.

Yazının Devamı

Varsa ölümün bir hayrı...

10 Aralık 2011

Gürsel Tekin’in annesini toprağa verirken döktüğü gözyaşlarının fotoğrafı vardı geçenlerde birinci sayfada...
Daha önce de Başbakan Erdoğan’ın annesini uğurlarken hıçkıra hıçkıra ağlayışına tanıklık etmiştik.
En yalın, en yalansız halimiz, musalla taşı başındakidir belki de...
Eceli gördü mü frene basar hayat...
Ölüm karşısında hiçleşiriz.
Giyindiğimiz tüm sıfatlardan azadeyiz.
Orada Başbakan ya da Genel Başkan yardımcısı değiliz.

Yazının Devamı

Hopacılara bir tutam saç

8 Aralık 2011

Dönem dizilerini sevenler:
12 Mart nostaljisi yaşamak ister misiniz?
Yarın Ankara Adliyesi’nde Hopa davasını izlemeye gidin.
Darbe dönemlerinde ne yaşandığını, kitabın nasıl suç unsuru sayıldığını, muhalefeti ezmek için hukukun nasıl kullanıldığını en iyi orada görebilirsiniz.
* * *
Ne olmuştu Hopa’da?
Seçim öncesi Başbakan gittiğinde bir grup, onu ve hidroelektrik santralleri protesto etti. Konvoydaki koruma polisi, atılan taşla yaralandı.

Yazının Devamı

Deli mi ne?

6 Aralık 2011

Topkapı Sarayı’ndaki Libyalı saldırgan Elmadhavri çatışmada öldürüldüğü için amacı anlaşılamadı. Ama olay yerinde haykırdığı İngilizce bir cümle, niyetini ele verdi:
“I will do carnage!”
Yani “Katliam yapacağım... tıpkı Norveç’teki gibi...”
* * *
22 Temmuz’da Oslo’da aşırı sağcı Anders Breivik, benzer bir saldırıda 77 masumu öldürmüştü.
Bizim Libyalının Norveçli rol modeli, “insanlığa karşı suç işlemekten” yargılanıyordu, ama “akli dengesinin yerinde olmadığı”nı belgeleyen bir rapor sayesinde hapis yerine, tımarhaneye gönderilecek.
Libyalı yaşasa bu kadar ucuz kurtulamayabilirdi gerçi...

Yazının Devamı

Esra Öğretmen’in öyküsü

24 Kasım 2011

Bazen haberin içindeki bir isim, tanıştırır kendini size: “Ben haber değilim, insanım” diye bağırır.
Esra öğretmen adeta öyle seslendi bana...

Bir baba
Depremden hemen sonra gittiğim Erciş’te ilk gördüğümüz enkazın başında yaşlı bir adam, sandalyeye yığılmış ağlıyordu.
Sordum:
“Az önce damadı ve torunu ölü çıkarıldı; kızının cesedi hâlâ içerde” dediler.

Yazının Devamı

Beş ayda Yargıtay nasıl değiştirildi

22 Kasım 2011

Bugün Odatv davasında 10 gazeteci yargı önüne çıkıyor.
Dosyada akıl almaz hukuk ihlalleri var. Ama ben bugün yargı bağımsızlığına dair bir ayrıntıya dikkat çekeceğim.
* * *
Biliyorsunuz 12 Eylül’deki referandumla HSYK’nın yapısı iktidar lehine değiştirildi.
Dönemin Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker bu değişikliğe karşı çıkarken “HSYK’nın yapısı değiştiği an, Yargıtay doğrudan etkilenir” diyordu.
Nitekim şubattaki “yargı reformu”yla Yargıtay’ın üye sayısı artırıldı.
Cumhurbaşkanı’nın onayından 10 gün sonra da yeni HSYK, yeni Yargıtay’a 160 yeni üye seçti.

Yazının Devamı

Kitap fuarında 12 Eylül nostaljisi

20 Kasım 2011

İstanbul Kitap Fuarı 30. yaşını kutladı bu ay... İlk fuar 1982 Kasım’ında yapılmış. Yani 12 Eylül baskısının sürdüğü, kitabın hâlâ suç aleti gibi görüldüğü darbe günlerinde...
Bir otelin salonunda, 28 yayınevinin katılımıyla, 20 bin ziyaretçi ağırlamışlar.
Bugün 600’e yakın yayınevi katılıyor.
Geçen yılki ziyaretçi sayısı 410 bindi.
* * *
Bir lider için kurultay, bir şarkıcı için konser neyse, yazar için fuar odur.
Aylarca boş bir ekrana bakarak yazdığı satırlar, orada muhatabını bulur.

Yazının Devamı