Aldığı son yatırımla 850 milyon dolarlık piyasa değerine ulaşan pandeminin Türk yıldızı Getir’in kurucusu Nazım Salur ile yaptığımız sohbette öne çıkan notlar; yatırımcılara, girişimcilere, anlı şanlı holdinglere ve devletimizin köklü kurumlarına adeta açık mektup niteliğinde... Okuyanın anlayacağı, dersler çıkaracağı, yön bulmasını sağlayacak net bir çağrı... İşte internet dünyasının popüler isminden ilham verici sözler...
***
Bir işe olurundan da bakabilirsiniz, olmazından da. Nereden baktığınıza bağlı. Biz olurundan bakmayı seçenlerdeniz. Aslında start-up işleri daha önce gidilmemiş zorlu safarilere ilk gidiş hikayelerine çok benzer. Heyecan, cesaret gerektiren bir iştir. Herkese göre de değildir. Tabii şimdi “Getir” bir yere geldi, millet “Aaa ne güzel fikir” diyor. Fakat ilk söylediğimizde büyük çoğunluk “Olur mu öyle iş ya, batarsınız” diyordu. Olduktan sonra “Benim de aklıma gelmişti” diyen çok olur. Hakikaten de akla gelebilir, gelmiştir de... Ama aklına gelmek başka şey, yapmak başka bir şey.
(
“Krizin rüz-gârına, döviz fiyatının oynamasına, içeride talebi daraltıcı politikalara, dışarıda krizden etkilenen ihracat pazarlarının daralmasına rağmen üretimde gerileme yok.
İşçi çıkarma yok.
Tersine bir önceki yıla göre üretim devam ediyor.
Hatta üretim ve istihdamda artış var.”
“Hemen her sanayi kuruluşu ihracat yapıyor.
Toplam üretimin yaklaşık yüzde 40’ı dışsatıma gidiyor.
Girişimci, tepe yönetici mal satmak için ülke ülke, fuar fuar geziyor.
Güneş sistemindeki gezegenlerin toplam 180’den fazla uydusu var. Fakat bizim uydumuz olan ayın hepsinden farklı olduğu yönler var.
Ay güneş sistemindeki en büyük beşinci uydu. Bununla birlikte bağlı bulunduğu gezegene oranla en büyük olan uydu.
Ayın diğer uydulara göre bu kadar büyük olması bilim insanlarında ayın ortaya çıkışına dair büyük merak uyandırıyor. Çünkü ay diğer benzerleri gibi kopan astroitlerden ya da gaz ve toz bulutundan oluşmuş olamazdı.
Evrim teorisiyle ünlü Charles Darwin’in oğlu George Darwin, ayın ortaya çıkışına dair bir fikir geliştirdi.
Darwin’e göre ay ve dünya başta tekti, sonrasında ay ayrılarak yörüngede dönen bir uyduya dönüştü.
Bu fikir bir süre çok konuşuldu hatta Pasifik Okyanusu’nun bu ayrımın geride bıraktığı bir iz olduğu düşünüldü. Fakat 20. yüzyılda bu teori çöktü.
Çünkü ayın dünyadan kopması için dünyanın inanılmaz bir hızla dönmesi gerekiyordu.
Darwin’in teorisi çökünce yeri
Kendimize kim bilir kaç kez şu soruyu sormuşuzdur; Hayatta ne yapmalıyım?
Genelde bu soruya cevap veren, kendimiz değil; çoğunlukla acı ekonomik zorunluluklar veya anne, baba ya da toplumdur.
Üniversiteye geldiğinde bir çok öğrencinin “Ben aslında şu bölümde okumak istiyorum ama annem ve babam ancak işletme veya mühendislik bölümünde okursam bana destek olacaklarını söyledi” dediğine şahit oluyoruz.
Kendi eğitimlerini karşılamalarının bir yolunu bulabilecekleri yönündeki tavsiyelere ise genelde bu öğrenciler direnç gösterirler. Bu direncin sebebi ise tembellikleri değil, aile büyüklerinin onayını kaybetme korkusudur.
Bu tür ebeveynler, sevdiklerini iddia ettikleri çocuklarını kendi güvenlik ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirip sonuçta bir anlamda sefil iş hayatına mahkum ederken, acaba onlara gerçekten yardım ettiklerine mi inanırlar?
Freud akıl salığı için iki şartın gerekli olduğunu belirtmiştir; “çalışmak” ve “sevmek”. Elbette kastettiği, “doğru işi” ve “doğru aşkı”
Türkiye’de dijital dönüşümün mimarı olmak için yatırım hamlesine devam edeceklerini belirten Ümit Önal, “2021 çok güzel bir yıl olacak. Önümüzü çok net görüyoruz. Büyüyeceğiz” dedi.
Geçen yıl ilk çeyrekte hayatımıza giren ve 2020’yi adeta allak bullak ederek tüm planların altüst olmasına yol açan pandemiden, başta havacılık ve turizm olmak üzere birçok sektör olumsuz etkilenirken; teknoloji sektörüne yoğun ilgi vardı.
Tüm dünyada pandemi etkisiyle birkaç yıllık talebi bir anda karşılamakta zorlanan telekom operatörleri olsa da, Türk Telekom (TT) gerek büyük ve gelişmiş altyapı sistemleri, gerek etkili yönetim organizasyonuyla geçen yılı rekorlarla kapattı.
Sapanca’da bir grup gazeteciyle buluşmasına, “Yoğun tempoda başarılı bir yılı geride bıraktık. Hedefimiz Türkiye’nin dijital dönüşümünün mimarı olmak” sözleriyle başlayan Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, geleceğe dair olduk&cced
Dünya tarihinin en büyük borsa spekülatörü Jesse Livermore (1877), bundan 100 yıl önce kurduğu havuz sistemiyle manipülasyon tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Ünlü borsacı Amerikan borsasında yaptığı hisse operasyonlarıyla o dönem 100 milyonlarca dolara (Şimdinin 3-5 milyar doları) hükmediyordu.
Kendisi, büyük hissedarlar ve havuz operasyonlarında rol alan birçoğu şirket yöneticisi olan seçilmiş azınlık mutlu bir hayat yaşarken; yükselen fiyatların şehvetine katılan, düşüş döneminde parası pul olan binlerce küçük yatırımcı mutsuz bir hayata sürüklendi.
Küçük yatırımcılara ne oldu pek bilinmez ama filmin sonu geldiğinde, ünlü spekülatör Livermore, 1940 yılında beş parasız olarak intihar ederek hayatına son verdi.
Ve GameStop hadisesi
En zor yılı geride bıraktıklarını belirten İlker Aycı, rakiplere göre 2020’yi çok daha iyi bitirdiklerini söyledi. 2021’de 3 yeni hamle ile THY’nin global iş ortaklıklarına kanat açacağını anlattı.
Pandeminin etkisiyle 2019 yılına göre yüzde 60 küçülerek neredeyse 20 yıl önceki rakamlara dönülen havacılık sektörü, 2021 yılına aşıda yaşanan gelişmelerle olumlu beklentilerle girdi. Elbette pandeminin etkisinin azalması ve yeni bir mutasyon olmaması bu olumlu beklentide kritik önemde. Avrupalı bayrak taşıyıcı şirketlere göre pandemi sürecini çok daha iyi durumda geçirdiklerini belirten Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, en zor yılı geride bıraktıklarını, normalleşme oldukça THY’nin de buna hızla ayak uyduracağını söyledi.
Sektörde konsolidasyon sürecine girildiğini anlatan Aycı, THY olarak yeni bir oyun planı hazırladıklarını bu yolla sürpriz global iş ortaklıklarına açık olduklarını açıkladı.
THY’nin yeni ortaklıklar için yeni oyun planı 3 hamleden oluşuyor. İlki, kurulan
Bu kitap mutluluk ve başarı ile ilgili şu anda popüler olan pek çok görüşü yıkıyor... Psikolojik danışmanlık denildiğinde ilk akla gelen isimlerden Acar Baltaş, yeni çıkan “Hayatın Hakkını Vermek” isimli kitabında; iş hayatı, sosyal yaşam ve anlamlı bir hayat sürmeye farklı bakış açılardan bakıyor.
Günümüzde haz peşinde ve tüketmeye yönelik anlık mutlulukların peşinde koşan insanların asla derinleşemeyeceğini ve bu dünyada sadece yüzeysel bir deneyim yaşayacağını savunuyor.
Üretmeden, çok çalışmadan, kaygı ve korku duymadan, hayal kırıklığına ve başarısızlığa uğramadan, mutsuz olmadan anlamlı bir yaşam sürülemeyeceğine inanıyor. Hatta bunların bizlere gelişim için önemli bir fırsat kapısı araladığını ifade ediyor.
Baltaş, son dönemde yaygın olan “kendine inanırsan başarırsın” formüllerine de karşı çıkıyor; dünyada kendine en yüksek güvene sahip olanların sosyopatlar ve narsistler olduğunu söylüyor.
Başarı ve mutluluğun elbette kolay bir formülü yok. Ama kitapta bilimsel araştırmalar