Şükrü Andaç

Şükrü Andaç

sukru.andac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Küçük hatta basit bir iş fikrinden yola çıkarak; “doğru ekip”, “doğru iş planı”, “doğru vizyon” ile küresel bir girişim olma yolunda koşan şirketler; dünyanın neresinde olursa olsun yatırımcılardan yoğun ilgi görüyor. Elbette bu uzun maratonu başarıyla bitirebilmek pek kolay değil ancak yarışta hedefe koşabilmek için en etkili adım “yatırımcı” gücünü yakalamaktan geçiyor.

Risk ya da girişim sermayesi fonlarından gelecek olan bir yatırım turu sonrası; bu minik minik girişimler bir anda “unicorn” (mitolojide tek boynuzlu at / teknoloji aleminde start-up’lıktan 1 milyar dolar değere ulaşan şirkete verilen isim) olabiliyor.

Haberin Devamı

Silikon Vadisi etkisi

Teknoloji dünyasının Hollywood’u ünlü Silikon Vadisi’ni arkasına alan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) “unicorn” çıkarma alanında açık ara önde koşuyor olsa da; başta Çin ve bazı Avrupa ülkeleri de start-up’larını ‘unicorn’laştırma konusunda etkili adımlar atıyor.

Pek tabii Türkiye de bu iddialı yarışta yerini alıyor. Ama öyle çok oyuncuyla değil. Dünya ekonomisinden bize ne kadar pay düşüyorsa, işte o kadarıyla...

Uzun süre bir unicorn bile çıkarmayı başaramayan ülkemizde son yıllarda ardı ardına unicorn’lar dünyaya adını duyurmaya başladı.

Peak Games, Trendyol, Getir, Hepsiburada, Dream Games bu alanda öne çıkan girişimler olurken; daha önce kendi alanlarında sektörün küresel devleri tarafından satın alınan Gittigidiyor.com ile Yemeksepeti’nin de milyar dolarlık değeri çoktan aştığını söyleyebiliriz. (Büyük yapının içine girdiklerinden bu şirketler için tekil değerleme yapılmıyor.)

2021 öncesi ve sonrası

(1) Peki ülkemizden çıkan unicorn’ların sayısı iki elin parmaklarını geçmezken; dünyada durum ne?

(2) Yerli ve milli sermaye ile kurulan, Türk beyinlerin çıkardığı bizim start-up’larımız “unicorn” olduklarında neden Türk yatırımcıların elinde değil de yabancı fonlara geçmiş oluyor?

Gelin birlikte bu iki soruya yanıt arayalım...

Rakamlar konusunda sektörün beslendiği veri setini “CB Insights” tutuyor. Şirketin en son raporuna göre tüm dünyada 775 unicorn var. Bu şirketlerin toplam değeri ise 2.5 trilyon dolarlık değeri yakalamış durumda.

Haberin Devamı

Unicorn olarak adlandırılan şirketlerin yarısı ABD’den; beşte biri Çin’den çıkmış. 1 numaralı unicorn TikTok ile bilinen Çinli Bytedance, değeri ise 140 milyar dolar. Son yıllara bakıldığında unicorn sayısı çok öyle yüksek olmayan belli bir ivmede ilerliyorken; 2021 yılıyla birlikte dünyada unicorn sayısında belirgin bir tırmanış olmuş.

2021’in ocak ayında 35, şubatta 44, martta 53, nisanda 43, mayısta 42, haziranda 51 son olarak temmuzda 36 şirket; değerlemede 1 milyar dolar sınırına ulaşarak unicorn oldu ve son yılların rekoru kırıldı. Buna göre 775 unicorn’un 304’ü; yani toplamın yüzde 60’ı; 2021 yılıyla birlikte bu seviyeye ulaşmıştı.

Pandemide coştular

Pandemi ile bir anda teknoloji kullanımının yoğun ilgi görmesi ve hızlanan dijital dönüşümün 2021’deki unicorn sıçramasında büyük rolü var.

Bundan dört yıl önce Londra’da dünyanın en büyük teknoloji fonu Vision Fund’un kuruluşuna imza atan üst düzey bir fon yöneticisi ile yaptığım sohbette şu cümlenin altını ısrarla çizmişti: “Teknolojide ikinci dalga gelecek. İşte bu yüzden böylesine büyük bir fonu sadece teknoloji şirketlerine yatırım yapmak için kurduk.” (Hatırlatalım Japon yatırımcı Masayoshi Son–Softbank öncülüğünde “100 milyar dolar” toplanarak kurulan Vision Fund 1’in ardından 30 milyar dolarlık ikinci paket de bu yıl toplandı)

Haberin Devamı

Dikkat; unicorn’larımız yurt dışına göçüyor

Lütfen biraz zaman

Rakamların ardından ikinci sorunun yanıtına gelecek olursak...

Türkiye’den çıkan unicorn’ların büyük hissesi hatta tamamı neden yabancıların elinde?

Küresel olma vaadiyle yola çıkan bu şirketlere elbette dileyen herkes yatırım yapabilir. Ama gönül istiyor ki böylesine büyük başarıların ardından, o özlediğimiz katma değerden en büyük faydayı ülkemiz görsün. Çünkü şu bilinmeli, her zaman böyle fırsat gelmez, diyor ve yanıt aramaya devam ediyorum.

“Ucuz işçiliğe” dayalı, “teknolojiden uzak işler” ile gün geçiren Türkiye’nin önde gelen sermayedarlarının bu işlere harcayacak ne zamanı ne de parası olmadığını söyleyerek, aslında bu soruya en kestirme cevabı bulmuş oluruz.

Türkiye’de oluşan girişim sermayesi pastasında son hesaplamalara göre 400 ila 450 milyon dolar büyüklüğünde bir para var. Bu paranın çoğu da yabancı fonlar tarafından kontrol ediliyor.

Yerli girişim sermayesi fonlarının kurulması ve desteklenmesi için hükümet dönem dönem etkili adımlar atmayı hedeflese de, yabancıların pazardaki gücünün yanında bu hamlelerin pek hükmü geçmiyor.

Oyuncu mu olacağız?

Bu piyasaların deneyimli bir ismi;  “Bir Türk sermayedarın yerli bir start-up girişimine 20-30 milyon dolar para koyması inan hayalcilik olur. Bu rakam yabancılar için ise çıtır çerez” demişti. Sadece buna bakarak bile;  bizim unicorn’larımızın neden yabancıların elinde olduğu açıkça anlaşılabilir. Ayrıca herhangi bir Türk girişimci için de işini büyütmek, bunu yaparken de yabancı ortak almak nedense hep daha cezbedici oluyor.

O zaman Türk iş aleminin şapkasını önüne alıp bir düşünmesi gerek. Geleceğin dünyasında hangi pozisyonda rol almak istiyoruz? Oyun kurucu mu, yoksa ucuz iş gücü sağlayan bir oyuncu mu?

Dikkat; unicorn’larımız yurt dışına göçüyor

Bundan 6 yıl önce Fortune’un kapağında “Unicorn’lar gerçek mi, yoksa balon mu?” sorusuna yanıt aranıyordu. Aralık 2015’te ‘1 milyar dolara ulaşan’ şirket sayısı 85 idi. Şu an 775. Yani gerçekmiş...