Dilara Koçak

Dilara Koçak

bilgi@mezurasaglik.com.tr

Tüm Yazıları

Temmuz ayı demek ‘Plastiksiz Temmuz’ demek. Her yıl temmuz ayı Dünya genelinde ‘Plastic Free July’ (Plastiksiz Temmuz) olarak kutlanıyor ve ben de gerek sosyal medya hesaplarımdan gerek ise köşe yazılarımda bu konuda farkındalık yaratmayı hedefliyorum. ‘Plastiksiz Temmuz’un bir temel amacı var, bir ay boyunca günlük yaşamda tek kullanımlık plastikleri azaltmak, mümkünse tamamen bırakmak. Ancak mesele sadece bir pipet, bir poşet ya da bir bardak değil. Mesele, alışkanlıklarımızın hem doğaya hem sağlığımıza verdiği zararın farkına varabilmek... Bu temmuz ayının gözümüzü çevreye, kulağımızı toprağa, elimizi taşın altına koyduğumuz bir ay olması dileği ile. 

Haberin Devamı

Hoşgeldin ‘Plastiksiz Temmuz’

Çocuklarda da sessiz tehdit 

Günlük hayatımızda farkında olmadan sayısız plastik malzemeyle temas ediyoruz. Gıda ambalajları, plastik şişeler, saklama kapları, makyaj ürünleri, çocuğunuzun kullandığı oyuncaklar... Liste uzayıp gidiyor. Bu ürünlerde bulunan bazı kimyasallar zamanla vücuda geçiyor. Örneğin BPA olarak bilinen Bisfenol A ve ftalatlar, hormon sistemimizi etkileyerek endokrin bozucu etki yaratabiliyor. Araştırmalar bu maddelerin obezite, diyabet, infertilite, erken ergenlik ve bazı kanser türleriyle ilişkili olabileceğini gösteriyor. Mikroplastik dediğimiz küçük plastik parçacıklara ise kanımızdan akciğerlerimize, anne sütünden plasentaya kadar birçok organımızda rastlanıyor. 

Environmental Science & Technology dergisinde birkaç gün önce yayımlanan araştırmada, 2-4 yaş aralığında okul öncesi 200 çocuğun vücutlarında tam olarak 96 kimyasal bulunmuş. Çocukların yüzde 90’ından fazlasında ise 34 kimyasal madde tespit edilmiş. En yaygın olanlar ise oyuncak ve gıda ambalajları gibi plastikler, kişisel bakım ürünleri ve ev eşyalarında kullanılan ftalat alternatifleri. Plastik kaplarda, yiyecek konservelerinde ve termal kağıt fişlerde bulunan bisfenoller de yine yaygın olan kimyasallar arasında belirtiliyor. Çocuklar; yemek yeme, su içme, iç ve dış havayı soluma ve kirli yüzeylere dokunma gibi günlük aktiviteler yoluyla bu çevresel kimyasallara maruz kalıyor. Bulgular oldukça endişe verici öyle ki erken çocukluk dönemi beyin ve beden gelişimi açısından kritik bir dönem. 

Haberin Devamı

 

Doğaya verdiği tahribat büyük 

Dünyada her yıl yaklaşık 400 milyon ton plastik üretiliyor ve bunun yüzde 90’ından fazlası doğada, okyanuslarda veya yakılarak yok edilmeye çalışılıyor. Plastikler doğada yüzlerce yıl çözünmeden kalabiliyor ve bu süreçte toprağı, suyu ve havayı kirletiyor. Nasıl mı? Okyanuslara ulaşan plastikler, deniz canlılarının ölümüne neden oluyor. Mikroplastikler balıkların, deniz kuşlarının ve dolaylı yoldan insanların besin zincirine giriyor. Yakılan plastik atıklar ise hava kirliliği ve toksik gaz salımıyla iklim değişikliğini hızlandırıyor. 

Artan orman yangınları 

Orman yangınlarının, kuraklığın, plastik atıkların ve sessizce yitip giden biyoçeşitliliğin gölgesindeyiz. Son günlerde Ege ve Hatay başta olmak üzere birçok bölgede yıkıcı orman yangınları hepimizi derinden etkiledi. Yangınların sebepleri arasında ihmalkârlık, kuraklık ve küresel ısınma yer alıyor. Ama küresel ısınmayı körükleyen nedenlerin başında fosil yakıtlar ve plastik üretimi geliyor. Plastik üretiminin hammaddesi olan petrol ve doğal gaz, üretim süreçlerinde yüksek miktarda karbon salımı oluşturuyor. Bu karbon salımı, sera etkisini artırıyor ve iklim krizini derinleştiriyor. İklim krizi ise hem yangın riskini artırıyor, hem de mevcut yangınların daha kontrolsüz yayılmasına neden oluyor. Bu yüzden sadece çöpü yere atmamak değil, plastik tüketimini azaltmak da hepimize ait bir sorumluluk. 

Haberin Devamı

Özetle belki bir poşeti reddetmekle, belki plastik şişe yerine matara taşımakla... Ya da sadece çocuğumuza “Doğaya zarar verme” demekle başlar her şey. 

Çünkü unutmayalım, sadece doğaya değil, birbirimize de iyi gelmeye ihtiyacımız var.