Okullarda, işyerlerinde, AVM’lerde aslında her yerde mikroplarla köşe kapmaca oynama sezonunu açtık. Virüsler “şifayı kapmış” kişinin öksürdüğü, hapşırdığı yere yerleşiyor. Yerleştiği yere dokunduğumuzda elimizi yıkamıyor; ağzımıza, burnumuza veya gözümüze götürüyorsak bizim vücudumuza da giriyor. Yani onlarla karşılaşmamak neredeyse imkansız. İyi haberse onlarla karşılaştığımızda bağışıklık sistemimizin kalkanları güçlüyse onların istenmeyen etkilerinden korunmak mümkün.
Siz de virüslerle oynayacağınız köşe kapmaca oyununda kazanmak isteyen taraftaysanız, bu önerilerden yararlanabilirsiniz. İlk önlem en kolayı: Sık sık el yıkamak. Kapı kolu, para gibi çok fazla insanın temas ettiği yerlere ve nesnelere değdikten sonra elinizi yıkayın. Bir çay kaşığı toz haline getirilmiş çörek otunu bir tatlı kaşığı kestane balı ile karıştırarak sabahları aç karnına yemek bağışıklık sisteminizi destekleyerek sizi kazanan tarafta tutabilecek bir diğer öneri. Bu kürden mevsim geçişinde 2 ay yararlanabilirsiniz.
Havaların aniden ısınıp soğuduğu bugünlerde virüs ve bakterilerin saldırısına karşı güçlü taraf olabilmek adına doğanın gücünden yararlanabiliriz.
Okullarda, işyerlerinde, AVM’lerde aslında her yerde mikroplarla köşe kapmaca oynama sezonunu açtık. Virüsler “şifayı kapmış” kişinin öksürdüğü, hapşırdığı yere yerleşiyor. Yerleştiği yere dokunduğumuzda elimizi yıkamıyor; ağzımıza, burnumuza veya gözümüze götürüyorsak bizim vücudumuza da giriyor. Yani onlarla karşılaşmamak neredeyse imkansız. İyi haberse onlarla karşılaştığımızda bağışıklık sistemimizin kalkanları güçlüyse onların istenmeyen etkilerinden korunmak mümkün. Siz de virüslerle oynayacağınız köşe kapmaca oyununda kazanmak isteyen taraftaysanız, bu önerilerden yararlanabilirsiniz. İlk önlem en kolayı: Sık sık el yıkamak. Kapı kolu, para gibi çok fazla insanın temas ettiği yerlere ve nesnelere değdikten sonra elinizi yıkayın. Bir çay kaşığı toz haline getirilmiş çörek otunu bir tatlı kaşığı kestane balı ile karıştırarak sabahları
Artık hangi besinleri yediğimizden ziyade besinleri nasıl tükettiğimizin kalp sağlığımız üzerindeki etkilerini konuşuyoruz. Örneğin kalp sağlığı için en iyi yumurta poşe olan…
Dünya genelindeki ölüm nedenleri arasında birinci sıra her daim kalp ve damar hastalıklarında! Her yıl yaklaşık 18 milyon kişi kalp damar hastalıklarına bağlı hayatını kaybediyor. Oysa kalp damar hastalıklarının yüzde 80’inden, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanarak korunmak mümkün. Uzmanlar koruyucu önlemlerin başında da kalp dostu diyeti gösteriyor. Ancak bu noktada artık “Hangi besinleri yiyelim?”den ziyade “Hangi besinleri nasıl tüketelim?” sorusuna cevap aranıyor. Arizona Üniversitesi Andrew Weil Bütünsel Tıp Merkezi’nde kalp sağlığı ile beslenme ilişkisine dair eğitim alan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özlem Esen’in mutfağınızdaki tercihlerinizi etkileyecek önerileri yazıda. Kahvaltıyla başlayalım… Prof. Esen 65 yaş üstü, diyabet ve kalp damar hastalığı olanların haftada 3-4 adet; aktif spor yapan gençlerin ise haftada 5-7 adet yumurta
Dr. Mauricio de Maio medikal estetikte en güncel yaklaşımın; yorgun, üzgün, kızgın görünmek gibi yüzün yaydığı olumsuz mesajları silmek olduğunu söylüyor
İtiraf edelim hiçbirimiz yaşlanmayı sevmiyoruz. Ama kendimizi eve kapatıp, tüm olumsuz dış çevre etkenlerinden korusak bile yaşlanmanın önüne de geçemiyoruz. Bu nedenle günümüzün trend topiclerden biri “iyi yaşlanmak”! Nasıl göründüğümüzü doğrudan etkilediği için de iyi yaş almasını istediğimiz organların başında cildimiz geliyor. Ünlü estetik cerrah Dr. Mauricio de Maio ile cildimizin iyi yaşlanmasını nasıl sağlayabileceğimizi konuştuk. Allergan Medikal Estetik ev sahipliği ile gerçekleşen “Beauty Decoded” organizasyonunda konuşmacı olan doktor, cildimize de dişlerimiz gibi özenli yaklaşmamız gerektiğini vurguluyor. Nasıl ki dişlerimizin sağlıklı ve güzel görünmesi için düzenli olarak dişlerimizi fırçalıyoruz. Hatta bu alışkanlığı bizden sonraki nesillere de aktarıyoruz… İşte cildimize de aynı
2.5 yaşındaki çocuğunun kanser olduğunu öğrenen ve 3 yıllık bir tedavinin ardından çocuğunu kaybeden bir annenin duasının, derneğe dönüşme hikayesi…
Kanser ve çocuk. Bu iki kelimeyi yan yana getirmeyi hiç istemiyoruz. Ancak ülkemizde her yıl 3-5 bin yeni çocuk kanser tanısı alıyor. Tanı aldıktan sonra çocuklar ve aileleri için zorlu bir yolculuk başlıyor. KAÇOD (Kanser Çocuğumdan Uzak Dur Derneği) o yolculuğu tamamlamış bir anne olan Burcu Özkan’ın çabasıyla kurulmuş. Özkan dernek ismi olan “Kanser Çocuğumdan Uzak Dur”un duası olduğunu söylüyor. Çünkü 2.5 yaşındaki oğlunun kanser olduğunu öğrenmiş bir anne o. Derneği kurma süreci ise 2.5-3 yıllık bir tedavinin ardından oğlunu kaybetmesiyle başlıyor. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Onkoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Funda Vesile Çorapcıoğlu o süreci şöyle anlatıyor: “Burcu Özkan çocuğunu kaybettikten sonra çok zor bir dönem geçirdi. Kanserli çocuklardan ve ailelerinden de
Kanserden hormon dengesizliğine kadar pek çok sağlık sorununa yol açabilen ürünlerden korunmak için okul alışverişinde nelere dikkat etmeliyiz?
Okulları bu hafta perşembe günü açılanlar bu hafta sonu, önümüzdeki hafta okulları açılacak olanlar da önümüzdeki hafta okul alışverişine çıkacak. Kırtasiye malzemelerinin ağırlıkta olduğu bu alışverişlerde çocuğunuzun sağlığını korumak adına çok dikkatli olmanız gerekiyor. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Toksikoloji (Zehir Bilimi) Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın “Bazı ürünlerde kanser yapabilen, çocuklarda fiziksel ve zihinsel gelişimi olumsuz etkileyen, çocuğunuzun hormonlarında dengesizliğe yol açabilen maddeler var” diyerek uyarıyor. Prof. Aydın alışverişte nelere dikkat etmemiz gerektiğini de anlatıyor.
1- Plastik ürünlere dikkat
Defter kabı, suluk, beslenme çantası gibi çocuğunuzla doğrudan temas edecek olan ürünler eğer plastik malzemeden yapılmışsa aileler çok dikkatli olmalı. Örneğin plastiklerin
Hem ülkemizde hem de dünyada her geçen gün daha çok kişinin yaşam odağına wellness (iyilik hali) yerleşiyor. İşte dünyadaki güncel wellness trendleri
1- YAŞAM BOYU YATIRIM
Dünyada iyilik hali her geçen gün daha trend bir konu haline geliyor. Özellikle sosyo-ekonomik düzeyi yüksek kesim bu konuyu odağında tutuyor. İyilik hali (wellness); iyi olma (well-being) ve fit/zinde olma (fitness) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Bilimsel kaynaklarda iyilik halinin; “mutluluk ve gelişme hali”, “insanların daha başarılı bir yaşam için bilinçli tercihler yaptığı aktif bir süreç”, “iyi sağlık durumu” gibi yüzlerce farklı tanımı var. Araştırmacılar iyilik halinin öğrenilebilir ve değiştirilebilir olduğunu söylüyor. Daha iyi yaşamak, daha sağlıklı olmak, potansiyelimizi en verimli şekilde kullanıp üst limitlerimizi görmek istiyorsak iyilik halimize yaşam boyu yatırım yapmamız gerekiyor.
2 - İŞYERLERİNDE WELLNESS TAKIMLARI
İşyerleri de wellness trendinden payını alıyor. Global şirketlerin bazılarında artık wellness takımları var. Bu
Bayram tatilini birleştirenler, çocukları okula başlayacak veliler ve daha birçok kişi yaz sezonunu kapatıp şehre dönüyor. Peki tatil dönüşü sağlığımız için neler yapmalıyız?
1- Tatil ruhunu şehre taşıyın
Tatil dönüşü işe adapte olmakta zorlanma, mutsuzluk, yorgunluk ve isteksizlik karşılaşabileceğiniz başlıca sorunlar arasında yer alıyor. Bedeninizin işyerinde olduğunu ama ruhunuzun hâlâ tatilde kaldığını düşünebilirsiniz. Tatilde yaşanmamış tüm pazartesi sendromlarının adeta topluca üzerinize geldiğini de… Bu olumsuz hislerin panzehiri tatil ruhunu şehre taşımak. Bunun için hafta sonu şehirde mutlu ve iyi hissetmenizi sağlayacak mekanlar ve etkinliklere göz atmakla başlayabilirsiniz.
2- Aperitivo yapın
Milano’da iş çıkışı saatleri Aperitivo geleneği sayesinde şehirde mekanların dolup taştığı, sosyal buluşmaların pik yaptığı bir andır. Seçtiğiniz bir içeceğe ufak atıştırmalıklar ve sosyal etkileşimler eşlik eder. Yaz sonrası iş temposunun hızlanmaya başlamasıyla sorumluluklarınızın arttığı bu günlerde Aperitivo rahatlatıcı bir etki