Obezite tedavisinde yeni yöntem

16 Aralık 2017

Prof. Dr. Birol Özer “Yeni bir yöntem sayesinde mideyi kesip çıkarmadan da obezite tedavi edilebiliyor. Bu yöntemde mideye ağızdan girilip mide büzülüyor, cerrahi riskler azalıyor” diyor

Türk Gastroenteroloji Derneği (TGD) tarafından, 1-6 Aralık 2017 tarihleri arasında düzenlenen 34. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi’nde hepimizi yakından ilgilendirecek güncel gelişmelerden haberdar oldum. TGD’nin ve kongrenin başkanı Prof. Dr. Serhat Bor ülkemizde yüzde 22 oranında görülen reflünün bölgelere göre dağılımı hakkında bilgi verdi. 3 bin 200 kişi üzerinde, Türkiye genelinde yapılan bir araştırmaya göre reflü yüzde 27.3’lük bir oranla en sık Marmara Bölgesi’nde görülüyor. Onu Karadeniz Bölgesi takip ediyor. Reflünün en az görüldüğü yerlerse Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri. Prof. Bor, Marmara’daki yüksekliği bölgede obezitenin ve yüksek stres düzeyinin yaygınlığına bağlıyor. Güncel araştırmalar, yaygın olan reflüyle psikiyatrik hastalıklar arasında da bir ilişki olduğunu gösteriyor. Prof. Bor yaptıkları yeni bir araştırma ile kendilerine reflü şikayetiyle gelen hastaların yaklaşık yarısında ciddi psikiyatrik problemler olduğunu ortaya koyduklarını anlatıyor. Bu hastalıklar reflüye

Yazının Devamı

Bir kereden bir şey olmaz demeyin

9 Aralık 2017

Geçtiğimiz hafta Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu ile GSK Türkiye’nin Dünya HIV/AIDS günü için düzenledikleri basın toplantısına katıldım. Toplantının açılış konuşmasını Başkonsolos Judith Slater yaptı. Slater, Birleşmiş Milletler AIDS programına son 5 yılda Birleşik Krallık olarak 75 milyon sterlin yatırım yaptıklarını söyledi. Slater, 2030 yılına kadar AIDS’in kamusal sağlık tehdidi olmaktan çıkarılmasının Birleşik Krallık için öncelikli bir konu olduğunu da vurguladı. Toplantıda uzmanlar da HIV ve AIDS konusunda güncel bilgileri paylaştı.

“Damgalanma korkusu HIV’i yayıyor”

Prof. Dr. Deniz Gökengin, 2030 yılında hastalığın bulaşmasının önlenebileceğini söyledi. Bunun nasıl yapılabileceğini sorduğumda Gökengin “Çok partnerli kişiler gibi risk altındaki kişilerin kondom kullanımı ve ilişki öncesi korunma amaçlı tedavi alması gibi birden çok korunma yöntemini bir arada kullanması, erken evrede tanı koyabilmek adına testlerin yaygınlaştırılması ve tanı alanların hemen etkin şekilde tedavi edilmesiyle başkalarına da bulaştırmalarının önlenmesi” diyerek açıkladı. Bu geleceğe yönelik umut verse de günümüzde ne yazık ki virüs hızla yayılmaya devam ediyor. Prof. Dr. Serhat Ünal

Yazının Devamı

“Bitkisel tedavilere ilgi artıyor”

2 Aralık 2017

Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan tüm dünyada doğal olan her şeye olduğu gibi bitkisel tedavilere de ilginin giderek arttığına, araştırma sonuçlarına dayanarak yer verdiği yeni kitabında; fitoterapinin bilimsel şekilde nasıl yapılabileceğini de anlatıyor

Doğaya dönüş” günümüzde iyice trend haline geldi. “Bitkisel” veya “doğal” diye tanıtılan her ürüne ilgi giderek artıyor. Fitoterapi yani bitkisel ürünlerin sağlığın korunmasında ve hastalıkların tedavisinde kullanılması da elbette bundan nasibini alıyor. Dünya Sağlık Örgütü, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 80’inin bitkilerden tedavi amacıyla faydalandığını bildiriyor. Araştırmalara göre Almanya, İsveç, Norveç gibi gelişmiş ülkelerde, özellikle de iyi eğitimli ve yüksek gelir düzeyine sahip kesimde bitkilere yönelik ilgi daha da yükseliyor. Ülkemiz de dahil pek çok ülkede yapılan çalışmalar kadınların erkeklere göre bitkisel tedavilere çok daha ilgili olduğunu ortaya koyuyor. Bu bilgileri Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan’ın yeni çıkan kitabı “Akılcı Fitoterapinin Temelleri”nden (Ankara Nobel Tıp Kitabevleri) öğreniyorum. Kitabında bilimsel fitoterapiyi anlatan Orhan ile konuştuk.

İnsanlık tarihi

Yazının Devamı

Yüzünüze bakteri sürer misiniz?

25 Kasım 2017

Bugüne kadar bakterileri öldüren maddelerle dolu cilt bakım ürünleri kullandık. Ama durum değişiyor... Uzmanlarla kozmetiğin yeni akımı bakteri içeren cilt bakım ürünlerini konuştuk

Bakterilerle bağırsağımız arasındaki ilişki sağlık dünyasına son yıllarda damgasını vurdu. Ama bakteriler bununla da yetinmedi; hâlâ bizi şaşırtmaya devam ediyorlar. The Telegraph’ın geçen hafta yayınladığı bir haber başlığında “Yüzünüze bakteri sürer misiniz?” sorusunu görünce “Güzellik sektöründe yeni bir akım başlıyor” dedim. Bu akım kısaca cilt bakım ürünlerinde bakterilerin kullanılmaya başlanması olarak özetlenebilir. Antibakteriyel cilt temizleme ürünlerini yanımızdan ayırmadığımız yakın geçmişi düşündüğünüzde, bu gelişme bugüne kadar kozmetiklerle ilgili bildiğimiz doğruların yerle bir olması anlamına mı geliyor? Uzmanlarla bu gelişmeyi değerlendirdik.

Güneş ışınları yararlı bakterilere zarar verir

Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Emek Kocatürk vücudumuzda hücre sayımızın on katı kadar bakteri olduğunu, her insanda yaklaşık bin bakteri türünün yaşadığını ve bunların büyük bir kısmının da faydalı bakteriler olduğunu anlatıyor. Cildimizdeki iyi bakterilerimizi korumanın çok önemli olduğunu öğrendim.

Yazının Devamı

Beynin karanlık tarafı görünür olacak

18 Kasım 2017

Prof. Dr. Tayfun Uzbay’la yeni kitabı “Görünmeyen Beyin”i konuştuk. Uzbay birçok ruhsal hastalıktan sorumlu olan beynin karanlık tarafının bu yüzyılın sonuna gelinmeden görünür olacağına inanıyor

Prof. Dr. Tayfun Uzbay’ın yeni kitabı “Görünmeyen Beyin” (Destek Yayınları) beynimizle ilgili en güncel araştırmaların popüler bir dille derlendiği kaynak bir kitap olarak raflarda yerini aldı. Uzbay kitabında beyinle ilgili doğru sandığımız yanlışları, ruh sağlığı hastalıklarındaki hızlı artışın nedenlerini ve bu sorunların tedavisine yönelik gelişmeleri anlatıyor...

- “Görünmeyen Beyin” diyerek neyi vurgulamaya çalışıyorsunuz?

Bilgi çağını yaşadığımız günümüzde beyinle ilgili kuşkusuz çok önemli gelişmeler oldu. Ancak bilemediğimiz çok şey var. Örneğin otizm, şizofreni, Alzheimer ve madde bağımlılığı... Buna karşın bilimsel araştırmalarla ümit verici sonuçlar giderek artıyor. Bu yüzyılın sonuna ulaşmadan görünmeyen beynin görünür olacağına inanıyorum.

- Dünya Sağlık Örgütü yakın bir gelecekte ruhsal hastalıkların dünyanın en büyük problemleri arasında olacağını açıkladı...

Günümüzde beynin işlevlerinin daha iyi anlaşılmasıyla ruh sağlığı hastalıklarının birçoğuyla ilgili tanı kriterleri

Yazının Devamı

İyi mikroplar ve diyabet ilişkisi

11 Kasım 2017

Önümüzdeki hafta salı günü,14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Dünyada 415 milyon diyabetli yaşıyor. Bu rakamın 2040 yılında 642 milyona yükselmesi bekleniyor. Yani diyabet dünyada hızla yayılıyor. Ülkemizde ise durum daha vahim; diyabet dünya ortalamalarının iki katı bir hızda artıyor. Avrupa’da diyabetin en sık görüldüğü ülkeyiz. Bu bilgileri Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız’dan öğreniyoruz. Yıldız, diyabet hakkında en güncel bilgilerin paylaşıldığı EndoBridge’den, projenin kurucu başkanı olarak son yenilikleri paylaştı.

Endobridge nedir?

Endobridge hormon hastalıkları alanında farklı ülkelerden gelen bilim insanlarının tecrübelerini birbirleriyle paylaştığı ve sorunlara birlikte çözümler geliştirdiği bir kapasite geliştirme projesidir. Türkiye’nin doğu ve batı arasındaki köprü konumundan da yararlanarak, Endobridge’de az sayıda uzman çift yönlü bilgi alışverişinde bulunuyor.

Bakterilerle ilgili şaşırtıcı sonuçlar

Bu sene Endobridge’de konuşulan yenilikler nelerdi?

Bağırsaklarımızdaki bakterilerle ilgili son çalışmaların şaşırtıcı sonuçlarını konuştuk. Yeni çalışmalarla bağırsaklarımızdaki iyi mikropların miktarının ve çeşitliliğinin enerjimizi nasıl kullandığımızı etkilediği ortaya koyuldu.

Yazının Devamı

Mevsimsel depresyona dikkat

4 Kasım 2017

Prof. Dr. Sermin Kesebir: “Özellikle güneş altında yapılan düzenli fiziksel aktivite mevsimsel duygu durum bozukluklarına iyi geliyor. Uykuda da biyolojik saate sadık kalmamız gerekiyor”

Son günlerde sabahları yataktan kalkarken güçlük çekip daha çok uyumak mı istiyorsunuz? Karbonhidrat açısından zengin yiyeceklerin cazibesi karşısında kendinizi durdurmakta zorlanıyor musunuz? Peki bunların yanında enerjinizde ve hayata karşı ilginizde azalma var mı? Bu sorulara “evet” diyorsanız siz de “Sonbahar Depresyonu” veya “Kış Depresyonu” olarak bilinen “Mevsimsel Duygu Durum Bozukluğu” sorunuyla karşı karşıya olabilirsiniz. Sorunu NP İstanbul Beyin Hastanesi’nden Prof. Dr. Sermin Kesebir ile konuştuk.

“Açık havada zaman geçirin”

- İnsanların yüzde 10-15’i güneş ışığına karşı hassasiyet gösteriyor. Bu kişilerin içinde mevsim geçişine bağlı duygu durum bozukluğu yaşayanlar da oluyor. Kadınlarda bu sorunla daha sık karşılaşıyoruz.

- Toplum tarafından her ne kadar sonbahar depresyonu veya kış depresyonu diye bilinse de mevsimsel duygu durum bozukluğu depresyondan farklı seyrediyor. Örneğin depresyonda uyku ve iştah azalıyor. Oysa mevsimsel duygu durum bozukluğunda bunun tam aksine uyku ve yeme

Yazının Devamı

Bitki çaylarını bilinçli hazırlayın

28 Ekim 2017

Sonbaharı ve kışı doğanın gücünden yararlanarak sağlıklı geçirmek isteyenler bitki çaylarına sarılıyor. Mevsimin en popüler çayları olan ıhlamur, adaçayı ve yeşil çayı hazırlarken nelere dikkat etmeniz gerekiyor?

Havalar iyice soğumaya başladığı için soğuk algınlığına karşı doğal kalkanlarımız olan bitki çaylarından daha çok yararlanmaya başladık. Ihlamur, adaçayı ve yeşilçay koruyucu özellikleri ve hastalananlar için semptomları rahatlatıcı etkileri nedeniyle sonbahar ve kış mevsimlerinin en çok tercih edilenleri arasında... Bu çaylar bilimsel çalışmalarla etkinliklerini ispatlamış olsa da onlardan yararlanmak istiyorsak bazı püf noktalarına dikkat etmemiz gerekiyor...

Bitkinin doğru zamanda toplanması ve uygun şekillerde saklanması gibi birçok faktör bitki çayının etkisini doğrudan etkiliyor. Bunun için ben kalitesine güvendiğim markaların poşet çaylarını kullanmayı veya eczanelerden bitkilerin drog formunu alarak çay hazırlamayı tercih ediyorum. Bir fitoterapi (bitkisel tedaviler) uzmanı olarak en sık karşılaştığım sorulardan biri: “Çayı hazırlarken bitkiyi kaynatmalı mıyım, demlemeli miyim?” oluyor. Bitkilerin yaprak ve çiçek gibi yumuşak dokulu organlarını kullandığımızda

Yazının Devamı