Geçtiğimiz hafta Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu ile GSK Türkiye’nin Dünya HIV/AIDS günü için düzenledikleri basın toplantısına katıldım. Toplantının açılış konuşmasını Başkonsolos Judith Slater yaptı. Slater, Birleşmiş Milletler AIDS programına son 5 yılda Birleşik Krallık olarak 75 milyon sterlin yatırım yaptıklarını söyledi. Slater, 2030 yılına kadar AIDS’in kamusal sağlık tehdidi olmaktan çıkarılmasının Birleşik Krallık için öncelikli bir konu olduğunu da vurguladı. Toplantıda uzmanlar da HIV ve AIDS konusunda güncel bilgileri paylaştı.
“Damgalanma korkusu HIV’i yayıyor”
Prof. Dr. Deniz Gökengin, 2030 yılında hastalığın bulaşmasının önlenebileceğini söyledi. Bunun nasıl yapılabileceğini sorduğumda Gökengin “Çok partnerli kişiler gibi risk altındaki kişilerin kondom kullanımı ve ilişki öncesi korunma amaçlı tedavi alması gibi birden çok korunma yöntemini bir arada kullanması, erken evrede tanı koyabilmek adına testlerin yaygınlaştırılması ve tanı alanların hemen etkin şekilde tedavi edilmesiyle başkalarına da bulaştırmalarının önlenmesi” diyerek açıkladı. Bu geleceğe yönelik umut verse de günümüzde ne yazık ki virüs hızla yayılmaya devam ediyor. Prof. Dr. Serhat Ünal dünyada HIV ile yaşayan bireylerin sayısının 35 milyona ulaştığını, dünyada yaygın farkındalık çalışmalarının sonucunda HIV görülme sıklığının azaldığını ancak ülkemizde son on yılda HIV’li bireylerin yüzde 400 arttığını söyledi. Prof. Dr. Fehmi Tabak geçtiğimiz yıl ülkemizde 3 bin yeni kişide HIV varlığının tespit edildiğini anlattı. Prof. Dr. İftihar Köksal ise gerçek rakamların bildiğimizin çok daha fazlası olduğunu söyledi. Köksal özellikle de cinsel ilişki yaşının düşmesiyle gençlerde HIV görülme oranlarının arttığı, “Bir kereden bir şey olmaz” algısının çok yanlış olduğu ve tek bir korunmasız cinsel ilişkinin bile HIV açısından çok büyük risk oluşturduğu konusunda uyardı. Uzmanlar yeni tedavilerle HIV pozitif bireylerin yaşam süreleri kısalmadan etkin şekilde tedavi edilebildiklerini, eski tedavilerdeki ağır yan etkilerle karşılaşmadıklarını ve bu sayede sağlıklı bir hayat sürebildiklerini söyledi. Yeni tedaviler sayesinde HIV pozitif bireylerin virüsü başka kişilere bulaştırmaları da çok büyük bir oranda engellenebiliyor. Ancak tedavideki gelişmelere ve ülkemizde tanı ile tedaviye ücretsiz erişim imkanına rağmen kişiler HIV testi yaptırmaktan çekinebiliyor. Doç. Dr. Asuman İnan damgalanma korkusunun bireylerin test yaptırmaktan, sağlık kuruluşuna başvurmaktan, tedavi almaktan ve partnerlerini uyarmaktan kaçınmasına neden olabildiğini anlattı. Bu durumunsa hastalığın geç döneminde tanı almasına ve yayılmasına zemin hazırladığı konusunda uyardı. Uzmanlar en iyi mesajın “Korunun, test yaptırın, tedavi olun” olduğunu söyledi.
“HIV ile yaşayanların yanındayız”
Basın toplantısında GSK Türkiye Medikal Direktörü Dr. Fulya Erman geçtiğimiz yıl 1 Aralık Dünya AIDS Günü’nde başlattıkları “Kendin için 1 Aralık” kampanyasının bir yıllık sonuçlarını açıkladı. Erman “HIV pozitif bireylerin yanındayım” diyerek kampanyayı dijital ortamda destekleyen kişi sayısının bir yılda 103 bin 32 olduğunu ve sosyal medya aracılığıyla 17 milyon kişiye ulaştıklarını söyledi. HIV pozitif bireylere dokunmak veya sarılmakla HIV’in bulaşmadığına ve HIV ile mücadelede en önemli noktanın HIV’i bilmek olduğuna dikkat çeken proje, sosyal medyada #dokun etiketiyle paylaşımları da kapsıyor. Siz de HIV’i, nasıl bulaştığını, HIV’den nasıl korunabileceğinizi, ilgili testleri ve tedavisini merak edenlerdenseniz kendinicin1aralik.org sitesini ziyaret edebilirsiniz.