Japonya’da servet ve itibar sahibi iki kişi tarafından kurulan “Naito Karabu” yani ‘Mid Night Club’, 1982-99 yılları arasında ses getirmişti. Katı kuralları ve ‘etik değerleri’ nedeniyle çeteye saygı duyuluyordu. Zira çete, ‘etik değerler’ yüzünden kendini yok etti
Naito Karabu üyeleri, geceleri 70 km’lik otobanda en yüksek hıza çıkmak için yarışıyordu. Hepsi saygın kişilikler, iş insanlarıydı. Aralarında bazıları sonradan başka suçlardan hapse girmiş olsa da... (Youtube)
Yıllar önce, henüz kirpi saçlı bir erkek çocuğuyken, tek kanal siyah-beyaz televizyonumuzda ne çıkarsa seyredenlerdendim. Ancak bazı programlarda, gözlerimin şaşı ve tüyleriminse diken diken olması pahasına (eski televizyonlara çok yaklaşınca böyle bir şey vardı) ekranın dibine giriveriyordum. Tıpkı 1970’lerin sonunda usta gazeteci Uğur Dündar’ın, yasak olmasına rağmen sokakta yarışanlarla yaptığı ropörtaj gibi. O dönemde resmi ithalat olmamasına rağmen pahalı Amerikan otolarına ve onların modifiyesine nasıl para
OSD Başkanı Haydar Yenigün, üretim, kapasite kullanımı ve ihracatta işlerin iyi gittiğini, hedeflerinin ihracatta 32 milyar doları aşmak olduğunu belirtti
Otomotiv pazarı ve ihracatında düzelmeler sürmesine karşın, sektör, bunun yeterli olmadığı düşüncesinde. Nitekim Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Yenigün, “endüstrinin en iyi yılı olan 2017”yi kendilerine referans aldıklarını, hedeflerinin de bugünkü fiyatlarla o dönemdeki üretim ve ihracat adetlerine ulaşmak olduğunu belirtiyor.
Otomotiv sektöründe bu yılın ilk 6 ayını değerlendiren Yenigün, 2021 yılının beklentilerin üzerinde iyi gittiğini, ancak şu anki rakamlardaki baz etkisini dikkate almak gerektiğini söyledi.
Üretimin geçen yıla göre yüzde 23.3 arttığını, adet ve tutar olarak ihracatın, kapasite kullanım oranlarının yükseldiğini kaydeden Yenigün, “Beni en çok sevindiren de kg başına ihracat değerimiz. Ana sanayinin katkılarıyla şu anda yüzde 6 civarında arttı. Bu durum önümüzdeki 3 ila 4 yıl artarak devam edecek.
Hyundai’nin kilit öneme sahip modeli Bayon satışa çıktı. Bu yıl için 35 bin adet üretilmesi planlanan aracın 6 bin 500’ü iç pazarda satılaca
Hyundai Assan’ın, İzmit tesislerinde 50 milyon euro ek yatırımla üretmeye başladığı tamamen yeni SUV modeli Bayon, Türkiye’de satışa sunulurken, ihracata oda katkı sağlayacak. Nitekim Hyundai Assan Genel Müdürü Murat Berkel, “Şu ana kadar 13 bin 500 adetlik Bayon üretim rakamına ulaştık. Yıl sonu hedefimiz 35 bin adet. İç pazarda hedefimiz ise 6 bin 500 adet. Kalan 28 bin 500 adedi ihracat olacak” dedi.
Markanın İzmit fabrikasında üretilen 3. modeli olan kompakt B-SUV modeli Bayon’un, Kona ve Tucson gibi SUV pazarında ses getireceğine inandıklarını belirten Berkel, “Farklı segmentlerin en avantajlı özelliklerini bünyesinde toplayan Bayon’un, hem Türk aile yapısına uyumlu olduğunu hem de gençlerin ve kendini genç hissedenlerin beklentilerini karşılayacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Alternatif oldu’
Vergilendirme sistemi nedeniyle
Sayıları 10’u aşan Avrupalı ve ABD’li üreticiler, 2030’dan itibaren benzinli ve dizel motorlu araçlara veda edeceklerini açıkladı
Hep yazılıp çizilir... Elektrikli otomobiller aslında hiç de yeni değil. 1900’lerin başında özellikle Amerika’da satılan otomobillerin büyük bölümü ya buharlı ya da elektrikliydi. Ancak o dönemde sadece sıradan akülerde enerji depolayan ve düşük menzilleri nedeniyle şikayet konusu olan elektrikli otomobiller, benzinli motorların gelişiyle arenadan çekilmek zorunda kalmışlardı.
Şimdilerdeyse elektrikliler, 120 yıldan fazla bir sürenin ardından içten yanmalılardan tacını geri almaya hazırlanıyor. Bugün 10’dan fazla üretici, özellikle Avrupa’da 2030 yılından itibaren yürürlüğe girecek yeni karbondioksit emisyon kurallarına uyum sağlamak amacıyla benzinli ve dizel motorlara yakında veda edeceğini açıkladı bile. Zira Avrupa Birliği, 2030 yılından itibaren Avrupa’da satılacak otomobillerin emisyon oranlarının şimdikinden yüzde 60 daha düşük olmasını,
OYDER Başkanı Mersin, şu an “otomotivde bulunurluk ve çip konusunda ciddi bir sorun olmadığını” belirtirken, geçen yıl yaşanan sıkıntıların bu yıl yaşanmadığını kaydetti.
Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Mersin, otomotivde çip sorunuyla ilgili durumu daha kötü hale getirebilecek yeni bir gelişme olmadığını belirterek, “Marka ve model bazında firmalara göre değişen bir çip sorunu var ama buna da ‘çip krizi’ demek ne kadar doğru olur, bu da tartışılır. Açıkçası şu anda bulunurlukta da ciddi bir sıkıntı yok” dedi.
AA’ya konuşan Mersin, marka ve model bazında bazı çok spesifik modellerde bir bulunurluk sıkıntısı olabileceğini ancak geçen yıl olan sıkıntıların bugün yaşanmadığını, mevcut durumu hem Avrupa’daki hem de Türkiye’deki üreticilerin hızlı şekilde aşmaya çalıştığını söyledi. Turgay Mersin, aşılamanın hızlı şekilde yapılmasından dolayı önümüzdeki günlerde ticaretin daha da hareketlenmesini beklediğini ifade ederek, “Haziran ayında mayıs ayına göre
Son dönemde, özellikle Kovid-19 salgınıyla birlikte daha fazla adından söz ettiren “ekli araçlar”, insan hayatını tehlikeye sokacak riskler içeriyor...
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte artan bireysel ulaşım isteği ve çip krizi nedeniyle baş gösteren araç kıtlığı, vergilerde ve fiyatlarda meydana gelen fahiş artışlar, insanları ikinci el araçlara yönlendirdi. Ancak her konuda olduğu gibi bu konuda da ciddi “fırsatçılık” furyası ortaya çıktı ve “ekli araç” diye nitelenen otomobillerin satış adetleri de çoğalmaya başladı. Kaza yapmış ya da pert olmuş araçların gövdelerinin, aynı tip başka kazalı araçlardan sökülen gövde parçaları ve kaynaklama sayesinde birleştirilmesiyle ortaya çıkan “ekli araçlar”, tüketiciler ve sürücüler için çok ciddi risk teşkil ediyor.
Önü 2010, arkası 2015!
Uzmanlar, yükselen fiyatlar ve son yıllarda ikinci el araçlara olan ilginin artmasının dolandırıcıları harekete geçirdiğini,
Elektrikli otomobil modelleri giderek artarken, bu kez de tasarımcılar ve markalar arasında yeni bir rekabet, yeni bir restleşme başladı adeta: Izgaralı mı olsun, ızgarasız mı?
Pandemiyle birlikte hızlanan elektrikli otomobile geçiş çılgınlığı sınır tanımaz bir şekilde sürerken, üreticiler, sahip oldukları markalarla olabildiğince çabuk yeni elektrikli modeller çıkarmak için yarışırken, onları çekici hale getirmek amacıyla tüm hünerlerini gösteriyor. Bu da tasarımcılar arasında, yeni bir rekabetin kapısını açıyor: Izgaralı mı yoksa ızgarasız mı?
BMW’nin yanı sıra General Motors bünyesindeki Hummer, yeni elektrikli modellerini tanıtırken, bu araçlarda kullandığı “ızgaralar” dikkatleri çekmedi değil. Nitekim BMW, “böbrekler” diye nitelediği çift parçalı “ikonik” ızgara tasarımını elektrikli i4 ve ix modellerinde “hayli büyük” boyutlu olarak kullanırken, Hummer, tamamen elektrikli yeni modellerinde markanın vazgeçilmez 7 parçalı ızgarasını “6’ya indirerek” kullanmayı tercih etti.
Türkiye’nin batarya dahil ilk elektrikli ticari araç üreticisi olacak Ford Otosan, Ford’un geçtiğimiz günlerde açıkladığı gelecek planlarında önemli bir misyon üstlenecek.
Geçtiğimiz aylarda, 10 yıl içinde 2 milyar euro yatırım yapacağını açıklayan Ford Otosan, bu çerçevede hazırlıklarını sürdürüyor. Gölcük’teki mevcut tesislerine 80 bin metrekarelik ekleme yapacak, istihdamını da 15 bin dolayına çıkaracak Ford Otosan, yaptığı hazırlıklar ve yatırımlarla Türkiye’nin batarya dahil ilk elektrikli ticari araç üreticisi olmaya hazırlanırken, Ford Motor Company’nin gelecek planlarında da önemli bir rol üstlenmiş olacak. Volkswagen ile ortak hafif ticari araç üretimiyle de birlikte Ford Otosan’ın kapasitesi yıllık 650 bin araca ulaşacak.
Yaptıkları yatırımlar sayesinde Türkiye’ye hem istihdam hem de teknoloji alanında önemli katkı sağlayacaklarını dile getiren Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, Avrupa’nın en büyük ticari araç üretim