Nissan Genel Müdürü Charbel Abi Ghanem, Türkiye’de şarj altyapısının hızla artacağını, Avrupa’da 12 yılda gerçekleşen bu gelişimin ülkemizde 2-3 yılda olacağını öngörüyor.
Elektrikli otomobiller, gün geçtikçe Türkiye’de daha çok konuşulan konu ve daha fazla sayıda müşteriye ulaşmaya başlayan bir gerçeklik haline gelmeye başladı. Henüz rakamlar küçük olsa da, birkaç ay içinde TOGG’un da devreye girmesiyle artacağı muhtemel. Bununla birlikte firmalar, şarj nedeniyle elektriklilere uzak duran Türk tüketicisine ara çözümler sunuyor. Tıpkı dışarıdan şarj gerektirmeyen elektrikli “e-Power” teknolojili Nissan modelleri gibi... Türkiye’de e-POWER teknolojili Qashqai ve X-Trail’i geçen yıl tanıtan Nissan Türkiye Genel Müdürü Charbel Abi Ghanem, bu teknolojinin büyük ilgi gördüğünü vurgulayarak, “e-POWER teknolojili aracın direksiyona kim geçerse geçsin, çok beğeniyor. Mercedes, BMW gibi
Yapılan araştırmalar, elektrikli araç alımı konusunda Türk tüketicisinin en çok “şarj için beklenecek süre”, “menzil” ve “fiyat” gibi detayları önemsediğini ortaya koydu.
Tüm dünyada olduğu gibi elektrikli araç satışları ülkemizde de küçük adımlarla artmaya devam ediyor. Zira son verilere göre geçtiğimiz ay 1.071 adet elektrikli otomobil satışı gerçekleşirken, 2022 yılında bu rakam 7 bin 733 adet olarak gerçekleşti. Otomotiv sektöründeki tüketici trendlerini araştıran Deloitte’un, “2023 Küresel Otomotiv Tüketici Araştırması” rapora göre tüketicilerin elektrikli araçlara hızlı bir şekilde yönelememesindeki en önemli kriterler, şarj süresi, sürüş menzili, şarj istasyonu bulunurluğu olarak sıralanıyor.
2022’nin Eylül ve Ekim ayları arasında 24 ülkeden 26 binden fazla tüketiciyle yapılan ankete, Türkiye’den de 1.006 kişi katıldı. Buna göre tüketiciler, araç kullanma maliyetlerini düşürmeye
Ünlü müzik grubu The Beatles’ın Amerikan versiyonu olarak kurulmuşlar ve televizyon dizisi için bir araya getirilmişler, sonrasında ise müzik listelerinde gerçekleriyle rekabet etmişlerdi. Bu dizi için yapılan otomobillerse sadece onlara özeldi.
İngiliz rock grubu “The Beatles”ın dünya listelerini kasıp kavurduğu bir dönemde, Amerika’da yeni bir televizyon şovu dizisi için planlar yapılıyordu. The Beatles’ın “taklidi” olacak bir grup, hem şarkılar söyleyecek hem de insanları eğlendirecekti. Bunun için yapımcılar, Micky Dolenz (davul), Michael Nesmith (gitar), Davy Jones (vurmalı çalgılar) ve Peter Tork (bass, tuşlu çalgılar) adlı dört gençle, 1965 yılında “The Monkees” yani “Maymunlar”ı kuruverdi. Yani “Amerikan Beatles”ı...
Ancak yapımcılar, bu grubu Beatles’tan ayırmak için bir de “büyük” fark yaratmak istiyordu. Bunun için, ABD’nin ün yapmış dublör, James Dean gibi ünlülerin boyacısı ve özel araçlar üreticisi Dean
Markayı, Fiat’tan sonra Türkiye’de en çok satan Stellantis Grubu markası haline getirdiklerini söyleyen Opel Türkiye Genel Müdürü Emre Özocak, artık üst yönetimin üretim planlarına ilişkin toplantılarına çağırıldıklarını kaydetti.
Opel Türkiye Genel Müdürü Emre Özocak, 2019’dan bu yana sürekli yeni ürünler piyasaya sunduklarını, bu sayede satışlar ve pazar payı anlamında “seviye atladıklarını” kaydederek, “Türkiye’deki sonuçlarımızla dünya çapında Opel’in en fazla satış yapılan 5. ülkesiyiz. İspanya’yı geçmiş durumdayız. Güncel sonuçlarımızla İtalya ve Fransa’ya yaklaştık” dedi.
Türkiye’de geçen yıl Fiat’ın ardından, Stellantis Grubu’nun en çok satış yapan markası haline geldiklerini kaydeden Özocak, “Bu sayede artık üst yönetimin hazır bulunduğu önemli toplantılara biz de çağırılıyoruz. Gelecek ürün ve üretim stratejilerinde bizim de sözümüz dinleniyor. Ayrıca
Son dönemde otomotiv sektöründe ardı ardına gelen hacker haberleri, üreticileri ciddi şekilde düşündürüyor. Pek çok marka önlemlerini artırırken, bazısı sistemlerini izlemeye aldı.
Otomotivde teknolojik donanımlar, internet ve uydu bazlı sistemler arttıkça, araçlara ve üreticilerine yönelik bilgisayar korsanları yani hackerler tarafından müdahaleler de artmaya başladı. Nitekim son dönemde BMW, Ferrari, Ford, Jaguar-Land Rover, Mercedes-Benz, Porsche, Rolls-Royce gibi markaların sistemlerini “yoklamaya” başlarken, bu firmalar hızla aksiyon almak için kollarını sıvadı.
ABD’de, aralarında Asyalı üreticilerin de bulunduğu bazı markaların, kullandıkları telematik ağı sayesinde bazı güvenlik açıkları verdiği, hackerların bu sayede ciddi miktarda müşteri ve şirket verisine ulaşma şansı elde ettiği konuşuluyor. Bu konuda üreticiler arasında 90 günlük bir “suskunluk dönemi” konusunda anlaşmaya varıldığı ve bu sürede söz konusu açıkların bulunması, önlemler alınması için zaman
Otomotiv üreticileri, rekabetçilik adına 2000’li yılların başlarında “denenmemişi denemek ve boşlukları doldurmak” için pek çok model piyasaya sundu... Peki ya sonu?
Dünya otomotiv tarihi, “başarılı girişimlerin” yanı sıra “Bak, şimdi bişi deniyecez!” diyerek yola çıkan, rekabetçilik ve denenmemişi yapmak, bir boşluğu doldurmak” adına üretilen ancak sonunda “fikir çöplüğünü boylayan” modellerle, markalarla, teknolojilerle dolu... “Peki en çok kim yaptı bunu?” diye sorarsanız, bunun tek bir cevabı yok tabii. Zira Avrupa kıtasından Asya’ya, oradan Amerika ve Afrika’ya kadar her yer de bir dolu böyle iş mevcut...
Peki ben bugün ne yazacağım? Bugün, Avrupa’da başarısız olan ve sadece 2000’li yıllarda önümüze çıkan (ya da başarısızlığı nedeniyle önümüze bile çıkamayan) örneklerden bahsedeceğim. Zira bir kısmı gerçekte ülkemize de geldi ama çoğu kaybolup gitti bile... Mesela? Evet, mesela “Renault Avantime”
Türk otomotiv sanayi, geçen yıl yüzde 6’lık artışla 1 milyon 352 bin 648 adetlik üretim gerçekleştirirken, toplam otomotiv ihracatında da adet bazında yüzde 4’lük artış yaşadı. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, geçtiğimiz yıl toplam 970 bin 124 adet araç ihraç eden otomotiv sanayi, dolar bazında yüzde 6 artışla 31.5 milyar dolarlık dış satım gerçekleştirdi. Otomotiv ihracatı euro bazındaysa yüzde 18 artışla 29.9 milyar euro’ya ulaştı. Bu dönemde, dolar bazında ana sanayi ihracatı yüzde 4, tedarik sanayi ihracatı da yüzde 9 arttı.
‘Hazırlık şart’
OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, sektörün geçen yıl yaklaşık 1 milyar dolar yatırım yaptığını, istihdamını da yüzde 9 artışla 57 bine çıkardığını hatırlattı. Toplam kapasite kullanımının yüzde 70’e ulaştığını kaydeden Eroldu, gelecek yıl özellikle Avrupa pazarında talep düşüşleri beklendiğini, bunun için iç pazarın artırılmasının önem taşıdığını söyledi.
Elektrikli araç
Türkiye’nin ilk seri üretim otomobili Anadol A1’e hayat veren tasarımcı Tom Karen, 96 yaşında hayatını kaybetti. Karen, otomotivi bıraktıktan sonra son nefesine kadar ilginç oyuncaklar tasarlamayı sürdürdü...
Benim bile çocukluğumdan bu yana aklımın ucundadır Anadol A1. Dedemin beyaz renkli 4 kapılı “süt oğlan”ı, yuvarlak farları, şaşkın bakışları, ikonik hale gelen tasarımıyla benim çocukluk kahramanımdı. Bu nedenle de o yıllarda iki şeye sahip olmayı istiyordum... “Dedemin Anadol’una” ve vitesli, kilometre saatli bir chopper bisiklete... İkisine de sahip olamadım tabii. “Polo” modeli bisiklete binecek yaşı ve “gövde boyutları”nı aştığım gibi, ehliyet aldıktan iki yıl sonra da rahmetli dedem, “süt oğlan”ı sattı...
Sözünü ettiği, hayallerimi süsleyen iki farklı şeyin, aslında bir tek “ortak yönü vardı... (Elbette ikisini de benim düşlemiş olmam değil) İlk kez Tom Karen tarafından tasarlanmış olmaları... Evet, geçtiğimiz günlerde 96 yaşında sessiz sedasız hayatını kaybeden Karen, Anadol