Yarını kalbinize ayırın

28 Eylül 2020

Yarın 29 Eylül Dünya Kalp Günü. Kalp damar hastalıkları önlenebilir hastalıklar grubuna girmesine rağmen tüm dünya genelinde ölüm sebepleri arasında birinci sırada yer alır. Tıptaki onca gelişmeye ve ilerlemeye rağmen yıllardır bu sıralama hiç değişmedi böyle giderse pek de değişeceğe benzemiyor. Bu nedenle her fırsatta bıkmadan usanmadan kalp damar hastalıklarından korunmak için neler yapmak gerektiğinden ve koruyucu kardiyolojinin ne kadar önemli bir kavram olduğundan bahsetmek gerekiyor.

Yarının Dünya Kalp Günü olması vesilesiyle biraz da bıkmak usanmak bilmeden hiç durmaksızın çarpan bu çalışkan organımıza biraz özen gösterelim ne dersiniz?

Bu gece güzel uyuyun

Bu akşam vakitlice uyuyun ve yarına güzel dinlenmiş, zinde bir şekilde uyanın. Az uyumak kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini artırır. Uykusuzluk, tansiyonu, kolesterol seviyesini ve stres hormonu olan kortizolü yükseltir. Anksiyete, psikolojik bozukluklar, obezite ve kalp ritim bozuklukları için zemin hazırlar. Bu nedenle iyi bir uyku hem güne iyi başlamak için

Yazının Devamı

Salgının sonu geliyor mu?

21 Eylül 2020

Tarihte bitmemiş bir salgın yoktur. Elbette Covid-19 da bitecek. Hatta sonu yaklaştı da diyebiliriz. Zira içinde bulunduğumuz yüzyıla göre, tıpta elde etmiş olduğumuz ilerlemelere rağmen bu kadar uzun sürmesi de pek normal değil. Karşılaştırmasını yaptığımız İspanyol gribi yüzyıldan fazla süre önce karşılaşılan bir salgın ancak o dahi tarihe karışmış, bitmiş gitmiş bir salgın olarak anılıyor. Henüz yeni koronavirüs hastalığını tamamen iyileştirebilecek ilacı bulamasak da hastalık ilerlerken tedavide kullandığımız birtakım ilaçlar var. Bunların nispeten faydası da oluyor. Ancak bu ilaçlar doğrudan virüsü öldüren ilaçlar değil, sadece virüs bizi öldürmesin diye verdiği hasar ziyanı engellemeye çalışan, vücudun kendini düzgün şekilde korumasına yardım eden ilaçlar. Kimi zaman başarılı olunuyor kimi zaman da maalesef hastaları kaybediyoruz.

Korunmak önemli

 Burada asıl iş hastaya düşüyor. Hastanın vaktiyle kendisini ne kadar koruduğu, koruyucu sağlığına ne kadar önem verdiği esas sonucu belirliyor. Bünyesini ne kadar koruduğu,

Yazının Devamı

Sağlıktaki teknolojik ilerlemeler

14 Eylül 2020

Teknolojideki ilerlemeler yaşantımıza birçok kolaylıklar getiriyor. Artık oturduğumuz yerden düğmelerle birçok mekanizmayı harekete geçiriyoruz. Daha önce mağazadan mağazaya elimiz kolumuz dolu şekilde dolaşarak yaptığımız alış-verişi artık evimizde otururken bilgisayardan görüp, seçip, ödeyerek yapıyoruz ve her şey kapımıza geliyor. Bilgisayar ve internet sayesinde bir dünya bilgiyi yine yerimizden kımıldamadan bir tıkla karşımızda buluyoruz. Dünyadaki güncel bilgilere anında ulaşabiliyoruz Öğrenciler daha önce kitapları ansiklopedileri karıştırıp o da yetmediğinde kütüphanelere giderek zaman harcayıp hazırladığı ödevleri şimdi kucağındaki bilgisayarda yerinden kımıldamamdan kolayca tamamlıyor. Hatta bu pandemi döneminde okula gitmeden oturduğu yerden eğitimini bile alabiliyor. Teknolojideki ilerlemelerin sağladığı konfor anlat anlat bitmez. Ben daha çok teknolojideki ilerlemelerin sağlık alanında getirdiklerinden biraz bahsetmek istiyorum.

İlk olarak biz kardiyologların yanından ayırmadığı vazgeçilmez aletimiz stetoskoptan söz edeceğim. Bize tedavimizi

Yazının Devamı

Yeni koronavirüsteki tehlikeli tırmanış

7 Eylül 2020

Salgının sonbaharda artışa geçeceğini konuşurken daha sonbaharın esintileri bile gelmeden covid-19 fırtına gibi çoğalmaya başladı. Hasta sayıları artışı ile beraber ağır durumdaki hastalar ve vefat sayıları da artmaya başladı. Oysa virüse karşı avantajlı durumda olan biziz. Nasıl bir mikropla savaştığımızı biliyoruz. Bize neler yapabileceğini gördük, öğrendik ve asıl önemlisi nasıl korunacağımızı biliyoruz. Yoğun bakımlara düşürebilecek, insan hayatına son verebilecek kadar güçlü bu virüsün bulaşmasını ve hastalık yapmasını önlemek hem de çok kolay bir şekilde mümkün. Bunun için önemli bir harcama gerekmiyor, üstün yetenek de gerekmiyor öyle akılda tutması zor şartları da içermiyor. Tüm bunlara rağmen ne yazık ki etrafımızda sorumsuzca hareket eden, virüsü, yaptığı hastalığı anlamamış, kendi ve başkalarının hayatını hiçe sayan o kadar çok kişi var ki,… Onlar virüsü sağa sola taşıyarak yayılmasını sağladıkları, maske takmadıkları ve mesafeye dikkat etmedikleri için kurallara dikkat eden,

Yazının Devamı

Sıcak havalarda idrar söktürücülere dikkat

31 Ağustos 2020

Tıptaki adıyla diüretik olarak bilinen idrar söktürücüler vücutta idrar yapımını artırırken su ve elektrolit kaybına da yol açar. Özellikle de sıcaklığın mevsim normallerinin üzerine çıktığı bu günlerde vücudumuzda sağlığımızı bozacak dengesizlikler de ortaya çıkabilir. Zira aşırı sıcak havada bedenimiz vücut ısısını düşürmek için terlemeyi artırır. Böylelikle terle beraber daha çok su kaybederiz. Bu kaybın yanında yine vücut için gerekli birtakım elektrolitler de kaybolur. Bunun yanı sıra kalp daha hızlı çalışır. Damarlar sıcak etkisiyle genişler.

 Halsizlik, baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü olur

 Su ve elektrolit kaybına bağlı olarak tansiyon düşer. Çabuk yorulma, özellikle oturduğu yerden veya yataktan ani kalkıldığında belirgin baş dönmesi, göz kararması olabilir. Buna sebep yer çekiminin etkisiyle kanın ani ayağa kalkışta beyne varmasındaki yavaşlamadır. Düşük tansiyonlu kişilerde, idrar söktürücü ilaç kullananlarda, sıcak havada,  çok

Yazının Devamı

Uzun süren açlıklar safra taşı yapabilir

24 Ağustos 2020

Safra karaciğerde üretilen ve safra kanalı aracılığıyla on iki parmak bağırsağına (duedenum) boşalan ve sindirimde önemli derecede rol alan bir salgıdır. Yağ ve yağda eriyen vitaminlerin emilimini sağlar. Safra kesesinin görevi ise karaciğerin ürettiği bu safrayı depolamaktır. Açlıkta biriken bu safra mideye yiyecek bir şey gelince kesenin kasılmasıyla on iki parmak bağırsağına dökülür ve sindirim işlevine katılır. Açlık uzun sürerse bu birikim ile önce çamurlaşma olur. Buna bağlı bulantı, kusma, hazımsızlık gibi şikayetler ortaya çıkar. Açlık süresi devam eder ve uzun açlıklarla böyle bir beslenme tarzı alışkanlık hali alırsa çamurdan da öte safra taşlarının oluşumu kolaylaşır. Bu nedenle aralıklı açlık diyetlerinde dikkatli olmakta fayda vardır. Amaç zayıflamaksa bile öğünler arasındaki süre 8 saati aşmadan tam bir öğün yenmese bile safra kesesini çalıştırmak amaçlı bir ara besin tüketilmelidir.

Safra kesesine ait şikayetler

Ağrı

Safra kesesi ile ilgili şikayetlerin başında ağrı gelir. Safra kesesi karaciğerin hemen

Yazının Devamı

Yorgunluğun sebebi Kovid-19 mu?

17 Ağustos 2020

Aşırı yorgunluk hissi Kovid-19’un belirtilerinden biri. Çok yoruluyorsak ve bu son zamanlarda süreklilik kazanmışsa koronavirüse mi yakalandık diye aklımıza şüphe düşebilir. Önce başka neler yorgunluk hissi yaratabilir gözden geçirelim

Dünyada kime sorarsanız sorun Kovid-19’dan bıkmayan, yorulmayan yoktur. Hepimiz bu mikrobun bize yaşattıklarından sıkıldık yorulduk. Maddi manevi kayıplarımız oldu. Sadece yorulmak değil, bize büyük zararı da dokundu. Bir kısım insanlar hala sanki virüs yokmuş gibi hareket ediyor. Dünya umurlarında değil. Onların yüzünden de salgın devam ediyor. İnsanlar hastalanıyor, yoğun bakıma giriyor, bazıları hayatını kaybediyor. Hal böyleyken en çok yorulan kesim de biz sağlık çalışanları oluyoruz. Birçok meslektaşlarımız hastalandı. Hayatını kaybedenlerimiz oldu. Sorumsuz insanların yaydığı virüsle mücadele etmekten yorulduk. Önlemleri anlayamayanlara sürekli tekrar etmekten yorulduk. Burada tek yorulmayan virüs ve onun işbirlikçisi olan, tedbirleri umursamayan hain insanlar. Haberleri yok ki bu hainlik ilk

Yazının Devamı

Sağlık alanında lider ülkelerdeniz

10 Ağustos 2020

Bir hekim olarak bunu söylemekten her fırsatta ve her ortamda tekrar etmekten büyük gurur duyuyorum. Bundan yıllar önce Paris’teki ve Cleveland’daki meslektaşlarıma bugün çalıştığım hastane ile ilgili olarak o zaman için yılda iki binin üzerinde açık kalp ameliyatı yapıldığını söylediğimde bana şaşırarak baktıklarını hatırlıyorum. Beni iyi tanıdıkları için yalan söylemediğimi biliyor ancak inanmakta güçlük çekiyorlardı. Çalıştığım hastane kardiyoloji konusunda lider konumda olduğu için bu rakam genel Türkiye ortalamasına göre de biraz yüksekti.

Zira İstanbul dışından da tedavi olmak için gelen ya da tüm yöntemler denenmiş veya müdahaleye cesaret edilememiş vakalar da Türkiye’nin her yerinden gelmekteydi. Daha sonra kongrelerde toplantılarda onlarla tanıştırdığım Türk kardiyologları ve çalışmalarını gördükçe ne demek istediğimi daha iyi anladılar. Bugün tedavideki yaklaşımlar değişti, teknik imkanlar ilerledi koroner by pass ameliyatlarının yerini daha çok anjiyografik

Yazının Devamı