İçki ve sekse dair

27 Ocak 2011

Bülent Arınç demişti ki: “Bir kısım çağdaş düşünceye sahip olduğunu söyleyenler, olaylara sadece içki ve seksle bakıyorlar. Hayat içki ve seksten ibaret değil...”
Konu üzerine epey geyik muhabbeti yapıldı, ama işin ciddi bir yanı var. Çünkü yapılmak istenen şey, sözlükte “çağdaşlık” kelimesinin karşılığına “müptezellik” yazdırmak...
Ve ne yazık ki bu, memleketin muhafazakâr coğrafyalarında rağbet gören bir teşhis haline geldi.
Bu algının niye yaratılmaya çalışıldığı malum...
Bence asıl sorun, Arınç’ın deyişiyle “çağdaş düşünce sahiplerinin bir kısmı”nın buna alet olup olmadığı...
* * *
Son dönemde “özgürlük savunusu”nun münhasıran içki ve porno üzerinden yapılıyor olması, benim de canımı sıkmaya başladı.

Yazının Devamı

‘Oğlunu gördü ertesi gün öldürüldü’

25 Ocak 2011



Semra Duyar 1999 yılında doğan oğluna, eşi Mustafa’nın ilk adı Halit adını koydu. Mustafa Duyar, oğlu Halit ile 20 günlükken sadece bir günlüğüne görüşebildi.
“1999 yılı... 14 Şubat Sevgililer Günü’nden bir gün önceki akşam, 20 günlük oğlumuzu özel izinle iki saatliğine babasına gönderdim. Birbirlerini ilk kez göreceklerdi.
“Ben günler süren uykusuzluktan, soğuktan hasta düşmüştüm. Oğlan gider gitmez sızmışım. Ve bütün gece deliksiz uyumuşum. Uyandığımda 14 Şubat olmuştu. Gözlerime inanamadım.
“Doğduktan sonra babasının çocuğu görmesine müsaade etmeyen, benim ricalarım üzerine iki saatliğine izin veren idare bütün geceyi Mustafa’yla geçirmesine razı olmuştu; ‘Al, ilk ve son kez, oğluna doy’ der gibi...
“O sabah Mustafa bir sepet içinde Sevgililer Günü hediyemi yolladı. Birine çorap ördürmüştü. Ben de ona bir kalem yolladım.

Yazının Devamı

‘Bizi vurdurmak için tuzak kurdular’

24 Ocak 2011



Mustafa Duyar aslında Afyon’dan önce Kırklareli Cezaevi’nde hedefti. Öldürülmesi emri verilmişti. Ancak bu infaz, bir ihbarla engellendi; daha doğrusu geciktirildi.
Eşi Semra Duyar anlatıyor:

Gözü oyulan ihbarcı
“Kırklareli Cezaevinde Adil Yanık diye biri var. Bu adam, Mustafa’nın Nuriş kardeşlerin adamları Sami Tokur ve Ahmet Yargüder tarafından öldürüleceğini ihbar ediyor cezaevi yönetimine... Bunu söylediği dönemde Mustafa sol müşahedede kalıyor; Tokur ve Yargüder sağ müşahededeler. Bu ihbar üzerine Mustafa hemen Muğla Cezaevi’ne sevkini istedi. Müdür de bu talebi Adalet Bakanlığı’na iletti. Bakanlıktan cevap beklenirken cezaevi yönetimi ihbar üzerine soruşturma açtı ve Sami Tokur’u sorguladı. Tokur, böylece Adil Yanık’ın kendilerini ihbar ettiğini öğrendi ve cezaevinde Adil Yanık’ın gözünü oydular.

Yazının Devamı

‘Sabancı cinayeti örgüte sipariş edilmiş olabilir’

23 Ocak 2011

‘Mustafa, Sakıp Sabancı’nın o günlerde hazırladığı ‘Güneydoğu Raporu’nun onu hedef haline getirdiğini düşünüyor, cinayetin bu nedenle örgüte sipariş edilmiş olduğundan şüpheleniyordu. ‘Ama bir şeyleri bilmek bana da zarar verir’ diye düşünüyordu’

Semra Duyar, Mustafa Duyar’ın eşi... Ama olağanüstü koşullarda gerçekleşmiş, kısa sürmüş, kötü bitmiş, pek alışılmadık bir evlilik onlarınki...
Birbirlerini pek az tanıyorlar.
Hep cezaevinde kalmışlar.
Pek az birlikte olabilmişler.
Tanışmaları 1997 başı...
Evlenmeleri 1997 yazı...

Yazının Devamı

‘Mustafa da terör kurbanıydı’

22 Ocak 2011

Karşılaştığımızda birbirimizi yıllardır tanıyor gibiydik. Oysa daha önce hiç görüşmemiştik.
Türkiye’yi sarsan bir büyük suikast, onun da hayatının akışını değiştirmiş, benim de tesadüfen içine girdiğim ve yazdıkça daha çok içine çekildiğim bir girdaba dönüşmüştü.
Biraz da o yüzden belki, aynı kara kitabın içinde birbirini arayan roman kahramanları gibi uzun süre buluşabilmeyi beklemiştik.
Bu buluşma için çok konu biriktirmiştik.

Yapılamayan görüşme
Semra Duyar, Sabancı’nın katili Mustafa Duyar’ın eşi...

Yazının Devamı

Erdoğan neden milliyetçi oldu?

20 Ocak 2011

Bazıları “Ne oldu Erdoğan’a? Neden milliyetçilikte vites yükseltti” diye soruyor.
Bir türbeye sahip çıkma bahanesiyle “insanlık anıtı”na “ucube” dedi.
Meraklıların “tıksırıncaya kadar” içtiğini söyledi
“Muhteşem Yüzyıl”a yönelik protestolara, “tarihi şahsiyetlerin manevi değeri bizim için son derece önemlidir” diyerek destek verdi.
Bu sözlerin ona bazı liberal destekçilerini kaybettireceğini bile bile neden bu yolu seçti?
* * *
Cevap oy hesaplarında:

Yazının Devamı

Rüzgâr eken...

18 Ocak 2011

Son dönem Başbakan’ın Meclis grup konuşmalarında dikkatimi çeken bir şey var:
Başbakan sürekli sorup-cevaplayarak konuşuyor.
Ben okul yıllarımdan hatırlıyorum bu tarzı... Öğretmenler böyle konuşur:
“Bu durumda havuza giren suyu ne yapmamız gerekir? Toplamamız gerekir.”
Amaç, talebeyi yoklamak ve öğretilenin kulağında kalmasını sağlamaktır.
Dikkat edin, fark edeceksiniz; Başbakan aynen bu üslupla konuşmaya başladı:
“Aralık ayı ihracatımızı da ne yaptık? Artırdık.”

Yazının Devamı

Yalnayak

16 Ocak 2011

Avuç içi kadar bir dar bant... Üzerine pul gibi iliştirilmiş, “Şiir” yazılı bir sarı kâğıt...
1961’de kaydedilmiş; Paris’te...
İki usta buluşmuşlar; Bedri Rahmi ile Nâzım...
Son görüşmeleri muhtemelen...
Nâzım balayında... Söz vermiş Vera’ya:
“Sana tüm şiirlerimi banda kaydedeceğim. Yaşamımın tüm sesi seninle kalsın. Canın sıkıldığında Nâzımcığını dinlersin” demiş.
O sözü tutmak üzre oturuyor teybin başına...

Yazının Devamı