Işık ve karanlık

1 Ocak 2011

Kırmızı halılar serilmiş şık sokaklar... Işık giydirilmiş dev yılbaşı ağaçları...
Sokağın ufkunda samanyolu gibi parıldayan avizeler...
Süslü çamlar üzerinde vaatkâr hediye paketleri...
Yol boyu dans gösterileri... Özel tasarım yılbaşı mankenleri...
“Brasserie”lerden, “bistro-bar”lardan yükselen kahkaha sesleri...
Rengârenk vitrinler, elinde paketlerle vitrinlerin önüsıra gezinen havalı hanımlar, beyler...
Onları içeri buyur eden eli çıngıraklı noel babalar...

Yazının Devamı

Çevik Kuvvet neden copluyor?

30 Aralık 2010

Sık sık polis şiddetini izliyoruz, eleştiriyoruz. Ancak polisin basın-halkla ilişkiler birimi yok; sanki duvara konuşuyoruz.
Uzun yıllar Çevik Kuvvet müdürlüğü yapmış bir Emniyet Müdürü aradı. Farklı dilden konuştu. Eleştirilere hak verdi:
“Ama olaya bir de bizim tarafımızdan bakın” dedi.
İşte anlattıkları:

İlk sorumlu vali
“İzlediğiniz görüntülerde sorumluluğunun yarısı bizim. En başta da, eyleme izin verme pozisyonunda olan valinin... Gösteri talebi gelince vali önce ‘Beni tayin eden hükümet acaba buna nasıl bakar? Bana nasıl yansır’ diye düşünür. Eğer protesto, valiyi tayin edenleri kızdıracaksa, en masum yürüyüş bile ‘Devletin bekasına aykırı’ diye damgalanabilir.

Yazının Devamı

Gemili tarih

28 Aralık 2010

Mavi Marmara’nın eve dönüşünü izleyince, eski bir hayalimi hatırladım:
Başrolünü gemilerin oynadığı bir belgesel-tarih kitabı...
Açılışta iki devşirme zırhlı var: Yavuz ile Midilli...
Asıl isimleri Goeben ve Breslau...
Rusya’nın Karadeniz sahillerini bombalayarak yazıyorlar 100 yıllık “gemili tarih kitabı”nın girizgâhını...
O bombardıman, Agamemnon kruvazöründe atılmış teslimiyet imzasına sürüklüyor bizi...
Bir sonraki sayfada, İstanbul’un boğazında düğümlenmiş işgal gemileri...

Yazının Devamı

Öyle bir geçer zaman ki...

26 Aralık 2010

Pek dizi seyreden biri değilim. Fakat her sohbette adı geçmeye başlayınca merak edip “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”ye bir takıldım, bir daha bırakamadım.
Gerçi süresi uzun, planları ağır, kimi karakterleri abartılı, her bölümü gözyaşı garantili, ama bu geniş ailede yaşananların birçok evde karşılığı var.
Aile denen “müesses nizam”ın bir fiskede nasıl tuzla buz olabileceğini ve o fiskenin sıradan hayatlarda nasıl bir zelzeleye yol açabileceğini kanıtlıyor.
Dizideki her ikili ilişki, hayatımızdaki bir sırrı çözüyor sanki:
* * *
ALİ ile CEMİLE: Ali, gemi kaptanı... Cemile onu bekleyerek 4 çocuğunu büyüten bir ev kadını... Yorgun bir ilişki... Mecburi mutsuzluğa çocuklar için katlanır gibiler. Bu tabloyu, Ali’nin hayatına giren bir kadın parçalıyor. Ve aynı yastıkta yaşlanacak ikili, o yastıkla birbirini boğacak hale geliveriyor.
ALİ ile CAROLINE: Caroline, Ali’nin sevgilisi... Suzan Avcı’nın Hollandalısı... Ali’de ne bulup da buralara geldiği pek anlaşılmıyor. Ama “Bak, bir macera, başınıza ne işler açabilir” dersinde bütün kötülüklerin anası rolünü oynuyor.

Yazının Devamı

Ayrılmak istemiyorsak...

25 Aralık 2010

Teniste Belçika’nın iki kadın yıldızı var: Justine Henin-Hardenne ve Kim Clijters...
2003 Amerikan açık finalinde birbirlerine rakip olmuşlardı. Justine, eze eze kazanmıştı.
Biz, “iki arkadaşın dostluk maçı” diye seyretmiştik.
Meğer işin rengi başkaymış.
Sonradan Newsweek Türkiye’den öğrendim ki, Belçika basını maçtan sonra Justine’i doping yapmakla suçlamış.
“Nasıl olur? O da Belçikalı” diyenlere acı cevabı vereyim:
Justine bir Valon kızı...

Yazının Devamı

Yafta

23 Aralık 2010

Zaman gazetesinin sevdiğim bir reklam filmi vardı. İnsanlara yapıştırdığımız yaftaları sıralıyordu:
“Dinci, faşist, hain, kıro, darbeci, ajan, liboş, yobaz...”
“Yaftalamadan düşünün” diyordu film...
Herkesin karşısındakini nefretle yaftaladığı anlayışı yıkmak için Zaman okumalıydık.
Dünkü Zaman’da hakkımdaki “ajan gazeteci” imasını okuyunca o filmi görmüş gibi oldum. Yazanların kendi reklam filmlerini seyretmemiş olmalarına üzüldüm.
* * *
Peki neden “ajan” yaftası sırtımıza iliştirilmiş?

Yazının Devamı

Komutanım biz neler yapmışız

22 Aralık 2010

Anılarını kitap olarak yayımlayan MİT’in eski İstanbul Bölge Başkanı Gündeş, Başbakan’a suikast yapacakları iddiasıyla ilgili olarak Ergenekon Savcısı Öz tarafından sorgulanması konusunda şunları yazdı:

Sabıkalı birinin ihbarına göre, Çevik Bir’e tabanca ve roket göndermişim. Orada ifade vermekten çıkan emekli Orgeneral Çevik Bir’le ilk kez karşılaştım ve bana ‘Komutanım biz neler yapmışız’ dedi

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın İstanbul eski Bölge Başkanı Osman Nuri Gündeş, anılarını derlediği “İhtilallerin ve Anarşinin Yakın Tanığı” kitabında Ergenekon soruşturması kapsamında Savcı Zekeriya Öz’e verdiği ifadeden de söz ediyor.
Gündeş, geçen yıl haziran ayında “Erdoğan’a suikast” iddiasıyla ilgili olarak şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmıştı. İddiaya göre Başbakan’ı taşıyan uçak İstanbul’a inişe geçtiğinde karadan havaya atılacak bir füzeyle vurulacaktı.
Kitaptan, Gündeş’in emekli Orgeneral Çevik Bir’e, Başbakan’a suikast için bir roket ve bir tabanca vermekle suçlandığı anlaşılıyor. Sorgu sırasında Gündeş’e, suikastta kullanılacağı iddia edilen roketle tabancanın fotoğrafları da gösterilmiş.

Bir roket, bir tabanca

Yazının Devamı

Ağca’yı kaçıracak olan subayın adını bildirdik

21 Aralık 2010

Anılarını “İhtilallerin ve Anarşinin Yakın Tanığı” adıyla kitap halinde yayımlayan Osman Nuri Gündeş, Ağca’nın uyarıya rağmen kaçırıldığını, Gülen okullarında CIA ajanlarının öğretmen olarak görev yaptığını, Abdullah Öcalan’ın İtalya’dan itibaren MİT’in kontrolünde olduğunu, ASALA ile savaşacak elemanlar için Çankaya Köşkü’nün altında atış poligonu oluşturulduğunu yazdı

Önemli ipuçları taşıyorOsman Nuri Gündeş 85 yaşında bir eski istihbaratçı...
1964-1986 yılları arasında Milli İstihbarat Teşkilatı’nda çalışmış.
1977-1984 arası, yani 12 Eylül’e uzanan fırtınalı dönemde ve 12 Eylül sonrasında İstanbul’da MİT Bölge Başkanı olarak görev yapmış.
Tansu Çiller döneminin Başbakanlık İstihbarat Başdanışmanı olarak tanıyoruz kendisini...
Gündeş, teşkilatın en çok tartışılan isimlerinden biri...
Adı, Hiram Abas-Mehmet Eymür’le çekişmeleri ve yeraltı dünyasıyla ilişkili olduğu iddialarıyla sık sık gündeme gelmişti.

Yazının Devamı