Dün ile yarın arasında...

17 Nisan 2011

“12 Eylül yargılanacak.” Benim kuşağım 30 yıl, bu haberi bekledi.
Hayatımızı darmadağın eden darbenin hesabının sorulacağı günü iple çektik.
Şimdi “Hesaplaşma günü geldi” diyorlar.
Çevreme bakıyorum; hiç heyecan yok. Tuhaf, ama bende de yok.
Niye ki?
Bu kadar geciktiğinden mi?
Darbecilerin çoğu öldüğü, yaşayanların da mahkemeye çıkacak hali kalmadığı için mi?

Yazının Devamı

Siz, biz, ben, o...

16 Nisan 2011

Yıllardır Strasbourg’da gazetecilik yapan arkadaşımız Kayhan Karaca’ya “Avrupalı parlamenterler Erdoğan’ın konuşmasını nasıl buldular” diye sordum:
“Üslubuna artık onlar da alıştı galiba” diye cevapladı. Demek sadece biz değil, Davos’tan Strasbourg’a bütün âlem tanıyor bu öfkeli üslubu...
Erdoğan’ın Avrupa Konseyi’ndeki konuşması birçok yönüyle fauldü:
Kadıköylü Fransa milletvekilini “Türkiye’ye de Fransızsın” diye fırçalaması...
Kitap toplatmayı bomba benzetmesiyle savunarak 12 Eylül zihniyetini hortlatması...
Gazetecilerin tutuklanmasını eleştirenleri, “Onlar gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklu değil” diye kandırması...
Bunlar zaten dile getirildi.

Yazının Devamı

İkinci Genç Osman faciası

14 Nisan 2011

İlerde bir gün “2011 Türkiye’sinde iktidarın, sanatçının, bürokrasinin, basının ve insanların ruh haline dair bir örnek ver” deseler herhalde bunu anlatırım. Bir dönemin bütün şifreleri, bu küçük sahnede gizli çünkü...

Ön sıradaki gösterişsiz seyirci
Önce eldeki bilgilerle ne yaşandığını toparlamaya çalışalım:
Cuma akşamı...
Başbakan’ın kızı Sümeyye Erdoğan yanında kendisi gibi başörtülü yengesiyle Devlet Tiyatroları’nda “Genç Osman” oyununu izlemeye gitmiş.
En ön sırada oturmuşlar, ama anlaşılan bilet alırken “Başbakan’ın kızı” kimliğini kullanmamış. Çünkü oraya gideceğinden Genel Müdür’ün bile haberi yok.

Yazının Devamı

Artılar-eksiler

12 Nisan 2011

Partilerde milletvekili seçme yerleştirme yarışı bitti. Dünden beri herkes şifreleri çözmeye çalışıyor.
Kim, neden seçildi; kim neden yerleştirilmedi?
Ayrıntıları haberlere bırakıp genel manzaraya bakalım.
* * *
Önce artılar:
Ankara gazetecileri 60 yıldır ülkenin siyasi nabzını Genelkurmay’ın ışıklarına bakarak tutmaya çalışırdı. Son birkaç gündür gözler parti genel merkezlerinin ışıklarında...
Tek başına yeterli olmasa da bu “ışık transferi”, bir sivilleşme alameti...

Yazının Devamı

Sıfır tabu

10 Nisan 2011

Gündemimizdeki konulara bakın: “Barışı Kurmak” konferansında İshak Alaton, Kürtlere ayrılmak isteyip istemediklerini referandumla sormayı öneriyor. Kürtlerin çoğunlukla “Hayır” diyeceğini tahmin ediyor.
Leyla Zana, “Türklere de sormak lazım” diyor.
Konferansta ev hapsine alınması önerilen Abdullah Öcalan İmralı’dan “Ben devletle görüşüyorum. Örgüt savunmada kalsın” mesajı yolluyor.
Kılıçdaroğlu CHP’li gençlere “Herkes anadilini öğrensin” diyor; cemevlerinin ibadethane olarak tanınmasını istiyor.
Balyoz sanıklarının tutukluluğunu eleştiren Genelkurmay, “yargıya müdahale etti” diye kıyasıya eleştiriliyor.
12 Eylül’ü yargılayacak Cumhuriyet Savcısı “Bayrak Harekât Planı”nı inceliyor; Evren’i ifadeye çağırıyor.
TÜSİAD’ın yeni anayasa önerisini hazırlayan heyet, değişmez maddelerinin de değişebileceğini yazıyor.

Yazının Devamı

Çoğunluk

9 Nisan 2011

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un “Ben öyle demek istemedim” açıklamasını TV’de izlerken yarım asırlık bir sahneyi hatırlar gibiydim.
Önce açıklamayı hatırlatayım; sonra o sahneyi...
* * *
Taraf’taki WikiLeaks belgelerinden, dönemin ABD Elçisi James Jeffrey’in Mustafa Koç’la 2009 Temmuz’undaki buluşmalarının notları çıktı.
Büyükelçi’nin merkeze bildirdiğine göre o buluşmada Koç, 2011 seçiminde AKP’nin Meclis’te “çoğunluğu” yitirebileceğini, bir CHP-MHP koalisyonu kurulabileceğini söylemiş.
* * *
Başbakan’ın Koç’larla arasının açık olduğu malum...

Yazının Devamı

Bayrampaşa kumpası

7 Nisan 2011

Türkiye’nin utanç davasıdır Bayrampaşa... Dün ortaya çıkan belge, utançlar zincirine yeni bir halka ekliyor.
Jandarma Bölge Komutanı’nın 17 sayfalık eylem planı bu...
Devlet, kendi kontrolünde olması gereken bir cezaevinde, kıstırılmış halde bulunan 295 tutuklu ve hükümlüye karşı bir savaş planı yapıyor.
İstihbarata göre 5 yıldır devletin giremediği Bayrampaşa Cezaevi’nde mahkumların elinde silahlar, el bombaları var.
“Tufan Operasyonu” başlıklı plan diyor ki:
“Yoğun gaz bombası taarruzu kullanarak içeri girilecek; ateşli silahla mukabele edilecek. Operasyon can kaybıyla bitebilir.”
Planın hazırlanmasını Jandarma Genel Komutanlığı emretmiş.

Yazının Devamı

Sosyal politikalar çağı

5 Nisan 2011

Fikret Bila, CHP’deki yeni ODTÜ ekolünü yazdı. Hocamız Prof. Sencer Ayata siyasete girdiğinden beri asistanları, araştırma komisyonlarına girip kolları sıvadı. Ankara İl Başkanlığı’nı da ODTÜ’den Tarık Şengül üstlendi.
Giderek ODTÜ İdare’nin havası siniyor partiye... Genel Merkez’de akademik konferanslar, sunuşlar, raporlar...
Ecevit, 1970’lerde “Mülkiye cuntası” ile gelmişti yönetime... Kılıçdaroğlu da “ODTÜ tayfası” ile büyüyor.
* * *
1960’lardan beri ülkeyi yöneten sağcı kadrolar, Teknik Üniversiteli mühendislerdi:
Demirel, Erbakan, Turgut-Korkut Özal kardeşler...
Serbest piyasada, özel sektör eliyle kalkınma şiarıyla iktidar oldular. Yatırımcıydılar. Yollar, barajlar yaptılar.

Yazının Devamı