Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fikret Bila, CHP’deki yeni ODTÜ ekolünü yazdı. Hocamız Prof. Sencer Ayata siyasete girdiğinden beri asistanları, araştırma komisyonlarına girip kolları sıvadı. Ankara İl Başkanlığı’nı da ODTÜ’den Tarık Şengül üstlendi.
Giderek ODTÜ İdare’nin havası siniyor partiye... Genel Merkez’de akademik konferanslar, sunuşlar, raporlar...
Ecevit, 1970’lerde “Mülkiye cuntası” ile gelmişti yönetime... Kılıçdaroğlu da “ODTÜ tayfası” ile büyüyor.
* * *
1960’lardan beri ülkeyi yöneten sağcı kadrolar, Teknik Üniversiteli mühendislerdi:
Demirel, Erbakan, Turgut-Korkut Özal kardeşler...
Serbest piyasada, özel sektör eliyle kalkınma şiarıyla iktidar oldular. Yatırımcıydılar. Yollar, barajlar yaptılar.
İçlerinde DPT kökenliler de vardı; ama planlamacıları genelde ayak bağı olarak gördüler. Çünkü plan fikri, sosyalizmi çağrıştırıyordu; DPT’liler de özel sektöre karşı kamunun büyütülmesini savunan sosyal demokratlardı.
Bu kadrolar çabuk budandı.
“Bize plan değil, pilav lazım” zihniyetiyle DPT, kalkınma stratejileri planlayan bir kurum olmaktan çıkarılıp, yandaşlara teşvik dağıtan bir teşkilat haline getirildi.
* * *
12 Eylül’den sonra Meclis’te siyaset imkânının daralması, yerel yönetimlere ilgiyi artırdı.
Bu kez de Karayalçın, Sarıgül, Erdoğan, Büyükerşen, Gökçek gibi isimler ön plana çıktı. Kent planlama, konut politikaları, üst geçitler vs. gündeme yerleşti.
Zamanla iktidar yanlısı belediyelerde “inayet”e dayalı bir ulufe dağıtımı, sosyal politika diye uygulanır oldu.
* * *
Emekten yana sosyal politikalara ihtiyaç hep ortadaydı. Ama CHP, inatla uzak durdu. Cumhuriyetçi-laik söylemi, bir türlü sosyal devlet ihtiyacıyla, sendikal dayanışmayla buluşturamadı. O yüzden de büyüyemedi.
Şimdi Kılıçdaroğlu bu açığı fark etmiş görünüyor. CHP de onunla birlikte Türkiye’nin gerçek gündemine dönüyor.
Dünyanın 16. büyük ekonomisinde, 22 milyon kişinin yoksulluk sınırında veya altında yaşamasına vurgu yapıyor. Aileye sigorta, işsize istihdam, emekliye intibak yasası vaat ediyor. Kamuda taşeronlaşmaya karşı çıkıyor. Ama özel sektörü dışlayan, kaba devletçi bir yaklaşımı da savunmuyor.
Kılıçdaroğlu, bunu dün TOBB’da ortaya koydu. Özal’ı överken “Başarısının sırrı, devleti iyi tanımasındadır” dedi.
* * *
Aslında kendisini işaret ediyordu.
Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan, SSK’dan gelen Kılıçdaroğlu da “devlet bilgisi”ne güveniyor. Çevresinde çalışan kesimin sorunlarını bilen sendikacılar ve sosyal politikacılar var.
Genel Müdürlük döneminden yardımcısı Bülent Kuşoğlu ile eski Çalışma Genel Müdürü Perihan Sarı yine yanında...
Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel kadroda...
Yerel seçimdeki danışmanı genç iş müfettişi Seyfullah Beysülen, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DİSK’in efsane Genel Başkanı Kemal Türkler’in kızı Nilgün Türkler, milletvekili adayı...
* * *
Mülkiye’nin eksikliğinin hissedildiği yeni devrin işareti bu...
12 Eylül’den beri sendikalaşmanın, sosyal güvenlik politikalarının eritilmesiyle biriken sorunlar, “sosyal devlet”i yeniden gündeme getiriyor; onu ihya edecek kadroları öne çıkarıyor.
Türkiye’nin önünde, onurunu kırmadan insana sahip çıkma ve derinleşen yaralarını sarma dönemi var.