ABD, Ukrayna’yı dize getirmek ve kendi başlatmadığı bir savaşı sona erdirmeye zorlamak için, Rusların askeri harekatına ilişkin istihbarat paylaşımına son verdi. Zelenskiy ve Ukrayna ordusu, Ukrayna temsilcisinin “5’li masa” denilen istihbarat toplantısından çıkartılması üzerine adeta kör oldu. Toplantıda kalan AB temsilcileri, hükumetlerine geçen Cuma günü yapılan toplantıda hemen hemen sadece içi boş bilgilerin paylaşıldığını bildirmişler. Forbes dergisine göre, Avrupalı savunma yetkilileri, Avrupa’ya ulaşan NATO istihbaratının sadece Amerikan kaynaklı olduğunu sanki bugün fark etmişler gibi “hayrete düşmüşler.”
Anglo-Saksonların bir tür tedbirsizliğe örnek olarak, “Bütün yumurtalarını aynı sepete koymak” şeklinde bir teşbihleri vardır. Avrupalılar, NATO çatısı altında birleştikleri günden bu yana, savunmaya hemen hemen para harcamadılar; kendilerine birer sosyal devlet abidesi kurdular. Bir sebep olmaksızın çalışmayanlar, son maaşları kadar bir aylığı sosyal güvenlik kurumlarından alıyorlar; ilk değil onuncu çocuk için dahi, çocuk yardımı var! Annelik izni, bazı ülkelerde 14 ay! Bazı ülkelerde ise artık annelik izni bile denmiyor; “Ebeveyn izni” adıyla ister anne, ister baba 400 gün tam ücretli izin alabiliyor.
Bunlar hep, göçmen işçilerin ürettiği ucuz malları, Amerika’ya satmak ve aynı zamanda istihbarat toplayan uyduları işletmekten tutun, şu kadar ülkede şu kadar bin nükleer silahı Rusya’ya doğrultulmuş olarak tutmanın masrafını da Amerika’ya ödetmekle mümkün oldu. Amerika da bunları elbette, demokrasi aşkı ve hür dünya sevgisi sebebiyle yapmadı. Onların da kendilerine göre, güvenlik endişeleri vardı; 1950-2000 arasında Soğuk Savaş, o günden bu yana da Sıcak Barış dönemlerinde Avrupa’yı yanında tutmak istiyordu. Ayrıca, NATO şemsiyesi, Amerika için çok daha pahalı olan başka bir çatışma ihtimalini, Avrupa ülkelerinin birbirinin boğazına sarılması tehlikesini de bertaraf ediyordu.
Ne var ki, ABD yüzyılı, Trump’ın ifadesiyle sona eriyor; Amerika artık dünyaya nizam veren jandarmalık görevini terk ediyor. Bunun birkaç sebebi var; ama en başta Amerika’nın artık Orta Doğu’dan petrol ve gaz almasının gerekmemesi geliyor.
Kaya gazı ya da kayaç gazı denen (Shale gas) doğal gaz tortul katmanların arasında kil içinde küçük gözeneklerde bulunuyor ve petrole ve doğalgaza alternatif olarak kullanılabiliyor. ABD bu gazı 2013’ten beri çıkartıyordu; ancak yeni yatay sondaj teknikleri sayesinde şu anda dışarıdan tek bidon gaz veya petrol almayabilir, ama tüm dünyaya gaz satabilir konuma erişti. Ne var ki, NeoConların ve Küreselcilerin Afganistan ile başlayan, Irak ve Suriye ile devam eden “yeni harita çizme” hayalleri ile bir tarafta Rusya’nın, öte tarafta Çin’in “Büyük Güç” olmalarını (ve bunun getirebileceği hegemonyaya erişmelerini) önleme siyaseti, ABD’nin içerde fakirleşmesine sebep oldu.
Trump’ın henüz ağzından tam çıkartamadığı, ama “Savaşlara son vereceğiz” şeklinde mırıldandığı rüya budur. Ne İsrail’de Netanyahu’nun soykırımla ulaşmak istediği Büyük İsrail rüyası, ne Ukrayna’nın neredeyse yarısının Rus işgali altında olması ne de Avrupa ülkelerinin birbirinin boğazına sarılması ihtimali onu (varoluşsal bir kaygı ile) ilgilendirmiyor. Gerçi kampanyasına 450 milyon dolara yakın bağış yaparak seçimi kazanmasını sağlayan İsrail Lobisi’ne olan sadakat ve hizmet borcu sebebiyle, Gazze’yi etnik temizliğe tabi tutup, Filistin meselesini Filistinleri başka ülkelere sürerek çözme söylemlerine devam ediyor; ama dikkatle dinlediğimizde Trump’ın tonunun giderek düştüğünü görmek mümkün. Ama özellikle Siyonistlerin ve genel olarak İsrail Lobisi’nin verdiği bağışı siyasetçilere kuruşu kuruşuna fatura etmesi gerçeği varken, ayrıca NeoConlarla Küreselcilerin beğenmedikleri siyasetçiyi fiilen ortadan kaldırmak (Kennedy’yi hatırlayalım) veya seçimi kaybettirmek (Biden’ı hatırlayalım) gibi adetleri bilinirken; Trump, Avrupa’yı nasıl bir başına ortada bırakabilecektir?
İrdelemeye devam edilmesi gereken bir soru bu.
