Enerjisinin önemli bölümünü global oyunculuk için harcayan TAV CEO’su Sani Şener, “Filipinler’e giriyoruz. Afrika, Rusya, ABD’de özelleştirmeleri izliyoruz, Hindistan’da alım hazırlığındayız” dedi
NEW YORK
Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone’un 4 milyar dolarlık taahhütle altına imza attığı 4.5G şebeke teknolojisinde, sistemin vazgeçilmezi ‘fiberoptik altyapı’ işinde süpriz teklif var.
4.5G şebeke sisteminin iyi işlemesi, abonelerin hız yarışına girmesi için şebekenin mükemmel çalışması şart. Ancak mevcut teknolojilerle ne kadar da baz istasyonu dikseniz istenilen kapasite ve hızı yakalamanız pek mümkün olmuyor. Bu yüzden havadaki (baz istasyonundan baz istasyonuna) trafiği bir şekilde yere indirip, geniş bir bant (fiber ağlar) üzerinden hız kesmeden uçmanız gerekiyor. 4.5G yatırımında bunu sağlamak için yerin altından geçen fiberoptik ağların önemi büyük.
Türkiye’de Türk Telekom’un 202 bin kilometrelik fiber ağı var, Turkcell grubunun ise Superonline üzerinden 34 bin 200 kilometrelik ağı bulunuyor.
Aradaki fark kadar, burada yaşanan en önemli sorun fiber ağ döşeme tarafında... Türk Telekom’un Türkiye genelinde hemen tüm illerde, yerin altında mevcut hat yolları olduğu için fiber ağ döşemesi yönünden hem maliyet, hem prosedür, hem de zamanlama avantajı büyük.
Diğer işletmeciler ise belediyelerin fahiş fiyatlı yol kazma ücretlerini ödeyip, bürokratik engelleri aşarlarsa, çok çok
4.5G ihalesinde devletin kasasına 4 milyar euro girecek. Ama operatörlerin cebinden bunun iki katından daha fazlası altyapı yatırımı için çıkacak
Milyarlarca euro’luk yatırımın yükünü operatörler çekecek, faturayı tüketici ödeyecek. İşin ‘fiber ağ’ kısmı ise mobil dünyada büyük savaşlar çıkaracak...
Şu anda tüm dünya Türkiye’nin komşularına kilitlenmiş durumda.
Batıda Yunanistan... “Batacak mı çıkacak mı?” diye tartışılıyor.
Güneyde Suriye... Bölgede savaş, karmaşa hakim, ülkenin sonu belli değil.
Doğudaki komşu İran... Bu üçlü içinde sadece İran parlak durumda.
Nedeni belli. Önceki gün atılan imzalar.
İran’ın dünya güçleri ile yaptığı bu son anlaşma Ortadoğu’daki dengeleri değiştirecek. Anlaşma sayesinde İran’a yaptırımlar ve ambargo kalkacak. Dolayısıyla İran’ın ekonomik açıdan hızla büyümesi bekleniyor.
Peki, son 35 yıllarını birbirini düşman belleyerek geçirmiş ABD ve İran arasındaki bu yakınlaşma şaşırtıcı mı?
Dünyanın önde gelen lüks otel zincirleri Bodrum’da adeta yatırım rüzgarı estiriyor. Havaalanı işletmesinde Türkiye’nin bu alandaki markası TAV’ın “Bodrum” için 20 yıllık işletme hakkına 717 milyon euro’luk bütçe çıkarması sonrası, turizm yatırımlarında da karar alma süreci hız kazandı.
Geçen hafta Bodrum’da bir araya geldiğim Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bölgenin Mandarin, Swissotel, Kempinsky, Four Seasons, W Hotel ve Bulgari gibi uluslararası markalarla anılmaya başladığını ifade ederek, “Swiss’i Bulgari’si Bodrum’a yakışıyor” diyor.
Kongre ve sanat üssü
Başkan Kocadon, Bodrum’u kongre ve sanat merkezi yapmak için mesai harcıyor. Sadece yazın değil, yıl boyunca misafir ağırlayan bir merkez olmak istediklerini anlatıyor. Konacık’ta 15-20 dönümlük bir alanda 60 milyon dolar yatırımla ulaşım ve otopark sorunu olmayan bir kongre merkezi kurulması planlanıyor.
Yatırımcı tarafında Batılı devlerin ilgi odağı olan Bodrum’a şu sıralar en fazla Türk Cumhuriyetleri ve Körfez bölgesinden ziyaretçi akını yaşanıyor. Avrupalı turistler ise geçtiğimiz yıllardaki yoğunluklarını koruyor.
Seçimler öncesi iktidar partisi oylarını artırmak için değil, düşürmemek adına yoğun çaba harcadı. Sonuçlar bize gösteriyor ki, AKP “güçlenmek” için değil “yerini korumak” için çalışan bir partiye dönüşünce, halk ona olan desteğini azalttı.
CHP’nin HDP’yi hedef tahtasına koymaması, HDP’nin de Kürt oylarını sıkı sıkıya sahiplenmesiyle dünkü tablo ortaya çıktı.
Seçimler öncesi aslında AKP’nin ciddi oy aldığı bölgelerden Orta Anadolu’da ‘sessizlik’, Doğu ve Güneydoğu’da ‘çekingenlik’ hakimdi. Çekingenliğin AKP’ye faturası ağır oldu. HDP o bölgelerde etkinliğini açıkça ortaya koydu.
Orta Anadolu’da ise sessizliğin kazananı “Türk bayrağı” hassasiyetinden dolayı oylarını artıran MHP oldu.
7 Haziran öncesi “tek parti iktidarına” odaklanan piyasalar görülüyor ki şaşkın. İş aleminden “Aman belirsizlik olmasın” sesleri yükseliyor.
Hükümet kurulacak mı, kurulmayacak mı? Koalisyon olsa ekonomi rayından çıkar mı? Peki bir koalisyon çıkmazsa ne olur?
Bu ve benzeri soruları uzatmak mümkün.
Kendini toparlarsan...
Bursa ve Aydın sonrası seçim turu için ziyaret ettiğim üçüncü şehir Denizli oldu. 700 bin seçmeni bulunan Denizli 7 Haziran’la birlikte yine 7 milletvekili çıkaracak. Son seçimlerde Ak Parti 4, CHP 2, MHP 1 vekil çıkarmıştı.
İktidar partisinde Ekonomi Bakanlığı görevini üstlenen Nihat Zeybekci Ak Parti’nin 1. sıra adayı. CHP’nin ilk sıra adayı ise partinin ön seçiminde 18 erkek adayı geride bırakarak ilk sırayı alan Melike Basmacı.
‘Kadın aday’ vurgusu
Melike Basmacı, şehirde gerçekten güçlü biri olarak öne çıkıyor. Bir önceki seçimde yeri kontenjan adaya verildiğinden, üçüncü sıraya gerilemiş, vekilliği 17 bin oyla kaçırmıştı. Bu kez kendisi için garanti olarak vekillik yolu açılırken, bu seçimde üçüncü sıradaki adayı da Ankara’ya parti olarak taşımak için yoğun çaba harcıyor. Sanayici aile geçmişi de Basmacı’nın önemli avantajlarından biri.
Bu seçimlerde Denizli’de Ak Parti ve CHP iddialı sıralara kadın aday yerleştirdi, MHP’nin kadın adayı parti içinde son sırada yer aldığından pek şans tanınmıyor. HDP’de ise ilk sıra kadın adaya teslim edilmiş durumda ama ülke genelinde baraj aşılsa dahi Denizli’den vekil çıkarması büyük sürpriz olur.
Ak Parti’nin en önemli
İktidar partisi, Türkiye’deki önemli kalelerinden biri olan Bursa’da, güçlü çıktığı belediye başkanlığı seçimleri sonrası sürpriz beklemiyor. MHP sokakta öne çıkarken, CHP adaylarıyla oylarını yükseltebilir. HDP ise kentte zayıf bir çizgide
Genel seçimler için geri sayım başladı. Tartışmalar alevlendi, siyasi ortam giderek geriliyor. Tüm tartışmaların ortak noktası ise halkın karşısına çıkan her bir partinin 7 Haziran’ı “yakın tarihin en kritik seçimi” olarak görmesi.
Ak Parti, tek başına iktidar olamazsa, olası bir koalisyonun istikrarsızlığa yol açacağını meydanlarda yüksek sesle dile getiriyor. Rakip partiler ise tek başına iktidarın devamının ülkeyi kötü günlere taşıyacağı görüşünde. “Sandıklar açılınca seçim sonucu ortaya çıkacak...”
Peki HDP ne yapacak?
Seçime birkaç gün kala tahmin üstüne tahmin yağıyor. Art arda üç genel seçimin galibi olan Ak Parti oylarını düşürmemek için yoğun mesai harcıyor. Ana muhalefet partisi CHP ile vekil sırasında onu izleyen MHP, vaatleri üzerinden puan toplamaya çalışıyor. HDP ise Kürtleri temsilen bağımsız adaylarla değil ilk kez parti olarak girdiği seçimlerde yüzde 10 barajını aşmanın peşinde. Saadet-BBP işbirliği ile Vatan