Türk Telekom (TT) için şirketin değerini ciddi olarak artıracak 5 yıllık muazzam bir iş planı hazırladıklarını belirten Paul Doany (CEO), grubun yüzde 55’ini alacak olan yatırımcının gelecekte çok mutlu olacağını ifade etti.
Türk Telekom CEO’su Paul Doany, şirketin yüzde 55’ini elinde bulunduran yabancı ortaklarla yaşanan sıkıntıların ve ödenmeyen borçların grup performansını etkilemediğini belirtti. Olası ortak değişikliğiyle ilgili olarak da “Yüzde 55’i her kim alırsa çok mutlu olacak” dedi.
Doany, 5 yıllık iddialı bir iş planı hazırladıklarını, potansiyel alıcıların buna yatırım yapmasını beklediklerini anlatırken “Hisseleri her kim alırsa biraz sabırlı olması lazım” ifadelerini de kullandı. Performansa dikkat çeken Doany, ilk 9 ayda yüzde 12 büyüyen Türk Telekom’un, 1 milyar 249 milyon TL net kâr elde ettiğini hatırlattı.
TT’nin yüzde 55’i OTAŞ adlı şirkete, yüzde 45’i devlete ait. Kontrol altın hisse ile devlette. OTAŞ’ın tamamına Lübnanlı Oger Telecom sahip. Oger’in yüzde 35 hissedarı ise Saudi Telecom...
OTAŞ ile (dolayısıyla Türk Telekom) Ortadoğu merkezli yatırımcıların ilgilendiği belirtiliyor. OTAŞ, Eylül 2016’dan bu yana 2013’te 29 bankadan alınan 4.75 milyar dolarlık
Cezayir
Bundan 10 yıl önce, Türkiye’de ve bölgede demir-çelik pazarının iddialı oyuncusu olmayı kafasına koyan Tosyalı Ailesi ile o tarihte Cezayir’le 30 yıllık ticari deneyimi olan Topçuoğlu Ailesi, “Afrika rüyası” denilebilecek ortaklığı kurmaya karar verir. Yüzde 80 Tosyalı, yüzde 20 Topçuoğlu sermaye yapısıyla kurulan şirket, Cezayir yatırımının hemen ardından ülkede yaşanan hareketlikte diğer yabancı rakipleri gibi “Cezayir’den çıkmayı” değil, “yatırıma devam etmeyi” tercih eder. Aslında bu yıl 5 milyar dolarlık, 2018 sonunda da 10 milyar dolarlık şirket değerini (Deloitte raporu) yakalama yolunda emin adımlarla ilerleyen “Tosyalı Algerie” yatırımının sırrı da işte o günlere dayanır.
“Rakipler bir bir ülkeden giderken biz Cezayir’de yüzde 100 Türk sermayeli Türk şirketi olarak yatırımlarımızı sürdürdük” diyen Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, aradan geçen 10 yıllık sürede bunun meyvelerini topladıklarını söyledi.
Devler geç kaldı...
Bu sayede yatırım yaptıkları dönemde dahi boşalan iç pazarda muazzam iş hacmini yakaladıklarını belirten Tosyalı, şimdilerde özellikle Avrupalı otomobil devlerinin üretime başladıkları Cezayir’de büyük oynadıklarını anlattı. Yeniden
Bu yıl altıncısına imza atacağı “inovasyon” haftasının yanına “girişim” temasını da ekleyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), yurtdışı ve yurtiçinden ağırlayacağı isimler ve başarı hikayeleriyle 6-9 Aralık tarihlerinde ülkenin gündeminde teknoloji rüzgarı estirmeyi planlıyor. Arçelik, TEB, THY, Çalık Holding ve Turkcell’in de desteklediği etkinliği geçen yıl 60 bin kişi ziyaret etmişti.
İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılacak etkinliği, bu kez bir gün uzatan TİM böylece hedef büyüttü. Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası öncesinde bir grup gazeteciyle bir araya gelen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, 19 konferans ve 36 farklı panel düzenleneceğini belirtirken, kapanış konuşmasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağını söyledi.
Büyükekşi, “Biz inovasyona hayal etmek, sınırları kaldırmak dedik. Girişimcilikse bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek demek” ifadelerini kullandı.
‘Doğuştan küreseliz’
Büyükekşi, 4 gün sürecek etkinlikte konuşacak isimler arasında dikkat çekici bir isimden bahsetti. Yakın zamanda yaptığı operasyonla tüm dünyanın gündemine oturan bu isim, kadavralar üzerinde yaptığı kafa nakli ile dikkatleri üzerine çeken Beyin Cerrahı Sergio Canavero. Büyükekşi, Profesör
Lüleburgaz
Bundan 32 yıl önce kurulan Hamitabat santralı, son teknolojilerle donatılmış yeni tesis sonrası aynı miktar doğalgazla 2 kat elektrik üretecek. Santral azot oksit salınımını da öncekine göre 10’da 1’e kadar indirecek. Limak’ın, Fransız InfraMed’le yaptığı 520 milyon euro’luk bu tesis açılış için gün sayıyor.
Açılış öncesi bir grup gazeteciyi ağırlayan Kırklareli Lüleburgaz’daki ‘Hamitabat Doğalgaz Çevrim Santralı’nı, Mart 2013’te özelleştirme ihalesinden 105 milyon dolara alan Limak, 2015’in başında yüzde 25 hisseyi Fransız yatırım grubuna devretti.
‘Biz taahhüt ettik’
Santral turunda devir sürecini hatırlayan Limak Holding’in Yönetim Kurulu Üyesi Batuhan Özdemir, “Şartnamede yoktu ama biz santralı yenileme yatırımı yapacağımızı taahhüt ettik, sözleşmeye de koyduk” dedi.
Özdemir, yenileme yatırımını anlatırken, “520 milyon euro’luk yatırım yaptık. Ülkemizde yeni teknolojiye sahip 4 tane doğalgaz kombine çevrim santralı var. 600’er megavatlık 2 santral burada” ifadelerini kullandı.
İstanbul’da iki gündür “İnsani Finans” (Faize değil paylaşıma ve üretime dayalı bir sistem olduğu söyleniyor) başlığı altında düzenlenen Global Katılım Finans Zirvesi’nde (GPAS) Türk ekonomisinin “etkili koltukları”nda oturan isimlerle birlikte son yıllarda ülkemizde büyümesi adına birçok adım atılan “faizsiz finansı” masaya yatırdık. Hazine, SPK, BDDK, Borsa İstanbul, TKBB, YÖK... 1 saat 15 dakika süren oturumda öne çıkan başlık “yüzde 5” konusu oldu.
Yüzde 5 önemli. Neden mi? Çünkü, gösterilen bu kadar çabaya karşın faizsiz bankacılıkta istenilen seviye bir türlü yakalanamıyor.
Yerli ‘faizsiz finans’
Faizsiz finans sisteminin teşvik tadındaki düzenlemeler ve ardından gelen yatırımlara karşın Türk finans sistemindeki payının yüzde 5’lerde kalmasına en sert eleştiri, uzun yıllardan bu yana bu işin içinde olduğunun altını çizerek söze başlayan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben’den geldi.
Türkiye’nin de faizsiz finans sisteminde oyunu yurtdışı örneklerden yola çıkarak oynadığını anlatan Akben, yüzde 5’lik payın normal olmadığını ve bunun büyütülmesi gerektiğini kaydetti.
Akben’in buradaki önerisi ise, global rol modellerin dışına çıkılarak
Türkiye son yıllarda ekonomisini de derinden etkileyen bir dizi olumsuzluklar yaşıyor ve bunları atlatmak için yoğun çaba harcıyor. Yurtdışı ve yurtiçi kaynaklı problemli hava, iş dünyasında yatırım hevesinin azalmasına yol açmış durumda. Yaşananlardan en çok etkilenenlerin başında da turizm sektörü geliyor. Turistlerin ‘Türkiye’ ilgisinin azalması sektörü derinden yaralamış durumda. Bu noktada, Türkiye algısının hep olumsuzluklarla yan yana gelmesi oldukça üzücü. Dış dünyada “Güvenli Türkiye” algısının yeniden gündeme oturması hepimizin ortak dileği. Bu algının oluşması için etkili isimlerden gelen etkili dokunuşların önemi büyük.
Beşiktaş’ın dünyaca ünlü yıldızı Pepe’nin “Türkiye anlatıldığı gibi değil, buraya gelin” söylemi, dünyayı peşinden koşturan çılgın milyarder Elon Musk’ın geçen haftaki Ankara ziyareti tam da istediğimiz gibi, son günlerde yaşanan iki etkili dokunuş...
Tüm bunları düşünerek, lüks otelciliğin efsane markası “Four Seasons”ın kurucusu ve CEO’su 85 yaşındaki Isadore Sharp’ın karşısında masadaki yerimi alıyorum. Sohbetin sonunda eşinin tercihi olduğunu söyleyeceği taşlı kravatı ve sade takım elbisesiyle İstanbul’un belki de en güzel manzaralı odasında bizleri
DUBAİ
Türkiye’nin son yıllarda altına imza attığı mega projeler arasında en iddialılarından biri olan Avrasya Tüneli, merkezi Washington’da bulunan Uluslararası Yol Federasyonu (IRF) tarafından “ileri inşaat” dalında verilen zorlu ödülü almaya hak kazandı.
Dubai’de düzenlenen törende, Türkiye’den konuk ekip verilen ödülü almak üzere sahneye çıktığında tünelin açıldığı günlerde buluştuğumuz Yapı Merkezi’nin Kurucusu Ersin Arıoğlu’nun şu sözleri aklıma geldi: “106 metre denizin altındasınız ve hiç hissetmiyorsunuz. Bu tünelde çok sağlam bir mühendislik var.”
‘Tek başımıza...’
Tören sonrası “15 bin parçanın birbirine bağlandığı tünelde ileri inşaat teknolojileri kullandığımız için tünel yapım metodumuza ödül verdiler” diyen Yapı Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu ise “Kendi alanında önemli üstünlükleri var. En derinlerden biri, en büyüklerden biri, en karışık jeolojik sahalardan biri, bir de sismik (depreme dayanıklılık) var. Dört açıdan çok zorlu ve çok özel bir tünel. Bunun için çok özel bir makina kullandık. Yarın öbür gün bir kez daha Boğaz’ı geçersek çeliği daha güçlü bir makina isteriz. Çünkü artık bu işi öğrendik” dedi.
Güney Koreli ortağıyla projenin yapımını üstlenen
Vize krizini geçici gören MÜSİAD Başkanı Kaan, “ABD ile ticaret durmaz, bunlar siyasi manevralar” dedi. Yaşananları “Bir taşla birkaç kuş vurma projesi” olarak nitelendirdi.
ABD ile Türkiye arasında yaşanan ‘vize’ krizi gerek siyaset gerek iş dünyasında geniş yankı buldu. İş dünyasını temsil örgütler ‘sakinlik’ ve ‘çözüm’ odaklı açıklamalar yaparak piyasanın fırlayan tansiyonunu azaltma çabasında.
Çoğunluğu KOBİ olmak üzere binlerce Türk işadamını temsil eden MÜSİAD’ın Başkanı Abdurrahman Kaan, yaşananların geçici olduğuna inananlardan... Hatta bunu Almanya ve Hollanda krizi ile yine ABD ile yaşanan tablet krizi örnekleriyle anlatan Kaan, “ABD’nin vize engeli, uçaklardaki tablet yasağı gibi kısa sürede gelir geçer mi diyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“İster istemez... Almanya ile de birçok sorun oldu. Ticaret durdu mu? Bunlar siyasi manevralar. Hollanda ile ne kavgalar edildi. Bugün var mı bir şey? Ben burada Trump’ın da (ABD Başkanı) yıpratıldığını düşünüyorum. Aynı şekilde burada da Cumhurbaşkanımızı; yani çift taraflı bir oyun var. Bir taşla birkaç kuş vurma projesi görüyorum bunu.”
‘Bass bize geldi...’
4 aydan bu yana MÜSİAD’ın başkanlık koltuğunda oturan Kaan, Etiler’de bir