Vücudun su toplaması olarak tanımlanan ödem birçok değişik sebep ile olabilir. Genelde ödemin tedavisi olarak idrar söktürücü etkisiyle bilinen diüretik ilaçlar ilk önce akla gelir. Oysa tıpta birçok hastalıkta olduğu gibi burada da asıl amaç önce sebebe yönelik olmalıdır. Zira bazı tür ödemlerde idrar söktürücüler fayda etmez. Buna bir örnek tiroit bezinin az çalıştığı durum yani hipotiroididir. Gelin hipotiroidi nasıl oluyor tedavisi nedir beraber bakalım.
Tiroit bezinin tembel olduğu bir hastalık
Hipotiroidide tiroit bezi yeterince hormon üretemez. Bu nedenle kanda tiroit hormonları ölçüldüğünde normalden düşük bulunur. Aynı zamanda TSH dediğimiz tiroit stimulan hormon da yüksek bulunur. Bu hormon beyin tabanındaki hipofiz bezinden salınır. Tiroidi uyararak çalışmaya teşvik eden hormondur. Ama tiroidin çalışmaya niyeti olmadığı için o da ancak yükseldiğiyle kalır. Hipotiroidinin değişik sebepleri olabilir.
Hashimoto tiroidi
Hipotiroidinin en sık nedeni Hashimoto tiroididir. Otoimmün
Bu söze en çok da bu sıcak yaz günlerinde sıcakta ve uzunca bir süre bizi terk etmeyen güneşin altında yürümek istemeyenler sevinecek. Yanlış anlaşılmasın yürüyüşün bir kardiyolog olarak başta kalp damar sağlığına ve koruyucu tıbbın önemine yürekten inanan bir hekim olarak da sağlıklı yaşama büyük katkı sağladığını her fırsatta tekrarlayan ve savunan biriyim. Hatta tüm hastalarıma spor olarak önerdiğim aktivite de yürüyüştür. Çünkü kalp ameliyatı geçirmiş ya da stent takılmış olsun, yaşı ne kadar ileri olursa olsun eli, ayağı tutan, yürüyebilen herkese yürüyüşü tavsiye ediyorum.
Hastalarıma, ‘kalbiniz için yürümeniz gerekiyor’ dediğim zaman özellikle de 70 yaşın üzerindeki hastalarım bir an için bana biraz şaşkın biraz da kızgın bir ifadeyle bana, ‘Her gün 10 bin adım atmamı söylemeyeceksiniz?’ herhalde diyordu. İçinden de, ‘Doktor hanım bakalım sen her gün bu kadar yürüyor musun ki?’ diye sorduğunu da tahmin ediyorum.
Bir toplardamar hastalığı olan varis değişik sebeplerle ortaya çıkarak toplumun büyük kısmını etkiler. En sık olarak da bacaklarda görülür. Farklı belirtilere yol açarak kendini gösterir. Özellikle yaz mevsiminde sıcak havanın da etkisiyle varise bağlı belirtiler daha da belirginleşir. Sıcak damarların genişlemesine yol açacağından varisler de zaten damar genişlemesiyle ortaya çıktığı için buna bağlı şikayetler daha da artar. Bu nedenle varis hastalarına güneş, sıcak kum, kaplıca, hamam, sauna önerilmez. Ayrıca varisler için kullanılan varis çoraplarını da bu sıcak havada giymek pek mümkün olmadığından önleyici ve hafifletici bu tedbiri de almak zordur.
Varis nasıl olur?
Bacakta kirli kanı kalbe götüren toplardamarlar yerçekimine karşı çalışır. Toplardamarlar tek yönü çalışan kapakçıklar sayesinde kanı yukarı doğru taşır. Fakat bu kapakçıklar hasar görür veya güçsüzleşirse vazifesini yerine getiremez. Kapaklardaki yetersizlik sebebiyle damarlardaki kan geriye kaçar ve göllenir. Bu
Yaz mevsiminin bu sıcak günlerinde terle birlikte kaybettiğimiz iki önemli mineral vardır. Bunları fazla miktarda kaybeder ve yerine koymazsak en çok da kalp ile ilgili birtakım problemlerle karşılaşabiliriz. Gelin bu mineraller hangileri ve azaldığında başımıza neler geliyor bir göz atalım.
Sodyum: Yemek tuzunun kimyasal formülü NACl’dür (sodyum klorür). Kan tahlili yaparken özellikle de kalp hastalarında ve hipertansiyon hastalarında çok sık baktığımız bir değerdir. Kanda ölçülen normal değeri 135-145 mEq/litre’dir. Eğer bu değer 135 mEq/litre’den düşük ise hiponatremi yani vücutta sodyum azlığı söz konusudur. Sodyum azlığının sebeplerini belirlemede idrardaki sodyum miktarını da görmek tanıda önemli bir değer taşır. Örneğin kanda sodyum düşük fakat idrarda sodyum yüksek ise vücutta sodyum kaybına yol açan bir sebep vardır. Sıklıkla da bu sebep idrar söktürücü ilaçlardır. Eğer kandaki sodyum da idrardaki sodyum da düşük ise vücuda yeterince sodyum girmiyordur. Bu nedenle yemeklerde tuzu
Sağlık için spor yapın. Hareketsiz kalmayın, kalp, kas, kemik ve ruh sağlığı için spor çok önemlidir diyoruz her zaman ama bunu söylerken de doktorunuza daha doğrusu kardiyoloğunuza danışmayı ihmal etmemek gerektiğini de sık sık tekrarlıyoruz. Spora başlamadan önce kalbiniz sağlam mı bunu kontrol etmek çok önemlidir. Fakat kalp sağlığınız nasıl olursa olsun yazın sıcağında ya da güneşin altında spor yapmaya kalkışmak en sağlam kalpte bile birtakım sorunlar yaratabilir.
Ağır spordan kaçınmalı
Her ne kadar açık havada yapılan sporları sağlık açısından olumlu saysak da sıcak havada, güneşin altında özellikle ağır sporları hiç tavsiye etmeyiz. Zaten vücudumuz da buna izin vermez. Sıcak havada ufak hareketlerde yorulmak, kolunu kıpırdatacak hali kalmamak bu sebeptendir.
Yarışmalı sporlara dikkat!
Spor yapmayı önerirken her zaman için yarışmalı sporlar konusunda daha da dikkatli olunmasını öneririz. Çünkü spor esnasında kalp hızlanırken, çalışma yükü artarken bir de yarışma hissinin verdiği adrenalin artışı kalbi daha da yorar. Aritmilerin ve
Her şeyin azı karar çoğu zarar denir. Sıcak hava da belki birçoğumuz için soğuk kış günlerinden, kasvetli ve hemen kararan havadan sonra gelen güneşli günlerle, keyifli ve tatili anımsatan aydınlık, uzun günlerle birlikte daha cazip gelebilir. Fakat fazla sıcak da bunaltıcı hale geldiğinde bu cazipliğini yitirecektir. Sağlıklı kalpler bu sıcaktan bunalmayı kolay tolere edebilir ancak kalp hasaları, kalp yetersizliği olanlar, yüksek tansiyon ve aritmi hastaları zorluk çekebilir. Gelin beraber sıcak hava kalbe neler yapıyor bir bakalım.
Sıcak havada damarlar genişler ve kalbin iş yükü artar
Sıcak hava aynı zamanda ciltte kırmızılaşmaya da sebep olur. Bunun sebebi ısının artmasına bağlı olarak ciltteki damarların genişlemesidir. Genişleyen damarlara da kanı pompalama işi kalbe ait olduğundan sonuçta kalbin iş yükü artar. Bu nedenle kalp yetersizliği olanlar sıcaktan olumsuz yönde etkilendikleri gibi sıcak ve nemli havadan çok daha fazla etkilenirler. Kalp yetersizliği belirtileri daha da belirgin hale gelir.
Baş dönmesi ve göz kararması olur Halsizlik, yorgunluk, özellikle
B vitaminleri yaklaşık olarak bir düzine çeşidi ile sağlığımızda önemli rol oynayan bir vitamin grubudur. İsimleri genelde rakamlarla ifade edilir. Biz en çok, “Unutkanlığa da yarar” diye meşhur olmuş B12’yi tanıyoruz. Kandaki düzeyine bakılarak takibi yapılabilen bu vitaminin özellikle vegan beslenenlerde ve mide ameliyatı geçirenlerde sık olarak takviyesi gerekebiliyor.
B vitamini çeşitleri; B1 vitamini (tiyamin), B2 vitamini (riboflavin), B3 vitamini (niyasin), B5 vitamini (pantotenik asit), B6 vitamini (piridoksin, pridoksamin), B7 vitamini (biyotin), B9 vitamini (folik asit) ve B12 vitamini (siyanokobalamin) olarak adlandırılır. Eksik olan 4, 8, 10 ve 11 numaralı olanlar ise sonradan vitamin niteliğinde ve vücut için esansiyel olmadığı anlaşıldığı için çıkarılmış.
Faydaları
B6 vitamini özellikle sinir sistemimizin sağlığı için oldukça önemli bir vitamindir. Sinir sistemimizi oluşturan hücreler nöron olarak adlandırılır. Nöronlar arasındaki iletişim beynimizin çalışması dolayısıyla tüm organların ve vücudumuzun çalışması, hatta
Yaz mevsimini, güneşli günleri seviyoruz fakat bir de şu bunaltan sıcaklar olmasa. Sıcak havada ortama uyum sağlarken vücudumuzda bazı değişiklikler olur. Bu değişiklikler dolaylı yolla kalp damar sistemimizi de etkiler. Örneğin sıcak havada vücut, ısı dengesini korumak için birtakım tedbirler alır. Bu nedenle ortam ısısı arttıkça terlemeye başlarız. Ciltteki ter buharlaştıkça da bir miktar ısı kaybı olur. Böylece sıcağa tahammülümüz bir miktar kolaylaşır. Evet terleyerek bir yandan serinleyebiliriz. Fakat bunun bedelini de terle birlikte kaybettiğimiz ama bizim için çok değerli bazı minerallerle öderiz. Sodyum, potasyum, magnezyum gibi minerallerin bu yolla olan kayıpları sonucunda halsizlik, tansiyon düşüklüğü, birden ayağa kalkınca baş dönmesi, göz kararması oluşabilir. Hatta kalpte çarpıntılar, ritim bozuklukları görülebilir.
Sıcak hava aynı zamanda ciltte kırmızılaşmaya da sebep olur. Bunun sebebi ısının artmasına bağlı olarak ciltteki damarların genişlemesidir. Genişleyen damarlara kanı pompalama işi de kalbe ait olduğundan sonuçta kalbin