Yaz mevsiminden sonbahara geçerken ya da sonbahardan kış mevsimine geçerken özellikle de üst solunum yolu enfeksiyonlarının arttığını biliyoruz. Nasıl ki ülkeler savaşa hazırlanırken askerlerin sayısına ve eğitimine, cephanenin doluluğuna, sınırların güvenliğine dikkat ediyorsa biz de mikroplarla savaşa hazırlanır gibi gardımızı almalıyız. Burada düşman mikroplar, askerlerin eğitimi aşı, sınırların güvenliği bulaş önlemleri, cephane de vücudumuzun sağlamlığı, vitamin, mineralden zengin sağlıklı beslenme oluyor. Pandemi zamanı bu konuya sık sık değindim. Tekrar yeni varyantların konuşulduğu, artık herkesin maske takmaktan vazgeçtiği ve bu hastalıktan yaka silktiği şu dönemde Kovid-19 ve başka virüslerden de korunmak için tedbirimizi bir güzel almalıyız. Bu da bağışıklığı kuvvetli tutmaktan geçiyor.
Havanın soğumasıyla beraber insanlar açık alanlardan kapalı yerlere parklardan, bahçelerden, teraslardan kapalı ortamlara geçmeye başladı. Bu durum da insanların bir araya gelmesiyle birlikte damlacık yoluyla bulaşan bu hastalıkların kolayca yayılmasına yol açıyor. Bu
Geçen hafta derin ven trombozunu (DVT) ve teşhisi atlandığında başımıza neler gelebileceğinden bahsettim. Şimdi de bu hastalığın riskini azaltmak ve korunmak için neler yapmalı, biraz bundan bahsedelim:
1- Hareket edin: Uzun süre oturmak veya hareketsiz kalmak DVT riskini artırabilir. Oturduğunuz veya uzandığınız süreleri düzenli aralıklarla kısa yürüyüşler veya bacak hareketleri yaparak bölebilirsiniz, özellikle uzun uçak yolculukları veya araba seyahatleri sırasında bunu yapmak önemli.
2- Dengeli beslenme ve hidrasyon: Sağlıklı bir diyet ve yeterli su tüketimi kan akışını ve dolaşımını destekler. Aşırı tuz tüketiminden kaçının, çünkü bu sıvı tutulumuna neden olabilir.
3- Sigara: Sigara içmek, daha doğrusu tüm tütün ürünleri kan damarlarını daraltabilir, pıhtılaşmayı kolaylaştırır ve DVT riskini artırabilir. Bu alışkanlıktan kaçının veya azaltmaya çalışın.
4- Fiziksel aktivite: Düzenli egzersiz yapmak kan dolaşımını artırabilir ve kasların pompalama etkisiyle venöz dönüşünü iyileştirebilir. En güzel
Derin ven trombozu (DVT), vücudun derin venlerinde yani toplardamar-larında oluşan bir tür pıhtılaşma sorunudur. Çoğu zaman bariz belirti vermeyen ya da verdiği belirtiler tam olarak anlaşılmayan bu hastalık oluşan pıhtının gidip akciğer damarını tıkamasıyla başımıza ölümcül bir şekilde sonuçlanabilecek çok büyük işler de açabilir. Pulmoner emboli olarak adlandırılan bu hastalık acil olarak tedavi edilmesi gereken tehlikeli bir durumdur. Trombozun yani pıhtının oluştuğu derin venler, kas dokusu çevresinde bulunan büyük toplardamarlardır. DVT, genellikle bacaklarda meydana gelir, ancak nadir durumlarda kollar veya diğer vücut bölgelerinde de görülebilir.
Derin ven trombozunu kolaylaştıran nedenler:
1 Uzun süre hareketsiz kalmak veya yatak istirahati gerektiren durumlar: DVT’nin en sık sebepleri arasındadır. Uzun süre oturmak veya hareketsiz kalmak kanın bacaklarda toplanmasına neden olur ve pıhtı oluşumu kolaylaşır. Özellikle uzun süren uçak seyahatlerinde sürekli oturmak yerine düzenli aralıklarla kalkıp yürümek veya oturduğunuz
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yüksek tansiyonun küresel sonuçlarına ilişkin ilk raporunu ve bu sessiz öldürücü hastalığın nasıl yenileceğine dair tavsiyelerini geçen hafta yayınladı. Rapor, yüksek tansiyonu olan yaklaşık 5 kişiden 4’ünün uygun şekilde tedavi edilmediğini, ancak ülkeler tedavi kapsamını genişletebilirse 2023 ile 2050 arasında 76 milyon ölümün önlenebileceğini belirtiyor.
Hipertansiyon dünya çapında 3 yetişkinden 1’ini etkiliyor. Bu yaygın ve potansiyel olarak ölümcül hastalık felç, miyokard enfarktüsü, kalp yetmezliği, böbrek hasarı ve diğer birçok sağlık sorununa da neden oluyor.
Hipertansiyonlu kişilerin (tansiyonu 140/90 mmHg veya daha yüksek olan veya antihipertansif ilaç kullanan) sayısı 1990 ile 2019 arasında ikiye katlanarak 650 milyondan 1.3 milyara çıktı. Şu anda dünyada hipertansiyonu olan kişilerin neredeyse yarısı bu hastalığa sahip olduklarının farkında değil. Hipertansiyonlu yetişkinlerin dörtte üçünden fazlası ise düşük ve orta
D vitamini, vücutta kalsiyum ve fosfor gibi minerallerin düzenlenmesinde önemli rol oynayan ve yağda çözünen bir vitamindir. D vitamini eksikliği, vücudun kalsiyum ve fosfor dengesini bozabilir, kemik sağlığı üzerinde de olumsuz etkilere neden olabilir. Bununla birlikte, D vitamini fazlalığı da zararlı olabilir.
Nefrolityazis, böbreklerin bir hastalığı veya durumunu ifade eder. Bu nedenle, ‘D vitamini nefrolityazis’ terimi, D vitamini ile ilgili böbrek hastalıkları veya böbreklerin D vitamini metabolizması üzerindeki etkileri ile ilgilidir.
D vitamini, vücutta aktif hale gelmek için böbreklerde bir metabolik süreç gerektirir. Böbrekler, D vitamini metabolizması sırasında aktif bir rol oynar. Eğer böbreklerde bir sorun veya hastalık varsa, bu D vitamini metabolizmasını etkileyebilir ve D vitamini eksikliği ya da fazlalığına yol açabilir.
D vitamini eksikliği genellikle kemik sağlığı sorunlarına yol açar, çünkü vücut yeterince kalsiyum ve fosfor emilimini sağlayamaz. Bu, kemiklerin zayıflamasına ve osteoporoz gibi sorunlara neden olabilir.
Çevre kirliliği’ terimini sık olarak duyuyoruz. Hatta yaşadığımız doğanın onu çok kirlettiğimiz ve zarar verdiğimiz için bize küstüğü ve tepki verdiğini de yaşadığımız kuraklık ve seller gibi değişik doğa olaylarından anlıyoruz. Aslında anladığımızdan biraz şüpheliyim. “İzliyoruz demek” daha doğru sanırım. Çevrenin kirlenmesi fiziksel, kimyasal ya da biyolojik etkenlerle hava, su toprak gibi yaşamamız için vazgeçilmez olan faktörlerin olumsuz yönde etkilenmesidir. Bu faktörlerin etkilenmesi yaşamımızı tehdit eden sonuçlarının yanı sıra sağlığımızı da olumsuz etkileyerek, yaşam kalitemizi bozacak şekilde uzun vadede bir takım kronik hastalıklara da yol açar.
Hava kirliliği: Soluduğumuz havanın zararlı gazlar, birtakım kimyasallar ve partiküllerin atmosferde birikip, solunum yoluyla bize zarar vermesi söz konusudur. Bu yolla solunum yolları enfeksiyonları, astım, KOAH (Kronik tıkayıcı akciğer hastalıkları), akciğer kanseri gibi hastalıklar ortaya çıkabilir.
Su kirliliği: İçme suyu kaynaklarının kirlenmesiyle toksin ve mikroplar vücuda girerek,
Geçtiğimiz hafta baş dönmesinin sebeplerinden bahsettim. Vertigo içinde bulunduğumuz sıcak yaz günlerinde oldukça sık karşılaşılan bir sorun. Beni takip eden okurlarım, dost ve arkadaşlarımdan tedavisi konusunda sorular alınca bu hafta da vertigo ile karşılaşınca neler yapmalıyız, biraz bahsetmek istedim. Her hastalıkta olduğu gibi burada da önce sebebini bularak ona yönelik ilerlemek gerekiyor.
İç kulaktaki denge sistemi baş hareketlerinde ortaya çıkar. Bazen birkaç saniye bazen de çok daha uzun sürer. Halk arasında “kristallerin oynaması” olarak bilinir. İç kulaktaki denge organında bulunması gereken yerden ayrılan kalsiyum-karbonat kristalleri yarım daire kanalları içine düşerek başın hareketi sırasında buradaki sıvı içinde hareket eder ve baş dönmesine neden olurlar. Tedavisi yine halk arasında “kristalleri yerine oturtmak diye” bilinen bir manevra ile düştükleri doğru kanalı tespit edip, yarım daire kanalı içinden ayrıldıkları alana geri yollanmasıdır. İlaç kullanmadan yapılan ilk manevra sonrası tedavide başarı oranı
Tıpta, Latincedeki anlamıyla vertigo diye adlandırılan baş dönmesi hepimizin hayatımızda bir veya daha çok kere karşılaştığımız bir rahatsızlıktır. Çoğu zaman, masum sebeplerle olan bu dönmeler kısa sürede geçer ve biz de üzerinde durmayız. Bazen de inatçı olarak devam eder. Gelin beraber bu sebeplere bir göz atalım.
İç kulaktaki denge sistemi: Bu mekanizmadaki bozukluk en sık karşılaşılan sebeptir. Benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV) yani masum, harekete bağlı olarak gelişen ara ara tekrarlayan baş dönmesi, yatağa yatarken, kalkarken, yatakta sağa sola dönerken, raftan bir şey almak için başı kaldırınca kısacası baş hareketlerinde ortaya çıkar. Bazen birkaç saniye bazen de çok daha uzun sürer. Halk arasında ‘kristallerin oynaması’ olarak bilinir. İç kulaktaki denge organında bulunması gereken yerden ayrılan kalsiyum-karbonat kristalleri, yarım daire kanalları içine düşerek başın hareketi sırasında buradaki sıvı içinde hareket eder ve baş dönmesine neden olurlar.
Meniere hastalığı: Adını bu hastalığı tarif eden