Günlük hayatımızı doğrudan etkileyen baş dönmesi, basit ve geçici olabildiği gibi ciddi bir takım hastalıkların da belirtisi olarak karşımıza çıkabilir. Kalbe bağlı sebeplerle oluşan baş dönmeleri kalp damar sistemindeki işleyişte oluşan değişikliklerle ortaya çıkar.
Baş dönmesi şikayeti hepimizin başından geçmiştir. Günlük hayatımızı doğrudan etkileyen bu rahatsızlık basit ve geçici olabildiği gibi ciddi bir takım hastalıkların da belirtisi olarak karşımıza çıkabilir. Kalbe bağlı sebeplerle oluşan baş dönmeleri kalp damar sistemindeki işleyişte oluşan değişikliklerle ortaya çıkar. Kalp pompa vazifesi görerek düzenli ve sürekli şekilde tüm vücuda kanı pompalar bunu da kendisine bağlı olan damarlar aracılığıyla yapar. Kalbin pompa görevini tam olarak yapamadığı kalp yetersizliğinde iç kulaktaki denge organına ve beyine yeterince kan gitmez ve baş dönmesi ortaya çıkar.
Bayılmaya yol açabilir
Ayrıca tansiyondaki dengesizlik ve kalp ritminde bozulma da baş dönmesine sebep olabilir. Kalp ritminin çok hızlı olması kalbin etkili kasılmasını ve beyine yeteri kadar kan göndermesini zorlaştırdığı için baş dönmesi hatta bayılmaya yol açabilir. Aynı şekilde nabzın aşırı yavaşlaması, kalpte
Özellikle kış aylarında sık karşılaştığımız grip kolayca iyileşebildiği gibi hayatı tehdit edecek kadar tehlikeli sonuçlara da sebep olabilir. Bu hafta gribe karşı dikkatli olması gereken gruplara, hastalığın komplikasyonları ve tedavisine bir göz atalım...
Her yıl özellikle kış aylarında sık karşılaştığımız, çoğu zaman da basit bir soğuk algınlığı gibi görerek önemsemediğimiz grip kimi zaman antiviral ilaçlar, istirahat, parasetamol ve bağışıklığın kuvvetlenmesi ile kolayca iyileşebildiği gibi hayatı tehdit edecek kadar tehlikeli sonuçlara da sebep olabilir. Hastalığa influenza virüsü sebep olur. Bu virüsün A, B ve C olmak üzere üç tipi vardır. İnsanlarda grip hastalığına en sık neden olan influenza A virüsüdür. İnfluenza B ve C virüsü sadece insanlarda hastalık yaparken, influenza A virüsünün konak yelpazesi çok daha geniştir. İnsanların dışında örneğin kuşlarda, domuzlarda da hastalık yapar ve insanlara da bulaşır. Bu yüzden kuş gribi, domuz gribi gibi isimlerle anılmıştır. Influenza A virüsü, taşıdığı Hemaglutinin ve Neuroaminidase yüzey antijenlerinin farklı kombinasyonlarında farklı alt tiplere ayrılır. Bu nedenle H ve N harflerini içeren farklı isimlerle anılır. Influenza B
Kış mevsiminde en sık rastlanılan hastalıkların başında nezle ve grip gelir. Bu iki hastalık sebebi ve belirtileri çok benzer olsa da aynı değildir.
Hapşırma, burun akıntısı veya burun tıkanıklığı, gözlerin kızarması, sulanması ve yanması, bazen yüz ve alın bölgesinde dolgunluk hissi, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve boğazda gıcık hissi, öksürük, koku ve tat duyularında azalma nezlenin belirtileridir. Yaklaşık bir hafta sürer. Genellikle ateş olmaz ve hastalık ayakta geçirilebilir. Hastanın genel durumunu ve yaşantısını çok etkilemeyen işinden alıkoymayan belirtiler çoğu zaman ilaç kullanımı dahi gerektirmez. Sadece birkaç gün mendil ile dolaşmak gerekebilir. Grip nezleye göre daha ağır geçer. Belirtilere ateş mutlaka eklenir. Ayakta atlatmak zordur. Eklem ağrıları, halsizlik, iştah bozukluğu olur. Yatak istirahati gerekir. Belirtiler için sıklıkla ilaç tedavisine gerek duyulur.
Nasıl bulaşır?
Nezle ve gribin sebebi, çeşitleri farklı virüs infeksiyonlarıdır. Virüs genellikle damlacıklarla hapşırma, öksürük ve konuşma sonrasında etrafa yayılır ve havada asılı kalır. Özellikle 30 cm ile 2 metrelik bir alanda daha bulaşıcıdır. Bu nedenle özellikle kış mevsiminde daha sık görülen hastalıklar
Romatizmal kalp hastalığı belirli bir mikroba ait boğaz infeksiyonu sonrası geliştiğinden buna yönelik tanı ve tedbirler hastalığı önlemek açısından önemlidir
Tıpta akut romatizmal ateş (ARA) olarak adı geçen hastalık halk arasında kalp romatizması olarak bilinir. Çocuklarda edinsel yani doğuştan olmayıp sonradan karşılaşılan kalp hastalıklarının da başında gelir. ARA sıklıkla 5-15 yaş arasındaki çocuklarda görülmesine rağmen her yaşta karşımıza çıkabilir.
Sebebi
Halk arasında beta mikrobu olarak bilinen A grubu beta hemolitik streptokokların neden olduğu üst solunum yolu infeksiyonlarıdır. Bu infeksiyonlar kalp, eklemler, santral sinir sistemi, deri ve derialtı dokuları tutan sistemik inflamatuar bir hastalığa yol açar. Ancak her beta infeksiyonundan sonra romatizma gelişmez. Genetik faktörlerin de rol oynadığı bir dizi otoimmün reaksiyon söz konusudur.
Hepimizin bildiği gibi vücudumuza giren mikroplarla mücadele etmek için bağışıklık sistemimiz harekete geçer. Mikrobun içerdiği antijene karşı koruyucu asker olarak bilinen antikorları üretir. Ancak maalesef kimi zaman kendi vücudumuza ait dokuyu da antijen gibi algılayıp ona karşı antikor üretmeye başlar işte bu tür hastalıklara biz
Kilo vermeye yardımcı olan faktörlerden biri de yavaş yemek yemektir. Yavaş yemenin bedenimizdeki etkisi ve faydaları nelerdir?
Kilo vermek için farklı diyetleri denemek, aç kalarak zayıflamaya çalışmak, yaklaşık olarak hep aynı tavsiyeleri duyacağını bile bile farklı diyetisyenlerle görüşmek, her işittiği tavsiyeyi uygulamak çoğunlukla çözüm olmaz. Kilo vermek için tabii ki içtiğimiz ve yediğimiz gıdaların içerdiği kaloriye dikkat etmeliyiz. Fakat aynı zamanda bu yiyeceklerin miktarı da önemlidir.
Tokum dedirten hormon
Leptin hormonu büyük ölçüde vücutta bulunan yağ hücrelerimiz tarafından ve az miktarda mide, kalp gibi organlardan salgılanır. Bu hormon beynin hipotalamus bölgesinde etkilidir. Yemek yenmesi sonrasında, pankreastan insülin salgılanır ve kandaki insülin miktarı yükselir. Kanda artan insülin, midedeki leptin salınımını da tetikler. İnsülinin diğer işlevlerinden biri de vücudun glükozdan yağ sentezlemesini sağlamak ve sonra bu yağ hücrelerine tutabildikleri kadar yağ tutup depolamalarını bildirmektir. Yağ depolanmasını yönlendirmesinin yanı sıra, insulin beyine leptin sinyallerinin iletilmesini de engeller. İnsülin direncinde kanda artan insülin düzeyiyle beraber
Açlık krizleri ve unutkanlık gibi sonuçları olan insülin direncinin sebepleri nelerdir? Kurtulmak için nasıl bir yol izlenmeli?
İnsülin direncine yol açabilecek faktörleri sıralarken genetik faktör en ön planda yer alır. Bunun yanı sıra obezite, kortizon gibi steroid grubu ilaç kullanımı, enfeksiyon, gebelik, alkol, karbonhidrat ve yüksek glisemik indeksli gıdalarla yüklü kötü beslenme alışkanlığını sayabiliriz. Glisemik indeks sınıflandırılmasında esas alınan saf glikozun kan şekeri üzerindeki etkisidir. Glikoz kan şekerini en çabuk yükselten şeker türüdür, bu yüzden glikozun glisemik indeksi 100’dür. Diğer yiyecekler de buna göre 0 ile 100 arasında değer alırlar. Bir yiyeceğin glisemik indeksi çeşitli özelliklere göre değişir; örneğin yiyeceği pişirmek, sindirilmesini kolaylaştırdığı için glisemik indeksini artırır. Hatta pişirme şekli de önemlidir. Fırında pişmiş patatesin haşlanmış patatese göre glisemik indeksi daha yüksektir. İçerdiği nişasta miktarının yanı sıra çeşidi de önemlidir. Örneğin baklagiller gibi amilaz içeren besinlerin glisemik indeksi düşük, buğday unundaki gibi amilopektinin fazla olduğu yiyeceklerin glisemik indeksi yüksektir. Düşük glisemik indeksi gösteren
Vücudumuzdaki deformiteye sebep olan düşman yağlar aslında baş edilmesi çok kolay basit bir sırra bağlıdır. Bu sır, yorulmadan ve tok kalarak zayıflamanın da yolunu açar. Bu sırrın esası glisemik indeksi düşük gıdayla beslenmektir
Kilo vermek ya da kontrol altında tutmak büyük çoğunluğumuzun süregelen bir sorunudur. Bu sorunu çözmenin yolu da insülin direncini kırmaktan geçer. Kilo almaya başlarken önce karın bölgesinde biriken yağlardan şikayet ederiz. Çoğu zaman da kilo verdikten sonra yüzümüzde, vücudumuzun geri kalan kısmında zayıflama belirtileri görüldüğü halde karın ve bel bölgesinde bir türlü istediğimiz ölçüye inemeyiz. Bel çevresi genişliğinin fazla olması kalp damar sistemi hastalıklarına risk teşkil eden bir problemden kimi zaman daha çok göz zevkimizi rahatsız eder, ne giysek yakışmaz gibi gözükür, bol giysilerle gizlemeye çalışırız. Vücudumuzdaki bu deformiteye sebep olan düşman yağlar aslında baş edilmesi çok kolay basit bir sırra bağlıdır. Bu sır, yorulmadan ve tok kalarak zayıflamanın da yolunu açar.
Glisemik indeks
Bu sırrın esası glisemik indeksi düşük gıdayla beslenmektir. O halde nedir bu “Glisemik indeks”? Gıdaların kan şekerini yükseltme hızı olarak tanımlanan
İdeal check up kişiye özel olmalıdır ve doktorla yapılan görüşme ve muayeneye dayanmalıdır. Çıkan sonuca göre ilgili uzmana başvurulması ve dosyanızın aynı merkezde toplanması gerekir
Zaman hiç durmadan akıp gider biz bu zamanı yıllara, aylara, günlere, saatlere bölerek kullanırız. Bizim için bir işin ya da bir duygunun ne kadar zaman aldığı veya ne kadar sürdüğünü belirlemede bir ölçektir zaman. Yıldönümleri de işte hep olduğu gibi hayatta da bilançoları yapıp birtakım kararlar almaya yönlendirir insanı. Geçen yıl boyunca ne kadar kazandığınız, bunun için ne kadar bir bedel ödediğiniz önemlidir bir sonraki yılda ne yapacağınıza karar vermenizde. Sizi en çok mutlu eden gururlandıran neyse önceliğinizi ona göre ayarlarsınız.
Kişiye özel olmalı
Her insanın DNA’sı farklı olduğu gibi taşıdığı birçok özellik de farklıdır. Karakteri, hayata bakışı farklıdır. Bunlar yaşam tarzını belirlediği için sağlığı açısından da önemlidir. Genel olarak belirli yaş dönemlerine göre, cinsiyete göre yapılacak check uplar değişebilir. Sıklıkla da yaş ilerledikçe rastlanılacak hastalıkların olasılığı arttığı için check up’ın da detayı artar.
Önce check up’ta size yol gösterecek ve bu yolda beraber