Dr. Demet Erciyes

Dr. Demet Erciyes

demeterciyes@yahoo.com

Tüm Yazıları

Hipertansiyonun tedavisinde ilaç kullanımının yanı sıra yaşam tarzı ve beslenme şekli de önemlidir.

Hipertansiyon kalp damar hastalıklarında önemli bir risk faktörü olup kalp krizine zemin hazırladığı gibi tek başına da inme ve aort damarının yırtılması gibi ölümcül komplikasyonlara yol açan tehlikeli bir hastalıktır. İyice yerleşene kadar kolayca belirti vermez, uzun süre sinsi ve sessizce ilerler. Zamanla vücut yüksek tansiyona alışmış ise başlangıçtaki müphem belirtilerini de artık hissetmez. İşte en tehlikeli hali de budur. Yani kişi tansiyonu çok yüksek olduğu halde hiç farkında değildir ve bu sinsi düşman sessizce ilerleyip maksadına ulaşır.

Haberin Devamı

Hayat boyu tedavi ve takip gerektirir

Birçok tehlikeli sonuçlara yol açan hipertansiyonun ilaçla tedavisinin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Unutulmaması gereken en önemli konu, bu tedavinin örneğin antibiyotik gibi geçici olarak kullanılıp hastalığı iyileştiren ve sonrasında bırakılan türden değil, hayat boyu sürecek bir tedavi olduğudur. Çoğu kimse kardiyoloğunun verdiği ilaçla tansiyonunun normale indiğini görüp iyileştiğini düşünerek ilacını kesmeyi veya azaltmayı aklından geçirir. Bu kesinlikle yanlış bir yaklaşımdır. Bir hipertansiyon hastası doktoruna danışmadan kendi kendine ilaç değişikliği yapmamalıdır.

Hipertansiyon diyetle iyileşebilir mi
Buna karşılık hipertansiyon tedavisinin şekli ve ilacın dozu birtakım şartlara göre değişebilir. Örneğin hastanın kilosunda değişiklik olduysa, o kiloya göre doz ayarlaması yapılmalıdır. Duygusal durumlara göre tansiyonda iniş çıkışlar olabilir. Stresi iyi yönetebilen, üzüntü ve sıkıntılarını paylaşabilen, kendi içinde büyütmeyen kişilerin bu yetenekleri sayesinde hipertansiyonla da baş etmeleri daha kolay olur. Kimi zaman hipertansiyon tedavisini uygularken anksiyolitik dediğimiz stres önleyici ilaçları da tedaviye eklememiz bu sebeptendir. Kişinin hayatında strese neden olan olay geçtiğinde tansiyon da değişebilir, normale dönebilir. Buna göre tedavide düzenleme yapmak, ilacı kesmek ya da dozunu düşürmek gerekebilir. Benzer şekilde yaz mevsiminde terle beraber tuz kaybedildiği için tansiyonda düşmeyi sık gözleriz. Bu nedenle hipertansiyon hastalarına yaz döneminde ilaçlarında doz ayarlaması yapmak gerekir.

DASH Diyeti

Hipertansiyon tedavisi yaşam tarzı ve beslenme şekline göre çok etkilendiği için konunun uzmanları “Dietary Approaches to Stop Hypertension” (DASH), Türkçe karşılığı, “Hipertansiyonu önlemek için diyet yaklaşımları” isimli bir çalışma yapmışlar. Bu diyetin esası diyetteki tuz miktarını, şeker içeriği fazla olan gıdaları, özellikle doymuş yağ olmak üzere tüm yağ içeren gıdaları, kırmızı eti azaltırken, meyve, sebze ağırlıklı, tahıl, balık, kümes hayvanları, az yağlı süt ve süt ürünleri, kuruyemişleri içeren beslenmeyi önermektir. Bu yönü ile biraz Akdeniz diyetini andırır.

DASH diyetinin en belirgin özelliği günlük alınan sodyum miktarında kısıtlama yapılmasıdır. Bu diyeti uygulayan kişilerde aynı zamanda yağ ve şeker kısıtlamasıyla beraber mutlaka kilo kaybı da gözlenir. DASH diyetinde günlük sodyum miktarı 2.3-1.5 gr, potasyum 4.7 gr, kalsiyum 1.25 gr, magnezyum 0.5 gr’dır. Bu mineraller diyetteki meyve, sebzelerin yanı sıra kuruyemiş ve kuru baklagillerden sağlanır. Yapılan çalışmalar sonucunda DASH diyeti, yüksek tansiyonun takip ve tedavisinde öncelikli olarak önerilecek yöntem şeklinde karşımıza çıkar. Bu diyet sayesinde hipertansiyon gözlenen kişilerin büyük kısmında, sebeplerine bağlı olarak değişen oranda tansiyonlarında normale dönüş ya da ilaç kullananlarda ihtiyaç dozunun azalması görülmüştür.