Başınızı ağrıtan sebepler neler?

15 Mart 2021

Hepimizin başına gelmiştir, az ya da çok şiddetteki bir baş ağrısı birçok sebep yüzünden ortaya çıkabilir. Çoğu zaman arkasında bir hastalık yoktur. Stres, yorgunluk, uykusuzluk, üşütmek, aç ya da susuz kalmak gibi basit bir sebep baş ağrısına yol açabilir. Kimi zaman da baş ağrısı bazı hastalıkların habercisidir. Gelin beraber başımızı ağrıtabilecek sebepler nelermiş bakalım.

Uzun süren açlık

Açlık ile beraber kan şekeri de düşer. Kan şekerindeki bu düşüş   tek başına bir baş ağrısı sebebidir. Özellikle uzun süren açlıklarda kan şekerindeki düşüş de daha ileri derecede olur. Hipoglisemi olarak adlandırdığımız durumda kan şekeri 70 mg/dl’nin altına kadar düşmüştür. Beynin ana yakıt maddesi şekerdir. Beyin kendisi için gerekli şekeri depolayamaz. Kandaki şekerde düşüş olunca doğrudan etkilenir. Giderek artan şiddette baş ağrısı görülür. Hatta kısa dönem hafızada düşüş, öğrenme ve problem çözme güçlüğü ile bir takım becerilerde azalma, uyku hali

Yazının Devamı

Kadın kalbinin farkı

8 Mart 2021

8 Mart Dünya Kadınlar Günü yeryüzündeki tüm hemcinslerime kutlu olsun. Bugünün özeline bir kardiyolog olarak kadın kalbinin özelliklerinden bahsetmek istiyorum. Duygusal anlamda erkek ve kadın arasında doğal olarak bir farklılık var. Bunu hepimiz biliyoruz. Duyguları kalbe bağladığımız için aradaki farkın bu manada olduğu aklımıza gelebilir. Ancak benim bahsedeceğim gerçek anlamda bilimsel ve yapısal farklılıklar.

Kadın kalbi daha küçük

Kalbin büyüklüğü biraz cüsse ile ilişkili tabii ki. Buna bağlı olarak da kadın kalbinin erkek kalbine oranla daha küçük olması da doğal olmalı. Yapılan çalışmalar aradaki bu farkın yaklaşık olarak 60 gram olduğunu söylüyor. Yani erkek kalbi kadın kabinden yaklaşık olarak bir yumurta ağırlığı kadar daha büyük.

Kadın kalp damarları daha ince

Kalbin boyutundaki bu fark ile beraber damarlarında da benzer şekilde farklılık vardır. Kadın kalbindeki damarların erkek kalbinde görülen damarlara göre daha ince olması tedavi amacıyla yapılan müdahalelerde çok az da olsa bir zorluk yaratır.

K

Yazının Devamı

Yeşilay’ın ışığında bir asır

1 Mart 2021

Yeşilay 5 Mart 1920’de İstanbul’da “Hilal-i Ahdar” adıyla kurulmuş, bu nedenle de 1 - 7 Mart tarihleri ülkemizde Yeşilay haftası olarak kutlanıyor. Ahdar Osmanlıcada yeşil anlamına geldiğinden “Hilal-i Ahdar” ismi daha sonra “Yeşil Hilal” ve “Yeşilay” olarak değiştirilmiş olup 1934 yılında da Bakanlar Kurulu kararıyla Yeşilay’a “kamuya yararlı dernek statüsü” verilmiş. Kuruluşundan günümüze bağımlılık türleri arttıkça Yeşilay’ın da tüzüğünde çalışma alanları çeşitlenmiş, alkolden sonra sigara, uyuşturucu madde, kumar ve yakın tarihte teknoloji bağımlılığı Yeşilay’ın mücadele alanına dahil olmuş.

Alkol bağımlılığı

Başlarda keyif için ya da “sosyalleşme” maksadıyla başlayan alışkanlık zamanla bağımlılığa dönüşebilir. Kişi alkol almadığı zaman yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Sürekli her fırsatta alkol alır. Gittikçe aldığı miktarı artırır. Artık alkole bağımlı hale gelmiştir. Alkol vücutta pek çok organda tahribat yapar kalıcı hasar bırakır. Karaciğerde

Yazının Devamı

Manyetik terapi ile gelen sağlık

22 Şubat 2021

Pandeminin başından itibaren içimiz dışımız koronavirüsle doldu. Başta pandemi ne demekten tutun da covid-19 nedir, nasıl bulaşır, neler yapar, nasıl korunmalı her birimiz öğrendik. Neredeyse bir doktor kadar bilecek derecede bilgi yağmuruna tutuldunuz. Bu pandemi bitene kadar da bu durum böyle sürecek gibi gözüküyor. Aşılar başladı kurtuluyoruz diyoruz, bu sefer hangi aşı ne kadar korur o aşı mı bu aşı mı diye konuşuluyor. Yok, efendim virüste mutasyon oldu aşı koruyacak mı, hasta olan kişi yeniden hasta olur mu ya da aşılananlara mutasyonlu virüs bulaşınca hastalık yapar mı, eğer hastalanırlarsa o zaman hastalık nasıl seyreder ya da iyileştik ama bir izi kalacak mı, akciğer dışında başka organlarda da hasar bırakır mı, kalpte ne olur bu hasarlar sonradan ortaya çıkar mı? Ben bugün sizi tüm bu sorulardan uzaklaştırıp farklı bir konuya götüreceğim. Tıptaki kullanımı aslında çok eskilere dayanan bizim daha çok tanı yöntemi olarak tanıdığımız bir terapi alanı olan manyetik terapiden bahsedeceğim.

Manyetik etki

Manyetik terapi adından da anlaşıldığı gibi mıknatıs gücüne dayalı

Yazının Devamı

Pandemi döneminde alınan kilolar sonradan başınıza dert olabilir

15 Şubat 2021

Sağlıklı yaşamayı anlatırken şişmanlığın vücuda yüklediği fazla kilolardan ve bu kiloların yarattığı problemlerden de sık sık bahsediyoruz. Bu fazla kilolar hem yük olarak mekanik anlamda sıklıkla da kalça ve dizlerde bir takım ortopedik problemler yaratabiliyor. Hem de metabolizmamızı bozuyor.

Metabolizmada bozulma

Metabolizma vücuttaki yapım yıkım olaylarının dengesi ile oluşan ve canlılığın sürdürülmesi için gerçekleşen bir dizi kimyasal tepkileşmeden ibarettir. Yediklerimiz, içtiklerimiz bu işleyişe doğrudan etki eder. Kilomuz ve vücut yapımız da yine metabolizmamıza bağlıdır. Nasıl ve hangi hızla çalıştığı önemlidir. Yanlış besinler tükettiğimizde de bozulur. Bu yanlışlık hem nicelik yani miktar hem de nitelik yani ne tükettiğimizle yakın alakalıdır. Şişmanlık ya da obezite metabolizmanın iyi çalışmadığının ya da zorlandığının bir göstergesidir. Başlangıçta kilo artışı ile kendini gösteren bu problem özellikle bel çevresinde ve karında biriken yağlarla da geri dönülmesi zor sorunlar yaratabilir. Metabolik sendrom olarak adlandırdığımız ve bir

Yazının Devamı

Bu pandemi sindirimimizi de bozuyor

8 Şubat 2021

Yeni koronavirüsün sebep olduğu bu küresel salgın tüm sistemimizi alt üst etti. Dünya çapında sağlığın haricinde ekonomiden tutun da eğitim, günlük yaşantımız, insan ilişkileri, ulaşım, iletişim dâhil hayatımıza dair etkilemediği bir yer neredeyse yok.

Virüsün ACE2 reseptörlerine tutunarak vücuda girdiğini ve çoğalarak hastalık yaptığını biliyoruz. Bu reseptörler solunum yollarının yanı sıra bağırsaklarda da bolca bulunduğu için koronavirüsün bağırsakta çoğalarak hastalık yaptığını ve ortaya çıkardığı başlıca belirtilerin karın ağrısı ve ishal olduğunu biliyoruz. Çoğu zaman bulantı ve kusma da buna eşlik edebiliyor. İshal olan hastaların dışkılarında virüs saptanması nedeniyle bazı bilimsel yayınlar ile diğer bir bulaş yolunun dışkı ve tuvaletler olabileceği de gösterildi. Ben bu yazımda koronavirüsün doğrudan sindirim sistemini etkilemesinin dışında dolaylı yoldan sindirim işlevimize ne gibi etkileri oluyor biraz buna dikkat çekmek istiyorum. Zira bu etki sadece koronavirüse yakalananlarda değil hiç hastalığı

Yazının Devamı

Kovid-19 aşılarıyla ilgili merak edilenler

1 Şubat 2021

Çin merkezli biyoteknoloji şirketi Sinovac’ın geliştirdiği CoronaVac aşısına 13 Ocak’ta acil kullanım onayı verilmesini takiben ülkemizde aşı uygulamalarına başlandı. Acil kullanım onayı, bulaşıcı hastalıklar kapsamında kabul edilen, halk sağlığını ciddi olarak tehdit eden istisnai durumlarda kullanılacak ve ruhsatlandırmaya esas veriler sağlanıncaya kadar sorumlu kurum tarafından verilen kullanım izni olarak tanımlanır. Tüm dünyayı etkisi altına alan böylesine ölümcül, tehlikeli ve aynı zamanda da kolay yayılım gösteren küresel bir salgın, normalde çok daha uzun süren bu süreci hızlandırmaya tüm ülkeleri mecbur bıraktı.

Bağışıklığımız uyarılıyor

Sinovac’ın geliştirdiği CoronaVac aşısı inaktif bir aşı yani ölü virüs aşısı. Bu aşının içeriğindeki virüs parçalanıp etkisiz hale getirilerek vücudumuza bir zarar vermeden bağışıklığımız uyarılıyor. Yani aşının içinde virüs var ama hastalık yapamaz. Dolayısıyla korkmaya gerek yok. Böylece ölü virüsü bağışıklık sistemimizdeki askerler görüp tanıyacak. Ona

Yazının Devamı

Yeni koronavirüse karşı müthiş ikili

25 Ocak 2021

Bu pandemiyle olan savaşımızda bizi koruyan ve aynı zamanda virüsle karşılaştığımızda da onunla savaşan bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmek adına beslenmemize dikkat etmeli, iyi uyumalı, stresi iyi yönetmeli, sigara içmemeli, D vitaminimizin düşmesine izin vermemeliyiz. Tüm bu tedbirlerin yanında bir de kuersetin (quercetin) adındaki antioksidan ve C vitamininin marifetlerine ayrıca değinmek istiyorum. C vitaminini ve enfeksiyonlara karşı faydalarını hepimiz biliyoruz. Ancak bu adı zor telaffuz edilen antioksidanın pek de bilinmeyen faydalarından ve koronavirüsle olan mücadelemizde madalyayı hak eden üstün hizmetlerinden bahsetmek istiyorum. Bu müthiş ikili el ele verip virüsle olan savaşımıza bize yardım için katıldığında birbirlerinden güç alarak daha da güzel sonuçlar çıkarıyorlar. Bu sinerjik etkiyi Türk bilim insanları fark ederek güzel bir çalışma yapmışlar ve bu çalışmanın sonucunda da başarılı bir ürün ortaya çıkmış.

Prof. Önal’ın çalışması

S.B.Ü. Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde

Yazının Devamı