Bağ-Kur aylığı bağlıyor sonra ‘pardon’ diyor!

17 Ağustos 2014

1 Ekim 2008 tarihi sosyal güvenlik sistemi açısından önemli. Bu tarihten sonra kurumsal anlamda SGK bütün sigortalılara hizmet verir hale geldi. Kurumlar birleşti ama norm ve uygulamalar halen farklı. Hem geçmişten gelen farklı uygulamalar eski kanunlar dolayısıyla devam ediyor, hem de kurumsal birlik sağlanmasına rağmen uygulama ve norm birliği sağlanamadığı için halen 4/a’lı, 4/b’li ve 4/c’liler arasında bazı farklılıklar var. Dolayısıyla bütünleşmiş tek bir sosyal güvenlik sisteminden bahsetmemiz mümkün değil.
1 Ekim 2008’den önce sigortalı olmuş anne veya babası üzerinden maaş alanlar, bu tarihten önce sigortalı olanlar için emeklilik tarihi ve tabi olunan şartlar, bu tarihten önce bağlanan ölüm aylıklarının kesilmesi veya yeniden bağlanmasına ilişkin hükümler bu kişilerin tabi olduğu kanunlara göre işlemeye devam ediyor. Yani bu durumlarda 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre değil, kişinin o dönemdeki çalışmasına göre tabi olduğu Bağ-Kur, Emekli Sandığı veya SSK Kanunu’ndaki hükümlere göre işlem yapılıyor. Bu kanunlarda da geçmiş dönemde çeşitli değişiklikler yapıldığı için farklı dönemler için farklı uygulamalar söz konusu

Yazının Devamı

İhale bitmedi maliyet katlandı

14 Ağustos 2014

Soru: “İki çalışanı olan bir işyeri sahibiyim. İş güvenliği yasası başımıza dert oldu. Bir yerle anlaştım, işyerime uzman ve hekim istedim. Ancak deniliyor ki, bu kişiler için yasada yazanın üzerinde para ödeyecekmişim. Sistem bozukmuş. Bir çare olun lütfen.” Hacı Akyol / İstanbul

Cevap:İş sağlığı ve güvenliği konusunda uzun süredir devam eden bir sorun var. İşyerlerinin, iş güvenliği uzmanı atamalarının online bir sistem üzerinden gerçekleşmesini sağlayan İSG-KATİP sistemi, işyerlerine kolaylık sağlaması gerekirken, sistemsel hata yüzünden bir yılı aşkın süredir işverenlerin maliyetlerinin yükselmesine neden oluyor. Bakın durum ne?

İSG-KATİP ne işe yarıyor?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, çalışan sayısı ve tehlike sınıfı fark etmeksizin tüm işyerlerine iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve yardımcı sağlık personelinden hizmet alma zorunluluğu getirdi. Bu zorunluluğu yerine getirirken de, iş güvenliği uzmanını İSG-KATİP sistemi üzerinden online bildirme şartı var. İSG-KATİP, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, yardımcı sağlık personellerini görevlendiren bir program. İşverenler ve iş güvenliği şirketleri, bu sistemle Çalışma Bakanlığı’nın

Yazının Devamı

Dünyanın ‘insani gelişme’ karnesi!

13 Ağustos 2014

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), 2014 yılı “İnsani Gelişme Raporu”nu geçen hafta açıkladı. Rapora göre dünyada 1.2 milyar insan, günde sadece 1.25 dolar ya da daha az bir parayla hayatta kalmaya çalışırken, gelişmekte olan 91 ülkede yaşayan 1.5 milyar insan da sağlık, eğitim ve hayat standartları açısından kötü durumda. Dahası, yoksulluk küresel düzeyde azalıyor olsa da, neredeyse 800 milyon kişi yoksulluğun pençesine düşme riski taşıyor. Dünya nüfusunun büyük bölümüyse emekli maaşları ve işsizlik sigortası gibi kapsamlı sosyal güvenlik haklarından mahrum.
Nobel ödüllü iktisatçı Joseph Stiglitz’in de katkıda bulunduğu “İnsani İlerlemeyi Sürdürmek: Kırılganlıkları Azaltmak ve Dayanıklılık Oluşturmak” başlıklı rapor, krizlerin giderek daha hızlı ve daha geniş alana yayıldığının, bu nedenle tüm bölgelerde insani gelişme açısından yavaşlama olduğunun altını çiziyor. Rapora göre mali krizler, doğal afetler, gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar ve şiddetli çatışmalar, ilerlemeyi tehdit ediyor. Kurumsal başarısızlıklar ve ayrımcılıktan kaynaklanan yapısal kırılganlıklar da, kadınlar, engelliler, yaşlılar, göçmenler ve yoksulların daha fazla zarar görmesine yol açıyor.
UND

Yazının Devamı

Malullükte yönetmelik değişti ama maaş alan sayısı artmadı

10 Ağustos 2014

Malullük aylığı almanın üç temel şartı var. Bunlardan ilki sigortalılık süresi, diğeri prim gün sayısı ve sonuncusu da sağlık kurulu raporu. Bu sayılanlar vatandaş tarafından çok iyi bilinmediği için, herhangi bir hastalık veya kaza geçiren sigortalılar, sigortalılık süreleri veya primlerini hiç hesaba katmadan malulen emekli olabileceklerini düşünüyorlar. Oysa ki durum hiç de sanıldığı gibi değil.
Malulen emeklilikte en kritik nokta çalışma gücü kaybının ispatı. Çalışma gücünü herhangi bir hastalık veya kaza ile kaybedenler SGK’nın yetkili kıldığı hastanelerden aldıkları rapor ile bu kayıplarını tespit ettirdiklerinde malullük aylığı alabilir. Raporda çalışma gücünde en az yüzde 60 kayıp olduğunun tespiti şart. Diğer yandan tek başına sağlık kurulu raporu da malullük aylığı alabilmek için yeterli değil.
Çalışma gücünde en az yüzde 60 veya üzerinde kaybı olduğu tespit edilenlerin, malullük aylığı alabilmeleri için en az 10 yıldır sigortalı olmaları ve asgari 1.800 gün prim ödemiş olmaları gerekiyor. Aksi taktirde aylık alamıyor. Bu konuda tek istisna rapora göre, ‘başka birisinin sürekli bakımına muhtaç’ durumda bulunan kişiler için söz konusu. Bu kişiler 10 yıldır

Yazının Devamı

Memurlar primini kendi ödeyip emekli olabilir

7 Ağustos 2014

Soru: Bir kamu kuruluşunda memur kadrosunda çalışıyorum. Biz memurların da işçilerde olduğu gibi, dışarıdan primlerimizi ödyerek emekli olmamız mümkün mü?

CEVAP: Sosyal Güvenlik Reformu sonrasında isteğe bağlı sigortalılık konusunda önemli değişiklikler yaşandı. Reform tarihi olan 1 Ekim 2008 öncesinde isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenler taleplerine göre, isteğe bağlı SSK’lı veya isteğe bağlı Bağ- Kur’lu olabiliyorlardı. Ne var ki 1 Ekim 2008 sonrasında bu imkan ortadan kaldırıldı ve isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenlerin primleri 4/b’li yani Bağ -Kur’lu olarak değerlendirilmeye başlandı. Aslında bu durum birçok haksızlığı da beraberinde getirdi. Sigortalı yani 4/a şartlarıyla emekli olmak isteyenler için isteğe bağlı sigortalılık yolu kapanmış oldu.
Diğer yandan bir başka çalışan grubu olan memurlar için de isteğe bağlı sigortalılık imkanı var.
En az 10 yıl memurluğu olan, daha sonra memurluktan istifa etmiş bir kişi SGK’ya başvurarak keseneklerini ve kurum karşılıklarını ödeyerek emekli olabiliyor. Örneğin; 20 yıl fiili hizmet ve belirli bir yaşı tamamlama şartlarıyla emekli olabilecek bir memur, 10 yıl fiili hizmet süresini bir kamu kurumunda tamamlayarak ve

Yazının Devamı

75 bin üniversiteli hiç nitelik aramayan işe girdi

5 Ağustos 2014

Eylül ayında yüz binlerce genç, onları geleceklerine bir adım daha yaklaştıracak olan üniversite eğitimlerine başlayacaklar. Ama ya üniversite diploması, genel kanının aksine, hayallerinize açılacak kapıyı tek başına açamıyorsa?

Işıl Kurnaz’ın raporu
Uyumsuz eşleşme ve aşırı eğitimlilik, Uluslararası Standart Meslek Sınıflaması (ISCO 08) ve Uluslararası Standart Eğitim Sınıflandırması (ISCED) kullanılarak objektif olarak ölçülebiliyor. Bu 2 sınıflandırma ile meslek grupları, nitelik düzeyleri ve eğitim seviyeleri arasında ilişki kurulabiliyor. Bu yöntemle uyumsuz eşleşme, mezuniyet derecesine göre tanımlanıyor.
Gazi Üniversitesi’nden Işıl Kurnaz, TOBB Üniversitesi Sosyal Politikalar Merkezi’nde verdiği seminerde, TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarından yararlanarak uyumsuz eşleşme düzeyini araştırdı ve bir rapor hazırladı.
Rapora göre, istihdamda yer alan üniversite mezunlarının hangi mesleklerde çalıştıklarının incelenmesi gerekiyor. Kurnaz’ın analizine göre; Mart 2014 itibariyle Türkiye işgücü piyasasında 15 - 64 yaş grubunda üniversite eğitimini tamamlamış olan kişiler açısından aşırı eğitimlilik oranı yüzde 31.8. Yani, Türkiye’de istihdam edilen her 10

Yazının Devamı

İşçi ve memur arasındaki 5 fark

3 Ağustos 2014

Ülkemizde işçi ve memur arasında çalışma koşulları ve sosyal haklar açısından ciddi farklar bulunuyor. Bu durum yasal mevzuat çerçevesinde normal kabul edilebilir. İşçiler 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi çalışıyor ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kapsamında 4/a’lı olarak yani hizmet akdiyle bir veya birden çok işverene bağlı olarak çalışan statüsünde değerlendiriliyorlar.
Devlet memurları ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi ve 5510’a göre de 4/c’li statüsündeler. Dolayısıyla farklı kanunlara tabi oldukları için bazı düzenlemeler işçi ve memurlar açısından ciddi anlamda farklılaşıyor.
Devlet memurunun iş güvencesinin işçiye göre daha yüksek olması, çalışma koşullarının farklılığı normal kabul edilebilir. Ancak doğum ve babalık izni gibi herkese eşit uygulanması gereken hususlarda işçi ile memur arasındaki farklılıklar çalışanlar arasında ayrımcılık duygusunu güçlendiriyor. Bugünkü yazımızda işçi ve memur hakları arasındaki sadece 5 farka yer verdik. Aslında liste uzayıp gidiyor, ne var ki bu farklılıkları sıralamaya çalışsak yerimiz yetmez.

1- Memur anneye 2 yıl ücretsiz izin
Memur anne doğum sonrası ücretli doğum izinlerini

Yazının Devamı

Yurtdışına işçi gönderen işverene teşvik

1 Ağustos 2014

Soru: Yurtdışında inşaatlar yapan bir firmada insan kaynakları bölümünde çalışıyoruz. Yurt dışına gönderdiğimiz işçiler için Torba Yasayla değişiklik olmuş. Bundan sonra işçilerimiz için ne kadar prim yatıracağız?
Cevap: Yurtdışına işçi gönderimi son yıllarda çok azaldı. 1990’lı yıllarda özellikle müteahhitlik alanında bugünkü ciroların yaklaşık dörtte biri kadar iş yapılırken gönderilen Türk işçi sayısı 200 Bin civarındaydı. En çok işçi gönderimi inşaat sektöründeydi. Bugün yine en çok işçi inşaat firmalarınca gönderiliyor. Ancak 20 yıl öncesine göre giden işçi sayısı nerdeyse onda bire kadar düştü. En son 2014 yılı için rakamlar 20 Bin civarında işçinin yurt dışına gönderildiğini gösteriyor. İşçi sayılarındaki bu gerilemenin temel sebebi Türk İşçilerin giderek daha maliyetli olmasından kaynaklanıyor. Firmalarımızın rekabet ettiği yabancı firmalar Çin, Filipinler, Tayland vb. ülkelerden çok daha düşük maliyetlerle işçi getirip yurt dışı işlerinde çalıştırıyorlar. Bizim firmalarımız da bu durum karşısında Türk İşçi yerine bu ülkelerin vatandaşlarını tercih ediyorlar.



Dikkat edin işverene ihbar tazminatı ödeyebilirsiniz

Soru: Bir konfeksiyonda satış temsilcisi

Yazının Devamı