Valerien Ismael’in beş maçlık karnesine bakıyorum, iki galibiyet, iki beraberlik bir yenilgi, yani orta! Fransız çalıştırıcı için asıl zorluk yeni sezonda başlayacak, saha sonuçları iyi olursa ne ala, yoksa vayyy haline! Valla Beşiktaş taraftarı sabırlıdır, kredi verir, sen sen ol, derslerine iyi çalış, yeni sezonda final niteliğinde sınavların olacak, bilesin! Valerien Ismael’in beş maçlık karnesine bakıyorum, iki galibiyet, iki beraberlik bir yenilgi, yani orta!
Fransız çalıştırıcı için asıl zorluk yeni sezonda başlayacak, saha sonuçları iyi olursa ne ala, yoksa vayyy haline! Valla Beşiktaş taraftarı sabırlıdır, kredi verir, sen sen ol, derslerine iyi çalış, yeni sezonda final niteliğinde sınavların olacak, bilesin! Kartal’ın Kayserispor karşısında elde ettiği galibiyet bence çok değerli... Bunun 2-3 nedeni var, biri arkadan geldi, maçı çevirdi. İkincisi ligde klasman yapma adına önemliydi. Üçüncü nedeni ise kupanın yarı finalisti Kayserispor’u sahasında yenmek şu aşamada büyük başarıdır. Kaldı ki Hikmet Karaman geldiği
Beşiktaş’ın ligin en formda takımlarından Kasımpaşa’ya üç farklı yenilmesi asla sürpriz olarak görülmemeli... Çünkü, ligde neredeyse son dönemin en başarılı ekibi Kasımpaşa’dır. Bunu cümle alem biliyor, bilmesine de gerek Valerien Ismael gerekse futbolcular bu gerçekten bihaberler!
Diyeceksiniz ki “Ismael yeni geldi, adamın mazareti var...” İyi de oynayacağı rakibin analizini yapmıyor mu bu arkadaş, neyin yeni gelmesi?
Kaldı ki Kasımpaşa karşısına çıkardığı onbirde Pjanic’in olmasını da yadırgadım... Adamın geldiği günden bu yana adı büyük, futbolu güdük! Çıkıncaya kadar bana bir tane olumlu hareketini gösterin, dişimi kırarım valla!
Tamam, Kartal’da sözleşmesi bitenlerin sayısı bir hayli kabarık, neredeyse 14 oyuncu var. Gidici ve kalıcıları Valerien Ismael belirleyecek. Bu süreç Ismael cephesinde büyük avantaj kuşkusuz. Gidiciler üç aşağı beş yukarı belli... Kadro dışı bırakılanlar başta olmak üzere Pjanic ve müşterisi çıkarsa Teixeira, parasal anlamda anlaşma sağlanamayan Larin
Fenerbahçe’nin Göztepe maçında tribünlerin teknik direktör İsmail Kartal’a olan sevgi selini gördünüz mü? Taraftarların Kartal’a ilk kez böylesine sevgi gösterdiklerine tanıklık ettim. Taraftarlar maçın bitimiyle birlikte hep bir ağızdan “İsmail hoca” diyerek stadı uzun süre inlettiler. Valla yerli bir teknik direktöre Fenerbahçe’de böylesine bir sevgi gösterilmesi açıkçası bana mutluluk ve gurur veriyor.
Bu madalyonun bir yüzü ve olumlu tablo...
Ya diğer yüzü?
Biliyorsunuz yönetim kanadı 5 aydır yabancı hoca peşinde, ancak tribünlerin dili son zamanlarda çok değişti. İsmail Kartal’ın kalmasından yana gibiler ve desteklerini açıkça gösteriyorlar.
Kuşkusuz bu tablonun yönetim kanadını teknik direktör konusunda köşeye sıkıştırdığı da bir gerçek. Yönetimin radarında Joachim Löw ve Jorge Jesus var, görüşmeler sürüyor, olur mu, olmaz mı, bilemiyoruz. Ancak bilinen tek gerçek var ki her iki hoca da ekipleriyle ve transfer
Teknik direktör değişimlerinde o takımlarda bir ‘rüzgar’ eser. Bu tablo kuşkusuz gerek oyuna gerekse skor tabelasına olumlu yansımalar yapar. Tıpkı Beşiktaş’ta olduğu gibi...
Elbette Kartal’daki bu rüzgarın başka bir nedeni ise iskeleti teşkil eden çok sayıda oyuncunun sözleşmesinin bitecek olması. Kim kalacak, Kartal Yuvası’ından kimler kopacak, Teknik Direktör Valerien İsmael karar verecek. Bu faktör, kalıcı olmak isteyen oyuncuların performansına da yansıyor kuşkusuz.
Görüyoruz ki, Fransız teknik adam, Kartal’da üçlü savunmayı oturtmaya çalışıyor. Aksamalar var mı? Elbette yok değil... Örneğin kanatlardaki Rıdvan ve Rosier, ileriye çıkışlarda tamam... Ya geriye dönüşler? İşte orada her iki futbolcu da bazen ‘rötar’ yapıyor, bu da savunmayı sıkıntıya sokuyor, rakibin iştahını kabartıyor. Rıdvan Yılmaz, kanat oyuncusundan çok, sürpriz golcü olarak görev yaptı ilk yarıda... Sürekli göbekten rakip savunmanın arasına girdi, kaleye şutlar attı, ama golü bulamadı. Montero da sık sık savunmadan
Fransız teknik direktör Valerien Ismael, birçok kesim için kapalı kutuydu, futbolculuk yıllarını anımsayanlar elbette var, ama çalıştırıcılığı soru işaretleriyle doluydu. Ne var ki, Trabzon ve Alanya maçlarında futbolcuların skorlardan çok ortaya koydukları performans, yönetim ve taraftarları gelecek için umutlandırdı. Evet, kişisel olarak ‘yerlici’yim ama her gelen yabancıya da asla önyargılı değilim... Beklerim, zaman tanırım, daha sonra kantarıma çıkarır, net tavrımı ortaya koyarım, hem de hiç sakınmadan.
Her teknik adamın zamana gereksinimi vardır, biliyoruz. Bu durum Valerien Ismael için de geçerli. Öyle dakika bir, ‘bundan bir şey olmaz’ yakıştırmasını yapmak, bu oyunun doğasına terstir. Her teknik adam değişiminde o takımlarda bir ‘rüzgar’ eser, hiç de sürpriz değildir... Nitekim, Kartal’daki Ismael rüzgarı iki maçta kendini hissettirdi. İki maça bakıp, gelecek adına öyle aman-aman iddialı ahkamlar kesmenin de çok doğru olacağına inananlardan asla değilim. Ne var ki bir takım olumlu sinyaller
Beşiktaş’ın ‘görev’ adamı Josef bir çağrı yaptı, tribünler ful çekti, taraftarların bu desteği kuşkusuz sahadaki futbola müthiş enerji kattı. İlk yarıda Kartal maçı kopardı, işini sağlama aldı. Bu yarıdaki en önemli olay Josef’in uzun bir aradan sonra golle buluşmasıdır. Tabi ki iki gole imza atan Batshuayi’yi yok sayamayız, krallık yarışında ilk üçe girmeyi de başardı. Valla Kartal’ın yeni teknik direktörü Valerien Ismael de durağan değil, o da kenarda boş durmuyor hani! Müthiş enerjik, takımla birlikte oynuyor adeta, tribünleri de ihmal etmiyor, ateşliyor. Yeter ki, bu enerjisi ilerde kart alışkanlıkları yapmasın!
Artık Ismael’in oyun sistemini tartışmaya gerek yok, adam belli ki bu şablonu Kartal’a monte edecek, kararlı ve de inatçı. Elbette Ismael geçiş döneminde, asıl yeni sezona bakacağız, bu sistemle başarılı olursa, yani zirveyi yakalarsa ne ala, aksi malum!
Yıllardır hep savunurum, kadroda devamlılık başarıda büyük faktördür. Öyle takımın sağıyla-soluyla oynamanın asla doğru bir yöntem olmadığını
Spor, özellikle futbol bizim yaşam biçimimiz haline gelmiş durumda. Ama bazen yeşil sahalardan uzaklaşmak gerekir, ben de bugün öyle yapacağım... Sizlere, hayatıma dokunan güzel insanlardan ve Milliyet ailesi olarak başarılı sporcuları ön plana çıkartan; geleneksel yılın sporcusu gecemizden söz edeceğim... Güle güle Nezih ağabey; Yaşamımızda bazı fotoğraflar vardır, onları kaybetsek de asla unutmayız. Adları her geçtiğinde onları hep güzel kelime ve cümlelerle anarız, tek satır kötü laf bulamazsınız.
Tıpkı Nezih ağabey (Alkış) gibi... Hani derler ya ‘Adam gibi adam’ diye... Aynen öyleydi Nezih ağabey... Artı, dibine kadar gazeteciydi, müthiş bir haberciydi. Hem Milliyet’te hem de Hürriyet’te spor müdürlüğü yaptı, gelin görün ki, muhabirlik özelliği hep ön plandaydı. İşkoliğin en önde gideniydi. Telefonlar gün boyu kulağından düşmezdi. Sadece üç büyükler değil, Anadolu’nun her takımından haber yağdırırdı sayfalarımıza... Nezih ağabeyi kelimeler anlatmaya yetmez. Onunla yaşamak
Kokartı ne olursa olsun, en iyi hakem, oyunun içinde öne çıkmayandır, bunu bilir, bunu söylerim... Zorbay Küçük, kokartı FIFA... Lider Trabzonspor’un Beşiktaş ile oynadığı maçın 28. dakikasında tartışmalı bir pozisyon var, yoruma da oldukça açık.
Ghezzal sağdan indi, Batshuayi de onunla birlikte soldan rakip ceza alanına hareketlendi, ancak Denswil topsuz alanda golcü futbolcuyu engellemek istedi, ondan sıyrıldı, Ghezzal’ın pasında topu aldı, bu Puchacz kayarak hamle yaptı. Bu hamlesinde sol ayağıyla Batshuayi’nin direkt kaval kemeğine vurdu, orta hakem ‘devam’ dedi. Bu kareye baktığımız zaman hem penaltı hem de kırmızı kart. Hadi Küçük atladı, peki Erkan Engin sen ne iş yaparsın? Yalnız Batshuayi’nin Denswil’i geçerken faul yaptığı iddia ediliyor, ki bana göre faul değil... Ortada bir engelleme söz konusudur, sabaha kadar tartışırım.
Kaldı ki Zorbay Küçük, iyi bir yönetim gösteremediği gibi maçını kontrolünü de elinde bir türlü tutamadı, abuk - subuk düdükler