27.08.2024 - 21:41 | Son Güncellenme:
Kurkku Tarlaları’nın köşesinde yer alan arsa bir tarım kooperatifi tarafından kullanılıyor. Önceden inşaat molozlarıyla kaplanmış cansız ve kuru haldeki atıl alan, bir vadinin tepesinde yer alıyor. Hiroshi Nakamura & NAP, tasarımıyla bu alandaki vadi ekosistemini onararak derenin çiftçilerin “Göl Ana” adını verdiği havzaya bağlanmasını amaçlamış. Tasarımcılar, mimarinin sadece işlenmiş bir toprak parçasını işgal etmesini değil, onun yerine tevazu ile, toprakta yaşayan ve üzerinde yeşeren diğer canlılarla birlikte var olabilmesi gerektiğine inanıyor. Yerin içinde oluşturulan bu küçük yarıkta çiftçilerin dinleneceği huzurlu bir mekan oluşturulmuş. Yarık, yukarıdan bakıldığında bir su damlasını andırıyor. Yapıya doğru yaklaştıkça ve sürülmüş tarlayı geçince raflarla çevrilmiş koridor görünmeye başlıyor. Kolon ve kiriş gibi mimari elamanlar yerine istinat duvarları üzerinde taşınan betonarme döşeme ve kanat duvarlardan oluşan bir strüktür çözümü tercih edilmiş. Döşeme, duvarlar ve çatı, toprak bitişli ve pürüzsüz bir şekilde birleşiyor. Döşemenin düşey kenarına yerleştirilmiş olan çalılar yemyeşil bir şekilde süzülüyor ve mekana nem kazandırıyor. Bu detay, mevsimlere göre su tutma ve sulama dengesini kurmaya yardımcı oluyor. İç mekandaki tavan yükseklikleri zeminin eğimine göre kararlaştırılmış; yalnızca çocukların erişebileceği, küçük, gizli odalar ve alçak tavanlı mekanlar da mevcut. En dip noktada bir hikaye anlatma salonu bulunuyor. Bu kucaklayıcı form, çalılık araziyi yükseltiyor; kitap raflarından oluşan kıvrımlar basamaklı oturma alanlarını çevreliyor; çiftçilerin kitap koleksiyonlarından ve çocuk kitaplarından oluşan sıralar 40 mm kalınlığında düşey çerçevelerle tanımlanıyor ve bu çerçeveler göz hizasından yükselerek mekanı destekliyor. Strüktürün merkezinde yer alan tepe aydınlatması, Kurkku Tarlaları’nın tarım topluluğunu sembolize ediyor; mavi göğün ve bulutların toprak tarafından kavranmasını andıran bir manzarayı çevreliyor. Mimarlarının deyimiyle bu kütüphane, “toprağı düşünüyor”.