Ayşe Teyze’nin kaybı büyük. Güngör Hoca’nın (85) kaybı tüm Türkiye için çok büyük. İş dünyası, ekonomi basını, yeme-içme dünyası bir duayeni kaybetti.
Hocamız içindeki meraklı çocuğu hiç kaybetmeyen, dünya çapındaki birikimine karşı herkese alçakgönüllü yaklaşan ve sürekli öğrenmeyi düstur edinmiş biriydi.
Hayat sevinci ve zevkiyle genç kuşaklara örnek oldu ve hep yollarını açtı.
Aile hayatı, kadınların iş hayatında yer almasına verdiği önem, görgüsü ve kibarlığı ile model alındı.
İstanbul’da yaptığımız sektör toplantıları sonrasında çekilen hoş bir kare. (2017)
Şimdi Bize N’lcak?
Cumhuriyet değerlerine bağlılığı, Türkiye’nin geleceğine olan inancıyla tam bir örnek Cumhuriyet kuşağı temsilcisiydi.
Son birkaç aydır hepimiz seçimle yatıp, seçimle kalktık.
Seçimler bitti şimdi de dolarla yatıp, dolarla kalkıyoruz.
Ekonomik gelişmeler hepimizin çok yakın takibinde. Ülkece fakirleşiyor muyuz, zenginleşiyor muyuz, sürekli bunu konuşuyoruz.
Sayfalarımızda ekonomiye dair tüm veri ve yorumları veriyoruz. Bense size bir ülkenin esas zenginlik kaynağından bahsetmek istiyorum.
500 milyon $ gitti
Bir ülkenin en büyük kaynağı iyi yetişmiş, okumuş ve geleceğe yön verebilecek gençleridir. Türkiye tüm imkânlarıyla ve sürekli değişen sistemleriyle gençlerine farklı eğitim fırsatları sunuyor. Bir de okumak için yurtdışını ve özellikle ABD’deki okulları tercih eden gençler var.
Ülkesindeki yabancı öğrencilerin istatistiklerini yayımlayan ulusal kuruluş NAFSA’ya göre Amerika’da şu anda sayısı 11.880’e kadar ulaşan Türk öğrenci eğitim görüyor. İçlerinden 3.750 öğrenci lisans eğitimi alıyor.
2018’de Amerika’ya öğrenci gönderen ülkeler listesinde Türkiye 6’ncı sırada.
Türk basın dünyasında önemli değişiklik yaşanıyor. Değişen yayın teknolojileri ve kullanıcı alışkanlıklarının en çok etkilediği sektörlerden biri de medya. Bu yüzden tüm dünyada “basılı yayıncılık bitiyor mu?” sorusu gündemde. İkinci soru “dijital dünya basılı medyanın yerini alabilecek mi?”
Öncelikle unutmayalım medyada, erişim olarak internet öne geçti ama gelir olarak hâlâ çok geride. Yani kullanıcı internette ama internet gelirleri medyayı yaşatacak seviyede değil!
Haksız rekabet var!
Kâğıt gazetecilikte yıllar boyu rakip diğer gazeteler oldu. İyi haber ve iyi tiraj, iyi reklam geliri demekti. Dijitalde ise işler tam olarak bu şekilde yürümüyor. Çünkü internet ‘bağımsız’ gibi görünse de aslında sahipli bir mecra. En büyük sahibi de Google. Sonra da Facebook, Youtube, Instagram gibi mecralar. Hatırlatalım; Instagram Facebook’a, Youtube ise Google’a ait şirketler. Yani dijital medyada birkaç Amerikan firması hüküm sürüyor. Tüketici alışkanlıkları da kullanıcıların habere sosyal medyadan erişmeye başladığını ortaya koyuyor.
Dijital reklam pastasının Türkiye’deki dağılımına bakacak olursak (2017 yılı kapanış rakamları; Deloitte), dijitale ayrılan bütçe 2.1 milyar TL’ye dayandı ve
Teknolojide söz sahibiyiz...
İnovasyon denilince tüm dünya Türkleri takip eder...
Küresel marka olmak mı? İlk akla bizim şirketlerimiz gelir...
Katma değerli üretimde ve ihracatta bir numarayız...
Eğitim, sağlık, dev projeler bizden sorulur.
Geleceğe yön veren ülkelerden biri kesinlikle biziz...
Türkiye’de yine bir seçim günü. Hemen girişte alt alta dizerek altını çizmek istediğim hususlar, iktidara geldiği zaman yönetimin ülkemizi taşıyacağı nokta olmalı.
Kısır çekişmeler, anlamsız tartışmalar, vakit kayıpları yerine “Güçlü bir Türkiye” iddiasıyla yola çıkılması tartışmasız bir numaralı önceliğimiz. Büyüklerimiz (yönetime geçenler) bizden daha iyi bilir elbet ama bizim de vatandaş olarak isteğimiz bu.
“Telekomda her G geldiğinde 2G, 3G, 4G gibi, yeni şebeke yatırım yapılıyor. Pratik olup israf etmemek gerekiyor” diyen Doany, Türk usulü fiber modelin internet fiyatlarını da düşüreceğini söyledi.
Londra’da düzenlenen 5G Dünya Zirvesi’nde bir grup gazeteciyle sohbet toplantısında bir araya gelen Türk Telekom’un CEO’su Paul Doany, geçtiğimiz günlerde anlaşması imzalanan Türk usulü fiber ortaklığın Türkiye’nin yararına olacağını söyledi.
Ulaştırma Bakanlığı ve operatörlerin bir araya gelerek oluşturduğu Türk usulü sabit altyapı paylaşım sisteminin fiber tarafındaki temel oyuncusu olan Türk Tekekom’un CEO’su Doany, herkesin kazançlı çıkacağını belirterek: “Yatırım maliyetlerinin azalmasıyla fiberde kapsama yaygınlaşacak, kalite artacak, fiberin eriştiği hane sayısı çoğalacak. İmtiyaz anlaşmalarıyla asıl mülkiyet kamuya ait olduğundan, günün sonunda yapılan tüm yatırımlar devlete ve ülke faydasına olacak. Bu işin asıl kazananı vatandaş ve Türkiye olacak” dedi. Türk Telekom’un fiberde 262 bin kilometrelik ağ yatırımı bulunuyor.
Bu yıl Londra’da 14’üncüsü düzenlenen 5G Dünya Zirvesi kapsamında dünyanın önde gelen mobil telekom operatörleri arasından Yılın Telekom Operatörü Yöneticisi
Film dünyasının yıldız ismi, pek çok ünlü markanın yüzü Cate Blanchet, tüm dünyada vizyona giren “Ocean’s 8”de canlandırdığı karakterde ruhunu bir ‘Türk’e teslim etti.
Sadece kadın yıldızlardan oluşan Ocean’s serisinin bu yeni filminde Cate Blanchet’in canlandırdığı “Lou”, Sevan Bıçakçı’nın takılarıyla milyonların karşısına çıkıyor.
Bir zanaati sanata dönüştürmek...
Yüzyıllardan gelen Ermeni kuyumculuğuna hakim olmak...
Resmen bin yılların mirasını mücevherlere sığdırmak...
Kopya yerine orjinali yaratmak...
Hayal kurmak, yaratıcı ve farklı olmak...
En başında da çok çalışmak...
Bundan beş yıl kadar önce. Yer, İstanbul. O gün, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Başkanı Christine Lagarde ile boğazın kenarındaki Çırağan Oteli’nde buluşmuştuk. Bakın o dönem Milliyet’e neler söylemiş;
“Ben genelde rakamların iyi yönlerine bakmayı tercih ederim. Dünyanın diğer ülkeleriyle kıyasladığında Türkiye bence çok iyi durumda. Kamu borcu, borcun GSYİH’ya oranı, son açıklanan büyüme oranına bakıldığında bütün bunlar hiç de kötü rakamlar değil. İşsizlik harika değil ama geçmişle kıyaslandığında daha iyi. Genel olarak bakacak olursak ekonomik göstergelerin yüzde 70’i gayet iyi durumda.”
‘Aniden çıkış olur’
Bu sözlerine birkaç uyarıyı da -kötü rakamları- eklemeyi ihmal etmemiş;
“Gelecek için kalan yüzde 30’luk taraftaki iki gösterge çok önemli. Bunlardan biri “cari açık” diğeri de “yüksek enflasyon”. Türkiye bu rakamlara dikkat etmeli. Bu iki alanda çok sağlam maliye politikası uygulamalı. Son dönemde paranın geldiği yerlerden biri kesinlikle Türkiye. Para Türkiye’ye akıyor ama Türkiye’ye gelen paranın büyük bölümü sıcak para. Sıcak para ülkeyi hemen terketmez. O nedenle durum şu anda kötü değil. Ancak aniden çıkması sorun olabilir. Türkiye için sıcak parayı ılık ve kalıcı paraya
İşin başına genç yaşta geçti. “Çok çalışmak” tartışmasız en iddialı yanıydı.
Bir başka iddiası daha vardı; büyümek, büyürken de hep ilklerin altına imza atmak. Girdiği işlerde de bunu başardı.
2012 yılıyla birlikte Milliyet’in yönetimi işadamı Erdoğan Demirören’in başında bulunduğu Demirören Holding’e geçti. “Geçmişte çok ortaklıklarım ve ayrılıklarım oldu” dediği medyada bu kez Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibiydi.
O tarihten bu yana Erdoğan Bey ile birçok kez birlikte oldum. Demirören Holding’in merkezi olan Şişhane’deki binada başta iş ve siyaset dünyasıyla ilgili olmak üzere görüşlerini dinledim. Fikirlere açıktı. Her bir sözü bizler için ders niteliğindeydi.
Hep istikrar isterdi
Türkiye için “sanayinin” ve “üretimin” vazgeçilmez olduğunu söylerdi. “Yatırım” ise Erdoğan Bey için vazgeçilmez bir tutkuydu. Çok kez duymuşumdur şu sözleri; “Dolar indi, borsa çıktı. Bırakalım bunları şimdi Şükrü Bey. İşler nasıl gidiyor, asıl önemli olan bu. Söyle bakalım ne diyor iş alemi, yatırım yapıyor mu?”
Türkiye’nin geleceği için sanayi kadar tarıma da ağırlık verilmesi gerektiğinin ısrarla altını çizerdi.
Hatta bunun için büyük arazilerde yatırım planları yapardı. Bu alanın hep ihmal edildiğin