Yeni normalin ne olacağını kimsenin bilmediğini düşünüyorum...
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın görüşünü yansıtan işte bu cümle, tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınının ekonomilerde bırakacağı hasarın boyutlarının henüz hesaplanamayacağını bir kez daha açıkça gösteriyor.
Dün, İstanbul’da ekonomi gazetecileri ve banka ekonomistleriyle bir araya gelen Bakan Albayrak, virüs sonrası, yeni normal adına gerek dünyada gerek Türkiye’de yapılanlara baktığında, ülkemizin pozitif ayrışma noktasında fark yaratacağını belirtiyor.
***
Sadece dün değil bundan önce yaptığımız tüm toplantılarda da, bardağın dolu tarafına sıklıkla vurgu yaparak Türkiye’nin enerjisini pozitif gelişmelere aktarması gerektiğine inanan Albayrak, bu ayrışmada, yeni normalde atılacak olan adımların önemine değiniyor.
Korona krizi dünyayı ve ekonomileri her daim siyasilerin yönetmediğini bir kez daha ortaya koydu. Neredeyse her ülke, salgının ilk günlerinde, “ekonomilerde şalter indirmeyeceğiz, şehirleri kapatmayacağız, sokağa çıkma yasağı uygulamayacağız” diye yola çıkmış olsalar da, kısa süre sonra tüm dünya bilim insanlarına teslim oldu. Ülke yönetimleri bilim dünyasının isteklerine bırakılmak zorunda kaldı.
Aradan geçen sürede virüsle savaş aşıldı, yayılma hızı azaldı. Normale dönüş başladı. Şimdi sorulması gereken kritik soru şu; “Gerçekten de hayatımız eskisi gibi olacak mı?”
***
Yaşanan bir sağlık krizi olsa da, dünyanın kontrolünün siyasilerin elinden gidiyor olması (o ya da bu şekilde), beraberinde bazı değişiklikleri ya da yeni sorunları getirebilir mi?
Koronavirüs döneminde ilginç şeyler yaşanmaya devam ediyor. Üstelik üç aydır yaşadıklarımız sanki hiç yaşanmamışcasına.
Ne deniliyordu; “Birlik olalım”, “Eşitsizlikler yüzünden bu sistem artık böyle gitmez”, “Bu kriz gösterdi ki değil patronlar, yöneticiler hiçbir ülke böylesine ağır stres testlerinde kendi kendine ayağa kalkamıyor” ve dahası…
Tüm dünya bu görüşlerde hemfikir iken; olanlar oldu, 102 yıllık Amerikalı oto kiralama devi Hertz; “iflas erteleme” başvurusu yaptı.
Denilebilir ki; her şirketin başına bunlar geliyor, gayet doğal. Ama durum pek böyle değil. İflas başvurusundan tam üç gün öncesinde, şirketin tepe yönetimi kendilerini “bonus” yağmuruna tuttu!..
***
Türkiye için Türkiye için kriz kavramı aslında pek yeni değil. Ancak bu kriz ne bize özel, ne de direkt ekonomi ile ilgili... Bu bir “sağlık” krizi. Tüm dünya önce korona belasını yenecek sonra işe koyulacak. Türkiye avantajlarını bu yeni dönemde iyi kullanmalı
Türk iş alemi korona krizi günlerinde, bir yandan geçmişin muhasebesini yaparken, diğer taraftan da gelecekteki yatırım planlarını gözden geçiriyor. Son dönemde video platformlarda görüştüğüm isimlerin ortak görüşü, bir an evvel salgının bitmesi ve işlerde, yatırımda tam gaz yola devam edilmesi yönünde. İşte o zaman Türkiye’yi kimsenin tutamayacağına inanç tam.
***
Astay Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Toprak; “Kovid-19 krizi sadece bizim ülkemizin sorunu değil, tüm dünyada her yerde aynı şiddette hissediliyor. Bu yüzden tek başına bizim iyi olmamız da yeterli değil, müşterilerimiz iyi olacak ki, bizim işlerimiz de düzelsin ve iyi olsun. Dolayısıyla öncelik bu sağlık krizinin bir an evvel
Binlerce kişiye istihdam sağlayan, milyarlarca liralık ekonomik değer yaratan iş dünyasının gündemi tabi ki koronavirüs ve buna karşı verilen mücadele.
Türkiye’den farklı sektörlerden önde gelen isimlerle, NGN Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Erol’un ev sahipliğinde bir araya geldiğimiz Zoom sohbetlerinde gördüğüm şu ki; Türk iş dünyası, bu sağlık krizi kaynaklı türbülansta tek bir çalışanını bile kaybetmek istemiyor.
Krizi de geçmiş tecrübelerinde olduğu gibi çalışma azmiyle aşmayı hedefliyor.
“Korona günleri” ve “krize bakış” adına morale ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde, iş aleminden önemli isimlerin görüşleri oldukça değerli.
***
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir; “Yaşanan koronavirüs krizinin bir örneği yok. Düşünün, şu anda dünyada kaybetmeyen herhangi bir ülke var mı? Yok. Virüs salgınından tüm ülkeler, herkes büyük zarar etti. Ve bu zararlar kısa sürede kolay kapanır gibi de görünmüyor.
Korona günleri bizlere birçok farklı alanda dersler vermeye devam ediyor.
Virüs salgını gösteriyor ki; iş dünyasının bir tarafında “yandık, bittik, kül olduk, peki şimdi biz ne yapacağız abicim” diyenler var.
Başka bir tarafta da, yeni dünyaya ayak uydurarak, ileri teknolojiye yatırım yaparak, böylesine dalgalı günler için iş planı yapanlar…
Gelin şimdi Amerikan iş dünyasından hem büyük ölçekli hem de girişim seviyesindeki iş hikayelerine bakalım.
Bu örnekler bize hem kriz zamanı hızlı hareket etmenin önemini, hem de çıkabilecek yeni fırsatların nasıl değerlendirileceğini gösterecek.
***
Elektronik ticaret devi ABD’li şirket Amazon.com’un kurucusu Jeff Bezos, salgın döneminde servetine servet kattı. Bezos, 100 milyar dolarlarla başladığı korona günlerine, 140 milyar dolarla devam ederek, dünyanın en zengini olmayı başardı.
Korona günlerinde, ekonomi gazetecileri olarak, iş dünyasıyla görüşmelere video platformları üzerinden devam ediyoruz. Bu sıcak ve samimi toplantılarda, salgın deneyimlerinden yola çıkılarak, görüşler paylaşılıyor; birlikte “Türkiye” için neler yapılabilir, bu soruya yanıt aranıyor.
İşte bunlardan biri, NGN Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Erol’un ev sahipliğinde, LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük ile Pegasus Genel Müdürü Mehmet Nane’nin yer aldığı; meslek büyüklerim Vahap Munyar ve Servet Yıldırım ile katıldığımız 2 saatlik sohbet buluşmasıydı.
Normale dönüş adına artık işe başladıklarını belirten Vahap Küçük, önemli bir noktaya temas ediyor; “Ertelenen talep vardı, e-ticaret’e başlayınca, siparişlerin müşteriye teslim sürelerinin maalesef uzadığını, 15-20 günü bulduğunu gördük. Tüm büyük kargo şirketleriyle çalışıyoruz, yine de teslim sürelerinde iyileşme sağlayamadık. Bir formül arayışındayız.”
Koronaya kredi borçsuz
Koronavirüs ile ilgili kafa karıştıran sorular bir türlü azalmak bilmiyor. İkinci hatta üçüncü dalga virüs bekleyenler de var; bir an önce normal hayata dönülmesi gerektiğini söyleyenler de... Gelin birlikte, bazı sorulara, elimizdeki bilgiler doğrultusunda cevap arayalım.
Virüs iki aydır hayatımızdan çıkmıyor. Hâlâ tehlikeli mi?
Evet, çok tehlikeli.
O kadar da tehlikeli değil diyenler var, çünkü virüs ağırlıklı olarak yaşlıları öldürüyormuş...