Galatasaray taraftarında yine transfer paniği başladı. Efendim, transferler gecikiyormuş, takımın santrforu yokmuş, ön eleme maçlarına golcüsüz çıkılırsa Şampiyonlar Ligi’ne havlu atılırmış...
Bir grup her zaman olduğu gibi kötü senaryolar yazarak, karalama kampanyası başlattı. Teknik Direktör Okan Buruk, Sportif AŞ Başkanvekili Erden Timur, Başkan Dursun Özbek futbolu bilmiyorlar, başarılı olmak istemiyorlar! Bu garip insanlar onlardan daha çok Galatasaray’ı düşünüyor!
Öncelikle şunu söyleyeyim, 2. ve 3. tur ön eleme maçlarını Galatasaray bu kadro ile elini, kolunu sallayarak geçer. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Zaniolo, Barış Alper, Kerem ve Mertens gol yollarında kesinlikle sıkıntı yaşatmazlar. Ama play-off turunda çıkacak rakip güçlü olacak. Kesinlikle kimler gelecekse, nasıl bir planlama yapılıyorsa tüm transferlerin bu tura hazır olması lazım. Biraz araştırma yaptım. Yöneticiler şu anda ‘Rashica’yı alalım’ deseler kulübü 13 milyon euro istiyor. Ama biraz bekledikleri zaman bu fiyat
Okan Buruk’u ne kadar takdir etsek azdır. Geçtiğimiz sezon bilhassa genç futbolculara öyle dokunuşlar yaptı ki hepsi birer yıldız adayı oldu.
Letonya ve Galler’le oynadığımız milli maçlarda gözüm Barış Alper Yılmaz’ın üzerindeydi. Sahada kaldığı süre içerisinde defansına yardım etti, hücuma çıktı, ortalar yaptı. İki maçta çok kritik iki asiste imza attı. Temposu, fiziği, her geçen gün artıyor. Her şeyden önce rakibe müthiş baskı yapıyor. Defansa geliyor top çıkarıyor. Futbolunun üzerine koyarak devam ediyor. Eksikleri yok mu? Elbette var. Bilhassa son vuruşlarda kendini geliştirmesi lazım. Şu an fiziğiyle ve çabukluğuyla bunu kapatıyor ama son vuruşlarda da etkili olursa dünyanın en iyi takımlarında forma giyebilir.
Geçen sezona bakıyoruz Fenerbahçe maçlarında, Beşiktaş maçının kazanılmasında çok büyük rol oynadı ve joker gibiydi. Yeni sezonda eminim bu son vuruş eksiğini de kapatacak. Aldığım duyumlara göre Okan Buruk hocanın görevlendirdiği antrenör ile devamlı
Futbol camiası tarafından bu kadar sevilen bir oyuncu görmedim. Icardi büyücü gibi, herkesi kendine hayran bıraktı. Çok pozitif bir insan. Takım arkadaşları, hocası, tribündeki 12. adam herkesin hayranlığını kazanan bir yapısı var. Rakibine tekme, dirsek kesinlikle atmaz, çok değişik bir stile sahip. Galatasaray’da bu becerileri ve karakteri yüzünden zirve yaptı.
Çok iyi biliyorum, Galatasaray Yönetimi, Arjantinli futbolcuya tekrar sarı-kırmızılı formayı giydirmek için sadece uğraşmıyor, resmen savaş veriyor. Arap kulüpleri çok büyük paralar verseler de, Icardi’nin oralarda futbol oynaması mümkün değil. Bu çocuk sevgi adamı, gönül adamı. Paris Saint Germain ile bir sene daha mukavelesi var. Kiralık gelmesi çok zor.
Başkan Özbek çok önemli sponsorlar buldu. Icardi’yi bonservisiyle almak istiyor. Ne kadar başarılı olurlar bilmiyorum ama gerçek olan bir şey var; hatırı sayılır bir ödeme yapmaları gerekiyor. Türk takımlarının bütçeleri belli. Bu kadar yükün altından nasıl kalkarlar onu da
Akıl alacak gibi değil. Bir sezon önce ligi 13. bitiren takım, bu sezon şov yaparak şampiyon oldu. Neredeyse bütün takım değişti. Gelen futbolcuların çoğu hem yıldız hem de problemliydi. Teknik Direktör Okan Buruk ilk defa büyük bir takımda hocalık yapacaktı. Ama ne yalan söyleyeyim yönetimi, futbolcusu, hocası, taraftarı... Galatasaray öyle bir sezon geçirdi ki sadece futbol değil, resmen şov yaparak bütün Avrupa’dan övgü aldı.
Düşünebiliyor musunuz, Icardi gibi bir dünya yıldızı, teknik direktörünü omuzlarına alıyor. Ben böyle bir şey ilk defa görüyorum. Icardi’ye 10 milyon euro verseniz başka birisini omuzlarına alır mı? Kesinlikle almaz. Bunu niye yapıyor? Çünkü adam burada mutlu. Kendisinin pozitifliği bütün takımı etkiledi. Gomis’in dediği gibi Galatasaray kenetlenerek, bir aile olarak şampiyonluğa ulaştı. Bu çok doğru.
Bu kadar transfer yapıldı, hepsi nokta atışıydı. Herkes burada Yusuf Demir’i örnek gösterebilir. Ama o da yabancı kısıtlaması olmasa yıldızdı. Torreira tatile gidiyor
50 bin taraftar, müthiş atmosfer... Futbolcular, Fenerbahçe gibi büyük bir takım karşısında galip gelerek sezonu kapamak istiyorlar, bunun bilincindeler. Ve belki de bu sezonun en rahat galibiyetini aldılar. Bütün futbolcular neleri varsa sahaya koydular. Sahanın her yerinde rakiplerine baskı, pres yaptılar.
Okan hoca Arda Güler’in üzerine Berkan’ı oynatarak Fenerbahçe’nin bütün pas trafiğini kesti. Hatta şöyle diyebiliriz, maçın tamamında sarı-kırmızılı kaleye çektikleri tek şut yok. Bunun yanında ilk dakikadan bitiş düdüğüne kadar sarı-kırmızılı takım en az sekiz pozisyonda rakip kalede gol tehlikesi yarattı. Zaniolo demek ki buymuş. Oyundan hiç düşmedi, iki gol attı, bütün yeteneklerini gücünü sahaya koydu, dün geceki büyük şovun en büyük ortağı oldu.
Icardi ayrı bir olay. Hem büyük topçu hem de büyük şovmen. Bu sezon ilk defa o tribünleri nasıl coşturduğunu gördüm. Bütün stat hep bir ağızdan ‘Aşkın olayım’ şarkısını söylüyorlar.
İyi niyetliysen, türlü zorluklara rağmen çok çalışıyorsan, her zaman bunun karşılığını alırsın. Galatasaray’ın teknik direktörü Okan Buruk için neredeyse sezonun 4’te 3’ünde ‘Okan ile bu iş olmaz. Galatasaray şampiyon olamaz’ diyenler bugün utanmadan övgüler yağdırıyor! Allah beni hiçbir zaman bu duruma düşürmesin...
Galatasaray kadro olarak yıldızlar topluluğu olabilir ama böyle bir takımı idare etmek de dünyanın en zor işlerinden biridir. Bırakın takımına oynattığı pozitif futbolu, önce bütün futbolculara kendini sevdirdi, adaletli forma dağıttı, ‘ben’ demedi ‘biz’ dedi. Bunun karşılığı olarak da futbolcular her şeylerini sahaya koydular ve takımlarını şampiyon yaptılar.
Futbolumuzun içinde öyle ulemalar var ki, bunların çoğu önceden top oynamış... Torreira için ‘Bu futbolcu cüce, bir karış boyuyla Galatasaray orta sahasında nasıl oynar?’ dediler. Mertens için ‘Yaşı 35, işi bitmiş, bu transferden kulüp büyük kazık yedi’ yorumlarını yaptılar. Hele
Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk’u tebrik ederim. Yeni kurulmuş bir takım, geç yapılan transferler, hazırlık kampına katılmamış futbolcular ve her hafta ömür biçilen bir teknik direktör... Bütün olumsuzluklara rağmen hoca takımını şampiyon yaptı. Bu çok zor bir iş.
Bu kadar yıldız futbolcuyu formda tutmak, bütünleştirmek hocanın büyük başarısı. Bir sezon boyunca devamlı ‘Ben değil, biz’ diyerek her futbolcusuyla kenetlendi. Sahaya çıkan isimler de, yüreğini sahaya koyarak mücadele ettiler. Şampiyonluğa inandılar, taraftarlarına verdikleri sözü tuttular. Bu şampiyonluk teknik adam, yönetim, futbolcular ve taraftarın kenetlenmesiyle geldi
12. adamın hakkını yemeyelim. Nef Stadı’nda her hafta 47 bin seyirci, oyuncular kadar bu şampiyonluk için gayret gösterdi. Dışarıdan gelen her eleştiriye duvar oldular. Hocasını, yöneticilerini eleştirenlerle mücadele ettiler. Sonunda da Cumhuriyetimizin 100. yılında bu büyük zaferi hak ettiler.
Dün gece Galatasaray ipi göğüsledi ama esas maç haftaya
Galatasaray’ın tarihine geçmiş birçok futbolcu var. Metin Oktay hiçbir zaman unutulmaz. Hatta derler ki Metin Oktay ile beraber taraftar sayısı yüzde yüz arttı. Daha sonra Hagi fırtınası oldu. Rumen futbolcu da unutulmazlar arasına girdi. Şimdi de Icardi fırtınası esiyor.
Ben hayatımda bu kadar pozitif bir futbolcu görmedim. Bugün kulüp 50 bin bileti dört dakika içinde satabiliyorsa, kombineler iki günde tükeniyorsa bunda Icardi’nin payı çok büyük. Okullarda annesi, babası Fenerbahçeli olan çocuklar bile Icardi diyor, başka bir şey söylemiyor.
Ben eminim ki; Galatasaray’ın başarılı yönetimi, Mauro Icardi’nin bonservisini mutlaka alacak. Bundan taraftarın hiç şüphesi olmasın. Bu konuda herhalde Fenerbahçe maçından sonra açıklama yaparlar veya şampiyonluk töreninde 50 bin taraftar önünde yıldız futbolcuyla sözleşme imzalarlar. Muhakkak bunun bir şovu olacak, olmalı da.
Sarı-kırmızılıların maçları şova döndü. Icardi golünü atıyor, bütün stat