Abdülkerim ve Ghezzal hangi maçlarda oynamaz?

5 Şubat 2025

Türkiye Futbol Federasyonu, "gece yarısı operasyonu" ile disiplin sevklerini duyurdu. Gece yarısı diyorum, belki de kulüplere daha önce tebliğ edilmişti.

Burada iki önemli konu var ki, örneğine az rastlanan bir durum... Birincisi, Galatasaraylı Abdülkerim'in "bilinçli kart görme" eyleminden sevki, diğeri de Çaykur Rizesporlu Rachid Ghezzal'in Fenerbahçe maçında, hakeme "F.ck off" demesi nedeniyle ihraç edilmesi...

İki olayı da farklı değerlendirirken, PFDK'ya sevkin zamanlaması da manidar...

İlk olarak Abdülkerim'i masaya yatıralım:

Sevk edilen 37 maddede, "Müteakip müsabakalardaki ceza durumunu düşünerek bilinçli olarak sarı veya kırmızı kart gören futbolculara 2 müsabakadan men cezası verilir" ifadesi kullanılıyor.

Eğer Galatasaraylı futbolcu, daha önceden Vedat Muric'te olduğu gibi, "ceza tayinine yer olmadığına" karar verilirse sorun yok. Aslında var... Eğer ceza almazsa, yarınki Bolu maçında boşu boşuna oynamamış olacak. Çünkü tedbiri nedeniyle sahaya çıkamayacak. Ya ceza çıkarsa...

Yani, Abdülkerim Bardakcı hem sarı kart

Yazının Devamı

Ndour, Skriniar'ı kurtarır mı?

30 Ocak 2025

FIFA'nın üç yıl önce uygulamaya soktuğu bir "kiralık sınırlaması" var. Özellikle, kadrosunu aşırı şişiren, "kullan-at" gibi, futbolcuları bir alıp-bir gönderen takımlar için çıkarıldı.

İlk senesinde 8 futbolcu uluslararası kulvarda kiralanabiliyor ya da kiralık verilebiliyordu. Geçen yıl 7'ye düştü. Bu sezon da sınır 6 futbolcuya indi. Üstelik bir kulübe en fazla üç futbolcu kiralanabiliyor.

Birçok kişi bunu nasıl öğrendi? Fenerbahçe, Skriniar'ı İstanbul'a kadar getirdi, ancak Paris Saint Germain'in kiralık futbolcularının fazlalığından dolayı sarı-lacivertliler Slovak stopere imza attıramadı.

Genç oyuncuların geliştirilmesi, rekabet dengesinin teşvik edilmesi ve kulüplerde oyuncu yoğunluğunun ortadan kalkması amacıyla ortaya çıkan bu durumda, FIFA iki önemli muafiyet sağladı. Bunlar; 21 yaş ve altı oyuncular ile kulübün altyapısından yetişmiş futbolcular bu sınırlamalardan muaf tutuldu.

Skriniar'ın Fenerbahçe'ye kiralık gelebilmesi için ne konuşuluyor? Cher Ndour'un Beşiktaş ile olan kiralık sözleşmesi feshedilecek, oyuncu

Yazının Devamı

Galatasaray'da Erden Timur aranıyor

24 Ocak 2025

Futbolun siyasetini birçok kişi çözer, ancak gelin de Galatasaray'ın siyasetinin içerisinden çıkın... İnanın, Birleşmiş Milletler'i yönetmek bile, Galatasaray'dan daha kolaydır.

Öyle böyle değil, bir günde baş tacı edilen, bir günde yerin dibine girebilir. Bir sezon "Büyüksün baba" denerek, adeta "geleceğin başkanı" olarak ilan edilen, bir dakikada bakmış ki taca çıkmış ya da kral denilenin tacı uçuvermiştir.

Bunu neden söyledim? Son dönemde Galatasaray içerisinde ilginç bir "yapı" ya da "yapılar" mevcut... A Grubu, B Grubu demeyeceğim, herkes herkesi bir anda yerin dibine sokabilir. Yönetim, muhalefeti susturmanın telaşında, muhalefet Başkan Dursun Özbek ve ekibini ofsaytta bırakmanın derdinde... Yakında; tüzük değişikliği, üyelik tartışması, yerini liseli-lisesiz kavgasına bırakırsa kimse şaşırmasın.

Cim-Bom'un futbolunun başarı süreçlerinde genellikle "baş adam"lar değil de "tek adam"lar olmuştur. Son dönemden geriye doğru gidildiğinde, Erden Timur ve Abdurrahim Albayrak'ı görürsünüz. Daha öncesinde, Adnan

Yazının Devamı

Hacıosmanoğlu sözünü yemesin

9 Ocak 2025

Türkiye Futbol Federasyonu'nda Mehmet Büyükekşi dönemine neden son verildi, neden bir değişim gerekti?

Yıllarca, Türk futbolunda "adalet" dendi, "liyakat" dendi, "hakemlik" dendi, "değişim" dendi ama bir şey değişmedi sanki... Çok eskilerde, "Yok aslında birbirimizden farkımız" diye başlayan bir banka reklamı vardı, bu, Mehmet Büyükekşi ile İbrahim Hacıosmanoğlu arasındaki benzerliğin tam da uyumu oldu.

Galatasaray da, Fenerbahçe de zamanında Büyükekşi'nin yanında durdu. Onun kulüp başkanlığından geldiği için kendilerini iyi anladığı, iyi niyetle Türk futbolunu kurtarmak için çalışacağı konuşuldu.

Sonuç; İbrahim Hacıosmanoğlu oldu!

Bu kez Hacıosmanoğlu için benzer ifadeler kullanıldı. "Biz ona oy verdik" yarışı başladı.

Hep söylüyorum, bir kez daha tekrarlayayım, ikisi de "kulüplerin federasyonu" oldu. İkisi de, kulüplerin faydasına olabilecek türlü arkadan dolanmalara müsaade etti. Harcama limiti, kulüp lisans vesair her türlü kalem oyunlarında, üç maymunu oynadı, duymadı-görmedi-konuşmadı.

Yeter mi? Tabii ki yetmedi.

Yazının Devamı

Sergen Yalçın kaç transfer ister?

3 Ocak 2025

Beşiktaş'ta Hasan Arat neden göreve geldi, neden gitti? Hüseyin Yücel neden Arat'ın yanında idi, neden yarışa girdi? Daha bir yıl önce, 4 bin 557 oy alabilen Serdal Adalı, ne oldu da 8 bin 901 oya ulaşarak, rekor kırdı?

Bu aslında Adalı'nın başarısı değil, Arat'ın oldu ya neyse... Artık geçmişe sünger çekip, geleceğe bakma zamanı olduğuna göre biraz Beşiktaş'ın son durumuna göz atmak gerek.

Parayı; Adalı da, Yücel de sorun etmemişti, bugün demek ki en güçlü haliyle görev başında Serdal Başkan... Öyle 40-50 milyon eurolar, mayıs ayında yapılacak yeni seçim öncesinde hiç rahatsız etmeyecek belli ki Beşiktaş'ı...

Ama şu hoca işi yok mu hoca işi... Sergen Yalçın şimdiden, "oldu gibi" diye lanse ediliyor ya... Sanırım bundan en çok rahatsız olan da Serdal Adalı'dır. Düşünün, takım krizde, yeni planlamada görünen teknik adam, yurt dışında tatilde... Ekip Rize'de, öyleyse takımın başına geçeceği söylenen teknik direktör nerede?

Sergen Yalçın gelir, Beşiktaş düzelir mi? Oluru da var, rizikosu da... Yarın bir

Yazının Devamı

Utanç duyardım

27 Aralık 2024

Yıllardır kangren haline gelen "hakemlik", sonunda layık olduğu yere geldi! Mehmet Büyükekşi döneminde filizlenen, İbrahim Hacıosmanoğlu ile meyvesini veren girişim nihayet sonuçlanacak. Kulüpler artık kendi elleriyle atamalarını yapacak. Ne güzel değil mi?
Eserinizle gurur duyun! Türkiye Futbol Federasyonu için aylardır, yıllardır "kulüplerin federasyonu" diyorduk ama bu artık, kendileri tarafından da tescil edildi. Merkez Hakem Kurulu'nun yetkilerini vermek yetmez! Tahkim Kurulu'nu, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nu, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu'nu da kulüpler atamalı...
Kaderin garip bir tecellisi olarak, bunu açıklama görevi de Merkez Hakem Kurulu Başkanı Ferhat Gündoğdu'ya verildi. Adeta, mikrofonlar karşısına geçip, "Ben bu işi beceremedim. Buyrun siz yapın" demenin en iyi yolu oldu. Sanki, Gündoğdu'ya verilen bir "ceza" gibiydi. Ben olsam, bunları söylerken utanç duyardım.
"Danışma Kurulu" olarak lanse edilen oluşum ne yapacak? Hakem atamalarını yapan Profesyonel Müsabaka İcra Kurulu'nun (PMİK) görevlerini üstlenecek. Kimden oluşuyordu bu kurul? MHK

Yazının Devamı

Mourinho'ya ne kadar güveniyorsunuz?

21 Aralık 2024

Bugün, futbol ailesinde kimin yerinde olmak isterdiniz?

Bir tarafta üçüncü şampiyonluk için göz kırpan Okan Buruk'un mu; yoksa Fenerbahçe'de ıstırap çeken, daha doğrusu sarı-lacivertli taraftara çile çektiren Mourinho'nun mu?

Sadece başarı için konuşmuyorum, aldıkları maaşları da es geçmeyin. Biri Süper Lig'de "şampiyon" apoletiyle dolaşan Buruk, diğeri de solmaya yüz tutmuş "etiketi"yle, meslektaşından neredeyse 4 kat daha fazla alan Mourinho...

Yani başarıyı mı tercih ederdiniz, parayı mı?

Düşünsenize şu Fenerbahçeli'nin halini; aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık... Beğenilmeyen, "hoca-moca değil" diye arkasından tef çalarak gönderilen İsmail Kartal'ın geçen sezonki karnesine yaklaşması için, herhalde kalan tüm maçlarını kazanması gerekli Portekizli dünyaca ünlü teknik adam...

Kartal, geçen sezonu 2.40 puan ortalamasıyla tamamlarken, Mourinho 26 karşılaşmada 1.96'ya ulaşabildi. Galatasaray, Kayseri'yi de yenerse 8 puanla öne geçecek. İki takım arasındaki fark, kaplumbağa ile

Yazının Devamı

Mahalle yanıyor!

11 Aralık 2024

 

Futbolun endüstriyel yanı arttıkça, paranın kiri ortaya çıkmaya başladı. O masum haliyle sadece bir spor olan bu düzen, keşke bu kadar kirlenip, paslanmasaydı. Baksanıza, "kin-nefret-küfür"; 32 kısım tekmili birden her tarafımızı sarmaya başladı. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı, bulunduğu koltuğun kendini sınırladığını söyleyebiliyor, bir yönetici, "şerefsiz" ve "soytarı" kelimelerini, ezeli rakibine sıfat olarak yakıştırabiliyor. Daha da önemlisi, buna karşılık vermeye yeltenenler, içinde bulunduğu "yalan rüzgarı"nın gülü olarak karşımıza çıkabiliyor. Yaptıklarını, bir "pislik" değil, "uyanıklık" olarak düşünebiliyor. Onlarda da yalanın bini bir para...

Zannetmeyin ki, 6222 sayılı "Sporda Şiddeti ve Düzensizliği Önlemeye Dair Kanun", sadece taraftar için çıktı. Yöneticilere de var, yönetilene de... "Şiddet" sadece vurdu-kırdı işi değil ki... Psikolojik şiddet, sözlü şiddet belki hepsinden daha kötüsü...

"Futbolun değeri" sadece parayla mı ölçülür? Bugün kulüplerden, her şeyin legal olmasını

Yazının Devamı