Mantar Zehirlenmelerine Dikkat!

29 Ekim 2014

Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Aydın, bahar aylarında mantar zehirlenmelerine karşı uyarıda bulunuyor. Prof. Dr. Aydın bazı zehirlenme vakalarının ölümle sonuçlanabileceğine dikkat çekiyor.

***

“Mantar yemeye bağlı zehirlenmeler ölümle sonuçlanabiliyor”

Prof. Dr. Ahmet Aydın; bol yağışların görüldüğü içinde bulunduğumuz mevsimde halk sağlığı açısından dikkat edilmesi gereken bir durumun kırlarda toplanan mantarların yenilmesine bağlı olarak görülen mantar zehirlenmeleri olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Aydın, ülkemizin bitki örtüsünün mantar türleri bakımından oldukça zengin olduğunu, Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre yurdumuzda 40 civarında yenebilen ve 70 civarında da zehirli mantar türü bulunduğunu söylüyor. Prof. Dr. Ahmet Aydın, “Mantarlar nemli ortamlarda ürerler. Bu nedenle içinde bulunduğumuz yağışlı günlerde tabiatta farklı türlerde mantarlara rastlayabiliriz. Mantarların görülmesiyle birlikte bizleri en korkutan olay zehirli mantarların yenilmesine bağlı ortaya çıkan zehirlenme vakalarıdır. Bu zehirlenmelerde bazı vakalar maalesef ölümle sonuçlanıyor.” diyor.

***

Zehirli

Yazının Devamı

“Her evrede umut var”

25 Ekim 2014

“Kanser İyileşir” kitabının yazarı Uzm. Dr. Elif Güveloğlu: “Hangi evrede olursa olsun umut var. Eğer bağışıklık sistemi hücreleriniz kanser hücrelerinden daha güçlüyse kanseri yenebilirsiniz”

Patoloji ve fitoterapi (bitkisel tedaviler) uzmanı Dr. Elif Güveloğlu’nun “Kanser İyileşir” kitabı Hayykitap’tan çıktı. Sorularımızı yanıtlayan Güveloğlu kanseri ve kansere karşı bizi koruyan doğal besinleri anlattı. Meme kanseri bilinçlendirme ayında olduğumuz için ona patolojide uzmanlık alanı olan meme kanserinde geçmişten günümüze nelerin değiştiğini ve meme kanserinden koruyan doğal gıdaların hangileri olduğunu da sordum.

* Kanser vücudumuza ait birkaç hücrenin “yoldan çıkması” ve kontrolsüz çoğalmaya başlaması olarak açıklanabilir. Aslında hücrelerimizin genetik şifresini taşıyan DNA’mızda mutasyon dediğimiz bozulmaların oluşmasıyla ortaya çıkan bir hastalık. Ama bir hücrenin DNA’sının bozulmasıyla hemen kanser olmayız. Vücudumuzda DNA tamir mekanizmaları gibi birçok savunma mekanizması var.
* Eğer bağışıklık sistemi hücreleriniz kanser hücrelerinden daha güçlüyse kanseri yenebilirsiniz. Hangi evrede olursa olsun umut var. Kanser iyileşir. Bunun için klasik tedavilerin yanı

Yazının Devamı

Virüslerle mücadele için taktikler

18 Ekim 2014

Havaların soğumasıyla üst solunum yolu enfeksiyonları da arttı. Uzmanlar soğuk algınlığı ve gribe yakalandıktan sonra etkili bir tedavi uygulamanın zor olduğunu, koruyucu tedavilere başvurulması gerektiğini vurguluyor

Virüslerle köşe kapmaca oynama dönemi başladı. Okullarda, işyerlerinde, AVM’lerde... Kısacası yaşadığımız her yerdeler. Vücuduna girdikleri insanın öksürdüğü, hapşırdığı yere yerleşiveriyorlar. Virüslü nesneye dokunduktan sonra siz de elinizi yıkamıyor veya alkollü mendille silmiyorsanız; eliniz ağzınıza, burnunuza veya gözünüze gittiğinde o artık sizin de vücudunuzda. Sonrası malum: Yataktan kalkamama, burun akıntısı, öksürük... Ama, “Kararlıyız korunacağız, bu oyunu kazanacağız” diyenlerdenseniz bu öneriler tam da sizin için. İşte virüslerle mücadele oyununda kazanmanız için uzmanların verdiği taktikler...

“Doğal reçetelerden yararlanın”

Prof. Dr. Erdem Yeşilada(Yeditepe Üniversitesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı, “İyileştiren Bitkiler” ve “Doğadan Gelen Sağlık Bitki Çayları” kitaplarının yazarı)
l Eskilerin “Testi kırılmadan önlem almak” diye bir deyişi vardı. Ne yazık ki soğuk algınlığı ve gribe yakalandıktan sonra etkili bir

Yazının Devamı

“Bağışıklık sistemini güçlendiren en önemli vitamin C vitamini değil, D vitaminidir”

12 Ekim 2014

Konuştuğumuz; İç Hastalıkları Uzmanı, “Hayat Kurtaran Vitamin ve Mineraller” Kitabı Yazarı Prof. Dr. Metin Özata uyarıyor: “Bağışıklık sistemini güçlendiren en önemli vitaminin C vitamini olduğu sanılıyor. Oysa D vitamini bu dönemde çok daha önemli.”

***

"Her gün 15-20 dakika güneş altında kalmak gerekiyorr"

Bağışıklık sistemini destekleyen önemli minerallerden biri olan magnezyum ıspanak ve pırasa gibi yeşil sebzelerde bol bulunur"

Sağlıklı ve mutlu yaşamak için güncel bilimsel bilgileri takip edin: https://www.facebook.com/metinuyarofficial

Yazının Devamı

Doğru beslenin, iyi uyuyun, egzersiz yapın!

11 Ekim 2014

Yorgun mu hissediyorsunuz? Etrafınızdaki herkes hastalanıyor mu? Normal! Uzmanlar “Bahar aylarında bunlar olur” diyor ve uykudan yemeğe neler yapılması gerektiğini anlatıyor

Yaz bitti. Hava gitgide daha erken kararıyor. Soğuk ve yağışlı günlerin yaklaştığı düşüncesi içimizi karartıyor. Üstelik yoğunlaşan işler ve stres işyerinde bizi bekliyor. Kendimizi yorgun, enerjisiz ve gergin hissediyoruz. Tabii ki bağışıklık sistemimiz de bunlardan etkileniyor ve hastalanıyoruz. Peki tüm bunlara karşı gerekli önlemleri alarak sonbaharda sağlıklı, enerjik ve mutlu kalmak mümkün mü? Uzmanlara göre mümkün...

“Güne iyi bir kahvaltıyla başlayın”

Yrd. Doç. Dr. Ferahim Yeşilyurt (Acıbadem International Hastanesi uzman psikoloğu)
* Güneşi az görmek, iş sorumluluklarının artması, okulların başlaması, havaların serinlemesi insanlarda birtakım ruhsal değişimlere neden oluyor. Yorgunluk, halsizlik, gerginlik ve stres daha sık görülüyor, sonbahar depresyonu ortaya çıkıyor.
* Özellikle kırılgan, duygusal, stresle baş etmekte zorlanan ve yalnızlık çeken kişilerde sonbahar depresyonu tehlikeli bir hale dönüşebiliyor. Mevsimsel geçiş dönemlerinden olumsuz etkilenmek istemeyen kişilere uygun

Yazının Devamı

“Bağışıklık sistemini güçlendiren süper besinler”

11 Ekim 2014

Soğuklar iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladı. Mevsim geçişleri bağışıklık sistemimizi zayıflatıyor. Çevremizde her geçen gün “Ben de hastalandım.” diyen insan sayısı hızla artıyor. Uzmanlar ise hastalıklardan kendinizi koruyun diye uyarıyor. İç Hastalıkları Uzmanı, “Hayat Kurtaran Vitamin ve Mineraller” Kitabı Yazarı Prof. Dr. Metin Özata : “Doğru besinlerle bağışıklık sisteminizi güçlendirmeniz ve hastalıklardan korunmanız mümkün.” diyor. İşte Özata'nın süper gıdaları:

***

Yazının Devamı

“Anne sütü hastalıklardan koruyan bir ilaç gibi”

4 Ekim 2014

Prof. Dr. Gülbin Gökçay: “Anne sütüyle beslenmek çocuk açısından büyük bir şans. Çünkü anne sütü çocuğu hastalıklardan koruyan bir ilaç gibidir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde soğuk algınlığı veya ishal, zatürre gibi bulaşıcı hastalıklar çok daha az görülüyor”

Anne sütü deyince bir eczacı olarak benim aklıma hastalıklardan korunmak için en etkili ilaçlardan biri olduğu geliyor. 1-7 Ekim Dünya Emzirme Haftası sebebiyle konuştuğumuz İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Sağlığı Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülbin Gökçay da anne sütünü aynı benim gibi hastalıklardan koruyan bir ilaca benzetti. Gökçay anne sütünün hem bebek hem de anne için faydalarının neler olduğunu, sütü artırmak için annelerin nelere dikkat etmesi gerektiğini ve doğru emzirme süresiyle sıklığını anlattı.

“Anne sütü çocuğun zekasını artırıyor”
* İngiltere’de yapılan yeni bir araştırma anne sütüyle beslenen çocukların sosyoekonomik olarak daha üst sınıflara geçtiğini gösteriyor. Kısacası anneler emzirerek çocuklarının geleceklerine çok iyi bir yatırım yapmış oluyorlar.
* Anne sütüyle beslenmek çocuk açısından büyük bir şans. Çünkü anne sütü

Yazının Devamı

“Çocukların yerini ebeveynleri alıyor”

27 Eylül 2014

Prof. Dr. Ufuk Toygar Memikoğlu “Ortodontik tedaviye başvuran yetişkin hasta sayısı katlanarak artıyor” derken, Dr. Tuğrul Ünal “Ortodontistlerin koltuğunda çocukların yerini artık hızla onlara özenen anne ve babaların aldığını” vurguluyor

Gazetedeki arkadaşlarım “Neden yetişkinlerde artık daha sık diş teli görüyoruz?” diye sordu. Bu soru benim de kafama takıldı. Ortodonti (alt ve üst çeneler ile diş çapraşıklıklarının düzeltilmesiyle uğraşan bir diş hekimliği branşı) tedavisi görmüş bir kişi olarak eskiyi hatırlıyorum da hep o zamanın çocukları olan bize takılmıştı o teller. Hiç sevmezdim onları. Şimdi çok memnunum o ayrı. Eskiden daha çok çocuklarda görülürdü, günümüzde büyükler de takıyor.
Uzmanlara sorduğumda onlar da doğruladı bu bilgiyi. “Artık medikal malzemelerin teknolojisi gelişti, tedavi süresi kısaldı, teller şeffaflaştı ve görünmez hale geldi” diyorlar. Tüm bunlara yetişkinlere uygun malzemeler ve yetişkinlerin tel kullanan çocuklarının dişlerinin çok düzgün olduğunu görmesi de eklenince ortodonti tedavisine erişkin başvurular iyice artmış.
Uzmanlara tedavi süresini, yeni teknikleri ve ortodonti tedavisi sonrası hastaların sosyal yaşamının nasıl
değiştiğini

Yazının Devamı