Dr. Elif Güveloğlu: “Soğuk ve kuru hava cildi en fazla yıpratan çevresel etkenlerdir. Evde hazırlayacağınız doğal içerikli kozmetiklerle cildinizi canlandırın”
Fitoterapi (bitkisel tedaviler) uzmanı Dr. Elif Güveloğlu’ndan kış mevsiminin cildimiz üzerindeki olumsuz etkilerini nasıl giderebileceğimizi öğrendik. Soğuk ve kuru havanın cildi en fazla yıpratan çevresel etkenler olduğunu söyleyen Güveloğlu, “Kışın özellikle kuru ve hassas cildi olanlar, egzama ve sedef hastalarıyla alerjik bünyeye sahip kişilerin cildinde kuruluk, pul pul dökülmeler, kızarıklık ve tahriş bulguları ile sık karşılaşıyoruz” diyor. Bu kişiler için en yoğun nemlendiricilerin bile yetersiz kaldığını, en iyi fondötenlerin bile ciltteki “kış izlerini” kapatamadığını anlatan Güveloğlu, “Evde hazırlayacağınız doğal kozmetiklerle cildinizi canlandırın ve ışıldamasını sağlayın” önerisinde bulunuyor. Güveloğlu bu önerisi doğrultusunda evde hazırlanabilecek, doğal ürünlerden oluşan bir “ilk yardım paketi”ni bizimle paylaştı.
- İlk yardım paketinin ilk adımı doğal peeling yani cildin en üst tabakasında kir ve yağ salgıları arasında birikmiş ölü cilt hücrelerini uzaklaştırmak. Bu adım çok önemli çünkü cildinizin en
Prof. Dr. Erdem Yeşilada: “Domuz gribine karşı virüs savan bitkiler olan laden, mürver ve Güney Afrika sardunyası; antibiyotiklere direnç geliştiren bakterilere karşı ise kuşburnu, yeşil çay ve kekik kullanılabilir”
Artık hepimizin çevresinde virüs ve bakterilerin yol açtığı üst solunum yollu hastalıklarından muzdarip olan birileri var. Hiç hastalanmayan şanslılardan olsanız bile, bilin ki bu tip hastalıklarla mücadele bakımından yılın en zor günlerinden geçiyoruz. Domuz gribi gibi viral hastalıklar ve bakteriyel hastalıklarla savaşırken gücümüze güç katacak doğal savaşçıları Prof. Dr. Erdem Yeşilada’dan öğrendik. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Fitoterapi ve Farmakognozi Anabilim Dalı Başkanı olan ve “İyileştiren Bitkiler” ve “Doğadan Gelen Sağlık; Bitki Çayları” gibi kitaplarından tanıdığımız Yeşilada, bu dönemin olmazsa olmaz bitkilerini anlattı.
-Domuz gribi vakaları sürekli artıyor. İnfluenza virüsü kaynaklı domuz gribiyle mücadelede en önemli nokta, virüs çoğalmadan onu engellemeyi başarmak. Virüsü geri püskürtebilmemiz için bitkiler bize olanaklar sağlayabiliyor.
“Antiviral ilaçlar yakında etkisiz kalacak”
-Bilimsel araştırmalar
Virüsler ve bakterilerle mücadele ettiğimiz son günlerde bu etkenlere ve bunların yol açtığı hastalıkların belirtilerine karşı ilaçları sıklıkla kullanıyoruz. Peki ilaçların zararlı etkilerinden korunurken onlardan en iyi şekilde nasıl yararlanabiliriz?
Şu günlerde birçoğumuz farklı üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla mücadele ediyoruz. Ölümcül etkileri olduğu için en sık duyduğumuz domuz gribi olsa da hâlâ pek çok kişi mevsimsel griple veya üst solunum yollarına yerleşmiş bakteriyel bir enfeksiyonla baş etmeye çalışıyor.
Viral ve bakteriyel hastalıkların en sık görüldüğü, hastanelerin acil servislerinde hasta yoğunluğunun en yüksek düzeylere çıktığı bugünlerde ilaç kullanımımız da epey arttı. Bir eczacı olarak üzülerek söylemeliyim ki ilaçları genellikle doğru şekilde kullanmıyoruz. Bunun bedelini de ağır ödüyoruz. Bu noktadan yola çıkarak, Medipol Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Görevlisi, Klinik Eczacı Emine Karataş Koçberber’le sizin için bir akılcı ilaç kullanım rehberi hazırladık.
-Virüslerin neden olduğu mevsimsel grip, domuz gribi gibi viral enfeksiyonlarda antibiyotikler kullanılmaz çünkü antibiyotikler bakteriler üzerine etkilidir, virüsleri
Yazar Ayşe Erbulak ve aktör eşi Özden Özgürdal geçtiğimiz ağustos ayında fazla kilolarından kurtulmaya karar verdiler. O günden sonra da ne diyeti ne de sporu hayatlarından eksik ettiler
Geçtiğimiz pazar günü Milliyet Cadde’de Eda Üstün’ün yerli Agatha Christie olarak anılan Ayşe Erbulak’la röportajını okudum. Erbulak röportajda, 14 kilo verdiğini de söylüyordu. Hemen Erbulak’ı aradım, “Nasıl gitti bu kilolar?” diye. Meğer eşiyle geçtiğimiz ağustosta yaşam tarzlarını değiştirmeye karar vermişler. O günden beri de ne diyeti ne de sporu hayatlarından eksik etmişler. Sonuç ise istedikleri gibi olmuş. Ayşe Erbulak dört ayda 14 kilo vermiş, aktör eşi Özden Özgürdal ise 12.5 kilodan kurtulmuş. Ünlü çiftle bu kilo verme sürecini konuştuk.
-Sizi diyete başlatan asıl itici faktör ne oldu?
Ayşe Erbulak:Bu benim 348 bininci falan diyetim. Bugüne kadar hep diyet yaptım. Bunun farkı şu; ilk defa gerçekten yaşam tarzımı değiştirmeyi istedim. Çünkü annemlerin Ayvalık’taki iki katlı evinde merdivenleri çıkarken ciddi şekilde tıkandım ve o bir kat merdiveni bile çıkamadım.
Özden Özgürdal:Benim için bu bir yüzleşme. Ne kadar kaçmak isteseniz de yaptığımız işin gereği kamera
Prof. Dr. Yeşim Öztürk: “Çocukluk çağı aşılarının yapılmamasının bedeli ağırdır. Aşının yapılmaması aşıyla önlenebilecek bir hastalıktan dolayı çocuğun sakat kalmasına veya ölümüne neden olabilir. Aşı olmayanlar arttıkça salgınlar ortaya çıkabilir”
Geçtiğimiz hafta Milliyet’te “Anayasa Mahkemesi (AYM), Sivas’ta ebeveyni tarafından bebeklik dönemi aşıları yaptırılmadığı için zorunlu aşıları yargı kararıyla yaptırılan bebekle ilgili başvuruyu ilginç bir gerekçeyle karara bağladı” diye bir haber okudum. AYM bebeklik dönemi aşılarının yapılması hususunda zorunlu sağlık tedbiri uygulanmasının, bebeğin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkında bir müdahale oluşturduğunun açık olduğunu belirtmiş kararında. Kararda, zorunlu aşı uygulamasına dayanak oluşturacak bir kanuni düzenlemenin olmadığı tespiti de yapılmış. Zorunlu aşı ile ilgili bir başka karar da Ordu’dan geldi. Yargıtay ikizlerine Hepatit B aşısı yaptırmak istemeyen aileyi haklı buldu.
İşin sağlık boyutunu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Öztürk’le konuştuk.
-Her şeyi bir kenara bırakıp kişilere tercih özgürlüğü vermek
Uzman Psikolog Tuğba Yağan “İyi bir sene geçirmek için bu yılı farkındalık yılınız olarak ilan edin” diyor. Uzman Diyetisyen Sernaz Çakır Ercil ise “Yeni yılda kilo kontrolünü sağlamak, hastalıklardan korunmak ve sağlıklı yaşamak isteyenler tabaklarını renklendirsin” önerisinde bulunuyor
Önümüzdeki hafta yeni yıla girecek olmanın heyecanını iyice hisseder olduk. Yeni olan her şey gibi 2016 da içinde umutlarımızı barındırıyor. Yeni yıl için hepimizin farklı farklı dilekleri olsa da birçoğumuzun ortak ve öncelikli dilekleri arasında sağlıklı bir yıl geçirmek var. Sizin de öncelikler listenizde iyilik - sağlık yazılıysa konuştuğumuz uzmanların tavsiyeleri tam size göre.
“Yeni yılda tabaklarınız renklensin”
Sernaz Çakır Ercil (Uzman diyetisyen)
-Yeni yılda sağlıklı beslenerek kilo kontrolünü sağlamak, hastalıklardan korunmak ve sağlıklı yaşamak isteyenler tabaklarını renklendirsin. Antosiyanin fitokimyasallarını içeren mavi ve mor besinler hem yaşlılığa bağlı hafıza kaybını azaltır hem de kalp hastalıklarından korur. 2016’da nar, kırmızı havuç, ahududu, frenk üzümü, patlıcan, kiraz, vişne, mor lahana ve yaban mersinini tabaklarınızdan eksik etmeyin.
“Kırmızı
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Doç. Dr. Emek Kocatürk Göncü Kozmetik Polikliniği’nde akne izleri, saç dökülmesi, yüz lekelenmeleri, yüzde matlaşma, ciltte sarkma ve kırışma gibi kozmetik sorunların tedavi edileceğini söylüyor
Bugüne kadar botoks, dolgu, kimyasal peeling, mezoterapi ve PRP gibi kozmetik işlemler özel kliniklerde sıkça başvurulan uygulamalardı. Bir ay önce ise ilk defa bir devlet hastanesinde tüm bu kozmetik işlemler uygulanmaya başlandı. Bu girişimin öncüsü olan Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Emek Kocatürk Göncü ile uygulamaların ayrıntılarını konuştuk.
-Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Kliniği’nde muayene ettiğimiz hastalarımızın yaklaşık yüzde 30’u bize kozmetik sorunlarla başvurmaktaydı. Bu sorunlar arasında geçmeyen akne izleri, saç dökülmesi, yüz lekelenmeleri, yüzde matlaşma, kılcal damarlarda belirginleşme, ciltte sarkma ve kırışma en sık rastladıklarımızdı.
-Bugüne kadar kozmetik sorunlarla başvuran hastalarımızı özel kliniklere yönlendiriyorduk. Artık botoks, dolgu, kimyasal peeling, mezoterapi ve PRP gibi kozmetik işlemleri kliniğimizde
Duygu Başak Gürtekin: “Kronik hastalığı olan çocuklarda ağrı, mide bulantısı gibi semptomlar ve kaygı düzeyi sanat terapisi tekniklerinin kullanıldığı destek programlarıyla azaltılabilir”
Her şey mezuniyet döneminde dedesinin kansere yakalanmasıyla başladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Psikoloji- İngilizce Öğretmenliği bölümlerinde çift anadal yapan Duygu Başak Gürtekin kamu hastaneleriyle tanıştı. Hastanede kaybolduğu bir gün çocuk hastaların olduğu kata geldiğinde “Burada mutlaka bir şeyler yapılmalı” diye düşündü. Hayali mezuniyet sonrası klinik psikoloji yüksek lisansına başvurmaktı. Dedesini o süreçte kaybetmesi ve gördüğü eksikler için bir şeyleri değiştirme arzusu onu sosyal projeler ve sivil toplum kuruluşları yönetimi yüksek lisans programına yöneltti. Tam o dönemde bugün yönetim kurulu üyesi olduğu Hayata Renk Ver Derneği’yle tanıştı. Çocuk Gelişimi Uzmanı Melek Okur İleri’nin kurucu başkanı olduğu dernekte gönüllü bir ekibin yürüttüğü çocuklara yönelik psiko-sosyal destek programlarının koordinatörü olarak çalıştı. Sonrasında İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğrenci Destek Merkezi’nin katkısıyla psiko-sosyal destek çalışmalarıyla hasta çocukların haklarına yönelik