Beşiktaş'ın Antalyaspor'la golsüz berabere kaldığı maçtan sonra yayıncı kuruluşta duyduklarımın gerçek olduğuna inanmakta zorlandım!
Güntekin Onay, Feyyaz Uçar ve İlker Yağcıoğlu vardı yayında. Feyyaz Uçar, Teknik Direktör Önder Karaveli'yi açıkça hedefe koyarak, "Beşiktaş kimsenin oyuncağı değil! Takımı yönetenler, kadroyu yapanlar daha dikkatli olmalı" dedi. Uçar'a destek veren Güntekin Onay ise Josef, Ghezzal ve Larin'in yedek soyunması üzerinden Önder hocaya yüklendi. Karaveli'nin bu aşamada oyuncu değil, maç kazanmayı hedeflemesi gerektiğini ifade etti...
Önder Karaveli maçtan sonra canlı yayında Josef, Ghezzal ve Larin'in neden 11'de olmadıklarını tek tek anlattı. Malatya maçında sakatlanan Josef'in Antalya kampında yer almadığını, Ghezzal'ın kampta sakatlanıp, İstanbul'a dönmek zorunda kaldığını ve milli maçtan dönen Larin'in takımla sadece bir idmana çıkabildiğini gayet net izah etti. Koşullar yüzünden sistem ve oyuncu tercihlerinde değişiklik yaptığını belirtirken, bu futbolcuların şimdiye kadar genelde 11'de
Süper Lig’in lideri Trabzonspor, son 5 maçını kazanan Kasımpaşa’yı Edin Visca’nın tek golüyle avladı, şampiyonluk koşusunda hata yapmadı: 1-0.
Son maçta Galatasaray’ı deplasmanda deviren ve yeniden havasını bulan bordo-mavili takım kritik maça iştahlı başladı. Cornelius’un pasını alan Dorukhan topu Visca’ya aktardı. Bosnalı yıldızın 6. dakikadaki dönerek vuruşunda üst direğin altına çarpan top ağlarla kucaklaştı: 1-0.
12’de Cornelius, Ertuğrul’la karşı karşıya pozisyonda aşırtma vuruşla topu ağlara göndermek istedi ancak meşin yuvarlak auta gitti. 19’da Eren yakın mesafeden plaseledi, Uğurcan geçit vermedi. 20’de Travnik sağ çaprazda önemli bir şans yakaladı ama istediği vuruşu yapamadı.
45+1’de Cornelius ile Ertuğrul’un sahip olamadığı top Nwakaeme’nin önünde kaldı. Nijeryalı yıldız topu Cornelius’a aktarmakta çok geç kalınca araya giren Eren tehlikeyi uzaklaştırdı. 45+3’te Kasımpaşa, Ahmet’le gole çok yaklaştı ama Denswil müthiş bir müdahaleyle topun ağlara gitmesine izin
Malumunuz 3 Temmuz süreci Fenerbahçe Kulübü'nün mutlak zaferiyle sonuçlandı. Yargıtay kısa süre önce incelemesini tamamladı, beraat kararlarını onadı ve konu resmen kapandı.
Soruşturmayı başlatan, hukuka aykırı biçimde yürüten, kararları veren ne kadar polis, savcı ve hakim varsa hepsi fetö mensubuydu, süreç içinde tek tek ispatlandı. Fetö'nün medyadaki maşaları da dahil olmak üzere bu isimlerin tamamına yakını tutuklandı veya yurt dışına kaçtı.
Fenerbahçe Kulübü ise dimdik ayakta, 2010-2011 şampiyonluk kupası da müzede taş gibi duruyor, isteyen herkes ziyaret edebilir...
2010-2011 ile ilgili garabet nihayet sona erdi ama 1959 öncesi şampiyonluklara dair umutlu bekleyiş sürüyor.
Fenerbahçe Kulübü söz konusu şampiyonluklarla ilgili ilk adımlarını eski başkan Aziz Yıldırım döneminde atmıştı. Başkan Ali Koç da çok kapsamlı bir inceleme ve araştırma sonunda tüm belgeleri topladı, Türkiye Futbol Federasyonu'na 9 şampiyonluk için resmi başvurusunu yaptı.
TFF Başkanı Nihat Özdemir 24 Mayıs
İsmail Kartal tarafından Antalyaspor - Fenerbahçe maçının 63. dakikasında oyundan alınan Mesut Özil'in şaşkınlık içinde yedek kulübesine dönüp, "Ben mi çıkıyorum!" diye sormasını mutlaka görmüşsünüzdür. O sırada oyun golsüz devam ediyordu ve Mesut'un yanı sıra Rossi'nin de kenara çağrılması herkes için sürpriz oldu. Son yarım saate girilirken Muhammed ve Nazım'ın sahaya sürülmesi de bir o kadar beklenmedik bir hamleydi fakat asıl şaşırtıcı olan Mesut'un o kadar çok şaşırmasıydı...
Mesut Özil tam bir yıl önce Arsenal'den bedelsiz geldi. Yıldız oyuncunun transferi doğal olarak büyük heyecan ve umut dalgası oluşturdu. Arsenal'de uzun süre şans bulamadığı için geldiğinde hiç hazır değildi. Fiziksel açıdan toparlanması uzun süre alırken, ayak bileğinden 1.5 ay süren ciddi bir sakatlık da yaşadı ve geçen sezonu 10 maçta 1 asistle kapattı.
Mesut Özil bu sezon Vitor Pereira ile zaman zaman problem yaşasa da 22 resmi maçta 8 gol, 2 asistlik performans sergiledi. Geride kalan 1 yılın genel
Fenerbahçe Yönetimi, Vitor Pereira ile yolları ayırdıktan tam 23 gün sonra İsmail Kartal'ı göreve getirdi. Oysa Joachim Löw veya onun çapındaki bir teknik direktörün böyle bir takıma sezon ortasında gelmeyi kabul etmeyeceği çok netti ama tam 23 gün kaybedildi. Löw ile daha önce temas kurulsa çok farklı bir yol haritası çizilir, Pereira sonrası İsmail Kartal hemen işbaşı yapabilirdi.
Son 23 günde çok şey buharlaştı... Şaka gibi ama 1 saat 9 kişi oynayan Karagümrük'ü yenemedi Fenerbahçe! Bu maçtaki oyun ve takımın ruh hali, dibin dibiydi bence. Son 25-30 yılda daha kötü, daha kimliksiz ve daha boş vermiş bir Fenerbahçe izlediğimi hatırlamıyorum.
İkinci olarak tribünlerin sabrı taştı... Başkan Ali Koç ve yönetimi her maçta haklı olarak istifaya çağrıldı.
Obradovic, "En son umutlar ölür" demişti ama Başkan Koç yönetimindeki 3.5 yılda bırakın kupaları, şampiyonlukları falan geleceğe dair elde umut bile kalmadı...
Fenerbahçe taraftarı yıllardır tükenmişlik sendromu yaşıyor. Ne
Visca'nın kalitesi şampiyonluğa taşır
Üç yıl önce tam bu zamanlar Abdullah Avcı ile özel röportaj yapmak için Medipol Başakşehir'in Belek kampına gitmiştim. Takım o gün İstanbul'dan gelecekti. Otele takımdan yarım saat kadar önce gittim ve resepsiyonda beklemeye başladım. Kafile lüks bir otobüsle geldi. Ben de telefonla konuşup sözleştiğim Abdullah hocayı karşılamak için otelin kapısına çıktım. Takımdaki oyuncuların tamamı bir metre yanımdan geçerek otele giriş yaptı. Yanımdan geçerken bana selam veren tek oyuncu kaptan Edin Visca oldu. Bosnalı yıldız o küçük baş selamıyla farkını gösterip bir kez daha sevgimi ve saygımı kazanmıştı...
2011'de Zeljeznicar'dan 400 bin euro bonservisle İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a transfer olan Edin Vica geride kalan 10.5 yılda hem performansı hem de oyuncu karakteriyle herkesin takdirini topladı. Dile kolay 398 resmi maçta 110 gol, 118 asiste imza attı. Şampiyonluk yaşadı, Şampiyonlar Ligi gördü, 1. ligi de tattı 2013-2014'te...
Şimdi ise 2011'de kendisini İBB'ye transfer ettiren Abdullah Avcı ile
Yeni sezona son şampiyon ve şampiyonluğun en güçlü adayı olarak giriş yapan Beşiktaş'ta, Şampiyonlar Ligi macerası başlayana kadar her şey yolundaydı. Ancak siyah-beyazlı takım, Borussia Dortmund'u konuk ettiği 15 Eylül Çarşamba günü ciddi bir kırılma yaşadı...
Oysa Dortmund maçı yanlışların düzeltilmesi adına büyük fırsata çevrilebilirdi ama herkes eksikleri, hataları görmezden gelmeyi tercih etti. Maçtan sonra ilk 15 dakikadaki coşkulu futbol ve Batshuayi'nin kaçırdığı goller dışında konuşulan bir şey yoktu. Sergen Yalçın, "Skordan değil ama oyundan memnunum. Öne geçseydik farklı olabilirdi. Bu seviyede yapılmaması gereken hatalar yaptık, rakip de cezayı kesti" dedi. Sadece pozitif noktalara bakan ve tribünlere oynamayı kötü bir alışkanlık haline getiren muhabirler ise Beşiktaş'ın çok şanssız bir yenilgi aldığını, kazanabileceği bir maçtan kaçan goller yüzünden eli boş ayrıldığını anlatıyordu!
Ortaya konulan fotoğraf buydu ama gerçekle ilgisi bile yoktu. Çünkü maç rahatlıkla 3-8 bitebilirdi. Dortmund
Rıza Çalımbay hoca, sakatlığı bulunan Yunan stoper Goutas’ın boşluğunu Koray’la doldururken, kulübeye çektiği yaşlı kurt Yatabare’nin yerine Leke James’e forma verdi. Bir diğer yeni transfer Azubuike de yine ilk 11’de yer aldı.
Gürcistan Ligi’nin 22. haftasını lider kapatan Dinamo Batum oyunun ilk dakikalarında bir hayli agresifti. Sert ve temaslı oyunla Sivas’ın maçı domine etmesini engellemeye çalışan Gürcü ekibi bu planında başarılı da oldu. Öyle ki Sivas, Dinamo kalesine etkili gitmeye başladığında oyunun üçte birlik bölümü geride kalmıştı. Sivas adına oyun anlamında ilk yarıda işler pek yolunda gitmezken, Ahmet Oğuz ve Fajr da sarı kart gördü.
Devrede değişiklik yapmayan Rıza Çalımbay 59’da oyuna müdahale etmek zorunda kaldı. Sefa’nın yerine Max Gradel’i sahaya sürdü. Aynı dakikada Leke James de yerini Yatabare’ye bırakırken, Sivas fabrika ayarlarına dönüş yaptı. Ancak rakibin orta alandaki sert presini kıramayan Yiğidolar oyunu yine kontrolü altına alamadı. 64’te direğe takılan