Fenerbahçe ligdeki son 8 maçta 7 galibiyet aldı. Bu süreçte tek puan kaybı yaklaşık 80 dakika 10 kişiyle oynanan Trabzonspor maçında yaşandı ama o karşılaşmada galibiyeti kaçıran taraf malumunuz sarı-lacivertli takımdı...
Uzun süre sonra favori çıktığı Galatasaray derbisinde rahat bir galibiyet elde eden Fenerbahçe ikinci sırayı da kaptı. Sarı-lacivertli takımda artık herkes geleceğe umutla bakıyor, Şampiyonlar Ligi'ne katılım rüyasının gerçeğe dönüşebileceği konuşuluyor.
Son dönemdeki başarının en büyük pay sahibi kuşkusuz İsmail Kartal oldu. Kadro istikrarının yanı sıra forma adaletini sağlayan Kartal, Fenerbahçe'yi yeniden ayağa kaldırdı, alkışları topladı.
Futbolda başarının anahtarı, oyuncu ve oyun standardını yakalamakta saklı bence.
Önce oyuncu ardından oyun standardını yakalayacaksınız, gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Sahaya sürdüğünüz oyuncuların belli bir çizgisi olacak, ne oynayacağını mutlaka bileceksiniz.
Tıpkı Altay Bayındır, Uğurcan Çakır, Fernando Muslera, Kim Min Jae, Marcao, Vitor Hugo, Miguel Crespo, Josef
Fenerbahçe Başkanı Sayın Ali Koç'un Joachim Löw'ü uzun süreli bir sözleşmeyle takımın başına getirmek istediğini bilmeyen yok. Löw ile yaklaşık iki aydır Almanya'da yüz yüze görüşmeler yapılıyor, anlaşma zemini aranıyor.
Türkiye ve Fenerbahçe'ye karşı özel duyguları olan Alman hoca gelmeye sıcak bakıyor ancak talibi çok. Özellikle dünya devi Real Madrid'in Löw'ün peşinde olduğu biliniyor. Carlo Ancelotti'nin koltuğunu Alman teknik adama teslim etmek istedikleri ileri sürülüyor...
Löw gibi dünya çapında bir teknik direktörün birçok kulüpten teklif alması gayet doğal. Teklifleri değerlendirme aşamasında olan deneyimli hocanın en geç 1 ay içinde kararını vermesi bekleniyor. Yani, Joachim Löw yarışında en kritik süreç başladı, Başkan Ali Koç'un bu maçı kazanmak için tüm gücüyle ve enerjisiyle bastırması gerekiyor.
İnsanlık tarihi boyunca hayatın her alanında liderler belirlemiştir toplumların kaderlerini. Futbolda da durum farklı değildir. Zaten futbol hayatın ta
Mustafa Kemal Atatürk, "Bütün ümidim gençliktedir" diyerek, ne güzel söylemiş... Türk gençliğine duyduğu sonsuz güveni, onların her şeyi başarabileceğine dair hissettiği duyguları ne güzel ifade etmiş...
Aynı duygularla gençlerimizin, Türk futbolunun ve kulüplerimizin düştüğü yerden kalkmasında, Avrupa'da yeniden adından söz ettirmesinde en önemli kaldıraç olacağına inanıyorum. Hangi kulübün formasını giyerlerse giysinler, Türk gençlerini izlemekten keyif alıyorum, onlarla gurur duyuyorum... Arda Güler, Muhammed Gümüşkaya, Gökdeniz Bayrakdar, Emirhan İlkhan, Serdar Saatçı, Ahmetcan Kaplan, Ravil Tagir, Emre Demir, Kazımcan Karataş gibi gençlerimizin, Türk futbolunun gelecekteki temel taşları olacağına inanıyorum.
Mümkün olduğu kadar U19 Gelişim Ligi maçlarını da takip etmeye çalışırım. Gençler benim özel ilgi alanıma giriyor, onları izledikçe gelecek için umutlanırım...
Fenerbahçe'nin geçtiğimiz pazar günü Konyaspor'u 2-0 yendiği maçı da
Ara transfer döneminde sessiz sedasız çok önemli bir oyuncu geldi ligimize. Antalyaspor sezon başında Beşiktaş'la ismi anılan Brezilyalı orta saha Fernando'yu bonservis ödemeden 1.5 yıllığına kadrosuna kattı.
Fernando, sezona Ersun Yanal'la başlayıp, Nuri Şahin'le devam eden Akdeniz ekibine tam anlamıyla ilaç gibi geldi. Sezonun ilk yarısını kulüpsüz geçirmesine rağmen eksiklerini çok kısa sürede giderdi, tecrübesi, enerjisi ve yetenekleriyle kırmızı-beyazlı takıma adeta hayat verdi...
Fernando son 7 lig maçında ilk 11'de forma giyerken, Antalyaspor 4 galibiyet, 3 beraberlik aldı, hiç mağlup olmadı. Akdeniz ekibi bu kritik süreçte altın değerinde 15 puanı hanesine yazdırdı, ateş hattından hızla çıkmayı da başardı.
Antalyaspor'u "Fernando'dan önce ve Fernando'dan sonra" diye iki ayrı bölümde incelemekte yarar var. Kırmızı-beyazlı takım, Fernando'nun 14 dakika sahada kaldığı, Çaykur Rize'ye 2-1 yenildikleri 22. haftayı 23 puanla 17. sırada kapatmıştı. Takımın maç başına puan ortalaması 1,04, maç başına gol ortalaması da ilginç bir şekilde yine
Sergen Yalçın, 3 Aralık'ta Kasımpaşa ile deplasmanda berabere kaldıkları lig maçından sonra "buraya kadarmış" diyerek görevini bırakmıştı. Beşiktaş, Yalçın ile 15 lig maçında 6 galibiyet, 3 beraberlik ve 6 mağlubiyet alırken 21 puan topladı. Şampiyonluk yarışına erken havlu atan siyah-beyazlılar o tarihte lider Trabzonspor'un 18 puan gerisinde yer alıyordu...
"Geçici görevle" takımın başına getirilen U19 Teknik Sorumlusu Önder Karaveli ise 13 lig maçında 6 galibiyet, 6 beraberlik alırken sadece 1 kez sahadan yenilgiyle ayrıldı. Beşiktaş, Sergen Yalçın'la ilk 15 maçta 22 gol atıp, 22 gol yemişti. Önder Karaveli ile 13 maçta 20 atıp, 14 yedi...
Siyah-beyazlı takım, Karaveli ile ilk ve tek yenilgisini Konyaspor deplasmanında aldı. Son dakika golüyle kaybedilen şanssız bir maçtı.
Beşiktaş, Adana Demir karşılaşması hariç berabere biten tüm maçlarda galibiyeti kaçıran taraf oldu. Fenerbahçe (2-2), Çaykur Rize (2-2), Yeni Malatya (1-1), Antalyaspor (0-0) ve son olarak Başakşehir maçında Beşiktaş'ın hakkı bir puandan çok daha fazlasıydı. Başka
Slavia Prag deplasmanında UEFA Konferans Ligi defterini kapatan Fenerbahçe, Kasımpaşa karşısına farklı bir kadro ile çıktı. Arda, İrfan Can, Crespo, Zajc ve Berisha ilk 11'de yer alırken, Tisserand, Mert Hakan, Serdar Dursun, Sosa ve Valencia yedek soyundu. Zaten Sosa ve Valencia, Slavia maçının tartışmasız en kötüleriydi...
Futbolda detayların ne kadar önemli ve belirleyici olduğunu kanıtlayan bir golle öne geçti Fenerbahçe. Rossi'nin savunmadan seken ara pasında Zajc nefis bir vuruşla topu ağlara yolladı. Zajc cesaretle vuruş yapmak yerine topu kontrol etmeye kalksaydı hiç şüphesiz böyle bir golü izleyemeyecektik.
Maça hızlı başlayan Fenerbahçe'nin kendi anlaşılmaz standartlarına dönmesi çok uzun sürmedi! Hücumda atak sürekliliği sağlayamayan, orta sahada enerji eksikliği yüzünden oyunu kontrol edemeyen sarı-lacivertli takım kalesinde pozisyonlar görmeye başladı. Kaleci Altay üç pozisyonda çok önemli kurtarışlar yaparak devreyi önde kapatmalarında başrolü oynadı. Berisha'nın kaçırdığı net fırsat ise mental
Eksiklerle başlayalım... Başakşehir'de yeni transferler Pizzi ve Trezeguet statü gereği forma giyemedi. Okaka ve Deniz cezaları, Mahmut da sakatlığı yüzünden takımdaki yerlerini alamadı.
Konyaspor'da statü gereği oynayamayan isim Amilton oldu. Savunmanın lideri Abdülkerim de cezası nedeniyle bu kritik randevuda görev yapamadı. Onun yerini orta saha oyuncusu Musa Çağıran doldurmaya çalıştı.
En büyük eksik ise hiç şüphesiz Ahmet Çalık'tı... Arkasında bıraktığı büyük boşluk asla dolmayacak, yıllar geçse de hatırası sevenlerinin yüreğini yakmaya devam edecek Ahmet'in... Bir kez daha mekanı cennet olsun altın kalpli kardeşimizin...
İlk yarının ortalarına kadar oyunu elinde tutan taraf Konyaspor'du. Youssuf'un kasığından sakatlanıp 22. dakikada yerini Epureaunu'ya bırakması Başakşehir'in işini biraz daha zorlaştırdı. Çok geçmeden Konyaspor'un golü de geldi.
Michalak'ın orta alanda kazandığı topla başladı konuk ekibin geçiş hücumu. Soner merkezden hemen sol kanada aktardı, kaleci Volkan'la karşı karşıya kalan Bytyqi'nin usta işi vuruşunda meşin yuvarlak fileleri
Adana Demirspor-Beşiktaş maçı, hiç şüphesiz son dönemin en heyecanlı, en tempolu ve en keyifli puan kapışmasıydı. Üstelik 120'şer dakikalık yorucu kupa sınavlarından çıkmış olmalarına rağmen iki takım da harika bir mücadele ortaya koydu, izleyenleri futbola doyurdu.
Premier Lig'in dev randevularını akıllara getiren, Şampiyonlar Ligi coşkusunu hissettiren bir müsabakaya tanıklık ettik. Emeği geçen herkesin eline, ayağına, yüreğine sağlık...
Ancak alışık olduğumuz üzere maçtan sonra oyunun güzelliğini değil, yine hakemi konuştuk ve konuşmaya devam ediyoruz. Maalesef hakem Ali Şansalan ve VAR hakemi Sarper Barış Saka kötü bir sınav verdiler ve müsabakanın keyfine gölge düşürdüler. Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak'ın açıklamalarını ve tribündeki davranışlarını tasvip etmek mümkün değil elbette. Fakat maçtan önce yapılan yanlışları ve hakemlerin karşılaşma sırasındaki hatalarını kabullenmek de kolay değildi doğrusu...
Ali Şansalan ilk yarıdaki tüm kararlarında haklıydı. Beşiktaş'ın golü temizdi, Adana Demirspor'un Balotelli ile