Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son 4 gündür, sosyal medyada (ve geleneksel medyada) süren “Halep fırtınası” dikkate alınırsa, şimdi “Halep Haleplilerindir; Halepliler de, ister Sünni, ister Şii, ister Türk, ister Arap, ister Kürt olsun, Suriye’nindir” deyince, sanki biraz ayrık otu misali kalma riski var ama… Sonuçta hayat dediğiniz şey de bir riskler kümesidir.

Tahrir el-Şam (Şam Kurtuluş Heyeti-HTŞ) ve Türkiye’nin desteğine sahip Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Almanların “Blitzkrieg” (Yıldırım Savaşı) dediği taktikle, Suriye’de, sürpriz, sürat ve üstün ateş gücü yoluyla Baas ve İran destekli milis kuvvetlerinde psikolojik şok, bunun sonucunda da dağınıklık yaratmayı başardı.

Haberin Devamı

HTŞ, El Nusra Cephesi, Ensaruddin Cephesi, Ceyşu’s-Sünne, Liva El-Hak ve Nureddin Zengi Hareketi gibi çok farklı eğilimdeki grubu bir araya getiriyor ÖSO ise Suriye Ulusal Konseyi isimli, Baas’tan ayrılan milletvekili ve askerlerden olan birliğin silahlı kanadıdır. Türkiye, Ulusal Konseyi ve onunla iş birliği yapan muhalif grupları Suriye iç savaşından beri desteklemektedir. ÖSO, Türk askerinin yanında Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Bahar Kalkanı harekâtlarına katılmıştır.

Kısaca değinmek gerekir ki, Suriye iç savaşı, o tarihte hemen hemen bütün Arap diktatörlüklerini içine alan Arap Baharı direnişinin, Baas Partisi ve başkan Beşar Esed tarafından kanlı şekilde bastırılması üzerine başlamıştı. 2011’de başlayan iç savaş, 2016’ya kadar karşılıklı çatışmalarla devam etmiş ve bu arada Esed’in hava kuvvetleri Halep kentini de bombalamıştı. Suriye iç savaşında yarım milyona yakın insan hayatını kaybetti. 4 yıl süren Halep savaşında 30 binden fazla Sünni öldürüldü; kent halkının 1,5 milyonu Türkiye’ye sığındı. Savaştan önce Suriye’nin en kalabalık kenti olan, nüfusu 2 milyona yaklaşan Halep, savaştan sonra hayalet şehre dönüştü.

Geçen hafta ortasında, ani bir taarruzla Baas rejiminin bir çok askeri üssünü ele geçiren muhalefet ittifakı, Rus ve Suriye savaş uçaklarının muhalif mevzilerini bombalamasına rağmen ilerledi ve 4 günde Halep merkezine ulaştığını bildirdi. Bu arada kentteki Baas kuvvetlerine “askeri danışmanlık” yapan İran İslam Muhafızları Tuğgenerali Keyumar Purhaşemi de hayatını kaybetti. İranlı generalin ölümünden sonra kentteki hükumet kuvvetleri ve İran devrim muhafızlarına bağlı milisler Halep’i boşalttı. Rejim kuvvetlerinden boşalan yerlere, PKK’nın Suriye uzantısı PYD-YPG teröristleri girmek istedi ancak bunu başaramadı.

Haberin Devamı

Halep’i geri alanlar, Suriyelilerdir. HTŞ’deki bazı unsurların tarihinde El Kaide, Taliban ve DAEŞ bağlantısı varsa da, bu unsurların hiç biri, PKK, PYD ve YPG gibi Türkiye’den göçertilmiş teröristler değildir. PKK ve uzantıları, Halep’in çevresindeki bir çok kasabanın yerli Kürt halkını da -zorla vergi alarak, çocuklarını zorla Kobani ve Afrin’deki “Kuzey ve Doğu Suriye’deki Otonom Yönetim” denilen sözde “Özerk Kürt Bölgesi” tarafından kurulan milis kuvvetlerine katarak- kendilerini Suriyeli gibi satmak isteseler de, bunu başaramadılar. Umulur ki, çoğu Anadolu’dan ve Irak’tan gitmiş Suriyeli Kürtler de, PKK zulmü bittikten sonra demokratik cephede yer alacaklardır.

Haberin Devamı

Halep’in kurtarılması bir ilk adımdır. İsrail ve Biden’ın şahinleri tarafından bölgeye yeni bir şekil verilmesi planları, ancak Suriye’nin ve Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması ile boşa çıkartılabilir. Suriye halkı, Halep’le başlayarak, Şam’ı, Humus’u, Lazkiye’yi, İdlib’i, Deyr Zor’u da İran milislerinin desteğindeki Baas kuvvetlerinden, Rusya desteğindeki Esed kuvvetlerinden, ABD güdümündeki PKK-PYD kuvvetlerinden kurtaracaktır.

Suriye’nin bölünmeden, demokratik bir ülke olarak hayatiyetinin devamı, bölgedeki bütün etnik gruplar ve dinlerin mensupları için önemlidir. Halep’in kurtarılmasının yarattığı kahramanlık heyecanıyla, kimsenin Suriyelilere ait kentlere sahip çıkmaması gerekir.