Suriye’de barışı önlemenin yolu: YPG’yi korumak

23 Aralık 2024

Türk medya habercileri, örneğin CNN Türk temsilcisi Yunus Paksoy, ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarıyla Beyaz Saray’ın basın brifinglerine gidiyor, açık ve net soruyor:

“Yeni Suriye yönetimi, hiçbir silahlı grubun kabul edilmeyeceğini ve hepsinin dağıtılması gerektiğini söylüyor. SDG/YPG’yi dağıtmak için herhangi bir planınız var mı?”

Sözcü sanki çocuk kandırır gibi; cevabına “Bu harika bir soru” diye başlıyor, sonra devam ediyor:

“Şu anda odak noktamız, DAEŞ’i yenilgiye uğratma görevine devam etmek, yani yeniden canlanmasını engellemek. Ancak, belirttiğiniz bağlamda misyon odaklı bir değişiklik veya özel bir plan yok.”

Yani, “PKK uzantılarını, PYD, YPG ve SDG isimli terör örgütlerini dağıtmayacağız” diyor. DAEŞ’i kurdular ve genişlemesine izin verdiler ki, “onu yenilgiye uğratmak” gibi bir iş, bir görev çıksın. Bunun için de Irak’tan gelen PKK elebaşılarına önce bir parti, sonra da bir ordu kurdurttular. Şimdi, “DAEŞ’in yeniden canlanmasını engellemek” diye

Yazının Devamı

İsrail uçaklarına kimse engel olmuyorsa…

19 Aralık 2024

İsrail, Gazze’ye ve Lübnan’a ek olarak şimdi de Suriye’de taş üstünde taş bırakmamaya kararlı. Geçici yönetim, 13 yıllık iç savaşta önemli ölçüde tahrip edilmiş olan haberleşme sistemini etkin şekilde kullanamasa da, alınan haberlere göre, Suriye’nin bütün hava savunma ağlarını, stratejik silah sistemlerini ve donanmasını ya tamamen ya da kısmen tahrip etti. Esed’in ailesini alarak Moskova’ya kaçtığı gün, Baas ordusu Golan’daki İsrail işgal birliğiyle BM’nin iki taraf arasında bulunan Gözlem Gücü’nün karşısındaki mevzilerini terk etti. İsrail’in işgalci ve soykırımcı başbakanı Benyamin Netanyahu, güya Suriye güçlerinin Golan’a saldırısını önlemek ve Lübnan’a silah kaçırılmasına engel olmak amacıyla, buradaki asker ve tank sayısını artırdı, BM Gözlem Bölgesi’ni işgal etti. Böylece İsrail tankları ile Şam’daki Başkanlık Sarayı arasında sadece 25 kilometre kalmış oldu.

Bu arada, Suriye’de bir taraftan devrimi Baas diktası, Esed ve Hizbullah

Yazının Devamı

Şu 50 bin DAEŞ’li!

16 Aralık 2024

Federatif anlayış, ABD’de silahlı kuvvetlerin de yapısına yansımış, hizmet birimleri kuvvet komutanlıklarından adeta bağımsız unsurlar olarak yapılandırılmıştır. Savunma Bakanlığı bünyesinde bulunan bu hizmet birimlerinde, her kuvvetten eleman ve komutan bulunabilir. Bu birimlerden birini, Türkiye’de çok duyuyoruz. Afganistan, Irak ve Suriye’nin bugünkü halinin sebebi olan Merkez Komutanlığı (CENTCOM), “Müşterek Muharip Komutanlığı” sayılıyor ve bunlardan dünya çapında 11 adet var!

Bir diğeri ise Özel Harekât Komutanlığı (SOCOM); 4 yıl önce başında Kara Kuvvetleri generallerinden Raymond Thomas vardı. Bu zatı da, CENTCOM’un faaliyetlerine yardımcı olurken yaptığı bir işten hatırlıyor olabilirsiniz.

Göz açıp kapayıncaya kadar Afganistan, Pakistan ve İran’ın ruhu duymadan, gelip Suriye’nin beşte ikisini, petrol kuyularını, ana yollarını ele geçiren DAEŞ’le mücadeleden sorumlu CENTCOM, burnunun dibinde NATO müttefiki Türkiye varken, Irak’tan gelip Suriye’de PYD (Demokratik Birlik Partisi) adıyla

Yazının Devamı

Meğer ne çok seveni varmış!

12 Aralık 2024

Aziz vatandakileri kastetmiyorum; medyası-sosyal medyası ile koro halinde ne HTŞ’nin cihatçılığını ne Türkiye’nin cihatçılara yardım ettiği için kurulacak masadan şimdiden tecrit edildiğini bıraktılar. Ülkedeki artan siyasal gerginliğin, ulusal çıkarların en çok gözetilmesi gereken bir dönemde dahi, aklıselimi, soğukkanlılığı ve uzun vadeli düşünme, büyük fotoğrafı görebilme becerilerimizi yok etmesi, acı, ama anlaşılabilir.

Ancak uluslararası arenada bazı kişiler var ki, sırf muhalefet ittifakının yıldırım harekatıyla, 61 yıllık diktayı, 13 yıllık iç savaşı, yaklaşık 10 günde sona erdirmesinde, Türkiye’nin istikrarlı bir politikayı dikkat ve ısrarla sürdürmesinin payını gördükleri için olacak, bir anda Esadcı kesilmelerini anlamak çok ilginç. Bunların arasında yer alan, Irak’ın parçalanmasında birinci derecede rolü olan, o günden beri de Suriye’nin de parçalanarak, teröristanın inşası için planlar projeler geliştiren NeoCon’cu Michael Rubin, muhalefetin zaferini,

Yazının Devamı

Suriye’de yeni realite ülkenin birliğine yardımcı olacak

9 Aralık 2024

Türkiye, Mart 2011’den beş gün öncesine kadar, tabir yerinde ise iki borazan çalıyor: “Suriye’nin toprak bütünlüğüne asla zarar getirilemez” ve “Beşar Esad’ın, ülkesinde bir uzlaşı zemini araması, adil ve serbest seçimlere gidilmesini sağlaması için yardımına hazırız.”

Bu iki ilkeden ikincisi, bizzat Esad tarafından Ankara’ya (veya Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşebileceği bir yere) gelerek, kendisine uzatılan eli sıkmamak suretiyle reddedildi. Ülkesinin tek parça olarak kalması, ülkesindeki Alevi-Sünni-Nusayri, Arap-Türkmen-Kürt, Müslüman-Hristiyan ayırt edilmeden, Osmanlı zamanında 402 yıl boyunca olduğu gibi, çok uluslu ama ülke birliğini koruyarak devamı zaten Beşar Esad’ın hiçbir zaman vazgeçilmez bir sevdası olmadı.

Arap ve İslam dünyasında Suriye adıyla bilinen bölge daima Şam olarak adlandırılmış, 1516’dan sonra Osmanlı yönetimi tarafından yapılan düzenleme ile ülkenin adı Suriye, merkezi Şam Vilayeti olarak anılmıştır. Elbette o zamanki Suriye,

Yazının Devamı

İki prens yine saldırganın yanında

5 Aralık 2024

Biri Suudi veliaht Muhammed bin Salman, diğeri Birleşik Arap Emirlikleri’nin yeni lideri Muhammed bin Zayed. MbS ve MbZ olarak isimleri ülkelerinde ve diğer baskıcı Arap rejimlerinin devamı çabasıyla anıldı. Suudi prens MbS, dikta ve baskıcı rejim yaftasından bıkmış olacak ki şimdi Arabistan’da, giyinik olması şartıyla dansöz gösterilerine izin veriyor. Oysa MbZ, de facto emir oldu ama reform şöyle dursun, babasının izin vermiş olduğu toplantı haklarını bile geri aldı. 

Bu iki Muhammed’in şöhreti, Müslüman Biraderler gibi, ne ölçüde adil ve serbest seçim yanlısı oldukları tartışmalı da olsa, baskıcı rejime karşı, özgürlükçü hareketlerin mensuplarını bile darağacına göndermeleri ile başlamıştı. Mısır, Fas, Cezayir, Suriye ve Ürdün’deki Arap Baharı hareketi, bu ikilinin o ülkelerde işbaşındaki diktatörlere para ve silah yardımı ile bastırılmıştı. 

Bu bastırma çabasının en kanlı, en vahşi uygulaması Suriye’de olmuş, iki Muhammed’in yardımıyla, Beşar Esed ve Baas rejimi, başta Halep olmak üzere muhalefetin

Yazının Devamı

Halep, Suriye’nindir

2 Aralık 2024

Son 4 gündür, sosyal medyada (ve geleneksel medyada) süren “Halep fırtınası” dikkate alınırsa, şimdi “Halep Haleplilerindir; Halepliler de, ister Sünni, ister Şii, ister Türk, ister Arap, ister Kürt olsun, Suriye’nindir” deyince, sanki biraz ayrık otu misali kalma riski var ama… Sonuçta hayat dediğiniz şey de bir riskler kümesidir.

Tahrir el-Şam (Şam Kurtuluş Heyeti-HTŞ) ve Türkiye’nin desteğine sahip Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Almanların “Blitzkrieg” (Yıldırım Savaşı) dediği taktikle, Suriye’de, sürpriz, sürat ve üstün ateş gücü yoluyla Baas ve İran destekli milis kuvvetlerinde psikolojik şok, bunun sonucunda da dağınıklık yaratmayı başardı.

HTŞ, El Nusra Cephesi, Ensaruddin Cephesi, Ceyşu’s-Sünne, Liva El-Hak ve Nureddin Zengi Hareketi gibi çok farklı eğilimdeki grubu bir araya getiriyor ÖSO ise Suriye Ulusal Konseyi isimli, Baas’tan ayrılan milletvekili ve askerlerden olan birliğin silahlı kanadıdır. Türkiye, Ulusal Konseyi ve onunla iş birliği yapan muhalif grupları Suriye iç savaşından

Yazının Devamı

Netanyahu ‘Büyük İsrail’ projesinden vaz mı geçti?

28 Kasım 2024

İsrail, 7 Ekim 2023’ten bu yana sadece Gazze’ye değil, Lübnan’a da saldırıyordu ve bu saldırılarında en az 3 bin 823 kişi öldü ve 16 bin kişi yaralandı, sakat kaldı. Katil Netanyahu ve siyonist ordusu, ateşkes görüşmeleri sırasında bile 55 kişiyi öldürdü, 160 kişiyi yaraladı.

Netanyahu ile içeride ve dışarıdaki suç ortakları, 7 Ekim’den bu yana her iki ülkede, Filistin’de ve Lübnan’da 50 binden fazla insanı katletti; Gazze’de özellikle sivil halkı topyekun ortadan kaldırma niyetiyle işledikleri savaş suçları nedeniyle katliamın boyutunu soykırımına çıkarttı. Gazze’de saat başına ortalama iki annenin öldürüldüğü hesaplanıyor.

Ama ne oldu biliyor musunuz? O günden bu yana, İsrail’in siyonist hükumeti ve onun başkanı, açıkladıkları siyasi ve askeri hedeflerden hiçbirini gerçekleştiremedi. Hamas’ı ve Hizbullah’ı ortadan kaldırmak için ABD Genelkurmay Başkanı’nın dahil olduğu strateji toplantıları yaptılar; ama dimdik olmasa da - her iki örgüt de ikişer

Yazının Devamı