Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Beyaz Saray’ı ziyaretinde temel konu Suriye sorunuydu.
Erdoğan, Washington’un Esad yönetimine karşı daha aktif rol üstlenmesini istiyordu. Esad’ın istifa etmeyeceğini biliyor, yönetimden uzaklaştırılmasında diplomatik yöntemlerin etkili olmayacağına inanıyordu. ABD’den daha etkili olmasını bu nedenle talep ediyordu.
Ancak ABD Başkanı Obama ile görüştükten sonra daha önce, “ipe un sermek” olarak nitelediği Cenevre Konferansı konusundaki görüşünü değiştirdi. Obama’nın, Rusya’yı da sürece katan Cenevre önerisini kabul etti. Erdoğan, Beyaz Saray’dan ayrılırken, dönüşte Rusya’yı ziyaret edeceğini ve diplomatik temaslara ağırlık vereceğini de açıkladı. Washington ziyareti, ABD’nin Suriye’ye bir askeri müdahale düşünmediğini, Esad üzerindeki uluslararası siyasi baskıyı artırarak sonuç almaya çalışacağını gösterdi.
Bu tutum, Suriye’ye karşı izlediği politikada yalnız kalan Ankara’yı da Cenevre Konferansı’na yöneltti.
Rusya’nın etkisi
Beyaz Saray görüşmeleri, Suriye olayında Rusya’nın önemini bir kez daha ortaya koydu.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs’ta özgürlük ateşini Samsun’da yakmış ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır.
Bağımsızlık mücadelesinin sonunda kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni de gençlere emanet etmiştir.
Gençliğin aldığı emaneti koruyabilmesi, daha ileriye taşıyabilmesi için 19 Mayıs’ın temsil ettiği değerleri unutmaması gerekiyor.
19 Mayıs kutlamasından sonra, CHP’nin Aydın mitingine devam edelim...
‘Topuklu Efe’
AYDIN
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Özgürlük, demokrasi ve barış” adı altında yapacağı bir dizi mitingin ilkini dün Aydın’da gerçekleştirdi. İzmir’de buluştuğumuz Kılıçdaroğlu, seçim otobüsüyle Aydın’a giderken gündemdeki konulara ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini Brüksel’de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a benzettiği için, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı’na kimsenin katil demesine müsaade etmem” diyerek, mahkemeye vereceği yolundaki açıklamasına Kılıçdaroğlu, “Mahkemeye verirse memnun olurum. Böylece bazı karanlık olaylar aydınlığa kavuşur” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın kendisini mahkemeye vermesi halinde Uludere’yi bombalama talimatını kimin verdiğinin ortaya çıkacağını belirtti. Kılıdaroğlu, “Ben de mahkemeden bu talimatın kimin tarafından verildiğinin tespit edilmesini isterim. Genelkurmay’da bu talimat vardır. Genelkurmay zaten Başbakan’a bağlı olduğunu ve aldığı talimata göre hareket ettiğini açıklamıştı” diye konuştu.
‘Ölümüzü çiğnemeden olmaz’
Aydın’da “Demokrasi ve Özgürlük İçin Meydan Okuyoruz” mitinginde konuşan Kılıçdaroğlu, “Bizim ölülerimizi çiğnemeden, bedenlerimizi çiğnemeden Türkiye’de
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş, kahvaltıya başlamadan önce, “Bir de, bir meslektaşımızın şiiri var burada” dedi, elinde tuttuğu Ankara Adliyesi’nin, “Başkent Bakış” dergisinin 1. sayısını karıştırırken...
“Bedenim ip ucunda sallanırken
Başka delil var mı diye
Odamdaki eşyaları karıştırma Savcı Bey
Düşünceli gözlerle
Sen bakarken tavana
Okuduğun bu notlardan
Liderlere, siyasetçilere, diplomatlara yurtdışında yapılan muamele temsil ettikleri ülkeye yapılan muameledir.
Türkiye’yi yurtdışında temsil niteliği bulunan herkes ülkesini temsil etmenin sorumluluğu içinde hareket etmeye özen gösterir.
Bu açıdan bakıldığında Türkiye’yi temsil edenlerin karşılaştıkları muamele Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk kamuoyu için önem taşır. Ziyaretler bu gözle değerlendirilir.
Bu gözle bakarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Washington’da, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Brüksel’de gördüğü muameleyi değerlendirelim.
En üst düzey muamele
Washington, Başbakan Erdoğan’ı (A) sınıfı bir protokolle ağırladı.
1 Mayıs, İstanbul hariç Türkiye’nin her yerinde davul-zurnalı, şarkılı türkülü olaysız biçimde kutlandı.
İstanbul’dan yansıyan görüntüler ise Türkiye’ye yakışmadı.
Dünyanın hiçbir yerinden İstanbul’daki gibi görüntüler yansımadı.
Polisin işçilere müdahalesi ile İstanbul yangın yerine dönmüştü.
Oysa İstanbul’da 1 Mayıs olaysız kutlanabilirdi.
Taksim savunması
Mardin
Milliyet’in, “Geleceğe Yatırım Türkiye’ye Yatırım” toplantılarının 14’üncüsünü Mardin’de yaptık.
Konuğumuz, İçişleri Bakanı ve Mardinli Muammer Güler’di...
Güler’le birlikte protokol masasında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı, Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk de vardı...
İçişleri Bakanı Muammer Güler de, DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk de, Kürt sorununun çözümü için, “Mardin modeli”ni gösterdiler.
“Annemin sütkardeşi”
Şanlıurfa
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in çok iyi bir hatip olduğunu söyleyerek başlayalım izlenimlerimize. Milliyet’in, “Geleceğe Yatırım Türkiye’ye Yatırım” toplantılarının Şanlıurfa ayağında kürsüye gelen Faruk Çelik, hitabet yeteneği, kürsüye ve konulara hakimiyetiyle ilgi ile izlenen çarpıcı bir konuşma yaptı.
Net sorularla konuları açan Çelik, geçmişe dönük tespit ve Türkiye adına yaptığı özeleştirilerle; geleceğe dönük samimi ve gerçekçi önerileriyle devlet adamlığının ön planda olduğu bir sorumluluk içinde konuştu.
Çarpıcı analiz
Çelik, Türkiye’nin yaşadığı ağır terör dönemini ve son dönemde başlayan barış arayışını değerlendirirken, milletvekili olduğu Şanlıurfa’nın yüzyıllardır nasıl barış ve kardeşlik içinde yaşadığını çarpıcı ifadelerle ortaya koydu, barış arayanlara da doğru adresi göstermiş oldu.