Oyununun genelinde Kayserisporlu futbolcular, 1. bölgeden 2. bölgeye geçişleri ne kadar iyi yaptılarsa, merkezdeki oyuncuların (Abdullah, Silva) önündeki hücumcularla (Sefa, Da Silva, Mouche) diyaloğu o kadar kötüydü. Çünkü attıkları bütün final pasları Bursasporlu oyunculara gitti. Sarı-kırmızılı takımın oyuna bu kadar kötü başlamasına rağmen ilk atakta Bobo ile golü bulmaları da enteresandı.
Yeşil - beyazlılarda ise orta alanda Belluschi ile Batalla ile organize edilen ataklarda hücumculara servisleri mükemmele yakındı. Ama ne Tuncay ne de Ferhat ilk topu almada becerili değildi. Diğer hücumcu Pinto’nun aldığı ilk topta arkadaşlarına nazire yaparcasına attığı gol çok şıktı. Bu gol aynı zamanda Bursalı taraftarların takıma yaptıkları protestonun da azalmasına neden oldu. Sağlanan bu barışın ardından Batalla’nın yarattığı Pinto’nun vuruşu ile devam eden pozisyonda Belluschi golü Timsah’da güven tesis etmek adına önemliydi. Kayseri’de ise Teknik Direktör Prosinecki’nin takımı üzerindeki etkisini ben göremedim. Çünkü mağlup duruma düşen bir takımın oyun kurgusunun kolay bozulması koordinasyon eksikliği ve savunmadaki zafiyeti kabul edilebilir bir şey değildi. Kaldı ki merkezde
Bursaspor takımı merkezdeki en yüksek fizik kalitesine sahip N’Diaye’yi sattı, Ozan İpek’ten vazgeçti, şampiyon kadrodan sadece 3 oyuncu kaldı. Kaptan Ömer, Batalla ve Serdar... Bir takımın ancak bu kadar içi boşaltılırdı. Hem idari hem teknik hataların olduğu apaçık ortadadır.
Çünkü Fenerbahçe takımı Atatürk Stadı’nda mağlup durumdayken, Aykut Kocaman oyuna Cristian, Sow ve Mehmet Topuz’u gönderdi. Maçın şekli bir anda değişti. Ve peşpeşe sarı lacivertliler golleri bulmakta zorlanmadı. Bursaspor’da ise Ertuğrul Sağlam’ın yaptığı hamle genç oyuncular Okan Deniz, Batuhan ve Tahacan’dı. Zaten gücünden çok şey kaybetmiş Timsah’ın kaliteli ve alternatifli Fenerbahçe karşısında şansı çok azdı. Maç öyle de sonlandı. Kalite kazandı.
İki takımın da önemli eksikleri vardı. Bursa’da N’Diaye ve Ferhat, Gençlerbirliği’nde; M.Sedef, Serkan, Jimmy Durmaz, Zec ve Azofeifa yoktu.
Bursaspor’daki eksikler merkezde fizik kalitesinin düşmesine ve takım hızının aşağı gelmesine yol açtı. Gençler’de ise saha içi iletişimi arıza verirken, final paslarında başarısızlık göze çarptı. Yeşil-beyazlı takımı anlamak mümkün ama sistemi kontratak üstüne kurmuş olan Başkent ekibi için aynı şeyi söyleyemeyiz. Timsah’ın topla daha fazla oynaması, moral motivasyon ve rakibe psikolojik üstünlük sağlaması adına önemliydi. Ancak ağır olan Aykut ve Kulusic’in arasına topu sokamaması gol bulmasını engelledi. Gençler’de, Özgür ve Petrovic’in düşük tempoda oynamaları, hücumcular Hurşut ile Oktay’ın topla buluşamamasına neden oldu. Bursa’da sakatlanan Tuncay’ın yerine Musa değil, Forsell girmeliydi. Çünkü Finli daha şutör bir isim. Ertuğrul Sağlam’ın, Okan hamlesi hücuma hareket getirdi, ancak bunun da devamı gelmedi.
Bursaspor, iki kanadı da etkili kullanırken, oyunu sete çevirme konusunda da başarılıydı. Fakat, rakibi hataya zorlamaması ve en önemlisi az şut atması maçın berabere bitmesindeki esas etkendi. Ve bence kayıp büyük oldu.
1461 Trabzonspor genç, dinamik ve atletik bir takım. Yetenekli ve hızlı oyunculara da sahipler. Sağ önde Göksu ve sol önde oynanan Francis Ofoedu gibi... Ancak oyunun kontrolünü tutmada becerikli değiller. Çünkü orta alanda topu iyi kullanan yaratıcı oyuncuları yoktu. Bu durumda yapacakları en iyi şey savunma prensiplerine uyarak kaymaları iyi yapmaktı. Yaptılar da. Zaman zaman sürpriz hızlı çıkışlarla Bursaspor kalesinde etkili oldular ama o kadar. Bursa adına golün 45’te gelmesinin en önemli sebebi 1461 Trabzon kalecisi Fatih’in performansıydı. Bu golde Forsell’in nefis ortasına Pinto’nun kafası estetik açıdan çok güzeldi.
2. devre iki takım arasındaki kalite farkı iyice ortaya çıktı. Rotasyonlu Bursa rakibi ciddiye alarak oynamaya devam edince ikinci gol gecikmedi. Bursa adına sahanın en iyilerinden Forsell-Ferhat alışverişinden çıkan topu N’Diaye’nin boş kaleye yuvarlaması zor olmadı. Timsah’ın skor avantajını alarak olası bir sürprizi istemediğini göstermesi ne kadar önemli ise yeşil beyazlı oyuncuların oynama iştahı da bir o kadar önemliydi. Bursaspor adına kaleci Harun’un güven veren performansı dikkat çekiciydi. Genç oyunculardan Ozan Tufan’ın da artık Bursaspor’a
Es-Esli oyunculardaki Bursaspor maçını kazandıkları taktirde sıralamada nereye gidecekleri düşüncesi belli ki gerginlik yaratmış... Bursasporlu oyuncularda ise tam tersi, şampiyonluk apoletinin yarattığı müthiş özgüven saha içindeki rahat duruşu, iyi pozisyon alışı ve en önemlisi topa daha çok sahip olma özelliğini getirdi.
Bloklar arası geçişlerde daha akıcı olan, oyunu organize etmekte hiç zorlamayan Timsah özellikle merkezde N’Diaye’nin fizik kalitesinden, Belluschi ve Batalla’nın yaratıcılığından dolayı rakibe üstünlük kurmakta zorlanmadı. Ferhat’ın getirdiği, Tuncay’ın asistiyle Belluschi’nin attığı gol bu durumu doğrulayan en güzel örnekti. Hücumda Sestak, Ferhat ve Tuncay’ın hareketli oluşları Es-Es savunmasındaki kurguyu bozdu. Zaman zaman Servet ve Diego’nun kontrolsüz hamlelerinin sebebi de buydu. Kırmızı-siyanhlıların ilk 45 dakika içinde maç ritmini yakalayamamasının tek nedeni de pas yüzdelerinin çok düşük olmasındandır.
Mehmet Güven ve Hürriyet’in öne gidememeleri öndeki kreatif oyuncu Alper’in de etkisini yok etti. Bursaspor’un attığı ikinci gol Es-Es’li oyuncu Diego’nun basit hatası ve Bursasporlu oyuncuların çabuk oynama sonucu gerçekleşmesi futbol adına ne
Bütün teknik adamlar öncelikle savunma yapmayı düşündükçe, futbol izleyicisi daha çok tribünlerden kaçar. Hector Cuper gibi çok tecrübeli bir teknik adama sahip Orduspor’un oyunu soğutmadaki ve savunmadaki başarısı Bursaspor takımının oyuna coşku katıp hücum zenginliği yaratmasını engelledi. Timsah’a karşı daha çok koşan ve daha hareketli olan mor beyazlılar özellikle Bursa’nın merkezdeki 2 yaratıcı oyuncusu Batalla ve Belluschi’nin oyunu organize ederek hücuma servis yapmasınına set çekti.
Yeşil beyazlıların hücum hattındaki Pinto, Tuncay ve Ferhat’ın statik kalıp, hareketsiz olmalarından dolayı da maç Bursa adına kısır geçti. Bu duruma müdahale etmek isteyen Ertuğrul Sağlam’ın birinci tercihi Ferhat-Murat değişikliği bence yanlıştı; kulübede Sestak ve Okan Deniz varken! İkinci hamlesinde N’Diaye yerine Sestak doğruydu.
Oyunun son bölümünde ise iki takım oyuncularının oyun disiplininden uzaklaşması bireysel hataların fazlalaşmasına yol açtı. Oyuna heyecan geldi, ama gol de tamamen tesadüflere kalmıştı. Sestak’ın vuruşu savunmaya çarpıp gol olunca daha çok üreten ve daha çok isteyen kazanmış oldu.
Hamza Hamzaoğlu’nun kısıtlı bütçeli mütevazı takımı Akhisar Belediyespor’un Süper Lig’de işleri hiç kolay değil. Ancak ligdeki durumları ne olursa olsun özellikle iç sahada sürpriz sonuçlara imza atabilirler. Aynı Bursaspor’a yaptıkları gibi.
Çünkü Bursaspor gibi maç öncesi favori olan takımlar oyunda genelde önde kalmaya çalışarak biran önce skor avantajını almak isterler. İşte bu durum ister istemez Bursa gibi takımlar için savunma zaafı yaratır. Akhisar’da savunmada Emrah, Sokoko, Serkan gibi iyi pozisyon alan hamle tecrübesi olan oyuncular sahada olunca yeşil-beyazlıların organize atak yapma becerisi de azalmış oldu.
Akhisar takımında merkezde Emin, Mustafa, Kenan gibi oyunun her iki yönünü iyi oynayan futbolcular olunca merkez hücumcu Bruno’nun da topla buluşması kolaylaştı. Attıkları iki gol de bu anlayışın eseriydi.
Bursaspor’da ise Ertuğrul Sağlam’ın sürpriz rotasyonu dikkat çekti. Son haftaların üretken başarılı takımından Ferhat ve Belluschi’den vazgeçmesi bence yanlıştı. Takımın parçası olmayı başarmış iki oyuncuyu bu kadar kolay kızağa çekmesi gereksizdi.
Sonuçta anlaşıldı ki Bursaspor, aynı mehter takımı gibi. İki ileri bir geri şeklinde orta sıra takımı
Antalyaspor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek’i futbol felsefesinden dolayı kutlamak gerekir. Bursaspor’a karşı deplasmanda ikili orta oyuncu Uğur ve Murat’la oynayıp 4 hücumcu Tita, Aissati, Isaac ve Diarra ile gol aramak her hocanın cesaret edeceği bir şey değildir.
Belli ki Özdilek, Bursaspor’u iyi analiz etmiş. Timsah’ın 1. bölgesine baskı yaparak geriden oyun kurmasını engellediği gibi iki ve üçüncü bölgeye geçişlerini de tıkamış oldu. Ancak Bursaspor topu ikinci bölgeye geçirdiğinde ve Batalla topla buluştuğunda Antalyaspor’un çaresiz kaldığını da söylemeliyiz. Arjantinli oyuncu savunmanın kilidini Ferhat’a attığı pasla açtı. Batalla yorulduğunda ya da markajda kaldığında Belluschi giriyor. Adeta yedek anahtar gibi.
Bursaspor’un hücum hattındaki Sestak, Tuncay ve Ferhat’ın hareketli oluşu oyuna hız kazandırdı. Antalyaspor’un en büyük zaafının savunma bloğu olduğunu gördüğümüzde Bursaspor daha fazla gol atmalıydı. Antalyaspor’un Aissati ile attığı gol hızın, çabukluğun ve takipçiliğin eseriydi. Sonuçta topun bir o kalede bir bu kalede olduğu zevkli bir maç izledik.