Öncelikle ifade etmeliyim ki, sahanın içindeki futbolu çok özlemişiz. Belarus’un mütevazı temsilcisi karşısında Bursaspor’un kadro kalitesi hem kağıt üstünde hem de sahada kendini gösterdi. Fakat hızlı düşünüp, çabuk oynamayı beceremeyen yeşil-beyazlı futbolcular rakibi az adamla yakalayamadıkları için pozisyon bulmakta zorlandılar. Sadece duran toplarda ve topu kenara taşıdıklarında etkili oldular.
Gomel takımının sınırlı yetenekli oyuncularının daha çok defansif oyun anlayışıyla birinci bölgede kalmaları, merkezde de çok oyuncunun kalabalık oluşturması Timsah’ı daha çok sıkıntıya soktu. Böyle maçlarda golü bulup skor avantajını yakalamak çok önemlidir. Çünkü özgüvenin kazanılması, dışşal olumsuz etkileri azaltır (sıcak ve nemli hava gibi)... Rakibin dakika 42’de attığı golün bir duran toptan kazanılması onların şansı olduğu gibi Bursasporlu oyuncuların adam paylaşımında yaptığı hatadan da kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Batalla hamlesi yerindeydi
Yenilerden İbrahim Kaş ve N’Diaye savunma anlamında pozitif değer yaratsa da aynı şeyi ofansif anlamda söyleyemeyiz. Timsah’ta özellikle merkezde yaratıcı oyuncuların olmayışı önemli eksiklik olarak gözüktü. Yeşil-beyazlıların
Federasyonun verdiği tartışılan karar sonrası sürgündeki ilk maçına çıkan Timsah, Eskişehir’de Gençlerbirliği karşısında aynı geçen haftaki gibi inançlı, mücadele gücü yüksek ve üretkendi.
Ertuğrul Sağlam’ın geçen hafta kazanan 4-4-2 sistemiyle oynaması galip gelme isteğinden başka bir şey değildi. Antep’in oluşturduğu endişenin de bu kararda etkili olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz hafta kazanan kadrodan cezalı Miller’ın yerine Altidore’a şans verdi Sağlam. Bursaspor, oyunun ilk dakikasından itibaren skor üretme adına bütün gücünü kullandı. Rakibinin birinci bölgesine baskı yaptı. Merkezde organize oldu. Kanatları Volkan ve Ozan ile iyi kullandı. Savunmadan çıkan Serdar ile de gol aradı. Bu pozitif düşüncenin karşılığını da Volkan Şen’in attığı şık golle almış oldu.
Dünkü karşılaşmada Bursaspor adına merkezdeki oyuncuların hücuma verdiği destek ve disiplinli oyuncuları sayesinde farkı yarattıklarını belirtmek gerekir.
Ayrıca 2. devrede Bursaspor’un skoru koruma adına forvet oyuncularını çıkarıp orta sahaya takviye yapması yeşil-beyazlılara kazanç sağlamadı. Sonuçta Bursaspor üçüncülüğü yakalayarak Avrupa’ya gitmeyi hak etti. Ayrıca iddia ediyorum ki verilen cezaların kime
Bursaspor camiası hafta içi federasyonun verdiği kararla büyük bir şok yaşadı. Tek hedefi lig 3.’lügü ile Avrupa Ligi’ne katılmak olan Timsah, dün Kasımpaşa karşısında öyle bir oyun ortaya koydu ki, adeta ‘Yıkılmadık ayaktayız’ mesajı verdi taraftarına.
Uzun zaman sonra Ertuğrul Sağlam, sistemde de değişiklik yaparak 4-4-2’ye döndü. Hücum hattını Miller ve Turgay’a emanet etti. Bu dönüşüm Kasımpaşa takımını 1. bölgesine hapsettiği gibi orta alan oyuncuları ile bağlantısını da kesmiş oldu.
Bekir Ozan, Kirita, Volkan ve Ozan ile 2. bölgede üstünlüğünü kabul ettiren Bursaspor, rakibinin hücumdaki üretkenliğini de yok etmiş oldu. Rakibe karşı sahanın her bölgesinde üstünlük kuran yeşil-beyazlılar topla birbirlerine yakınlaşmaları sonucu elde ettikleri iletişim ile oyunu hem enine hem de dikine çok iyi oynadılar. Sağda Ali, Volkan ile solda Vederson ve Ozan uyumu aynı zamanda verimliydi. Bursaspor adına İbrahim ve Turgay’ın attığı gollerin sol bek Vederson’un pasları ile gerçekleşmesi bunun göstergesiydi.
Bursaspor adına sahanın en iyi oyuncusu olan Bekir Ozan’ın skoru belirleyen golü klastı ve ona yakıştı. Ertuğrul hocanın hem oyuncularda hem de sistemde yaptığı değişiklikle
Kayseri deplasmanı Bursaspor için hep kâbus olmuştur. Geçtiğimiz yıl şampiyon olduklarında da Kayseri’de üç farklı kaybetmişlerdi. Tarihinde ancak bir kez kazanabilmiş Timsah. Bu kez makus talihini değiştirmek için Kayseri’deydi yeşil-beyazlılar. Kayseri’nin 8 haftadır kazanamaması, eksik oyuncularının çok olması Timsah’ı favori yapıyordu. Timsah’ın bu maçı kazanmak için en önemli sebebi ligi üçüncü bitirip Avrupa Ligi’ne geç başlamaktı. Ama Bursaspor, Santana’nın attığı gole kadar temposuz ve isteksizdi. Kayserispor’un savunmadan oyunu istediği gibi kurması, Bursasporlu hücumculardan hiç baskı görmemesi çok ilginçti.
Kayseri orta alanında topa istedikleri gibi de sahip oldular, oyunu forse ettiler, hücumcuları ile çok rahat pas bağlantısı kurdular. Bu özellikler Kayserispor’un öne çıkmasını sağladı. Bursaspor rakibin yaptığı bütün hamleler karşısında organize olmakta zorlandığı gibi kazanma isteğinden çok uzaktı. Golden sonra Timsah bu sefer daha çok golü düşünmeye başladı.
Ertuğrul Sağlam’ın Batalla-Altidore değişikliği yaparak hem oyuncu, hem de sistemi değiştirerek 4-4-2’ye dönmesi gol isteğinden başka bir şey değildi. Sağlam’ın Bekir Ozan’ı çıkarıp oyuna aldığı
Bursaspor geçen yıl rakip kaleye en hızlı giden oyuncuları ile şampiyon oldu. Bu konuda en başarılı isim de Sercan Yıldırım olduğuna göre, onun bu yıl daha fazla şans alması gerekirdi.
İşte dün Manisaspor önünde Sercan'ın farkını gördük. Attığı gol, çabukluğun eseriydi. Bu golden bir kaç dakika sonra Ömer'in ağları havalandırması ile skor avantajını eline geçiren Bursaspor, 90 dakika boyunca oyunu kontrolünde tutup maçı sonlandırmayı başardı.
Gaziantepspor'un 3.'lük için tehdit oluşturduğunu düşündüğümüzde bu galibiyet Timsahlar için ilaç gibi oldu. Ertuğrul Sağlam, haftalardır süren düşüşü engellemek adına yaptığı rotasyonlara rağmen çıkışı yakalayamamıştı. Bu hafta da merkezde bu sezonun unutulan ismi Kirita'ya şans verdi. Onun da ortaya koyduğu performans futbolu ne kadar özlediğinin göstergesiydi.
Orta alanda diğer şanslı isim Bekir Ozan ile birlikte Bursaspor dinamizm kazanırken, hücuma dönük orta oyuncu Batalla'nın yaratıcılığı sayesinde daha üretken bir yapıya büründü. Miller'ın beklenen performansı ortaya koyamaması dikkat çekerken, Volkan Şen'in sol kanattaki becerisi sağ ayağı ile Manisaspor kalesinde tehlike yarattı. İlk golde Sercan'a yaptığı asistte
İki teknik adamın futbol felsefeleri birbirine yakın. İkisi için de takım savunması çok önemli. Kadro yapılarına baktığımızda oyuncu tipleri de benzerlikler taşıyor. İki takımı da diğer ekiplerden ayıran en önemli özellikleri taviz vermeden fedakarca yaptıkları mücadele. Oyunun her iki yönünü de başarılı şekilde uygulayan, yön değiştirmede-sete dönmede çok iyi olan her iki takım oyuncularının saha içi iletişimleri de mükemmele yakındı.
Bu kadar benzerlikler taşıyan iki takımın mücadelesinde hangi ekip kanatları iyi kullanırsa ve ikinci bölgeden toplu-topsuz savunmanın arasına sızma yaparsa pozisyon bulacak ve skor alacaktı. İşte o anlardan birinde Jaja, Bursasspor savunmasının arasına koşu yapan Alanzinho’yu topla buluşturdu, o da Burak’a ‘al da at’ dedi ama kaleci Ivankov izin vermedi. Bir başka pozisyonda Bursaspor adına Volkan’ın sağdan mükemmel ortasında önce Ozan’ın kafası direkten döndü, ardından Batalla çok rahat pozisyonda vurdu, bu sefer Giray izin vermedi.
İlk yarının son dakikasında Trabzonspor’un dikine oynama isteği golü getirdi. Colman’ın pasında Umut’un yardımıyla topla buluşan Burak bireysel becerisini de kullanarak takımını bir farkla öne geçirdi. Bu golde
Fenerbahçe’nin bütün enerjisi gitmiş. Bunun birinci sebebi şampiyonluk yarışındaki rakibi Trabzonspor’un haftayı üç puanla kapaması. İkinci sebebi zorlu rakip Bursaspor’du.
Çünkü Fenerbahçe son yıllarda Timsahlar’dan çok çekti. Bursaspor tarafından bu maç var mıyız, yok muyuz maçıydı. Ama rakibe göre daha rahattı. Kazandığı takdirde ligin tepesinde işler karışacak ve fırsat kollayacaktı. Fenerbahçe için ise her maç final ve bu maç onlar için hesap günüydü. Aslında kredileri vardı, ama bugün oyuncular bunun farkında değillerdi. Çünkü futbolda sürekli kazanacaksın diye bir kural yok.
Aykut hocanın sahaya sürdüğü ekipte Niang ve Semih ile oyuna başlaması, Bursaspor’un 1. bölgesinde oynama isteği çok doğruydu. Ama iki kenar Santos ve Gökhan Gönül’ün sürekli hücumu düşünmesi ve arkalarında geniş alanlar bırakmaları yanlıştı. Fenerbahçe adına başka bir yanlış da orta alanda 4 kişi kalıp Bursaspor’un 5’li orta sahasına karşılık vermeye çalışmasıydı. Bir türlü maç ritmini yakalayamadılar.
Bursasporlu oyuncular sahanın her bölgesinde birbirlerine yakın kalarak üst düzey yardımlaşma yaptılar. Sadece gol atma girişimleri daha azdı. Aslında oyunun gidişatı Bursaspor adına çok
Mesut Bakkal‘ın Bursaspor‘u iyi analiz ettiği kesin. Oyuna Timsah‘ın birinci bölgesine baskı yaparak başlayan Anka- ragücü, yeşil - beyazlı oyuncuları geriden oyuna iyi başlamasını engellediği gibi ikinci bölgede de mesafeyi kısa tutarak bütün dönen topları kazandı. Ayrıca Bursaspor‘un hücum zenginliği yaratan iki kanadını da kapatarak Timsah‘ın kolunu kanadını kırmış oldu. Başkent ekibinin bu taktiksel hamlesi maçın genelinde başarılı oldu. Kısmen kontrolü kaybettikleri dakikalarda ise fizik gücü yüksek santrforu Bednar‘a attıkları uzun toplarla etkili olmaya alıştılar.
Bursaspor‘un ise fiziksel ve mantel olarak geriye gittiğini görmek şaşırtıcı. Başarılı oldukları maçlardaki 3 sihirli kelimeyi unutmuşlar. Çünkü futbolda önce çok kazanmak isteyeceksin, sonra inanacaksın, sonra da kazanmak için çok mücadele edeceksin. Ama Bursasporlu oyuncular anladım ki şampiyonluk için bütün ümitlerini yitirmişler.
Ertuğrul Sağlam‘ın yine dörtlü rotasyon yapması dikkat çekti. Ama başarılı olamadı ve belki de ilk defa ikinci yarıya iki değişiklikle başladı. İnsua-Batalla yerine Ergiç ve Altidore‘u oyuna alarak 4-4-2’ye dönerek daha ofansif bir anlayışta Başkent ekibinin savunmasını aşmak