Her iki takımın kadrolarını incelediğimizde Bursaspor’da sağ önde, Belluschi’yi görünce açıkçası şaşırdım. Aslında Hikmet Karaman’ın yerinde olsam Belluschi’yi yerinde bırakır, genç Okan Deniz ile oyuna başlardım. Bu sayede santrfor Sestak ile değişken oynayarak Timsah çok daha etkili olabilirdi. Trabzonspor cephesinde ise kulübede Colman, Alanzinho, Sapara ve Volkan’ı görünce Bursa’nın bu maçı kazanmada rakibine göre çok avantajlı olduğunu anladım. Oyunun başında Timsah’ın Batalla ile golü bulması bu düşüncemi doğruluyordu. 10. dakikada Trabzon adına Soner’in sürpriz pasıyla buluşan Henrique’nin attığı gol Trabzonspor’un morallenmesini sağladı ve oyun bu dakikadan itibaren keyifli bir hale geldi. Bu golde Serdar Aziz’in topla Henrique arasına girememesi büyük yanlıştı.
Bordo mavililerde Tolunay Kafkas’ın isteği ile olduğunu düşündüğüm orta alanı uzun toplarla geçme isteği ilk 45 dakika içinde tuttu. Halil Altıntop ile buldukları 2. gol bu anlayışın eseriydi. Ancak Bursaspor’daki oyun anlayışının da bunda etkisi olduğunu söylemek gerekir. Belluschi’nin kenarda oynaması yeşil beyazlılarda merkezdeki etkiyi adeta yok etti. Ayrıca Trabzon bütün etkili ataklarını Timsah’ın sağ
Fenerbahçe maçı öncesi Bursaspor’da takım kalitesini etkileyecek önemli eksikler vardı. Savunmada Serdar ve Basser, hücumda Pinto gibi... İlginç bir tesadüf ki üçü de hafta içindeki antrenmanlarda sakatlandı. Kadıköy’de olsalardı Timsah adına çok şey değişebilirdi.
Fakat tüm bu negatif gelişmelere rağmen Bursaspor’un oyunun başında Sestak ile öne geçmesi yeşil-beyazlı oyuncuların morallenmesi açısından önemliydi. Çünkü Fenerbahçe’nin önceki maçlarda Bursa’ya karşı istatistiki açıdan bariz üstünlüğü vardı. Fenerbahçe’de Emre’nin bireysel yeteneği ile attığı şık gol sarı lacivertli oyuncuları hareketlendirdi. Ama sakatlanıp oyundan çıkması Fenerbahçe için şanssızlıktı. Çünkü onun yokluğunda 45 dakika içinde oyunu organize etmekte zorlandılar.
Bursa takımı bu durumu fırsata dönüştüremedi. Sarı lacivertliler adına oyunun krize gireceği dakikalarda Carson’ın basit hatası Timsah’ın oyundan kopmasına yol açtı diyebiliriz. Fenerbahçe’nin Kuyt ve Sow ile kazandıkları 3 ve 4. goller de bunun etkisi görüldü. Özellikle 4. gol Timsah adına bir teslimiyet gibiydi ve Bursaspor’a yakışmadı. Benim anlayamadığım futbol içinde her skor kabul edilebilir. Ancak doğru işler yaparsanız fakat
İlk 45 dakika içinde yeşil - beyazlılarda savunmadan çıkan birinci topları alma görevi sadece Belluschi’de olunca Bursaspor, ikinci bölgede organize olmakta zorlandı. Batalla’nın Pinto’nun yanına 2. santrfor gibi yerleşmesi, Edu’nun savunmanın içinde kalması Timsah’ın orta alan etkisini adeta yok etti. Oyunun hemen başında Belluschi ile kazanılan penaltıyı da Pinto’nun kaçırması yeşil beyazlıların maç ritmini bozdu. Ayrıca Pinto’nun hücumda statik kalması topun Timsah adına üçüncü bölgede olmasını engelledi.
Bu durum Bursalı oyuncuların bölgeler arası geçişlerini de tıkadı. Bursaspor’un ilk 45 dakika içinde kaçan penaltı dışında sadece Belluschi’nin kafa şutu ile Sivas kalecisi Borjan’ı rahatsız etmesi Atatürk Stadı’nda görmeye alıştığımız bir durum değildi.
Oyunun ikinci yarısında Bursasporlu oyuncuların kazanma isteği ve arzusu vardı. İlk yarı birbirinden uzak olan yeşil-beyazlılar birbirlerine yakınlaşmanın sonucunda önce topa sahip oldular ardından hücum aksiyonları yaptılar ve sayısız gol pozisyonu buldular. Bu girişimlerden birinde yine Batalla kurnazca rakip savunmanın içine girerek golü bulması Timsah’ta harcanan enerjinin karşılığı oldu diyebiliriz. Sonuçta
Bursaspor’un attığı gol o kadar güzeldi ki futbol oyununda zekanın, çabuk düşünmenin ve hızlı oynamanın önemini olduğunu bir kez daha gördük. Batalla’nın attığı akıl dolu golde Murat ve Pinto tek pas oynayarak adeta golün hazırlayıcısı oldular.
Yeşil - beyazlılar oyunun başında aldıkları skor avantajı ile birlikte yakaladıkları özgüven sonucu ilk 45 dakika içinde rakibe hiç pozisyon vermezken gol olabilecek en az 5 pozisyon üretti. Timsah’ta yaratılan bu hücum zenginliğinde başrolde yine süper bücür Batalla vardı. Oynadı, oynattı gol attı attırmak için arkadaşlarına harika servisler yaptı. Tam bir futbol cambazı gibiydi. Hem kendi hem de izleyenler büyük keyif aldı. Tabii ki ona bu konuda destek veren Belluschi ve Pinto’yu unutmamak gerekir. Bursaspor adına gelişen bütün ataklar içinde onlar vardı.
Ev sahibinde diğer hücumcu Tuncay Şanlı için ayrı bir paragraf açmak gerekir. En iyi maçlarından birini oynadı. Risk aldı, teşebbüs etti, takımı adına önemli işler yaptı. Savunma tarafı da zaten güçlü olan Bursaspor’da özellikle omurganın diğer isimleri Carsson, Serdar Aziz, İbrahim Öztürk neredeyse sıfır hata ile oynadılar.
Rakip Yılmaz Vural’ın öğrencilerini ise hayretle
Öncelikle söylemek gerekirse Karabükspor’un bu oyun kurgusu ve oyuncu tiplemeleriyle deplasmanda daha başarılı olacağı kesin. Zaten Mesut Bakkal’ın takımın başına gelmesiyle dışarıda flaş skorlara da imza atmışlardı.
Ancak içerde oynarken öne daha fazla oynama isteği oluşunca bölgeler arası mesafelerde açılmalar gerçekleşiyor. Bu durum Bursaspor gibi hızlı hücuma çıkan takımlar için büyük avantaj oluşturabiliyor. Savunmanın merkezinde Mabiala, Deumi ve önlerindeki Yiğit orta oyunculara yakın olduklarında problem yok. Ama tersi durumlarda ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Aynı dünkü gibi...
Hücum bölgesinde oynayan oyuncuların da farklı oyun karakterleri ile Karabükspor’a zenginlik kazandırdıkları kesin. Ama Ahmet İlhan da, İlhan Parlak da, LuaLua da sonradan oyuna giren Shelton da geniş alanda etkili olan oyuncular. Bana göre en büyük eksikleri orta alanda yaratıcı oyuncuları yok.
Bursaspor’da ise çalkantılı geçen haftalardan sonra Hikmet Karaman ile ilk ve zorlu bir deplasman maçı oynadılar. Timsah için bir fikir yürütmek çok zor olsa da özellikle merkezde Batalla ve Belluschi’nin performansı ile birlikte yeşil beyazlılar takım olgusunu ortaya koyduğunda zoru kolaya
Rüzgârlı bir havada lodosun topu uçurduğu oyunda son transferleri ile sükse yapmış Galatasaray karşısında Bursaspor takımı topu yere indirmede rakibe oranla daha başarılıydı. Özellikle merkezdeki Batalla ve Belluschi, top hangi süratle, ne şekilde gelirse gelsin ilk alışlardaki üstün başarıları ile Timsah’ın oyunsal hakimiyetinde önemli aktördüler. Fakat yeşil beyazlılar bu başarılarını aynı oranda hücuma geçtiklerinde kullanamadılar. Çünkü iki kenar hücumcu Murat ve Okan üretimden uzak ve güvensizdiler. Pinto’nun attığı golde Batalla ile başlayan hücum organizasyonunda ortayı yapansa sağ bek Şener’di.
Sarı - kırmızılıların ise Bursa’ya karşı üstün tarafı iki forvet Elmander ve Umut ile oynamasıydı. Bu ikili yaptıkları çapraz koşularla ve araştırmacı tarzlarıyla Bursa savunmasına ciddi sıkıntılar yarattılar. Özellikle orta alanda Selçuk ve Engin’den gelen sürpriz toplara yaptıkları koşularla etkili oldular. Umut’un attığı golde de sürpriz pası Selçuk verdi. İki teknik adam da 2. yarıda bütün hamlelerini yapsalar da, oyunun rengi Galatasaray adına değişse de skorda değişiklik olmadı.
G.Saray’da Amrabat etkili olurken, Bursa’da ise kaleci Harun kritik kurtarışları ile dikkat
1461 Trabzonspor genç ve atletik bir ekip... En iyi özellikleri çok koşup iyi mücadele etmeleri. Bunun dışında takım olgusunu ortaya koymakta zorlansalar da daha çok bireysel yetenekleriyle öne çıkan bir takım...
Bursasporlu oyuncuların ise Ertuğrul Sağlam’ın şok istifasından sonra moral motivasyon olarak çok kötü durumda oldukları her hallerinden belliydi. Özellikle ilk 45 dakika içinde oyunda hiç bir etkisini göremediğimiz Timsah’ın bir tek gol pozisyonu bile üretememesi çok ilginçti.
İkinci yarıya Bursaspor Teknik Direktörü Ersel Uzgur’un merkezde Batalla hamlesini yapması yeşil-beyazlıların hem topa daha çok sahip olmasını, hem de rakip kaleyi daha çok rahatsız etmesini sağladı. Fakat 1461 kalecisi Fatih ve savunmayı geçmeyi başaramadılar. Bunun da en önemli sebebi Bursaspor’un hücum bölgesindeki Ferhat, Pinto ve Tuncay’ın statik kalmasıydı. Ayrıca rakip takımın da kazanma isteğinin yüksek olması oyunun derinlik kazanmasına önemli bir etkendi. Bu durum Bursaspor açısından sıkıntı yarattığı gibi oyun maçın genelinde 60 metrede oynandı. Bu da Timsah’ın rakip takımın birinci bölgesine baskı yapamasını engelledi. Zaten dirençli olan 1461 Trabzon oyuncuları dikkat
Bu maçın teknik analizini yapmak çok zor. Çünkü tek taraflı bir oyundu. Ve bu maçın faturası Bursaspor adına ağır oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor 4 gol atıyor ve Bursaspor kalecisi Harun’un hiçbir hatası yok. Bir takımın savunması bu kadar mı kötü oynar? Serdar Aziz ve İbrahim Öztürk ile kaleci Harun’u bir kenara koyarsak, iki kenar savunmacı Şener ve Hakan, ne savunma yapıyorlar, ne de hücuma herhangi bir katkı verebiliyorlar.
Öndeki iki kenar hücumcuların (Tuncay ve Ferhat) ise ne yaptıkları belli değil. Savunması böyle kötü olan bir Bursaspor’un takım savunmasını iyi yaptığını söyleyebilir miyiz? Tabii ki hayır. En uçtaki Pinto’dan en gerideki İbrahim’e kadar Timsah’ın koordinasyonu berbattı.
Futbolun hangi düzen içinde oynandığını ben dahil rakip takımın hocası Bülent Korkmaz’ın da anladığını düşünmüyorum. Bülent hoca bir haftada çalıştığı Bursaspor dersini neden yaptığını bu maç sonunda mutlaka sorgulamıştır. Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam’ın ve yöneticilerin tartışıldığı ve sorgulandığı dönemde bu mağlubiyet camianın takıma olan güvenini bitirmiştir.
Çünkü son iki sezonda yapılan transferlerle güçlenmesi gereken bir takımın zirveden hızla