Heyecanı ve aksiyonu bol bir maç hayal etmiştik. Ama 60 dakika boyunca hayal kırıklığı yaşadığımı söylemeliyim. Her iki takımın da aşırı kontrollü oyunu tercih etmesi pozisyon azlığına sebep oldu. Takımların sadece orta alanda kalabalık kalarak savunmaya yapışmaları enteresandı. İki teknik adamın benzer kurgusunu ancak atılacak bir gol bozabilirdi.
Es Es’te orta alanda topa sürekli sahip olan ve kanatları iyi kullanan Erkan Zengin maça damgasını vuran adamdı. Sol kanatta Tarık Çambel ile merkezdeki Özgür Çek de hücum aksiyonu içinde öne çıkan isimler oldu. Bienvenu’nun gol vuruşundaki ustalığı da fantastikti. Erkan Zengin özellikle son bölümlerdeki müthiş performansıyla oyuna zenginlik kattı ve atılan her iki golde de başrolü oynadı.
Bursaspor adına ise oyunun hücum tarafını her zaman olduğu gibi Batalla organize etmeye çalıştı. Fakat partneri Belluschi’nin olmayışı Arjantinli yıldızın yalnız kalmasına yol açtı. Merkezden destek alamayan Pinto’nun tek umudu kanatlardan gelecek toplardı.
Ancak ne sağda Sestak ne de solda Tuncay rakip savunmanın arkasına gerekli koşuları yapamadılar. Hal böyle oyunca da Timsah için gol imkansız hale geldi. Kaçan penaltı da Bursa adına
Ertuğrul Sağlam’ın şok istifası ile ciddi bir travma yaşayan yeşil-beyazlı camiada herkes, ‘şimdi ne olacak?’ diye birbirlerine sorarken, merhum Başkan İbrahim Yazıcı, karşı çıkmalarına rağmen takımı Hikmet Karaman’a emanet ederek tartışmalara noktayı koymuştu. Ve o Karaman, camiada oluşan endişe ve eleştirilere rağmen sadece işini yaptı. Ve Bursa, Avrupa arenasını ligin sonu gelmeden garantilemişti. Bu başarı öncelikle merhum başkan İbrahim Yazıcı ile birlikte Hikmet Karaman’a aittir.
Gelelim maça... İki takım oyuncuları da ligi kazanarak sonlandırmak istediği için bol pozisyonlu bir oyun oynandı Ankara’da. Bursa’nın tamamen yerli oyuncularla mücadele etmesi dikkat çekiciydi, ayrıca Hikmet Karaman’ın Vakıfköy’ün tarlasından (altyapıdan) aldığı ve cesaretle ilk 11’e koyduğu ve sonradan oyuna dahil ettiği Tahacan, Okan Deniz, Doğanay, Furkan, Batuhan ve Ozan ile oynaması takdire değerdi. Ayrıca bu genç kadronun hiç zorlanmadan oynadığını da belirtmek gerekir.
Orduspor’u mücadelesinden ötürü kutlamak gerekir. Çok az umudu olmasına rağmen çabaları takdire değerdi. Ancak 60. dakikada kaptan Ali’nin atılması mor beyazlıların ahengini bozdu. Stancu’nun harika golüyle öne geçmeleri aslında küçük de olsa bir umudun yeşermesiydi. Ama sonunu getiremediler.
Timsah’ın lig 3.’lüğü için umudu ve takım bütünlüğü Orduspor’un işini bitirdi desek abartmış olmayız. Yeşil beyazlılarda Belluschi’nin bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile sadece oynayan değil aynı zamanda oynatan becerisinin yanında bir de rakipten top çalma özelliği olunca Timsah için rakip kaleye gitmek çok kolaylaştı. Hikmet hocanın 2. devre oyuna yaptığı hamle takdire değerdi. Tuncay ve Musa gibi durağan iki oyuncuyu kenara alıp, Ferhat ve Murat’ı sahaya göndermesi yeşil beyazlıların dinamizm kazanması adına önemliydi.
Sestak’ın haftalar sonra ilk 11’de şans bulması futbolu ne kadar özlediğini göstermesi, muhteşem iki gol yaparak kalitesini ortaya koyması Timsah’ın bu maçı kazanmasında en önemli faktördü. Sonuçta Bursaspor’un bu maçı kazanması lig üçüncülüğü için büyük bir avantaj sağladı.
Akhisar’ı kutlamak gerekir. Hamza hoca öğrencilerini o kadar güzel motive etmiş ki şartlar ne olursa olsun Akhisarlı oyuncular pozitif futboldan ödün vermiyorlar. Oyun içinde sahanın her bölgesinde topu yere indirerek ayağa pas yapıp takım halinde oyunun içinde kalmaları en dikkat çekici özellikleriydi. Sol kanatta sol ayaklı oyuncular Çağdaş, Güray ve Bilal ile oluşturulan üçgen ve sağ kanatta Emrah, Emin ve Ahmet ile oluşturulan üçgende hem defansif hem de ofansif olarak Akhisar takımı çok iyi organize oldu.
İlk 20 dakika Timsah’ı hiç rahatsız etmeyen takımın ilk atağında Gekas ile golü bulması sabırlı oyunun eseriydi. Ama Bursa kalecisi Carson’ın elindeki topu yanlış bir şekilde merkezden oyuna sokması adeta golün hazırlayıcısı gibi oldu. Bursaspor’un Batalla ile skoru eşitlemesi iki kanat hücumcu Tuncay ve Ferhat’ın yer değiştirerek oynamasının sonucuydu. Çünkü golün pasını Ferhat sağ kanatta sol ayak ile vermiş oldu.
Yeşil beyazlıların ilk devre sayısız gol pozisyonu üretip tek golde kalması ilginçti. Oyunun 2. bölümündeyse oyunsal üstünlük bu kez Akhisar’daydı. Ama Timsah’ın hızlı çıkışlarında da tehlike yaşadılar. Sonuçta son 3 maçta 9 puan çıkaran Timsah’ın bir
Her iki takımın teknik patronu için ulaşmak istediği hedefe yaklaşmak zor değildi. Ama ilk devredeki oyun iki takıma da yakışmadı. Aşırı kontrollü oynayarak öncelikle savunma isteği iki takım oyuncularına hakim olunca ilk yarı skordaki denge değişmedi. Bunun en önemli sebebi savunmacıların 2. bölgeye destek vermemesiydi. İlk yarı, temponun düşük ve heyecanın az olduğu oyundaki ataklarda bireysel şutlar, direkten dönen toplar ve sonlanmayan ataklarla geçti. 2. yarı oyun öyle bir krize girdi ki, maç gol atan galip şeklinde oynanmaya başlandı. Bursaspor’daki kötü oyun devam ederken, hala merkezdeki Batalla-Belluschi ikilisinden birşeyler yapmasını beklemek bana bile pes dedirtti. Oyun yükünün diğer oyunculara eşit dağılmaması Timsah’ın en büyük eksikliğiydi. Özellikle hücumda Pinto’nun isteksiz oyunu, Serhat ve Tuncay’ın fazla çizgide kalmaları hücumdaki üretkenliği azalttı. Antalya adına Özdilek’in yaptığı hamleler takımı hareketlendirmeye yetmedi. Yeşil beyazlılarda ise Karaman’ın, Ferhat-Sestak değişikliği hücum zenginliği adına önemliydi. Fakat bu girişimlere rağmen yine Belluschi’nin pası ile Batalla’nın golü Timsah’a ikramiye gibiydi. Sonuçta hem Avrupa hem de lig üçüncülüğü
Boum o hatayı yapmasaydı, Bursaspor’un maçı kazanması çok zordu. Belli ki, Mersin’deki sıcak hava Bursalı oyuncuları etkilemiş! Ama şunu da belirtmek gerekir ki, skor avantajını alan Timsah’ın oyunun üçüncü bölümünde rakibe göre çok daha etkiliydi. Özellikle Ferhat-Sestak değişikliği ile yeşil beyazlılar hücum hattında daha hareketli ve üretken oldular.
Mersin’in matematiksel olmasa da bir alt lige gittiği Hakan Kutlu’nun gelişi ve kadro dışı bırakılan oyuncularla belliydi. Fakat her şeye rağmen Mersinli oyuncuların gösterdikleri arzu ve istek takdire değerdi. Mersinli taraftarların takıma sahip çıkması da alkışlanacak cinsten. Mersin’de en beğendiğim oyuncu Nduka idi. Timsah’ta ise her zaman olduğu gibi bireysel kaliteyi toplam kaliteye dönüştürmede usta ayaklar işbaşındaydı. Batalla ve Belluschi ile topa sahip olan, Musa ile savunan orta alan, hücumu organize etmekte zorlanmadı. Pinto’nun attığı gol ısrar ve takipçiliğin eseriydi. Zaten Bursaspor’un rakibe göre daha ‘kompakt takım’ olma özelliğini ortaya koyarak da bu maçı iyi oynamasa da kazandı ve Avrupa için bir adım daha attı.
İlk 45 dakika içinde doğru sistemle ve doğru oyuncularla sahada olan Bursaspor öyle bir oyun ortaya koydu ki, Beşiktaş’ı dağıttı. Çünkü Bursaspor’daki futbolcuların oynama isteği maksimum düzeydeydi.
Pinto’nun attığı ilk golün Batalla’nın araya yaptığı servisle gerçekleşmesi ve Batalla’nın attığı golün de Şener’le oluşması Bursaspor’un hücum zenginliği yaratmasındaki farkını gösteriyordu. Ancak, bence en büyük yanlış, Samet Aybaba’nın orta alanın merkezini Mehmet Akgün ve Veli’ye teslim etmesidir. Ayrıca Fernandes’in de forvet arkasına yerleşmesi siyah-beyazlıların bütün üretkenliğini de bitirmiş oldu. Düşünebiliyor musunuz koskoca Beşiktaş’ın ilk 45 dakika içinde tek gol pozisyonu olmadı.
İkinci yarıda Samet hocanın yaptığı hamlelerle Holosko ve Necip’ten bir şeyler beklemesi Oğuzhan’ı hâlâ oyunda tutması yanlıştı. Siyah-beyazlıların farkı azaltmak adına oyunu riske etmesi arkalarında büyük boşluklar bırakmasına sebep oldu. Timsah‘ın attığı üçüncü golde Batalla yine kenardan getirdi ve Ferhat’ın boş kaleye yuvarladığı top Beşiktaş’ın fişini çekmiş oldu.
Timsah’ta her oyuncunun maksimum oynamasının yanında sahadaki sakin duruşları dikkat çekici bir özellikti. Savunmada
Futbol gerçekten enteresan bir oyun. Sürprizlerle her dakika içinde karşılaşabiliyorsunuz. Aynı dün Recep Tayyip Erdoğan Stadı’nda olduğu gibi. İlk 45 dakika içinde futbolun bütün doğrularını ortaya koyan, sahanın nerdeyse her metre karesini kullanan, topa sahip olan, gol için şut atan, ikiye birler yapan, kanatları kullanan, bunların oluşumunda neredeyse her 5 dakikada bir gol pozisyonuna giren takım Bursaspor sıfır çekerken, Kasımpaşa takımı 45 dakika içinde neredeyse 1 defa atak yaptı, golü buldu.
Kerem’in etkili ortasına Ibricic’in kafası aslında futbolda gerçeğin gol olduğunu bir kez daha herkese hatırlatmış oldu. Onun içindir ki maçı kazanmak için sadece oyunsal üstünlük yeterli olmuyor. Skor almak istiyorsanız mutlaka 3 direğin içine topu sokmanız gerekiyor. 2. yarıda Kasımpaşa daha kontrollü oynayarak takım savunmasını öne çıkarıp hücumda kontratağa döndü. Timsah’ın skor almak adına riske girdiği anlarda geniş alanlar bırakması çok doğaldı. Uzatmalarda beraberlik golü için rakip kaleye yığılan Timsah’ın 2. golü yemesi sürpriz değildi. Sonuçta Bursa Avrupa yolunda önemli bir kayıp verdi.