Her iki takımın teknik patronu için ulaşmak istediği hedefe yaklaşmak zor değildi. Ama ilk devredeki oyun iki takıma da yakışmadı. Aşırı kontrollü oynayarak öncelikle savunma isteği iki takım oyuncularına hakim olunca ilk yarı skordaki denge değişmedi. Bunun en önemli sebebi savunmacıların 2. bölgeye destek vermemesiydi. İlk yarı, temponun düşük ve heyecanın az olduğu oyundaki ataklarda bireysel şutlar, direkten dönen toplar ve sonlanmayan ataklarla geçti. 2. yarı oyun öyle bir krize girdi ki, maç gol atan galip şeklinde oynanmaya başlandı. Bursaspor’daki kötü oyun devam ederken, hala merkezdeki Batalla-Belluschi ikilisinden birşeyler yapmasını beklemek bana bile pes dedirtti. Oyun yükünün diğer oyunculara eşit dağılmaması Timsah’ın en büyük eksikliğiydi. Özellikle hücumda Pinto’nun isteksiz oyunu, Serhat ve Tuncay’ın fazla çizgide kalmaları hücumdaki üretkenliği azalttı. Antalya adına Özdilek’in yaptığı hamleler takımı hareketlendirmeye yetmedi. Yeşil beyazlılarda ise Karaman’ın, Ferhat-Sestak değişikliği hücum zenginliği adına önemliydi. Fakat bu girişimlere rağmen yine Belluschi’nin pası ile Batalla’nın golü Timsah’a ikramiye gibiydi. Sonuçta hem Avrupa hem de lig üçüncülüğü için Timsah şahane bir 3 puan aldı ve Batalla yine yapacağını yaptı.