“Egemenlik ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; görüşme ile, münakaşa ile verilmez. Egemenlik ve saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır”
-Mustafa Kemal Atatürk
Bazen hayatınızın bir noktasında geleceğinizi şekillendiren insanlarla karşılarsınız. Benim için Lise öğretmenin Liam Canny öyle bir insandır. Son sınıfta Canny’den siyaset ile ekonomi derslerini almıştım. Sınıfının duvarlarında Winston Churchill, Adam Smith, John Maynard Keynes gibi tarihi figürlerin özlü sözleri asılıydı. Öğrencilerle bir arkadaş gibi olabilen ama aynı zamanda disiplini elden bırakmayan “cool” hocalardan biriydi. Amerika’daki Kuzey ve Güney eyaletlerinin birbirilerinden farkını işlediğimiz bir derste bir öğrenci, madem federal hükümetle bu kadar ters düştükleri konular var, neden birlikten ayrılıp kendi devletlerini kurmuyorlar dediğinde, hiç unutmam, hocam şöyle bir cevap vermişti: “çünkü bu mesele İç Savaş’ta silahla, kanla çözüldü, Kuzey kazandı” demişti. O an aklıma Atatürk’ün yazının başında alıntı yaptığım sözü gelmişti. Devletler uluslararası sistemde bir anarşinin içinde var olurlar. Her ne kadar kurumlar ve evrensel hukuk ile bir düzen kurulmaya çalışılsa da acı hakikat budur.
Dünya üzerinde şu an onlarca bölgede toprak anlaşmazlıkları mevcuttur. Neredeyse hiçbirinde uluslararası hukukun gereği yapılmamaktadır; güce sahip olan kontrolü de elinde tutmaktadır. Bizden örnek verecek olursak, Kıbrıs’ı kurtaran BM değil, şanlı Türk askeridir. Yakın zamanda Karabağ yine Türk milletinin bilek gücüyle kurtarılmıştır.
Çin silahları test edildi
Geçtiğimiz hafta tansiyon bu kez Hindistan ve Pakistan arasında yükseldi. İki ülkenin de hak iddia ettiği Keşmir bölgesi 1947’de İngiltere çekildiğinden beri bir tartışma konusudur. BM’nin halk oylaması yapılması kararı dahi gerçekleştirilememiştir; iki taraf da askerlerini bölgeden çekmeyi reddetmiştir.
Aslında iki ayrı ülke olsalar da Hindistan ile Pakistan tek bir millettir, farkları dindir. Keşmir’in Hindistan tarafından kontrol edilen bölümünün nüfusunun yüzde 60’ı Müslümandır. Hindistan’da Müslüman çoğunluğa sahip tek bölgedir. Ancak hem Pakistan hem de Hindistan Keşmir’in bütününü kendi sınırları içinde kabul etmektedirler. Burada bir anahtar nokta iki tarafın da nükleer silahlarının bulunmasıdır. Eğer böyle olmasaydı belki de bugüne kadar konvansiyonel silahlarla egemenlik ilan eden bir taraf çıkabilirdi. Nükleer güçlerin çatışması sınırlı kalır. Konvansiyonel savaş bir tarafı nefes alamaz şekilde köşeye sıkıştırırsa iş başka yerlere varabilir. O başka yerlere gidilmesi her iki taraf için de felaket olacağı için genelde nükleer ülkeler arasında çözümsüzlükler statükoda devam ederler.
Bu son çatışmalar bize başka bir konuda ışık tuttu. Pakistan Çin ile yakınken Hindistan ABD’nin müttefikidir. Çin menşeili silahların Amerikan silahlarına karşı etkinliği de bir bakıma test edilmiş oldu. Son 5 yıl içinde Pakistan’ın askeri teçhizatının (savaş uçakları, füzeler, radar sistemleri dahil) yüzde 81’i Çin tarafından karşılanmıştır. Pencerenin diğer tarafından bakarsak, Çin’in savunma sanayi ihracatının üçte ikisi Pakistan’a yapılmıştır. Eğer Pakistan yetkililerinin söylediği gibi gerçekten 5 Hindistan uçağı düşürüldüyse, bu Çin için büyük bir reklamdır. ABD karşısında ikinci bir super güç olarak sahneye çıkmaya başlayan Çin’in sadece ekonomide değil, askeri güçte de ABD ile yarışabilecek güce sahip olduğunun önemli bir göstergesidir.
Trump yine sahnede
Yazıyı tam bitirmişken Trump’ın Truth Social hesabından Hindistan ve Pakistan arasında ateşkes sağlandığı açıklaması geldi. Ukrayna savaşını bir günde bitirme vaadinden geri adım atan ABD başkanı, nihayet bir krizi durdurmayı başarabildi. Bu gelişme dünya için az da olsa umut vericidir. Keşmir’in geleceğini yine belirleyecek olan askeri güçtür ancak en azından eski ABD’den kırıntılar görebilmek küresel çapta bir savaşın önlenmesi hususunda hala bir umudun var olduğunu gösterir.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025