Meme kanseri hakkında bilmemiz gerekenler

8 Ekim 2017

Adını bile anmak istemediğimiz, kötü hastalık diye bahsettiğimiz kanser bulunduğu dokuya göre isim alır. Buna göre de huyu, karakteri değişir. Erken yakalandığı takdirde tedavi edilme şansı fazladır. Hatta tamamen kurtulmak da mümkün olabilir.

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Toplumdaki bilincin her geçen gün artmasıyla erken tanı ve dolayısıyla tedavi şansı artmıştır. Kanser tarama programına dahil edilen meme kanseri, tıpta bu konuda yapılan birçok araştırma sayesinde ilerleyen teşhis ve tedavi metotlarıyla önceki senelere göre çok daha yüz güldürücü sonuçlarla karşımıza çıkmaktadır.

Risk faktörleri

Hastalıklara ait risk faktörlerinin bazılarını değiştiremeyiz bunlar;

Cinsiyet: Kadınlarda daha sık görülmekte

Yaş: 55 yaşından sonra daha sık görülmekte.

Aile öyküsü: Birinci derece akrabalarda görülmesi riski artırır.

Genetik mutasyon:

Yazının Devamı

Stresle baş etmek için...

1 Ekim 2017

Stresi hep kötü biliriz. Gerçekten de birçok hastalığın zeminini hazırlayabilir. Dostların, akrabaların arasını bozacak kavgalara da sebep olabilir. Ancak az miktarda olduğu zamanlarda bazen faydalı da olabilir. İnsanı hafif hırslandırarak motive eder. Zor elde ettiğimiz değerler daha kıymetlidir bunları elde ederken yaşadığımız zorluklarla doğru orantılı olarak stres de yaşarız. Sonunda elde ettiğimiz zaman da o oranda seviniriz. Düşünsenize hayatımızda hiçbir zorluk olmasaydı her şeyi kolayca elde etseydik bizim için bir kıymeti de olmazdı ve sonuçta mutluluk da duymazdık. Yani bir zafer kazanmak ya da sonuçtan memnun olmak için azıcık strese de ihtiyacımız var. Ancak azı karar çoğu zarar misali bu ayarı tutturmak oldukça zordur.

Farkında olmak önemli

Stresi baskılamayın, göz ardı etmeyin. Stresi yok farz etmek, önemsiz saymak ondan kurtulmanın bir yolu değildir. Hoşumuza gitmeyen bir olayı ne kadar görmezden gelsek de bilinçaltımız bundan olumsuz şekilde etkilenir. Bizi strese sokan konuyu çözüme kavuşturmazsak asıl o zaman zararı dokunur. Dolayısıyla stresin sebebinin farkında olmak ve bunu bir şekilde lehimize çevirmek elimizdedir. Bazen aklımızın bazen de kalbimizin gösterdiği

Yazının Devamı

Stresin sebebinden çok sebep oldukları önemli

24 Eylül 2017

Stresin sebebinden çok sonucu bizi üzer. Neden stresli olduğumuzdan çok sonucunda başımıza açtığı dertlerle uğraşırız.

Tıpta birçok hastalığın temel sebeplerinden biri olan stres günlük yaşantımızda da sürekli peşimizi bırakmayan bir baş derdi gibidir. Basit hastalıklardan kronik ve tedavi edilemez sorunlara kadar gidebildiği gibi insanları, kendilerine ve başkalarına şiddetli zarar verdirecek cinayetler ve intiharlara kadar götürebilir. İşte bu noktada stresin sebebinden çok sonucu bizi üzer. Neden stresli olduğumuzdan çok sonucunda başımıza açtığı dertlerle uğraşırız. Sebebinin zerre kadar değeri yoktur artık. Sonunda bu değersiz sebep için hayatı böyle zehir etmeye değer miydi diye düşünürüz. Amaç bu aşamaya gelmeden bu bilince ulaşabilmek olmalı. Stres düşük dozlarda iken çok işimize yarasa da kararını tutturmak oldukça zordur.

Etkileri az çok bilinir

Stresin kalbe etkileri az çok herkes tarafından bilinir. Ancak damar tıkanıklığı olmadan enfarktüs ve devamında kalp yetersizliği yapabileceğini düşünmek zordur. İlk kez 1990 yılında Japonya’da tanımlanan bu sendroma hastalığın kalbe yaptığı etki yüzünden görüntüsünün çok benzemesinden dolayı Japonca’da ahtapot yakalamak için

Yazının Devamı

Yeni öğretim yılı başlarken

17 Eylül 2017

Sonbaharın yaklaştığı şu günlerde artık tatil günlerini de geride bırakıyoruz. Güneşin kavurucu sıcağının yerini daha serin, rüzgarlı ve yağmurlu bir hava almaya başlıyor. Tatilde olanlar artık tatil beldelerinden yavaş yavaş geri dönmeye başladılar. Okulların açılması da bu geri dönüş tarihinin belirleyicilerinden.

Yeni öğretim yılı özellikle ilk ve orta öğretim çağındaki çocuklarda ayrı bir heyecan yaratır. Arkadaşlarla buluşma, tatil boyunca geçen zaman süresinde neler olduğunu anlatmak, yeni arkadaşlar edinmek bu heyecanın bir parçasıdır.

Alışması önemlidir

Çocuklar bir üst sınıfa başladıkları bu dönemde bir yaş daha büyüdüklerini daha belirgin hissederler. Yeni bilgiler edinmek, hayata atılacağı güne bir adım daha yaklaştığını hissetmek bu zamana denk gelir. Hayattaki, özellikle iş ve meslek hayatındaki başarı okuldaki başarıyla yakın alakalı olduğundan çocuğa daha ilköğretim hayatındaki dönemlerinde disiplin ve çalışkanlığı iyi öğretmek gerekir. Okulunu, öğretmenini, arkadaşlarını, derslerini sevmesi, alışması önemlidir. Öğretmenine saygı duyması, çekinmesi, sözünü dinlemesi güzeldir. Ancak bu saygı korku salarak yapılmamalıdır. Burada görev öğretmene düştüğü kadar aile

Yazının Devamı

Karaciğeri korumak için

10 Eylül 2017

Hepatit mikrobundan korunmak üzere, Hepatit B aşısını yaptırmak, bulaşmasını engellemek üzere Hepatit A için yiyeceklerin iyi yıkanmış ve temiz olduğundan emin olmak, kan ve vücut salgılarıyla bulaşan Hepatit B ve C için gerekli önlemleri almak gerekir.

Vücudumuzun toksinlerden arındırılması (detoks) karaciğerin fonksiyonları arasındadır. Biz ne kadar fazla sağlığa zararlı toksik madde alırsak karaciğerin yükünü de o kadar artırmış oluruz. Genel olarak vücuda zararlı gelen her şey karaciğere de zararlıdır. Ancak bunların başında herkesin bildiği alkol gelir. Karaciğer yağlanmasının da başlıca sebeplerinden olan alkol karaciğerin en büyük düşmanıdır. Bunun yanı sıra sigara, beyaz un, şeker, aşırı tuz ve asitli gıdalar. Rafine edilmiş gıdalar, kızartmalar, cipsler, gıda katkı maddeleri, gıda boyaları, karamelize edilmiş gıdalar, aşırı yağlı ve soslu gıdalar. Gıdaların üzerindeki zirai kalıntılar, kurşun içeren boyalar, konserveler, füme olarak hazırlanmış etler, pastırma, sucuk, salam gibi gıdalar, ağır metal içeren balıklar ve deniz ürünleri, bazı ilaçlar karaciğere zarar verebilir.

Burada önemle vurgulamak isterim ki, vücutta bir takım fonksiyonları daha iyi hale

Yazının Devamı

Karaciğer hastalıkları ve belirtileri

3 Eylül 2017

Geçen yazımda karaciğerin öneminden bahsettim. Bu derece önemli bir organın hastalıkları da vücudu önemli ölçüde etkiler. Bu hastalıkları sıraladığımızda;

Sarılık (Hepatit)

Karaciğerin en sık görülen hastalığı hepatittir. Hepatit, temel olarak karaciğer hücrelerinin hasarına sebep olan inflamatuar (yangılı) bir hastalıktır. Sıklıkla da virüsler sebep olur. A,B,C Hepatitleri olarak sıralanan bu tür hepatitler bulaşıcıdır. Toksik (zehirlenmeye bağlı) hepatitler ise, bazı ilaçlar, kimyasallar ve zehirli mantarlarla karşılaşma sonucu gelişir. Karaciğerin en önemli görevlerinden biri bazı ilaç ve kimyasalların kandan uzaklaştırılarak vücuttan atılmasının sağlanmaktır. Bu görevini yaparken, toksinlerin dönüşümü ile açığa çıkan yan ürünler karaciğerde belirgin bir hasara yol açar ve toksik hepatit olur. Karaciğerin yenilenme kapasitesi bu hasarla başa çıkamadığı zamanlarda geri dönüşü olmayan zararlar meydana gelebilir. Hepatitlerin bazı türleri nakil gerektiren karaciğer yetersizliğiyle sonuçlanabilir.

Siroz

Karaciğer ile ilgili çok duyduğumuz bir diğer hastalık da sirozdur. Karaciğer hücresi herhangi bir nedenle zehirlenir ya da ölürse, bu hücre bağışıklık sistemi tarafından antijen olarak

Yazının Devamı

Karaciğer neden önemli?

27 Ağustos 2017

Karaciğerin antikor üretiminden kan şekerinin normal seviyede tutulmasına, vücut ısısını ayarlamaktan toksinleri zararsız hale getirmeye kadar pek çok önemli görevi var...

Karaciğer vücudumuzun en ağır organıdır. Bu ağırlık hem fiziki anlamda hem de görev anlamındadır. Zira üstlendiği görevler de hem ağır hem de önemlidir.

- Sindirim için önemli: Özellikle yağların sindiriminde çok önemli olan safra, karaciğerde sentezlenerek safra kanalları yoluyla ince bağırsağa gönderilir. Karaciğerden her gün yaklaşık dört su bardağı kadar safra salgılanır.

Besinlerin sindirimiyle kendisine gelen biyokimyasal molekülleri işlediği gibi, bu moleküllerden sentez ettiği protein, glikojen gibi maddeleri kana vermesiyle hormon salgılar gibi davranır.

- Kan şeker düzeyini ayarlamada önemli: Karaciğer şeker metabolizmasında önemli rol oynayarak kan şekerinin normal seviyede tutulmasını sağlamak üzere glikozu glikojene çevirip depolar ya da kana verir.

Lenf yapımında görev alır

- Pıhtılaşmayı ayarlamada önemli: Fibrinojen, protrombin ve albümin gibi pıhtılaşma için önemli proteinler de karaciğer tarafından üretilip kana verilir. Protrombin yapımında kullanılan K vitaminini depo eder. Yaşlı kırmızı kan

Yazının Devamı

Epilepsi tedavisinde ketojenik diyet

20 Ağustos 2017

Epilepsi konusunda yeri geldiğinde ilaç tedavisinden bile daha etkili olduğu gösterilen ve farklı şekillerde uygulanan ketojenik diyet yakın doktor takibinde sürdürülmelidir.

Ketojenik diyet beslenmedeki karbonhidrat oranının çok düşük tutulduğu; az protein ve bol yağ oranına sahip bir beslenme şeklidir. Bu bakışa göre Karatay Diyeti’ni ve onun eşiti olan Dukan Diyeti’ni çok andırır. Onlardan göze çarpan farkı yağ oranının yüksek, protein oranının ise daha düşük olmasıdır.

Ketojenik diyette aldığınız kalorinin yüzde 65-70’ini yağlardan, yüzde 5-10’unu karbonhidratlardan, yüzde 25-35’ini de proteinlerden karşılarsınız. Günlük alınan karbonhidrat miktarı 50 gramın altındadır.

Özellikle tedaviye dirençli epilepsi vakalarında tedavi amaçlı kullanılmak üzere ilk kez Mayo Clinic’ten Dr. Russell Wilder tarafından tanımlanan bu diyet 1921 yılında tıp literatürüne girmişti.

Ketozis nedir?

Epilepsi, beyinde anormal elektriksel aktivite nedeniyle tekrarlayan nöbetlerle seyreden bir hastalıktır.

İnsan beyni normalde enerji kaynağı olarak glukozu kullanır. Karbonhidrat tüketiminin azalması sonucu vücut glukozdan karşılayamadığı enerjiyi, yağları yakarak karşılayacaktır. Yağlar yakılırken keton

Yazının Devamı